1. 1.
    0
    arkadaşımı uyandırcam be panpa
    ···
  2. 2.
    0
    yararı olsun bari.

    1859-1952 yılları arasında yaşamış olan ve aletçilik olarak bilinen felsefe akımının kurucusu ünlü Amerikan filozof ve eğitim kuramcısı. Charles Sanders Peirce ve William James'in görüşlerinin bir sentezini yapmış olan Dewey, pragmatizmi, mantıksal ve ahlaki bir analiz teorisi olarak geliştirmiştir. Temel eserleri: Problems of Man (insanın Sorunları), Studies in Logical Theory (Mantık Teorisiyle ilgili Araştırmalar), Freedom and Culture (Özgürlük ve Kültür), Human Nature and Conduct (insanın Doğası ve Davranışı), How we Think? (Nasıl Düşünüyoruz?).

    Temel ilgiler: Felsefeye, doğa bilimlerinin ve sanatın temel tezlerine dair fikirleri, sosyal ve kültürel kurumlarla ilgili görüşleri açıklığa kavuşturma, insan yaşdıbını ve toplumunu etkileyen inançları analiz etme görevini yükleyen Dewey, doğayı ve bilen insan zihnini birbirinden ayıran geleneksel bilgi anlayışına karşi çikmis, deneyemin çözülecek problemleri ortaya koyduğunu, pasif bir varlık olmamak durumunda olan insanın doğayı değiştirme ve dönüştürmeyi ögrendigini savunmuştur.

    Bilgi görüşleri: Buna göre, Dewey insan zihnini, doğanın bir parçası, bir bölümü gibi düşünür. Dolayısıyla bilgi, onda, dünyanın dönüşü, bir çocugun doğuşu, yemek yeme gibi, herhangi doğal bir etkinlik olarak ortaya çikar. insanla ilgili doğal bir olay olduğu için, bilgi, insan deneyimi içinde yer almaktadır. Dewey'e göre, insan deneyiminde bilgi edinme eylemi, yalnızca düşünmeye başladığımız anda değil, fakat yoğun ve derin bir biçimde düşünmeye başladığımız anda başlar.

    Bu yoğun ve derin düşünce, çevremizdeki birtakım değişiklikler sonucunda, gelecekteki eylem ve davranış biçimimizle ilgili bir kuşkuya, tereddüte düştüğümüz zaman karşilaştığımız bir sorunla birlikte ortaya çikar. Buna göre, yoğun ve derin düşünce, ormanda yolunu kaybetmiş bir adam için, ormanın dışına çikma sorunu ile bilim adamı için, insanın dokusunun niçin canlılığını kaybettiği, denizde neden gelgit hareketlerinin meydana geldiği problemi ile karşilaştığı anda ortaya çikar. Birinci durumda günlük bir çevre, ikinci durumda ise bilimsel bir çevre ile karşi karşiya gelişimiz söz konusudur.

    Ormandaki adamın üzerinde kararsız olduğu eylem, onun ormandan çikmasi sonucunu doğuracak olan bir yola girmesi olayıdır. Bilim addıbının üzerinde kararsız olduğu eylem ise, olayları nasıl önceden kestireceği ve bunun için uygulaması gereken gözlemlerle ilgilidir. Bilgi doğru tasarım ya da varsayımlardan ibaret olan bir şeydir ve burada, tasarım ya da varsayımlar, kendileriyle araştırmamızın kaynağını oluşturan problemin çözümünü araştırdığımız birer araç işlevi görürler. Dewey'in terminolojisine göre, onlar bir amaca ulaşmak için kullandığımız araçlardır. Bu amaç ise, bilgidir ya da problematik bir durumun çözümüdür. Söz konusu tasarım ve varsayımlar, özel ve belirli bir anlam içinde, pratik geçerliliği olan varsayımlar, kendileri sayesinde somut problemlerin çözüme kavuşturulduğu araçlardır.

    Din Konusundaki Görüşleri: Dewey, söz konusu aktif, eylemde bulunan insan düşüncesini ve yaratıcı bir etkinlik olarak bilgi anlayışını, din görüşü ve eğitim felsefesine de yansıtmıştır. Dewey'e göre, geleneksel din anlayışı, değişmez dogmalar ve ahlak kurallarına inanç, insan zihnini kendisine kabul ettiren bir görüşe bağlama ve hapsetmeyle eşanlamlıdır. Bu tür bir inanç, insanın hayal gücünün bir görüş edinme çabasini ortadan kaldırır.

    Oysa gerçek bir görüş, düşünce özgürlügü ve bağımsızlık gerektirir. Dinin dogmalarının, açıkça doğaüstücü olmasalar bile, doğalcılığa aykırı olmaları çok muhtemeldir. Din ve dindarlık bu olmamalıdır. Dindarlık, ona göre, doğanın her türlü idealin kendisinden çiktigi kaynak ve o olmaksızın, amaçlar peşinde koşmanın başarıya ulaşamayacağı koşullar olduğunu anlamaktan doğar.

