yaptığım en kral şerefsizliği anlatıyorum

lan bu @1 kaç yaşında amk. elin ergenlikden çıkmamış veledi kalkmış, dayı tavırlarıyla hikaye anlatıyor.
birde dinleyenlere atar yapmış amk. gibip bırakıcaksın böyle yarroyu

şeytan besliyor... kafama bir şeyler sokuyor.

bunu diyorum görür görmez kafayı ağzına sokup hızlıca kaçıcam ne söylerse söylesin, ne derse desin kâle almayıp direk kafayı sokucam. sonradan iş bu ya, diyorum içimden dur bakalım ne söylicekmiş...

neyse biz gittik bunun yanına (dıbına koyduklarım sırf aceleye getiriyorsunuz diye detayları atlıyorum)

bu hemen gider gitmez konsolos köpeği gibi sırıtıp sarıldı birer birer hepimize. dedi bikaç aydır boşluktaydım, yada ayakta olmaz gelin bi yemek yiyelim aç mısınız dedi. ben dedim tokum da oturalım bi yere beş dakika...

gotveren hayat dersi verme anlattttt

bu cadde tarafına doğru dönüp gibtirmişti biz de çay may içelim diye sahile doğru indik bunun gidişinin arından ama o arada ayaküstü muhabbet derken yani 5-10 dakika geçmişti.

allah'ın işi ya, sahile doğru indik dedim fatih'e gel kayalıkların oraya gidelim gibtir et çayı sonra içeriz hava alalım dedim.

kayalıkların oradan geçerken bir de ne görelim, bu bizim huur evladı, o bahsettiğim cem köpeğiyle oturmuş bira içiyor.

şok olmuştum amk. dedim ulan amcık döndün gittin taktan bi sebeple yaptığın ayıp değil mi bi de gizli iş çevirir gibi oradan dönüp sahile geliyorsun. madem arkadaşınla buluşacaktın söyleseydin numaradan kaçıp gitmek için sigara bahanesi yapmana gerek yoktu dedim.

o arada bu cem yamuğu çıktı hayırdır falan dedi. dedim sen karışma birader canımı sıkma bu benim kaç yıllık arkadaşım ben seni tanımam etmem müdahale etme orada bekle 5 dakka dedim. ses etmedi bu eyvallah mevzu olmasın falan dedi, dedim lan ne mevzu olucak arkadaşımızla mevzu mu yapıcaz dedim.

beyler sövmeyin herife. iyi herife benziyo bak.

bilerek yapıyor nikahını gibtiminin

senin anlattigin hikayenin yedi ceddini gibiyim. bu muydu aq. ne gibim gençlik en serefsiz olayi buymuş aq

@152 ekgib olma dostum..

@224 bence büyük konuşma güzel kardeşim, büyük konuşma. o koskoca kadıköy, o otobüsün içinde böyle bi olayda insanın zütüne girer, bi daha bırak kadıköyü falan, bakkala bile çıkmaya utanırsın belki o gün otobüsten birileri tesadüf bizim sokaktan geçiyordur da görür beni diye aaahahhahha

@58 ulan maksat muhabbet dede korkut muyum ben size özel olarak ille de hikaye anlatmaya zorum mu var. başlık açtık muhabbet olsun, sevdiğim ve altıma sıçarak, bazen de "keşke yapmasaydım" diyerek yad ettiğim bir hatıramı paylaşmak istedim sadece.

neyse devam edelim...

bu salak bi anda uzaklaştı bizden, fatih'le birbirimize bakakaldık. fatih dedi lan ne ayak bu kaptı pakedi aç köpek gibi bi de iyi ki bi sigara istedik falan diyor. dur bakiyim diye arkasından gitmeye yeltendi dedim bırak fatih...

bırak kanka gibtir et daha artık bu yamulmuş iyice...

yemişinci beyler okumayın
edit: yemişinci diyince iyi atar yaptı pmden okuyun binler iyi adammış

gitti bu koşa koşa yetişmek için, ben de camdan firavun faresi gibi izliyorum olan biteni. bunlar bişeyler konuştu işte bizimki tersler gibi oldu sonradan tin tin geldi yanımıza.

uzun bi aradan sonra tokalaştık falan dedim hayırdır küslük falan mı var yoksa bizi mi beğenmiyorsun artık ne arıyorsun ne soruyorsun. evine geldim bikaç defa yoktun evde, kafeye baktım yoktun.

bu dedi yok kanka artık ayrıldım, işlerim var bu aralar amcamın dükkanı taşınıyor onu taşıdık falan dedi.

ee dedim bizi de çağırsana yardım ederiz, yok kanka bulaşmayın hiç ebeniz gibilir dedi.

neyse laf lafı açtı derken dedik hadi gidelim çay kahve içmeye tavla atıcaz gel sen de diye. o arada tam büfeden çıkıyorken ben paketten ağzıma bi sigara attım bu kaptı pakedi elimden, dedim lan amcık napıyosun ver pakedi dedim. bu yaptığı hareket sanki normalmiş gibi saçma sapan bir tepki verdi ve "hay dıbınıza koyim sizin ya iyi ki bi sigara alıcaz yaa" deyip döndü arkasını hızlıca uzaklaştı.

