yarak bi aşk hikayesi

aslında kendime sakladığım, kimseye anlatmam dediğim bir hikayeydi ama burda beni tanımayan insanların arasında yazıp içimi dökmek bana iyi gelecek. Dinleyen veya dinlemeyen pekte gibimde değil açıkçası

Ayrılık vakti gelmişti. Üniversite yolları taktan. Fettah'ı aradım beraber gidiyormuyuz diye evet kardeşim dedi. Geldi beni aldı, ordan gittik aysu'yu aldık ve otogara gittik.
Otobüsün kalkmasına 15-20 dk kadar var. Biz sarılıyorduk birbirimize. Üzmek istemiyordum aysu'yu. Gülüyorduk devamlı. Evvetttt xxxx yolcusu kalmasın diye muavin bağırınca istemsiz olarak oraya baktık ve sonra göz göze geldik, birşey diyemeden sarıldık sıkı sıkı birbirimize. Kokladım o güzel saçlarını aysu'nun. Ayrılık vakti geldi, sen gidince çok yanlız kalacağım ama yanlızlığımı benimle paylaşma, yeni bi hayata başlıyorsun, iyi insanlarla tanış, iyi insanlarla arkadaş ol dedim. Otobüse gittik beraber yerine oturmasını izliyordum dışardan. Geçti yerine camdan bana bakıyordu, gözleri dolgun. Otobüs hareket etti el sallamam gerekiyordu ama kaldıramadım. Donup kalmıştım sadece izliyordum. ilk defa Uzun süreli bir ayrılık yaşıyorduk. Alışmıştık sık sık görüşmeye. Otobüs gözden kaybolana kadar baktım sonra kendime geldiğimde fettaha baktım. Beni izliyordu. Hadi gidelim dedi.

iyi kötü bir seneyi geride bırakmıştık. Aysu üniversiteyi kazanmıştı şehir dışında. Son zamanlarımızdı artık iyi geçirmek istiyorduk. Çok sevdiğim çoğu zaman 3ümüz beraber takıldığımız abim gibi sevdiğim bir arkadaşım vardı. Yaşıda benden büyük. Bunlar aysu ile kankaydı benle sırdaş. Adına fettah diyelim. Fettah demişken duruma uygun bir parça;
http://www.youtube.com/watch?v=WgXxq-FOCCI
Fettah, ben, aysu her gün olmasada 2 3 günde bir beraber gezerdik. Fettahın arabasıda vardı. O kadar iyi anlaşıyordukki üçümüz yeri gelir kol kola gezerdik. Bu arada fettah ta abimin arkadaşıydı. Abim askere gidince beraber takılmaya başlamıştık.

yine mi aşk hikayesi amk

Bunlar beni böyle görünce akşama ortam hazırlamışlar. Benimde hiç aklımda yoktu böyle bişey yapacakları geldiler eve beni de aldılar. Ahmet'lere gittik. Ahmet evde yanlız kalıyordu. içeri girdik, içki problem değildi, devamlı sınırdan içki geliyordu saolsun hiçde lafını yapmazdı çok absolute içmişliğimiz vardır beraber. Yine bi şişe açar içmeye başlarız diye düşünürken içeri girdim. Karşımda aysun.
- Ne yapıyorsun burda dedim.
- Seni bekliyorum, konuşalım dedi.
- Ne konuşacağız bu kadar şeyden sonra.
- Lütfen gel konuşalım dedi, içeri bir odaya geçtik.
Bişeyler anlatmaya çalışıyordu ama benim pek dinleyesim yoktu, defalarca yalan söylediği için özür diledi, ağladı, onu üzgün görmek beni parçalıyordu. Yanına gittim. Bana bak dedim yüzünü kaldırdım göz göze geldik. Tamam üzülme, seni her halinle seviyorum beni tek üzen yalan söylemen dedim. Sarıldı bana. Onun kokusunu koklamak çok başkaydı. Bırakamadım. Dakikalarca sarıldık.
Kadınların karakterini gibeyim en taktan zamanda biraz kaptırdıysan kendini hemen kendini sevişirken buluyorsun. Erkek adamsın tabi gib kalkıncada indirmek lazım. Ordaki sevişmemiz tüm buzları çözmüştü. Birbirimize bakıp gülümsüyorduk.