    Eğitimle ilgili Görüşleri: Dewey'e göre, eğitim süreci çocugun ilgi alanlarını dikkate almalı ve bunların üzerine kurulmalıdır. Bu süreç, çocugun sınıf içi deneyiminde, düşünme ile iş yapma etkinliklerinin karşilıklı etkileşimine imkan sağlamalıdır. Okul küçük bir topluluk gibi örgütlenmelidir; ögretmen belli bir ders ve okuma dizisini gerçekleştirmek için ögrenciyi görevlendiren bir ustabaşi değil, ögrencilerle birlikte çalisan bir rehber olmalıdır. Eğitimin hedefi, çocugun varlığının her yönü ile gelişmesidir.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    Internet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır.
    Internet, insanların her geçen gün gittikçe artan "üretilen bilgiyi saklama/paylaşma ve ona kolayca ulaşma" istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmektedir. internet’i bu haliyle bir bilgi denizine, ya da büyükçe bir kütüphaneye benzetebiliriz. Internet’e, bakış açımıza bağlı olarak farklı tanımlamalar da getirebiliriz : Internet,

    1997 sonu itibarıyla 100,000,000’u aşkın insanın kendi arasında etkileştiği, bilgi değiş-tokuşu yapabildiği ve kendi yazısız kuralları olan büyük bir topluluktur. Bu, internetin sosyal yönüdür.
    Pek çok yararlı bilginin bir tuşa basmak kadar yakın olduğu dev bir kütüphanedir.
    1997 sonu itibarıyla, 20,000,000’u aşkın bilgisayarın bağlı olduğu çok büyük bir bilgisayar ve iletişim ağıdır.
    Kişilerin değişik konularda fikirlerini serbestçe söyleyebilecekleri ortamlar barındıran bir demokrasi platformudur.
    Evden alış-veriş, bankacılık hizmetleri, radyo-televizyon yayınları, günlük gazete servisleri vb gibi uygulamaları ile aslında internet aynı zamanda bir hayat kolaylaştırıcıdır.
    Tüm bu tanımların arakesitinde yer alan ise "Bilgiye Ulaşım ve Onu Paylaşım, sonrasında da elde edilen bilgiyi kullanım" dır.

    Sonuç olarak, Internet, önümüzdeki yıllarda üretilecek bilgilerin dolaşım sistemidir. Ticari boyutunun da ortaya çıkmasıyla yaşamla daha çok iç içe geçmeye başlamıştır. Internet farklı bir ortam, farklı bir uzay. Kendi, yazılı olmayan, kuralları olan; kendi toplumu olan bambaşka bir uzay. Klagib yaşama biçimlerini, değer yargılarını değiştiren; hayatımıza yeni kavramlar, yeni uğraşlar getiren birşey. Hayatımızı etkiliyor. Hem de çok fazla bir biçimde.

    Internet'in etkilerini görmek ve onu hissetmek sanirim çok daha kolay. Hayatımızda normal şartlarda yaptıklarımızı göz önüne getirelim ve Internet'in bunları nasıl değiştirdiğini; bunlara nasıl yeni anlamlar yüklediğini gözlemleyelim. Belki bazılarımız için daha az (ya da hiç), bazılarımız için daha çok (ya da aşırı çok) etkilenmeler olacaktir. Ancak gerçek olan, önümüzdeki yıllarda (2000'e girerken) Internet olgusu her yönüyle bizimle olacak ve hayatımızda onunla ilintili pek çok sey yapıyor olacağız (Ağ üzerinden alışverişler, uçak/tren rezervasyonları, günlük gazetelere erişim, bilimsel dergileri okumak gibi.)
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    güç aracılığıyla saflık, saflık aracılığıyla inanç!!

    hiçbir devrim dans olmadan doğru olmaz..

    artık korkun kalmadı, özgürsün..

    voilà! velakin, dışarıdan göründüğüyle; feleğin virajları sayesinde vekâleten hem vâziri hem de vebali olmayanı oynamış naçizane bir vodvil eskisi. bu vecih, kibir vehametinden bihaber vasfıyla veranın vecizelerine vekillik yapan, şimdilerde varisi olmayan, virane durumda bir vekil. her şeye rağmen, varlığını yitirmiş bu vahametin vahdetiyle vücudunda ve veznenin velveleleriyle beslenen, velfecirliğe tenezzül eden, vechleri doyurulamaz bir vahşet arzusuyla kaplı bu vegar dolu vazilerin şimdilerdeki. verilecek tek bir hüküm var, "vendetta". beyhude bir vaaz değil, vicdan ve vakar adına verilmiş günün birinde vefi olanın ve vaziyeti görenin velisi olacak bir vaattir. velhasıl, bu önemsiz vira vecizeler buradaki vuslatımızın vadesini uzatır. sözün özü, şunu ifade etmek isterim ki; sizinle tanışmak bir onur, ve beni çağırabileceğiniz isim v.

    hadi lağn
    ···
  5. 5.
    0
    Romeo: Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
    yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
    biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
    gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
    utandırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı.
    gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
    öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte
    gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.’

    Juliet: Bana romeo’mu ver; sonra öldüğünde
    al da küçük yıldızlara böl onu;
    onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
    bütün dünya gönül verip geceye,
    tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe…

    Romeo: Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.

    Juliet: Eğer sevgin azalacaksa gittikçe çoğalan aşkımdan, Bırak avcılar çıkarsın kalbimi yerinden! Sök at ne varsa: çamura bulanmış sevdaları, bu dağların ceylanlarını, kana susamış kontları ve senden arta kalan şu cılız bedenimi! Yok et benim olmadığım bütün şatoları. Görebileceğin bir şey kalmasın benden kalan…
    Romeo: Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı.

