/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +25
    2 gün sonra gece elif bize geldi. gelmeden önce arkadaşın telefonunu aldım. şarj ettim. uçak moduna aldım. tüm bildirim seslerini kapattım. hafızasındaki bir çok şeyi bilgisayara attık ki yer açılsın. görüntüyle beraber ortamdaki sesleri de alacak bir yer arıyordum. en zor kısmı bu yeri bulmaktı. en son masanın klavye koymak için dışarı çıkıp giren kısmına koydum. önüne arkasına kitap koyup sabitledim. hem kitaplar telefonun görünmesini de engelliyordu. kamera yatağı boydan boya alıyordu her şey tamam gibiydi. elifi beklemeye başladım. kapıyı çalınca videoyu başlattım.

    her zamanki gibi direk odama gittik. nasılsın? dedim. iyi ya ne olsun yine biraz sinirim bozuldu. nişanlıma şunu şunu... dedim o böyle böyle... yapmış dedi. normalde o an dediklerini önemseyip cevap bile vermezdim ama sırf videoda onun da istekli olduğu görünsün diye. boş ver ciks yapınca geçer deyip dudaklarına yapıştım. o da, onun için geldim dedi. videonun o dakikalarında kamera kafalarımızı almıyordu ama vücutlarımız görünüyordu. ayakta kısa bir elleşme öpüşme faslından sonra ben hemen şortumu indirdim ve tamamen soyundum. amacım onun bana dizlerinin üstüne çöküp oral yapmasıydı çünkü suratı yan taraftan tam kameranın önüne geliyordu. bir kaç dakika oral faslından sonra o da soyundu. yatağa geçtik. biraz daha seviştik ben oral yaptım. diğer günlerin aksine yavaştım. her ne kadar kendi ayağıyla gelip kendi isteğiyle benle olmuş olsa da çok çığlık atarsa tecavüz gibi görünür diye korktum. ara ara yüklensem de genel olarak yavaş bir deneyimdi. normalde ciks esnasında pek konuşmazken o gün hep onunda istekli olduğunu göstermek için sorular sordum. nasıl güzel mi? pozisyon değiştirelim mi? zevk alıyor musun? hepsine kısa kısa cevaplar veriyordu. hatta videoyu daha sonra izlerken o konuşmalara baya gülmüştüm.

    ciks yaptıktan sonra yine yatağın üzerinde uzanma kısmına geçmiştik. normalde amacım, en hızlı şekilde boşalıp işi bitirmekti. çünkü kamerayı fark etmesinden korkuyordum ve sonuç olarak profesyonel kamera değil telefondu. hafızası dolabilirdi, kendi kendine kapanabilirdi. yani amacım yatak üzerinde onun nişanlısının dedikodusunu dinlemek değildi. hemen gönderecektim ama o an aklıma bir şey geldi. aliyle yaşadıklarını da itiraf ettirsem daha iyi olmaz mıydı? bu beni daha çok garantiye alırdı.

