0
"karnından sıpayı sırtından sopayı ekgib etmeyeceksin"
bu lafı 20'li yaşlarımda meriç'lik yaparken ne kadar iğrenç bulurdum. tabi kadınların siz onları mutlu etmeye çalıştıkça onların da sizi mutlu edeceğini falan düşünüyordum o zamanlar. sonuç: siz onları mutlu etmeye çalıştıkça onlar mutlu olmuyor, sizi de mutsuz ediyor. onlar kontrol ve manipüle edilmeyi bekleyen varlıklar. bir ay içerisinde 4-5 defa ruhsal süreç değiştiren canlılar...
karnından sıpayı ekgib etmemek demek doğurgan özelliklerini kullanmalarına fırsat vermek demek. çalışmayacak. doğurup doğurup evde kendi bakacak. siz ne çocuk büyütmeye karışın ne de ev işlerine. karım çok yoruluyor, bir kere yardımcı olayım derseniz kendinizi kayınvalidenize çay servisi yaparken bulursunuz.
sırtından sopayı ekgib etmemek ise sürekli dövmek değil. yaptığı hiçbir şeyi beğenmeyin. eve erkenden gelip de çocukların ve kadının maymunu olmayın. sürekli aynı saatte gelirseniz "geç kaldın neredeydin?" sorularına cevap verirken bulursunuz kendinizi. geç geldiğinizde bile bağırıp çağırıp yemek hazırlatın kendinize. beğenmiş gibi de yapmayın. sürekli diken üzerinde hissetsin kendini. eğer olur da size, annenize, bacınıza sözlü - fiziksel saldırıda bulunursa da öyle bir dövün ki mümkünse iz kalmasın ama bir daha da buna cüret edemesin.
stockholm sendromunu yaşatırsanız hem o mutlu olur hem de siz.
alıntıdır
birde şu var; eski yunan döneminde kadınlar hayvanların 1 tık üstü olarak görülürmüş isim dahi koymaz giblerine bile takmazlarmış anlıycağınız HAYVANLAR altıncısı bunun için
SeLAAAAAMHetle