Bi kaç arkadaşım gelmiş beni sormuşlar, bişey demeden sabah çıktı wm(kendime bu şekilde hitap edeceğim) demiş annem. Geçin sizde yukarı çocuklar demiş ve kapı çalınıyordu. Kimo dedim. 2 tane sevdiğim arkadaşımdı, ismi lazım değil. Açtım kapıyı beni o halde gördüklerinde çok endişelendiler. içeri gelin dedim. Ne oldu olum ne bu halin wm dediler. Boşverin canım sıkkın dedim ve ilk zamanların pişmanlığı hala sürerken ben herşeyi içime atmaya başlamıştım. Kafayı yiyordum neredeyse. Aysu ile tartıştık diyebildim sadece. Boşver olum yaparız aranızı dediler. Bi tanesinin kız arkadaşıda aysu'nun samimi bir arkadaşıydı.

Artık gerçekleri biliyordum. Ama bir kere sarsılmıştı güvenim. Bu zamana kadar beni kandır, yalanlar üzerine mutluluk kur. Şimdi sana güvenmemi bekle. Daha başka yalanlarıda vardı. Sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Telefonum kapalıydı, bir an önce içmeliydim dedim kendime ama daha güneş doğmamıştı. Allahtan sigaram boldu. Sabaha kadar balkonda telefonumdan müzik açıp beraberinde 1 paket sigara içtim. Düşündüm ne olacak diye.
Sabah 8 gibi çıktım, içki alabileceğim bir yerler arıyorum kendime. Şişe efes'e bayılırım ama bu sefer ekstra içeyim dedim. 3 tane ekstra 2 paket kırmızı winston aldım.
Evimden biraz bahsedeyim. 5 katlı aile apartmanı. Üst iki kat boş, birtanesi benim ve tek odası yapılı. Çıktım yukarıya, odama. Aysu'nun fotoğraflarını dizdim önüme. Neden bana yalan söyledin dedim. Açtım biramı açar açmaz nefessiz içtim. Midem çok kötü olmuştu. giberim böyle hayatı dedim 2. biramıda içtim bi solukta. Çok kötü olmuştum odadan kendimi atar atmaz kapının önüne kustum. Gözlerim yanıyordu, kalbim paramparçaydı. Hiç kimseyi görmek istemiyordum. Benim için çok büyük bir yalandı.

Aklımı çelen başka bir konuda çocuk aldırma olayıydı. Daha 18 yaşını doldurmamışsın ne çocuğu, bide benden öncesi!!!
Bir gün konu nerden açıldıysa oraya geldi, aradım gece konuşuyoruz. Dedim;
- Sana birşey sormak istiyorum aşkım, seni üzmek istemem ama bilmem gerek.
- Tabiki canım sor.
- Senin şu hayatımın yanlışı dediğin olay!
- Üzgün bir sesle evet
- Ben inanmıyorum onunla sadece bir kere yaptığına ve ondada çocuk aldırdığına aysu!
- Nerden çıkardın bunu?
- 2 sene sevgili olacaksın ve sadece 1 defa yapacaksınız. Beni kandırma bilmem gereken birşey varsa anlat dedim.
Başladı anlatmaya. Evet bir kez olmadı, aynı okulda, aynı sınıftaydık, ben her sabah onlara gider, ordan okula beraber giderdik. Sabahları da yapardık dedi.
Gözlerim doldu ve sadece benimle paylaştığın bedenini daha önce bir başkasıyla sayısını bilmediğin kadar paylaştın ve bu kadar zamandır beni enayi yerine koydun, kullandın diyebildim.
Hayır aşkım gerçekten seni kullanmadım seni çok seviyorum. Sen benim mutluluğumsun, herşeyimsin dedi ve ağladı. Erkek adam ağlarmı, ağlar. Bende telefonda ağlamaya başladım. Kusura bakma biraz düşünmem lazım dedim ve kapattım.