    ben mi daha iyiyim nişanlın mı? dedim. güldü ama ciddi bir sesle nereden çıktı bu ya? dedi. merak ettim olamaz mı? dedim. isteksizce sen daha iyisin vücudun daha iyi olduğu için ve spor yaptığın için galiba dedi. benimki mi nişanlının ki mi daha büyük? dedim. öfff ne diyorsun yaa? dedi. sanki devlet sırrı sorduk dürüstçe cevap versene ne güzel eğleniyoruz farklı şeyler yapıyoruz dedim. aynı boylarda ama seninki daha kalın gibi dedi. o zaman küçükmüş dedim. güldü. şimdi sıra bende, sevgilin mi daha güzel ben mi ?dedi. sevgilim çok daha güzel dedim. o zaman niye benimle berabersin? dedi. sevgilim burada olmadığı için dedim. onu da gibiyor musun? dedi. işin içine yine sevgilimin katılması hoşuma gitmemişti. böyle bir huurnun sevgilimin adını ağzına alması ve özelimiz hakkında soru sorması sinir bozucuydu. seni ilgilendirmez o bizim özelimiz dedim. ben kendi özelimi anlattım ama sende cevap vereceksin dedi. hayır yapmıyoruz izin vermiyor dedim. kahkaha attı. ilk kaç yaşında kiminle yaptın? dedi. kendi kendime sırıttım, öğretmenimle 18 yaşındayken diyemezdim. okuldan bir kızla 18 yaşında dedim. şimdi sıra bende diye devam ettim. sen ilk kiminle kaç yaşında yaptın? dedim. suratı bir an mimiksizleşti ve hemen lafa girdi. ilk nişanlımla yaptım dedi. ilkin olan adamla evlenmen güzel olmalı dedim. cevap vermedi. bir soru daha sorayım o zaman? dedim. yüzünü bana döndü. benimki mi yoksa alininki mi daha büyük? dedim. öfff iyice saçmaladın defol git hayvan deyip ayağa kalktı. ne var ya gülüp geçtiğimiz bir şey değil mi artık ali dedim. olsun yine de iğrenç bir soru dedi. tamam ciks yapmadığınızı biliyorum ama en azından onu çıplak görmüşsündür dedim. gerçekten sınırı aştın dedi. kolundan çekip yanıma oturttum. tamam kızma ya ben cevabımı aldım onunki daha büyükmüş işte beni üzmemek için verdiğin çabayı anlıyorum ama gerek yok dedim. gülmeye başladı salaaak dedi. hadi sen sor dedim. sevgilinle sevişmiyor musunuz? elleşme, dil falan dedi. yok izin vermiyor. sadece öpüşüyoruz dedim. o zaman sürekli sevgilini aldatıyorsun? dedi. aldatma denemez arada avlanıyorum dedim. yine kahkaha attı. sıra bende dedim. ben ve nişanlından başka kaç kişiyle yattın dedim. yine sinirlendi. salak salak konuşma bir tek sen ve o dedi. yaaa sende sanki seni yargılayacağım. söylesen ne olur sanki şurada bir doğruluk-cesaretlik oynayamadık dedim. ben gidiyorum yaa dedi. mesela ben yattıkları mı saysam buradan memlekete yol olur dedim. cevap vermedi. devam ettim. senin kesin bizden başkaları da olmuştur. bir tek nişanlın olsa benimle yaparken çekinirdin ama gayet rahattın hep dedim. bağırarak gibtir git şerefsiz... ne yapmaya çalışıyorsun? dedi. hiç bir şey sadece bunları konuşmak bana çok ciksi ve azdırıcı geliyor dedim. o zaman git sevgilinle konuş dedi. giyinip gitti.

    kapıyı çarpıp çıktıktan sonra üstümü bile giyinmeden direk telefonu aldım. 38 dakika olmuş. videoyu durdurdum. hemen açıp izlemeye başladım seste görüntüde netti. o anda ev arkadaşım kapıyı açtı. telaşlı telaşlı anladı mı lan? evden sinirli çıktı dedi. anlamadı gibtir git amk çıplağım görmüyor musun? dedim. üstümü giyindim videoyu kendi telefonuma, bilgisayarıma attım. arkadaşın telefonundan sildim. iyice kontrol ettim başka yere kaydolmuş mu? diye. telefonu arkadaşıma verdim. sildin mi lan bir 31 çekseydim dedi. gibtir git amk gavat mıyım ben elin addıbına izleteceğim koynuma gireni dedim? gavat değilsin ama şerefsizsin dedi.

    gavat değildim belki ama nefret ettiğim her şey olmuştum aslında. bir adamın nişanlısıyla beraber olmuştum. tıpkı kübrayı giben, öldürmek istediğim tıfıl gibi. bir kızın özel anlarını kayıt altına almıştım tıpkı nefret ettiğim ali gibi. söz verdiğim, uğruna ölebileceğim sevgilime rağmen başka kadınla beraber olmuştum tıpkı nişanlısını aldatan abim gibi...