    Juliet: Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı.

    Romeo: Öyleyse ver bana günahımı geri.?
    Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye
    Senin güzelliğinin ganimeti yüzünden:
    Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye,
    Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
    Gönlüm bildirir senin orada yattığını
    Öyle bir hücredeki giremez billur gözler;
    Gözüm inkara kalkar gönlün anlattığını,
    Güzel yüzünün ona sığındığını söyler.
    Gönlü dinleyip karar vermek için toplanır
    Düşünceler kurulu:soruşturur hakçası
    Kurulun yargısıyla bir karara bağlanır
    Seven gözün payıyla duyan gönlün parçası..

    Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar.. Ölümleri olur zaferleri.. Öpüşürken yanıp tututşan ateşle barut gibi..
    ···
  6. 6.
    0
    neyse amk başlığın amacı bilgi vermek olsun.
    ···
  7. 7.
    0
    At, Atgiller (Equidae) familyasına dahil otçul bir memeli hayvan. Evcilleri olduğu gibi, Amerikan bozkırlarında “Mustang” ve Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde “Prezevalski” denen yabani atlar sürüler halinde yaşar. En meşhur at türleri Arap, ingiliz ve Midillidir. Midilli atları koç iriliğindedir

    Özellikleri
    Tek tırnaklılar takımının, Atgiller familyasından bir memelidir. Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay, yumurtaları çıkarılmış, iğdiş edilmiş olana da beygir denir. Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Ömrü 40 ila 60 senedir.[kaynak belirtilmeli]. Arapça da binek ve yük hayvanı olan ata; dabbe, matiyye. Farsçada semend, tusen denir. Firdevsinin Şehname efsanelerinde adı geçen çil ata da rahş (رخش) denir. Hepsi otla beslenir. Geviş getirmezler. Memeleri kasık bölgesinde arka ayaklarına yakındır. Üçüncü parmakları geniş bir tırnakla çevrilmiş olup “ toynak” adını alır. Bunun üzerine basarak yürürler. insanlara hizmet eden hayvanların en kabiliyetlisi ve kıymetlisidir. insanların, eski harp meydanlarındaki yardımcısı, yük taşımada hizmetçisi, yarış, cirit, çit atlama ve av sporlarında neşe ve zevk ortağıdır. Silah gürültüsüne ve bando sesine rahatlıkla alışır. Atlar aynı zamanda dizlerini kilitleyebilir. At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder. Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder. Bugün Amerikan bozkırlarında yaşayan Mustang adı ile anılan vahşi atlar, ispanyolların Amerika’ya zütürdükleri ehli atlardan kaçanlardan yabanileşenlerdir. Az yiyecekle yetinip, her türlü iklim şartlarına dayanırlar. Tarpan adıyla anılan Avrupa yaban atının (E. caballus gmelini) 1876’dan beri nesli tükendi. Bugün eski dünyada hala neslini devam ettiren yalnız bir yaban atı vardır. Bu at Orta Asya Moğolistan’ının soğuk ve ıssız ovalarında yaşar. Asya yaban atı veya Prezevalski dendiği gibi Moğolistan yaban atı da denir. Altay dağlarının her iki yanında yaşar. Siyah kısa ve dik yeleleri ile, ağır ve iri başları, küçük kulakları, uzun kıllı kuyrukları ile evcil atlardan farklılık gösterirler. Renkleri kırmızımtrak kahverengi olup çekici bir görünüşleri vardır. Burun kısımları beyazdır. Kışın kılları uzar ve böylece soğuktan korunurlar.

    Türler
    Evcil atlar: Bazı bilim adamlarına göre atı ilk evcilleştiren topluluğun iskitler olduğu söylenmektedir. Tahminen 5500 seneden beri insanlara hizmet etmektedir. Bugünkü modern atların Asya yaban atından türediği şüphelidir. Bazı zoologlar Avrupa yaban atından türediğini ileri sürmektedirler. Evcilleştirilmiş atların birçok soyları vardır. Bugün küçük Midilli atları ile Safkan Arap atlarının soy kütüğü kesin olarak bilinmemektedir.

    Atlar 20-30 sene yaşar, bazı kısraklar 15 yaşına kadar doğurur. On bir ay gebe kalır ve bir yavru doğururlar. Yavrunun gözleri açık olarak doğar ve birkaç dakika sonra ayağa kalkarak annesini takibe başlar. Yük çekme ve taşıma atları, kalın bacaklı, iri cüsselidir. Binek ve yarış atları ince uzun bacaklıdır. Atlar arasında haset yok ise de, birbirlerine gıpta etmek huyları vardır. Bu da yarışta, hendek ve çit atlamada kendini gösterir. Birbirlerine imrenerek daha hızlı koşup öne geçmek isterler. Saatte 60-70 km hızla koşanları vardır.

    Erkek eşek ile kısrak eşleştirilirse katır elde edilir. Aygır (erkek at) ile dişi eşeğin birleşmesinden de bardo denen katır çeşidi elde edilir. Her iki melez de üremezler. Katır, bardodan daha dayanıklıdır. Ayakları kırılırsa bir daha iyileşmez.

