yaran sikiş fıkraları

karadeniz'de bir cami de hoca vaaz ediyor, ey cemaat işte para topluyoruz 500 tl topluyorduk 200tl caminin masrafları 300 şuraya falan.
şimdi herkes gurbete gitti, camide para topluyoruz ama 300tl çıkıyor 200 tl açığımız var. ne olacak diye cemaata soruyor.
bizim lazın bir tanesi kalktı, dedi ki;
hocam zarar ediyorsak kapatalım camiyi gitsin...

Temelle dursun hayatlarında ilk defa keraneye gideceklermiş. Temel dursuna
- Önce birimiz girsin beğenirse öbürüde girer demiş.
Dursun
- Tamam demiş ve önce girmiş ve bi kaç saat sora çıkmış.
Temel hemen sormuş
- Nasıldı diye
Dursun
- Valla benim karıdan iyiydi demiş. Sıra Temele gelmiş Temel de işinin görüp çıktıktan sora
Dursun sormuş
- Nasıldı diye
Temel:
- Valla haklısın dursun senin karıdan iyiydi.

iki çiftlik sahibinden birisi kadın diğeri erkekmiş. Erkek çiftçinin domatesleri çok çabuk kızarıyormuş. Kadın çiftçi birgün komşusuna sormuş.
Komşusu;
- Her sabah domateslere bakarak fermuarımı açıp cinsel organımı gösteriyorum domatesler çabuk kızarıyor demiş.
Bayan komşu bende yapayım bakalım faydası olacak mı demiş.
Birkaç gün sonra erkek çiftçi sormuş;
- Nasıl domateslerinizde değişklik oldumu komşu?.
- Domateslere bende hergün senin gibi sabahları etegimi kaldırıp cinsel organımı göstermeye başladım ama hiç bir değişiklik olmadı
fakat domateslerin yanındaki hıyarlar çok hızlı büyümeye başladılar.

rezerved

reserved

Genç güzel ve dul bir bayan Hilton oteline gider. Resepsiyonda formu doldururken masada bir tepsi içinde üzerine smokin giydirilmiş bir kurbağa görür. Merak eder ve sorar:
-Bu nedir? Görevli cevap verir:
-Efendim bunun adı Alfonso dur. Genç güzel ve dul bayanları tatmin eder der. Kadın odasına çıkar fakat merak eder. Acaba nasıl tatmin ediyor diye ve resepsiyona telefon açar. Alfonso ile bir şişe şarap ister. Adam tepsi ile Alfonso yu getirir ve çıkar gider. Kadın kurbağaya bakar ama kurbağada tık yok. Soyunur yine tık yok. Uzun zaman uğraşır ama kurbağa hiç istifini bozmaz. Kadın dayanamaz ve resepsiyona telefon açar. Görevliye durumu anlatır. Adam der ki efendim yanlışınız var Alfonso özel eğitimlidir der. Kadın da adamı odasına çağırarak durumu görmesini ister. Görevli odaya çıkar.Bir Alfonsoya birde çıplak kadına bakar ve der ki:
-Oğlum Alfonso sana 100 üncü ve son kez gösteriyorum der ve kadına atlar..

Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafi seyrediyormuş... Derken yanina bir delikanlı gelmiş ki saçları yeşil, kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... çocuk da küstah bir sesle:
- "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bir şey yapmadın mı" demiş.. Adam gülümsemiş:
-"Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. şimdi de yoksa bu çocuk benim oğlummu diye merak ediyorum... "

köyden hiç çıkmamış 16 yaşındaki kezban ile mehmet evlenirler. gerdek sırasında kezban soyunur fakar işin nasıl olacağını bilmediği için kendini mehmete teslim eder.