Serefsiz oc iyi yapmissin

sabaha zehir gibi uyanmıştım...

planım bunu rezil rüsva edip gülünç duruma düşürmekti. zaten gibtiri çekmiştik zamanında silmiştik, aforoz etmiştik dostluğumuzdan.

önce dövmeyi falan düşündüm ama o çok salakça olurdu. bazı insanlara hak ettiği dilden konuşmak icap ediyor bu hayatta. her şey dayak dövüş vurdu kırdı değil. çok sinirlendiğiniz, içinizde nefret ve kin beslediğiniz adamı dövmek kadar basit bir çözüm yolu yoktur. bu tip kin beslediğiniz insanlara "huurluk" yaparak cevap vermelisiniz. öyle bi huurluk yapmalısınız ki tüm karaktersizlikler o an için sizde vücut bulsun ve olabildiğince karşı tarafın karaktersizliğini çürütüp, onu pişman edin...

her neyse panpinolar... planımın kusursuz işlemesi için akşam olmasını bekledim ama akşamüzeri gibi levent köpeğini aradım.

bu levo salağı hemen tamam deyip kapadı telefonu. ben tabi o gelmeden ses kaydı aldığım 15 saniyelik ferre sesini (karının kuduruk gibi bağırdığı bir sahneden) hemen hazır bulundurup son bir kontrol yapıp beklemeye koyuldum...

geldi bu... çay da ocaktaydı... naber nasılsın falan derken dedim buna sen ver kabloyla telefonu ben hemen atarken mutfaktan çay koy dedim. dur çayları getirim beraber seçeriz müzikleri dedi. lan dedim kınagecesi müziği mi seçicez dıbına koyim alt tarafı bikaç tane klagib müslüm atıcam dedim. bu tamam dedi...

hemen taktım kabloyu, arada da koridordaki mutfağa paralel aynaya bakıyorum iblis gibi geliyor mu diye. hemen bu gelmeden önceden hazırladığım ferre sesini attım, rahmetli müslüm baba'ya saygısızlık olmasın diye de şarkı falan atmadım telefona. müslümcülerin içi rahat olsun yani babayı karıştırmadım bu işe, sadece planımın bir parçasıydı.

neyse dedim gel çıkalım yavaştan bişeyler yeriz, burda ikram etmedim evde bişey yok kusura bakma dışarda yiyelim diye dedim..

giydik ayakkabıları çıktık, yürürken şeytanın cennetten kovulmadan önceki hali gibi hissediyorum. kibirli ve vakur. planım kusursuzdu çünkü, son asrın ve günümüz medeniyetler tarihinin gördüğü en kral şerefsizliği yapacaktım. bu kandırılışlarımın bir intikamıydı, bu iyi niyetlerimin büyük bir haykırışıydı...

sahil yoluna doğru inerken buna dedim ki lan gel istersen moda sahile gidelim (kadıköy-moda) orda içeriz dedim cemil'le fatih'i de alalım gel, bu biraz düşündü... düşünürken gel lan gel hadi deyip önce cemil'i almaya gittik. oradan fatih'lere gittik ama bu gelmicek gibi oldu kaş göz yapıp fırsatı kaçırmaması konusunda ikna edici bakışlar attım.

amacım yılın olayını onların da görmesini sağlamaktı. hem ayrıca yanımda onların da olması lazımdı çünkü tek olmamam gereken bir an yaşanacaktı çünkü...

panpa yarın sabah kız arkadaşıma kahvaltı sözüm var senin hatrına uyumadım hala amk. uyuya kalırsam aleyhinde dava açarım amk.

neyse sıcak noktalara geldik binler devam ediyorum hızla...

telefona hemen ferre sesini atıp çıkardım kabloyu. bu geldi mutfaktan çay elinde. dedi naptın ne çabuk attın dedim 4 tane şarkı attım zaten en damarlarını attım dedim. bakim hangileri dedi yav şarkıyı bırak da bişey sorucam sana sen bu cem biniyle harbiden görüşüyon mu lan levo doğru söyle dedim.

yok kanka vallahi görüşmüyorum dedi, bi an şehzade mustafa öldürülürken yavaş yavaş pişman olmaya başlayan kanuni sultan süleyman gibi hissettim ama artık çok geçti, sesi telefona atmıştım bir defa ve planım kusursuz işlemeliydi, artık geri dönüşü yoktu. nizamı alem için bu huur çocuğunun kellesini almak farz olmuştu...

çayları içerken telefonundan oyun açtım bunun alıp da müzik tarafına bakmasın diye. dedim lan telefon bende dursun biraz, o da sesini çıkarmadı hiç hani şey zannediyor "neyse bari barıştık affettirdim kendimi" zannediyor.

panpa türk dizileri gibisin amk bardaga suyu doldurdum doldururken şırıl şırıl sesler geliyordu ve bardan yarısından biraz daha fazla dolmuştu oysa ben yarısından daha az doldurmak istiyordum gibi anlatma amk bardağa suyu doldurdum de geç

lan gibim belanızı adama küfür edip durmayın yazıyor işte.