Seviyordum onu, çok, canımdan çok. Herkeze onu anlatıyordum. Ailemde çok fazla kaptırma kendini, daha gençsin diyordu ve benim için üzülüyordu. Ben içten içe kendimi bitiriyordum. Bu sırada kavgalarımız, ufak ayrılıklarımızda başlamıştı. Her ayrıldığımızda o ya saçlarını değiştirir, ya kısa etekler alır,-oturduğumuz yer abaza kaynadığından hoş karşılanmıyordu, başkasına bakınca güzel ama sevdiğin kız olunca sadece sen bakınca güzel olmasını istiyorsun- yada sevmediğim arkadaşlarıyla konuşurdu. Bende sabahlara kadar içer, bir çok içkili mekana giderdim. Allah var hiç aldatmadım ama içkili gece hayatında ne olacağı belli olmuyor.

yaz amk okuyuorum ben

reserved karşim

Aylar geçti ama aklımın bir tarafı hep doluydu. Birşeyler vardı bende ama ne olduğunu ben bile bilmiyordum. Her geçen gün çevremdekilerden sıkılmaya başladım. Yavaş yavaş kendimizi uzaklaştırdık ve en son bir baktım ki sadece Aysu ve ben kalmıştık. Neden uzaklaştığımızı anlamıştım. Daha herşey yeniyken arkadaşlarıma aysu'ya şöyle yapıyorum böyle yapıyordum diye anlatıyordum. Hatta o kadar çok abartmıştımki beraberde yaparız lan muallakler bile demiştim. Bunları dediğim arkadaşlarım hiç beni, bizi yanlız bırakmamıştı ama ben sevdiğim kız için bunları dediğimden onların yüzüne bakacak cesareti kendimde bulamıyordum. Çok utanıyordum. Bi yandanda aysu'ya anlatamamak vardı.

Bindik arabaya. Son bir kez görmek istiyorum, takip edermisin dedim. Hızlandı yakaladık otobüsü, cam kenarında gözleri yere bakıyor ve istanbuldan ayrılıyordu, camdan dışarı cıktım kornaya basmasını söyledim fettaha ama duymadı telefon açtım sağa bak diye. Beni görünce gözleri parladı, gülümsedi öyle bakıştık, telefon kulağımda kalmıştı, en son yol ayrımına geldiğimizde görüşürüz diyebildim ve içeri girdim. Hiç konuşmadık fettahla beni eve bırakmasını istedim. Bu akşam içki içmeyecektim ama biliyorum ki uyku da yoktu. Eve geldim biraz mesajlaştık ve uyuya kalmışım sabah mesajıyla uyandım.

Aşkım ben indim. Aradım nasıl geçti yolculuk, kazasız belasız gidebildin değilmi? Evet aşkım bavullar büyük sonra konuşuruz dedi. Apart'ına gidip yerleşmişti ve artık yeni bir hayat başlıyordu hem benim hem onun için.

Evet. Hikaye böyle bitti daha fazla uzamadı, araları yüzeysel geçmiş, otu taku anlatmadım.
Şimdi sorarım size, özellikle amlılara. Erkeklere tak atanlar, bir erkek sizi niye sevsin, niye güvensinki? En namuslusunun içinde bile huurluk ekgib olmuyor.

Size verilen değeri, saygıyı, sizin için yapılanları hiçe sayıyorsunuz. O karşınızdaki erkeğin hayran olduğunuz yönlerini beraber olduktan sonra kıskanıyor ve kopmasını istiyorsunuz. Sonra niye çevremde kimse yok, niye erkekler böyle diyorsunuz. Çok fazla erkek tanımak zorunda hissetmezseniz kendinizi her erkek bir melek oluyor, onları bin yapan sizler oluyorsunuz.

Güven bir kez kırıldımı, bu herkezde böyle oluyor, bir daha kolay kolay insanlara güvenemiyorsun. Kalp kırıldımı, bir daha birleşmiyor, kaybedilen aşkların yerini dolduramıyorsun.

Bir erkek, aşkı sevgiyi böyle olmasada benzer şeylerden kaybediyor. Bir dahada kolay kolay bulamıyor işte. Gerçi aramıyorki bulsun. Lanet ettiği hayatını sadece farklı alanlara yönlendiriyor...

The end.