şakirt mehmet de anca kulaktan dolma bilgilerle bir deliğe aletin sokulduğunu bilmektedir ve kızın göbek deliğini başlar zorlamaya..

aradan 2 ay geçer ve mehmet ile kezban mehmetin babasının evine yemege giderler. babası müsait bi zamana denk getirip sorar:
"ee mehmet işler nasıl torun yolda mı?"

mehmet eğilir ve cevab verir:
"baba cok ugraşıyorum ama bir türlü delikten içeri girmiyor."

babası hemen duruma el koyar ve mehmete :
"bizim bi delikci hasan var ona getirelim.o delsin sen daha sonra rahatca girersin ve bizim torun işi kolaylaşır."

mehmet çagresiz kabul eder ve kezbanı delikçi hasana zütürürler. hasan kezbanı bi güzel giber ve kezban sonuçta dogru şekilde bu işin nasıl olacagını anlar.

akşam eve gelen kezban mehmete nasıl yapılacagını gosterir ve mehmet ile kezban torun çalışmalarına başlar.

ertesi gün mehmetin babası merakla gelir ve mehmete sorar:
"nasıl oglum bizim delikci hasan iyi delmişmi?bı sıkıntı varmı"

mehmet:
"iyi delmişte baba 1 karış aşagıdan delmiş" diye cevab verir.

babası dayanamaz ve bütün siniriyle:
"üzülme oglum o binin elinin ayarı yok.. huur çoçuğu ananı da bir karış aşağıdan delmişti."

Temel bir gün plajda dolaşırken elleri ve ayakları olmayan çok güzel bir kadını güneşlenirken görmüş ve muhabbete başlamış havadan sudan muhabbet ederken birden Temel;
- "Sen hiç yannan yedin mi?" demiş.
Kadın bunu duyunca şehvetlenmiş ve fantezi kurmaya başlamış
- "Hayır yemedim" demiş.
Bunun üzerine Temel kadını kucaklayıp denize doğru ilerlemiş ve denize attıktan sonra;
- "Şimdi yannanı yedin" demiş.

yeter amk. bir de ben yazayım dur sende.
temel'e soruyorlar mantarın zehirli olmadığını nasıl anlarsın, temel'de :
komşuya veriyoruz bir tabak sabaha ölmezse bizde yiyoruz. komşuluk anlayışı.

reserved

Adam geç saatte zil zurna sarhoş eve geldi. Karısı uyuyordu. Tuvalet
ihtiyacını giderdikten sonra karısının yanına geldi ve kadını
uyandırdı.
- Karıcığım,
- Ne var ?
... - Sen ne mükemmel bir kadınsın be, birtanesin.
- Ne oldu gene ?
- Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayı ne zaman taktırdın ?
Harika olmuş.
- Ne diyorsun sen ne lambası ?
- Valla ne bileyim hayatım, tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor
kapatınca sönüyor.
Bunu duyan kadın öfkeyle yerinden fırladı :
- Allah belanı versin pis sarhoş yinemi buzdolabına işedin !

Bir gün iki muallak uçaktaymış tam herkesin uyuduğu sırada biri diğerine;
- hadi gibişelim demiş.
digeri;
- kafayımı yedin bi sürü insan var.
diğeri;
- merak etme hepsi uyuyuyordur bak istersen hostesten bi kola isteyeceğim kimseden ses gelmez hostes bile uyuyordur.
muallak;
- bi kola getirin.
diye seslenmiş kimseden tık yok bi daha istemiş gene aynı daha sonra başlamışlar gibismeye sabah olunca hostes servise başlamış.
bir ihtiyar;
- ah kızım sabaha kadar başım ağrıdı demiş.
hostes;
- amca isteseydiniz size aspirin getirirdim demiş.
ihtiyarda;
- kızım nasıl isteyim, adamın biri kola istedi sabaha kadar gibtiler.

bektaşi camiye gitmiş.
hoca konuşuyor:
-şarap içenler öbür tarafta her türlü cezayı görecek.
şarap içmeyenler her türlü sefayı sürecek. hatta her birinin emrine 40 huri verilecek. huriler şöyle güzel olacak, böyle güzel olacak.
şarap içenlerin ise içtikleri her şişe şarap sırat köprüsünden geçerken boyunlarına asılacak!
bektaşi dayanamayıp seslenmiş:
- hoca efendi, şişeler dolu mu olacak boş mu?
hoca gürlemiş:
- bre zındık sen dolu şişelerle öbür tarafı meyhane mi sanırsın?
bektaşi itiraz etmiş:
- peki hoca, adam başı 40 huri ile sen öbür tarafı kerhane mi sanırsın?