    Arap atı: Çok dayanıklı mükemmel bir binek ve yarış atıdır. Arabistan’a geçen Orta Asya ve Anadolu Türk atlarından türemiştir. ingiliz atlarından daha dayanıklı olup, 24-28 saat hiç su içmeden yol alabilir.

    ingiliz atı: iyi bir binek ve yarış atıdır. Özellikle yarış için yetiştirilir. Arap aygırı ile ingiliz yerli kısraklarının çiftleştirilmesinden türetilmiş bir soydur. Arap atından daha uzun bacaklıdır.

    Midilli atı: Küçük, sakin ve dayanıklı bir at çeşididir. Keçi veya koç iriliğindedir. Çocuklar için iyi bir binek hayvanıdır. Hafif gezinti arabalarına koşulduğu gibi maden ocaklarında da istifade edilir. Shetland, izlanda ve Norveç midillileri meşhurdur.

    Atın rengi(don)
    Atın rengine don adı verilir. Başlıca at donları Yağız(kara), Al(kızıl-kahve, kırmızıya çalan at kestanesi rengi), Beyaz, Doru(gövde kahverengi, yele, kuyruk ve ayakların uçları kara), Kula(gövde koyu sarı, yele, kuyruk ve ayakların uçları kara), Kır(koyu kıllarla karışık ak), Boz(al don üzerine ak kıllar)ve Ahreç(kıllar beyaz ve kırmızı, yele ile kuyruk siyah)tir.Bu renkler de kendi aralarında çeşitli gruplara ayrılır(kuzguni yağız, donuk yağız, kirli yağız vb.).

    At'ın tarihçesi
    Asya, Avustralya ve Amerika’daki geniş bozkırlarda hâlâ vahşi at sürüleri (Mustang) yaşamaktadır. Evcil atlar haralarda yetiştirilir. Türkiye'de ilk hara 1914’te Aziziye’de kuruldu. Türkiye’nin ilk modern harası ise 1923’te açılan Karacabey harasıdır.

    Osmanlı döneminde Eskişehir Mahmudiye'de Çifteler harası önemli bir at yetiştirme merkeziydi. Günümüzde de bu özel yetiştiricilerle arap atı ağırlıklı devam etmektedir. Ayrıca ilçede nalbantlık yüksek okuluda açılmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    0
    Hasan Fehmi Paşa (d. 1836- ö. 1910) Osmanlı Devleti'nde valilik, çeşitli nazırlıklar ve adalet kurumlarında görev yapmış bir Osmanlı devlet adamı.

    Gürcü asıllı bir aileden gelen Hasan Fehmi Paşa 1836 yılında Batum yakınlarındaki Maradit kasabasında doğdu[1]. istanbul'a geldikten sonra 1858 yılında dönemin birçok devlet adamı gibi Babıali Tercüme odasıa girdi ve öğrenimi orada tamamladı. Takvim-i Vekayi ve Ceride-i Havadis gazetelerinde yazarlık yaptı. I. Meşrutiyetin ilanı üzerine 1877 Mart-Haziran Osmanlı Meclis-i Mebusanında istanbul milletvekili olarak görev yaptı. 1877-1878 Osmanlı Meclis-i Mebusanına meclis başkanı seçildi.

    1880 yılında Nafia Nazırı, 1884 yılında Adliye Nazırı oldu. 1892'de Aydın, 1895'de Selanik ve Halep valiliklerinde bulundu. Londra ve Roma gibi şehirlerde çeşitli diplomatik görevlerde bulundu. Telhis-i Hukuk-u Düvel adı altında devletler hukuku konulu bir kitap yazdı. 29 Ekim 1907-2 Ağustos 1908 tarihleri arasında Şura-yı Devlet başkanı oldu. 3 ay bir aradan sonra 28 Kasım 1908-13 Nisan 1909 tarihleri arasında tekrar aynı göreve atandı.

    Hasan Fehmi Paşa 1910 yılında istanbul'da vefat etti. Aksaray semtindeki Kemalpaşa Camii yanında eşi Zeynep Feride Hanım tarafından yaptırılan türbeye defnedildi.
    ···
  9. 9.
    0
    Sonat (Latince ve italyanca'da sonare, "ses çıkarmak") müzikte, tam olarak ve kantatın (Latince ve italyanca'da cantare, "şarkı söylemek") tersine, söylenen değil çalınan bir parçadır. Müzik tarihi boyunca evrilmesi sonucu belirsizleşen terim, klagib çağ öncesi çeşitli biçimleri belirtir. 19. yüzyılın başlarında ve klagib dönemde önemini arttıran sözcük, geniş ölçekli bestelerin yapılmasında bir ilke anlamında kullanılmaya, çoğu çalgısal(enstrümantal) türe uygulanmaya ve fügle birlikte konser müziğini düzenleme, yorumlama ve çözümlemede iki temel yöntemden biri olarak kabul edilmeye başlandı. Klagib çağdan bugüne sonatların sesleri değimiş de olsa, 20. yüzyıldaki örnekleri hala aynı yapıyı sürdürür.