    ben bu saydıklarımla gerçekten aynı mıydım??? hayır hayır, bence değildim. evet ben ali gibi videoya aldım ama amacım elifi rezil etmek değil sadece ters bir şey yapması durumunda kendimi korumaktı. videoları yaymayacaktım.
    evet sevgilimi aldattım ama bu ona aşık olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. onu hala deliler gibi seviyordum. abim nişanlısını sevmemesine rağmen onu yatağa atmıştı, sözler verip sonra ayrılmıştı. ben sevgilimden ayrılmayı düşünemiyordum bile.
    elifin nişanlı olduğunu bilmeme rağmen onunla yattım ama ne nişanlısı benim ev arkadaşımdı ne de kübra elifle denkti. elif önüne gelenle yatan bir kadındı. kübra ise beni aldattığı için ayrıldığımız biriydi. ikisi de huurluk yapmıştı ama elif açık ara öndeydi. hem tıfıl 2 yi eliften ayırsam ona iyilik yapardım. ama ev arkadaşım tıfıl, kübrayla yattıktan sonra bizim mutlu beraberliğimizi yıkmıştı. bizim ilişkimiz elifin gibi yalan üzerine de kurulu değildi. kübranın yaptığı hataya kadar temizdi...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Kendi aklamada üstüne yoktur panpa:)
      ···
  2. 77.
    +25
    o günkü konuşmamızdan sonra, birçok kez daha konuşmayı, ikna etmeyi denedim. hep cevapsızlıkla, benim yalvarmamla, ikimizin ağlamasıyla bitti. ilk konuşmamızdan sonraki günlerde her gördüğümde gidip konuşmayı denedim. derslerde yanına oturdum. tüm herkes görüyordu peşinden ayrılmadığımı. her tartışmadan sonra yeni bir sonuç çıkarıyordu. onu hiç sevmediğim, yüzüne baka baka aldattığım, kandırdığım, kullandığım... evet aldattığım doğruydu ama sevmediğim, kullandığım, kandırdığım doğru değildi. ben hayatımda hiç kimseyi senin kadar sevmedim. senden başka birini bu kadar önemsediğimi gördün mü? dedim. beni de önemsemediğinden eminim dedi. her dediğime aynı şeyi öne sürüp mü cevap vereceksin? dediğimde. yalan mı? niye bu haldeyiz fakında mısın? dedi. konuşmalarımız arttıkça o daha sakin oluyordu. bense konuşmalarımızdan sonra ağlayan oluyordum.

    lütfen uzatma artık. eskiye dönemesek bile en azından sana kendimi affettirmem için izin ver. her şeyi yaparım yeter ki biraz fırsat ver dedim. ben tüm hayatımı sana verdim zaten onun bile değerini bilemedin dedi. sende hala beni seviyorsun. lütfen gururu bir köşeye bırak. her şeyi değiştirebiliriz yeter ki izin ver dedim. git artık yeter gerçekten yeter bitti bu iş. geri dönüşü yok dedi. hiç kimseyi beni sevdiğin kadar sevmeyeceksin. ne sen ne ben mutlu olacağız dedim. artık seni sevmiyorum yeter ki rahat bırak beni. ben senin için bütün kurallarımdan vazgeçtim yaptıklarından sonra bir daha asla böyle bir şey yapmam. sana eskisi gibi bakabileceğime gerçekten inanıyor musun? dedi. cevap veremedim ama içimden, inanmıyorum dedim. bak işte sende biliyorsun cevabı dedi gitti. yine ağlayan ben oldum.

    son konuşmamızdan sonra her gördüğümde konuşmak için yanına gitme huyumdan vazgeçmiştim. ama sevgilimi görmek için hep onun derslerine girdim. bahçede onu görebileceğim yerlere oturdum. bazı günler yurdunun önünde bekledim. beni görünce artık şaşırmıyordu bile. çok sert ve kararlıydı. aslında onu ilk tanıdığım günden beri böyleydi sadece ilişkimizde benim için vazgeçmişti tüm o kurallarından. aslında beni affetmemekte haklıydı. benim kendi arkadaşlarım bile benim bu hallerimden sıkılmıştı artık teselli etme faslını geçip laf sokma, alttan alttan dalga geçmeler başlamıştı. umurumda bile değillerdi tek isteğim sevgilimin elini tekrar tutmaktı.

    böyle aylar geçti. hiçbir sonuç almadım. hatta artık ağlamıyordum. hala onu çok seviyordum ama ağlamıyordum. zaman gerçekten her şeyin ilacıymış. derslerine hala gidiyordum ama haftada 1-2 kere. ikinci dönem bile gelmişti onsuz geçirdiğim yedi ay olmuştu. ikinci dönemde kendi dersime gittiğim bir gün onu gördüm bizim sınıfta. kalbim sanki ağzımın içinde attı. benim için geldiğini sandım. yanına gittim. yine her zamanki gibi baktı suratıma. ne oldu? dedi. hiç seni görünce heyecanlandım dedim. yanındaki arkadaşları güldü. onun yüzünde tebessüm bile olmadı. üstten bu dersi aldık ondan buradayım dedi. tamam deyip oturdum bir yere. ders boyunca onu izledim. derste arkadaşının kulağına eğilip bir şeyler demesi, gülmesi, hocanın sorduğu bir soruya yorum yapması her şey o kadar acımasızdı ki. derste birisi komik bir şey dediğinde benim içimden gülmek gelmiyordu ama sevgilimin güldüğünü görünce bende tebessüm ediyordum. bende o kadar çok iz bırakmış ki unutamıyordum. bende onda bırakmıştım kesin. mümkün değildi beni unutması.