Fettah aradı, akşam görüşelim diye. Tamam dedim. işi bırakmıştım, hiç değilse son bir hafta gezeyim, tozayım dedim, zaten canım sıkkın kafamı boşaltmalıydım. Akşam oldu aradım fettahı nerdesin diye, bizim mekandayım dedi, gittim yanına.
- Naber abi?
- iyidir, hoşgeldin senden naber?
- iyi valla takılıyoz, bildiğin gibi, hayırdır, benimle bişeymi konuşacaksın?
- Evet, ne içersin? Çay alayım.
Çaylar geldi ve konuşma şöyle;
- Aysu ile görüşüyormusun?
- Yok ya görüşmüyoruz, bazı tatsızlıklar oldu bitti artık.
- Sana bişey söyleyeceğim.
- Evet dinliyorum.
- Biz aysuyla çıkıyoruz, birbirimizi seviyoruz, başkasından duyma, benden duy istedim.
Dumur olmuştum. Bana şakamı yapıyordu? Ama şaka yapılacak şeyler var, yapılmayacak şeyler var.
Ciddimisin dedim, evet dedi.
- Nasıl oldu?
- Siz ayrılmıştınız, çok üzgündü, dertleştik, çok konuştuk, ara sıra buraya geldi, burda da konuştuk.
Dilim düğümlendi, bayaa bi süre düşündüm ve;
- Askere gitmeme kalmış şurda sayılı gün ve verdiğin habere bak. Onunla neler yaşadığımı az çok biliyorsun, evime gelmiş, gitmiş bi adamsın, çevremdekileredemi bu gözle baktın pekekent! Hadi o yapmış bi huurluk senin yaptığın yakışırmı, nasıl dostsun lan sen?
- Yanlış anlıyorsun...
- Yanlış anlaşılacak ne var amk. Çevremizde gezdin kanka ayağına, abi dedik saydık sevdik, sen gel bana dediğin lafa bak. ikinizinde feriştahını skeyim. Karşıma çıkmayın belanızı skerim dedim ve kalktım.

okuyom panpa devam

Akşam saatlerinde gelmişti, iş yerime gidelim orda konuşalım dedim, özel bi odamız vardı, herkezin karı kız attığı bir oda, Başka yer yoktu oraya girdik, kavga ettik, kucağımda bayılmıştı. Çok korkmuştum. Ona bişey olmasını istemiyordum. Kendine geldi gitmek istediğini söyledi. Gitti, uzun bir süre konuşmadık. Beni aramalıydı o zaman, bunu anladığı zaman aramalıydı, gitmeliydim, yanında olmalıydım ama aramadı. Kendi başına iş yapmamalıydı. Daha sonra öğrendim düşürmediğini, çocuğu aldırdığını. Bu ikinci kez yaşadığı bir acı tecrübeydi. Artık hayat benim için bitmişti, ve askere gitmeme 1 hafta kalmıştı.

Gece kaçtım ordan, evime gittim, giderkende her zamanki 24 saat içki hizmeti veren benzincime gittim. 4-5 tane bira ve sigara aldım. Geldim evimde yatağıma uzandım, resimlerini yastığımın üzerine dizdim, onlara bakarak içtim, içtikçe ağladım. Sabah oluyordu yavaş yavaş, çıktım balkona orda devam ettim. Sabah saatlerinde aradım, biraz konuştuk, biz ayrıyız bunu barışmak için yapmadım yanlış anlama dedi ama oraya gelicem birazdan biletimi aldım dedi. Uzun bi bekleyiş oldu, evde beklemeyeyim diye dışarı çıktım, oturdum bi meyhaneye, içmeye devam ettim, gözüm hiç bişey görmüyordu. Kimseyi istemiyordum.

Aradım ne oldu dedim. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hiç bişey anlatamıyordu. Ne olduğunu söylermisin beni de üzme dedim.
- Çocuk diyebildi.
- Ne çocuğu ya salak salak konuşma dedim. Ne diyorsun?
- Çocuk,
- Ne olmuş çocuğa?
- Oğlumuz, düştü, kanamam var. Hastaneden geldim, arkadaşlarım burdaydı, çok yorgunum dedim gönderdim seninle konuşmaya ihtiyacım var dedi.
Telefon elimden düştü, donup kalmıştım. Çalışıyorum 2-3 tane arkadaşım var. Gece 3 olmuş ve ben dünyadan kopmuş sadece boş boş bakıyor ve ağlıyordum. Telefonu yerden aldım arayacağım dedim kapattım telefonumu. Nefes alamıyordum, dışarı çıktım. Sinirimden titriyorum, ayakta duruyorum her an yıkılacakmış gibi. En son dayanamadım dizlerimin üzerine düştüm, hıçkıra hıçkıra ağladım. Arkadaşlarım geldi yanıma ne oldu olum ne bu halin, anlat dediler ama anlatabilirmisin ki? içime atıyor, sinirimden geberiyordum. Gitmişler içki almışlar, lafta içince açılırım anlatırım diye düşünüyorlar. Biraz içtikten sonra midem bulanmaya başladı ve olduğum yerde kustum. Ağzımı bıçak açmıyordu.