    Tek bir çalgıyla çalınmış tek bir parçayı, bir besteci isterse sonat diye adlandırabilir ancak genellikle sonat birkaç bölümden oluşan oldukça uzun bir parçadır.
    ···
  10. 10.
    0
    Keçiboynuzu ibrahim Hilmi Paşa III. Selim saltanatında 14 Kasım 1806 - 18 Haziran 1807 tarihleri arasında yedi ay dört gün sadrazamlık ve Girit valiliği yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
    ···
  11. 11.
    0
    Emil Maurice (d. 19 Ocak 1897, Westermoor - ö. 6 Şubat 1972, Münih, Almanya), Nazi Partisinin ilk üyelerinden olan Maurice aynı zaman da Hitler reyizin yakın arkadaşıydı. Maurice'nin kariyeri parlaktı. SA'nın ilk lideriydi ve SS'in kurucuları arasında yer alıyordu. Hitler ilk üye, Maurice de ikinci üyesiydi. Daha sonra Heinrich Himmler tarafından Yahudi olduğu fark edildi. Himmler Maurice'nin SS lerden atılması için görüşmeler yaptı ama Hitler Maurice'nin SS lerin ilk üyesi olmasından dolayı bunu asla onaylamadı.
    ···
  12. 12.
    0
    2pac

    Doğum adı Lesane Parish Crooks olan Shakur'un ismini, annesi daha sonra "Tupac Amaru Shakur" olarak değiştirdi. 'Tupac Amaru' Hintçe "parlayan yılan" , 'Shakur' ise Arapça "şükür" demekti. Shakur, üvey babasının soyadıydı. Onu gerçek babası olarak kabul etmişti. Asıl babasını ise hiç tanımamıştı. Çocukluğunda ona herkes "siyah prens" derdi. Tupac henüz iki yaşındayken üvey babasının kanlı bir araba soygununa karışması aileyi zor durumda bırakmıştı. Nereye taşınsalar Tupac mutlu olamıyordu. Bir röpörtajda şöyle demiştir, "Hep ağladığımı hatırlarım. Nereye taşınsak alışamıyordum. Büyürken hiç arkadaşım olmadı." On iki yaşındayken Tupac, rol yapmayı, şiir yazmayı ve aşk şarkıları yazmayı sevdiğini farketti. O sıralar ailesi Baltimore'a taşındı ve orda Baltimore Sanat Okulu'na gidip sinema eğitimi aldı. Bu okulda Tupac, süper bir potansiyel gösterip öğretmenlerinin gözüne giriyordu, ama bu durum fazla sürmedi. O sıra Oakland, Kaliforniya'ya taşındılar ve kendisinin tabiriyle "yanlış kalabalıkla" orda takılmaya başladı. On beş yaşındayken rap yapmaya ve şarkı sözleri yazmaya başladı. O dönemde kendisine MC New York diyordu.

    Yirmili yaşlarındayken Tupac, 8 kere tutuklanmıştı ve bunların içinde cinsel taciz suçlaması bile vardı. Bir tanesi ölümle sonuçlanmıştı. Tupac'ın çetesiyle rakip bir çetenin çapraz ateşinde 6 yaşındaki bir kız çocuğu ölmüştü. (O dönemde çektiği vicdan azabını Hellrazor adlı şarkısında o küçük kızdan bahsederek dile getirmektedir.)

    Daha sonra Tupac, Digital Underground isimli gruba katıldı. ilk resmi şarkısı olan Same Song'u bu grupla beraber seslendirdi. Grubun başarılı olmasıyla Tupac, kendisini üne kavuşturan 2Pacalypse Now adlı kasedini çıkardı. Brenda's Got A Baby şarkısıyla kariyeri bir roket gibi fırladı. Etkileyici rol yeteneği sayesinde "Juice" isimli filmde rol almayı başardı. Tupac daha sonra ikinci kasedi olan Strictly For My N.I.G.G.A.Z.'ı çıkardı. Kasım 1994'te bir soygunda 5 el vuruldu. Shakur bu olayda Notorious B.I.G.'yi ve [[Puff Daddy]]'i suçladı. Bu suçlamasında pek de haksız sayılmazdı. Sonrasında Tupac, mucizevi bir şekilde iyileşmiş ve 1995'te Me Against the World kasedini çıkarmıştı. Tupac'ın rol kariyeri ise Janet Jackson'la oynadığı Poetic Justice filminde doruğa çıktı. Tupac'ın oynadığı bir diğer film olan Above The Rim ve daha sonra Platin Plak ödülü alan albümü Me Against The World ile yükselişi taciz davasıyla son buldu. Tupac suçlu bulunmadan saatler önce, niyeti hala anlaşılamamış kişiler tarafından silah zoruyla soyuldu. Tupac 8 ay hapiste kaldıktan sonra o dönemin ünlü prodüktörü olan Suge Knight tarafından ödenen 1.4 milyon dolar kefalet sayesinde serbest kaldı. Suge Knight bu hareketiyle Tupac'ı kendi şirketi olan Death Row Records'a katmış oldu. Tupac, Death Row ile 3 albümlük bir anlaşma imzaladı. Salınışından sonra eleştirilere iki CD'lik All Eyez On Me albümü ile cevap verdi ve bu albüm sadece 2 hafta içerisinde 5 milyon satmayı başararak Tupac Shakur'u zirvenin de üstüne çıkardı. Bu rakam Hip-Hop müziğinde bir devrimdi. Daha sonraları ise Gridlock'd, Bullet ve Gang Related filmlerinde rol aldı.

    Las Vegas'ta 7 Eylül 1996 günü kimliği belirsiz kişilerce vuruldu ve tam 7 gün sonra saat 04:03'te öldüğü açıklandı. Cenazesi halka açık yapılmadı. Annesi cesedini yaktırıp küllerini Los Angeles Köprüsü'nden aşağı boşalttı.