    her hafta o derse hiç aksatmadan gittim onu görmek umuduyla. yine o günlerden birinde sınıfta onu rahatça izleyebileceğim bir yere oturdum. o ve arkadaşları geldi. normalde yanına oturduğu arkadaşı değil başka bir çocuk oturdu. konuştuklarını görünce bile saç diplerim bile uyuştu. ders başlayana kadar gülüp konuştular. derste bakıştılar. çocuk elini tuttu. nefesim kesildi. sanki biri sırtıma bir şey sapladı. bu çocuk kimdi biliyor musunuz? önceki kısımlarda bahsetmiştim. ilişkimizin başında onun arkadaşlarıyla pikniğe gittiğimde trip atan bin. sevgilime trip atıyor diye kavga ettiğim. derste olduğum yerde duramadım. çenem kasıldı sanki.

    hoca bugünlük bu kadar dediği an yanına gittim. dışarı gelsene konuşalım dedim. gerek yok dedi. kolunu tuttum. gerek yok. istemiyorum dedi. o sırada yanındaki tripçi bin elimi etti, el kol yapıp ne oluyor lan? dedi. sen karışma giberim belanı dedim. ağzını topla deyip atar yaptı. galiba o anlarda tüm sınıf hoca da dahil herkes bize bakıyordu. bir kaç kişi araya girdi. hoca gençler ne yapıyorsunuz dedi. sevgilime dışarı gel düzgünce konuşalım bak rezalet çıkmasın dedim. hiç bir şey demeden yürüdü dışarı. tripçi binte peşimizden geliyor. bahçeye çıkalım şu tripçiye söyle gelmesin yemin ederim elimden bir kaza çıkacak dedim. tripçi binin yanına gitti bir şeyler dedi. yalnız kaldığımızda ne var allahın belası ne var? dedi. ne mi var? bilerek mi yapıyorsun? dedim. sana ne? seni ne ilgilendiriyor? dedi. hemde o çocukla. seni o gün üzdü diye kavga ettiğim çocukla dedim. senin kadar üzmedi merak etme dedi. tam kendime geliyorum . yine ayarımı bozuyorsun dedim. gerçekten sana anlatmaktan çok sıkıldım bitti. sen artık beni ilgilendirmiyorsun. bende seni dedi. o çocukla olmaz. onun elini nasıl tutacaksın aklına ben gelmeyecek miyim? onu benim kadar sevebilecek misin? o seni benim kadar sevebilecek mi? bak yanımıza gelmeye bile cesareti yok. kavga ettiğimiz günü hatırlamıyor musun? seni ne kadar germişti. sende demiştin sen haklıydın ama saldırınca haksız oldun diye, dedim. o günde o haklıymış. senin, ne benim yanıma ne o gruba ait olmadığını düşünüyordu haklıymış. sen onu haklı çıkardın dedi. aylardır ağlamıyordum ama yine gözlerim doldu bu kez sinirdendi ama. o bizi hep kıskandı. sana aşıktı sende biliyorsun. şimdi fırsatını bulunca benden öç alıyor dedim. sen kendini ne sanıyorsun be ne? olmaz artık. bitti. tırmalayıp durma dedi ve tripçi binin yanına gitti.

    o günden sonra o derste artık onları görmeyeceğim yerlere oturdum ama fırsatını buldukça gıcıklık yaptım. amacım tripçi bini huzursuz edip belki ayrılmalarını sağlamaktı. belki bana yumruk falan atardı bende kulağını koparırdım. instagram açtım kendime, ilk takip isteğini sevgilime gönderdim engelledi. yeni hesap açıp yine gönderdim. yine engelledi. konuşmak için aradım engelledi. vatsaptan yazdım. engelledi. artık okulda görünce biraz konuşalım mı diye yanlarına gidiyordum. her seferinde tripçi binle kavga çıkıyordu. araya arkadaşlar giriyordu. millet sira sayi sifati yine kudurdu deyip olayı benimsemişlerdi. sevgilimle konuşma fırsatı yakaladığımda aynı konuşmalar oluyordu. onu sevdiğimi söylüyordum. cevap bile vermiyordu. yine o günlerden birinde, o çocukla seviştiniz mi? dedim. haddini bil sen kimsin bana bunu soruyorsun? dedi. kim olduğumu biliyorsun dedim. allah belanı versin dedi gidecekken tuttum. beni özlemedin mi? dedim. off deyip ağlamaya başladı. elleriyle her zamanki gibi yüzünü kapattı. ben seni çok özledim. lütfen beni bırakma. yeter dedim. benimde gözlerimden tutmaya çalışsam da yaşlar akıyordu. bak sen kabul et. yeter ki bana dön. hiçbir şeyi düşünme. tripçi binten özür dilerim. bizi affetmesini söylerim. istersen herkesin önünde özür dileyeyim dedim. ağlamaktan hırıltılı çıkan sesiyle şu düştüğün hale bak. bırak beni dedi. bıraktım gitti.