    Sonrasında hakkında yüzlerce spekülasyon yapıldı. Hayranlarının çoğu onun ölmediğine inanıyor. Hakkında 7 Gün Teorisi (7 Day Theory) ortaya atıldı. Tabi bu efsaneyi çürütecek tezler de ileri sürüldü. "Öldü" denildikten sonra da albümleri çıkmaya devam etti. Ayrıca, günümüzde Tupac Shakur, 75 milyon üzerinde albüm satmayı başarmış tek rap müzik sanatçısıdır. Genç yaşta ölmesine rağmen bu başarıyı yakalayarak En Çok Satan Müzik Sanatçıları listesine girmeyi başarmıştır.

    Doğum adı: Lesane Parish Crooks
    Doğum Tarihi ve Yeri: 16 Haziran 1971 – Brooklyn, New York
    Ölüm Tarihi ve Yeri: 13 Eylül 1996 – Las Vegas, Nevada
    Fiziksel Ölçüleri: 1.88 m. boy 74 kg.
    Boşandığı Eşi: Keisha Morris
    Ölmeden Önceki Nişanlısı: Kidada Jones
    Mesleği: Rapçi / Aktör / Şair / Prodüktör / Senarist
    En Sevdiği Yemek: Acı soslu piliç kanat
    En Sevdiği içki: Hennessey
    Sevdiği Renkler: Siyah ve altın sarısı
    Burcu: ikizler
    Anne Adı: Afeni Shakur (Alice Fay Williams)
    Baba Adı: William Garland
    Üvey Babası: Mutulu Shakur (Jerald W. Williams)
    Üvey Kız Kardeşi: Sekyiwa Shakur
    Üvey Erkek Kardeşi: Mopreme Shakur (Maurice Harding)
    Vaftiz Babası: Emler “Geronimo” Pratt
    Kurduğu Gruplar: Born Busy, One Nation Emcees, Two From The Crew, Strictly Dope, Digital Underground, Thug Life, Outlawz/Outlaw Immortalz
    Takma Adları: MC New York, 2Pac, Makaveli Tha Don
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    0
    Geç Hititler ve Suriye'deki komşu ülkeler Kummuh, Kargamış, Sam’al, Gurgum, Tyros(Sur), Hamath (Hama), Melid, Tabal ve Que kralı Urukki (Awarikus/ Warikas); Assur Devletine vergi verir. Que kralı Awarikus’u Adana ili Yüreğir ilçesinde bulunan Luvice Hiyeroglif ve Fenikece çift dilli Çineköy Yazıtından da tanımaktayız. Bu yazıtta:

    "Ben, ... ’ın oğlu, Mukasas’ın soyundan Hiyawa kralı, Tanrı Tarhunza’nın hizmetkarı Warikas’ım. Ben Warikas, Hiyawa’yı genişlettim. Ve Tarhunza’nın yardımıyla Hiyawa Ovasını verimli yaptım. At üstünde at, ordu üzerine ordu dizdim... "

    denilmektedir. Warikas’ın bu yazıtta kendisine "Hiyawa Ülkesi kralı" demesi ilginçtir. "Hiyawa", Assur belgelerinde Que ülkesi olarak geçen ülkenin Hiyeroglif Luvice karşılığı olduğu sanılmaktadır. Buna karşılık Fenikece nüshada ise Danuna(DNNYM) ülkesi yazmaktadır. M.Ö 736 yılında Assur Devleti ve müttefiki Yahuda Kralı Ahaz; Aram Kralı II.Rezin’i ve israil Kralı Pekah’ı yenilgiye uğratırlar. III. Tukulti-apil-Eşarra ikinci büyük Urartu Seferinde (735), Torosları batıdan aşarak Elazığ, Bingöl üzerinden Urartu başkenti Tuşpa (Van) üzerine yürüdü. Bütün ülkeyi yağmalamasına rağmen başkenti ele geçiremedi. Bu savaştan yara alan Urartu Devleti ise etkinliğini kuzeye kaydırmıştır. Assurlular, 732 yılında en güçlü Arami devleti Dimaşk’a (Şam) son verirler. Assurların müttefiki olan Sam’al kralı II.Panamuwa, Dimaşk(Şam)kuşatmasında hayatını kaybeder. Yerine Bar-rakap Sam’al kralı olur.730 yılında Assurlular, Hiyeroglif yazıtlarda o dönemde Geç-Hitit krallıklarının hiçbirisinin kendisine yakıştırmaya cüret edemediği "Büyük Kral" ünvanını kullanan ve vergi ödemeyi reddeden Tabal hükümdarı Wassusarma’yı (Uaşşurme) tahttan indirirler. Krallık ailesinden olmayan Hulli, Tabal Kralı tayin edilir. Bu dönemde Tabal ülkesinin yerel kralları olarak, ivriz Kaya Kabartması ve Bor stelinden tanıdığımız Tuwana (Tuhana) kralı Warpalawas (Urballa), Iştunda kralı Tuhamme, Tunna (Atuna) kralı Uşhitti ve Hupişna kralı Urimme bilinmektedir. Nevşehir ilinde Acıgöl’de bulunan ve Wassusarma’ya ait "Topada yazıtı" sayesinde yine aynı dönemde yaşamış olan Kiyakiyas ve Rutawas adlı iki yerel kralın adı da bilinmektedir. Tabal ülkesi, Tevrat’ta "Tubal" olarak geçmektedir. III. Tukulti-apil-Eşarra, Babil’i ele geçirir (729).Yerel bir kral atamak yerine kendini "Babil Kralı" ilan eder. V.Şulmanu-aşared zamanında ("Şalmaneser",726-722), Sam’al kenti ele geçirilerek, tahrip edildi. Bu tarihten sonra Assurlu valiler tarafından idare edilen Sam’al kentinde Assur idaresi kalıcı olmuştur. Çok sonraları 681 tarihinde de kent hala Assurlu bir vali tarafından yönetiliyordu. Tabal kralı Hulli tahtından indirilerek Assur’a sürgün edildi. V.Şulmanu-aşared kısa süren hükümdarlığı döneminin sonunda Samaria(Şomron/Samiriye) kentini ele geçirerek, israil Devletini ortadan kaldırır(722). V.Şulmanu-aşared bir saray enrikası sonucunda öldürülünce yerine II. Şarru-kin ("Sargon", 721-705) tahta çıkar. II. Şarru-kin döneminde Assur Devleti; Elam, Urartu, Mısır, Phrygia devletleri ve bunlarla sürekli ittifak kuran Geç Hitit Devletleriyle sürekli bir mücadele içinde olmuştur. II.Şarru-kin 720 yılında Karkar Savaşında, Mısır’dan destek alan Hamath (Hama) isyanını bastırır ve burayı bir Assur eyaletine dönüştürür. Filistin üzerinden Mısır sınırına ulaşan Şarrukin, daha ileri gidemeyerek Mısır Firavununun kendisine gönderdiği hediyeleri kabul etti. Bu dönemde Kıbrıs(Iatnana) krallarından da vergi aldı. 1845 yılında Larnaka yakınlarında Şarrukin’e ait bir stel bulunmuştur. Şarrukin, Assurluların "Iaunalılar" olarak tanımladıkları Yunanlılar(Ionialılar) ile de savaşmıştır. Que ve Hilakku ülkeleri de II.Şarrukin tarafından fethedilir. Assurlular Que ülkesine bir yönetici atamakla birlikte, eski kral Awarikus bu yöneticinin idaresinde vassal bir kral olarak yönetimine devam etmiştir.

    Muşki Kralı Mita’nın (Phrygia Kralı Midas) Tabal’ın yerel krallarından Şinuhtulu Kiakki’yi kendi tarafına çekmesi üzerine, II.Şarrukin M.Ö. 718 yılında Tabal’a sefer düzenler. Kiakki’nin yerine Atunalı Matti’yi geçirtir. Şarrukin; V.Şulmanu-aşared zamanında isyan eden Tabal kralı Hulli’ye haklarını iade eder. Hulli ölümüne kadar Assur’a sadık kalır. Hulli’nin ölümünden sonra Tabal Krallığının başına oğlu Ambaris geçer. Şarrukin, kızı Ahat-abişa’yı Ambaris ile evlendirir. Hilakku Ülkesini de, Tabal Devletine katarak Ambaris’e verir. Bu dönemde Assurlular, Tabal ülkesinden "Bit-Brutaş" adıyla sözederler. Assur Devletinin Tabal politikası, Urartu ve Phrygia devletleri arasında kendilerine bağlı tampon bir devlet oluşturmak ve bu iki devletin ittifak kurmalarına engel olmaktı. Phrygialıların desteği ile Assur Devletine karşı isyan eden en güçlü Geç-Hitit Devleti olan [[Kargamış, savaş sırasında Phrygia ve Urartu’dan gerekli yardımı alamayınca sonunda Assur Egemenliğine boyun eğer(717). Bu ana dek varlığını, Assur Devleti’ne vergi vermekle birlikte devam ettiren Kargamış Devleti son bulur. Kargamış kralı Pisiris yakalanarak Assur’a zütürülür. Yerine bir vali atanır. Büyük Hitit Devleti yıkıldıktan sonra Hitit kültürünü 500 yıl daha devam ettiren Kargamış Krallığı böylece tarihe karışır.

    II.Şarru-kin, 715’te Phrygialılara (Muşki) karşı Batı Que’de düzenlediği seferde Pozantı’da (Paduwanda) zafer elde eder. Que’de Assur aleyhine bozulan düzeni yeniden kurar. Hilakku tekrar Assur denetimine geçer. Bu savaş neticesinde Phrygialıların Akdenizle olan bağı kesilir. Göksu Nehri vadisindeki demir ve kurşun madenleri ve sedir ağaçları Assurluların eline geçer. Kısa bir süre sonra II.Şarru-kin Phrygialıları (Muşki), Konya Ovasında tekrar yener. Tabal Kralı Ambaris’in Urartu ve Phrygia (Muşki) Devletleri ile işbirliği yapması üzerine, II.Şarru-kin Tabal Devletine karşı sefer düzenler ve ilhak eder (713). Hilakku da ilhak edilir. Şarrukin tarafından kendisine ihanet etmekle suçlanan Ambaris ve Tabal ülkesinin ileri gelenleri Assur’a sürgüne gönderilir. Tabal ve Hilakku doğrudan Assur devletine bağlanmakla birlikte Ahat-abişa kocasının yerine geçerek yönetimini sürdürmüştür. Assur’un Que valisi, 712, 711 ve 710 yıllarında Phrygia Devletine (Muşki) karşı seferler düzenler. II.Şarru-kin’in, Kammanu ve Melid’e sefer düzenler(712).Bu ülkenin kralı V.Şulmanu-aşared döneminde Gunzinanu idi. Bu dönemde Kammanu ve Melid ülkeleri birleşmişti. Şarrukin’in, Gunzinanu’yu tahttan indirip kral yaptığı Tarhunazi’nin çıkarttığı isyan, bu seferin düzenlenmesine neden olmuştur. Assurlular, Melid kentini eline geçirince Tarhunazi, Tegarama (Til-garimmu, bugün Gürün) kentine kaçar. Tevrat’ta bu kent Togarma olarak geçmektedir. Ancak bu kent de Assurluların eline geçince ve isyan batırılınca kral Tarhunazi, 5000 askeri ile birlikte esir alınıp Assur’a sürgüne zütürülmüş, Melid ülkesinin idaresi Kummuh kralı Mutallu’ya verilmiştir. Yine aynı dönemde Gurgum Kralı Tarhulara, oğlu Mutallu tarafından öldürülür. II.Şarru-kin’in müdahalesi sonucunda Mutallu devrilir. Gurgum, Assur Egemenliğine boyun eğer (711). Bir eyalet haline getirilen Gurgum ülkesi, bundan sonra "Marqas Eyaleti" adını alacaktır. Bu günkü "Maraş" adı buradan türetilmiştir. Kafkaslardan gelerek Anadolu üzerine ilerleyen Kimmer istilaları sonucunda , Assur’a karşı düşmanca politikasından vazgeçmek zorunda kalan Phrygia Kralı Midas (Muşkili Mita), kendisini Assur’a karşı kışkırtan eski Que Kralı Urikki’nin(Awarikus), Urartu Devletine gönderdiği elçileri yakalatır, ve Assur veliahtı Sin-ahhe-eriba’ya teslim eder (709). Kummuh’a saldıran Şarrukin, bu ülkeyi bir Assur eyaleti haline getirmiştir. Mutallu ve ailesinin kaçması üzerine Melid ve Kummuh, Assur Egemenliğine boyun eğmiştir(708).

    Böylelikle Geç-Hitit Devletleri birer birer Assur egemenliğine girer. Bu bölgeler Assurlu valiler tarafından yönetilmeye başlanır. Siyasal kimliklerini kaybeden krallıklar uygulanan zorunlu göç sonunda kültürel kimliklerini de zamanla kaybeder. Luvice dili unutulur, ancak Aramice Assurlular tarafından da benimsenir ve varlığını sürdürür.

    II.Şarru-kin, Tabal üzerine bir sefer daha düzenler ve burada Kimmerlere karşı savaşırken ölür(705). Cesedi bulunamaz. Tabal, Batı Kilikya bölgesi, Melid ülkesi ve Til-garimmu eyaleti Assur denetiminden çıkar. Kimmer istilası sonucunda Phrygia(Frigya)Devleti de tarihe karışır(695).Kral Midas intihar eder.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    Scarabaeidae, kın kanatlılar (Coleoptera) takımında sınıflanan bir böcek familyasıdır ve 30.000 kadar tür içerir. Bu familyanın çok tanınan bazı böcekleri şunlardır:

    Goliath böcekleri - Cetoniinae alt familyasındaki Goliathus cinsinin türleri.
    Gergedan böcekleri - Dynastinae alt familyası.
    Herkül böceği - Dynastes hercules; gergedan böceklerinin en bilineni.
    Mayıs böcekleri - genel olarak Melolonthinae alt familyasındaki türler.
    Haziran böcekleri - Melolothinae alt familyasındaki kimi türler ve Cetoniinae alt familyasındaki Cotinis mutabilis.
    Japon böceği - Rutelinae alt familyasından Popillia japonica.
    tak böcekleri - Scarabaeinae ve Aphodiinae alt familyalarındaki türlerin çoğu.
    Scarabaeidae türlerinin büyük çoğunluğu "çöpçü"dür; dışkı, leş ve çürümekte olan bitkilerle beslenirler. Ayrıca, mantar, polen, yeşil yaprak, meyve ya da köklerle beslenen türler de bulunur. Hayvan dışkıları ve hayvan ya da bitki kalıntılarıyla beslenenler geri dönüştürücü işlevleri nedeniyle, polenlerle beslenenler ise tozlaşmaya yardımcı oldukları için çok yararlı böceklerdir. Ancak, yeşil yapraklarla ve köklerle beslenenler amansız tarım zararlıları olabilirler ki, Japon böceği (Popillia japonica) bunun tipik bir örneğidir.

    Scarabaeidae familyası, Scarabaeoidea üst familyasındaki türlerin yaklaşık %91'ini içerir. Büyük çoğunluğunu tak böceklerinin oluşturduğu Aphodiinae ve Scarabaeinae alt familyaları ise tüm dünyada 7.000'e yakın tür içerir ve Scarabaeidae türlerinin yaklaşık %25'ini barındırırlar. Tüm dünyada yaklaşık 600 Scarabaeidae cinsi bulunur.
    ···