    o günden sonra görmezden geldim onları. sadece arkaları dönükken izledim. göz göze gelmemeye çalışıyordum. sanki beni yavaş yavaş mahvetmek için varlardı. ikisi yan yanayken, tripçi binin söylediği bir şeye sevgilimin onun yüzüne bakıp gülmesi, en çok acıtan oydu sanırım. okul bitene kadar hayatıma başkası girmedi. sevgilim beni başka kadınlarla görmesin onu ne kadar sevdiğimi anlasın diye. aslında resmen ilkokula dönmüştüm. yine sessiz hallerime. ezik değildim ama mutsuzdum. yine sevdiğim bir kadın vardı ama başkasıyla beraberdi. daha fenası ellerimden kayıp gitmişti. bence ilkokulda elife yaptığım iyiliğin ödülü sevgilimdi. ben o ödülü yine elif yüzünden kaybetmiştim.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 78.
    +25 -1
    siz merak etmeden söyleyeyim. bu kızla aramızda bir elektriklenme olsa da bir ilişki başlamıyor. kız çok güzel tamam anladık ama bir insan bu kadar sessiz olur. güzelliğinin o da farkında, başka bir kız bu güzelliğe sahip olsa ankarayı birbirine katar. fakat bu kız sessiz, çekingen, ürkek.ama dışarıdan bakan yanına yaklaşamaya korkar. aramızda yakınlaşma olduğu zamanlarda bile bana derdini, neden suskun olduğunu anlatmıyor. hep mesafeli. biraz çekingenliğini atsın diye ben ona kendi sırlarımı falan anlatıyorum. verdiği tepkiler her şey insanlar için. birini yargılamadan önce onu tanımalısın. genelleme yapma... sanki mevlana aq. hazırlık bittikten sonrada bu kızla bir kaç kez telefonla görüştük ama ondan sonra hiç haber alamadık kendisinden. ne ben ne de sınıfın geri kalanı. ne facebook ne instagram ne twitter kız yok oldu. bu gün düşünüp parçaları birleştirdiğimde aklıma tek bir şey geliyor. galiba bu kız eskorttu. yani hayatı hakkında gördüğümüz şeyler hep o yöne itiyor beni. babasının ölmüş olması, annesinin başka şehirde yaşaması. kendisinin abisiyle yaşadığını söylemesi ama abisi onu okuldan almaya geldiğinde abisinin bize selam bile vermeden son model arabayla basıp gitmeleri. inanılmaz derecede şık ve tarz giyinmesi. hayatı hakkında ayrıntı vermemesi. sık sık devamsızlık yapması ve bahane olarak işim vardı demesi. sınıfça bir plan yapınca önceden haber verseydiniz gelirdim. şu an başka planım var demesi. bilmiyorum belki de günahını alıyorum...
    ···
    1. 1.
      +16
      Seninde her hoşuna giden kız huur amk
      ···
  4. 79.
    +25 -1
    bu olay yaşandıktan bir hafta sonra, yine bir salı günü hocanın odasına gittim. aynı şekilde muhabbet döndü. bir hafta sonraki sınava hazır olup olmadığımı sordu. ben de klagib öğrenci cevapları verdim. konuşmanın sonunda istersen hafta sonu bana gel ders çalışırız. ekgiblerin nerede ona bakarız, sen zaten yurtta kalıyorsun. kütüphane de bu dönemde çok kalabalıktır dedi. ben başta yok zahmet etmeyin falan dedim fakat daha sonra kabul ettim.
    bu arada o yıl içinde kendimden bahsetmem gerekirse. karakter olarak daha önce saydığım 4 maddeyi harfiyen uyguluyorum ama kimseyi kıran, üzen bir yapım yok. yani beni tanıyan herkes şöyle tanımlıyor. fazla geveze, çok komik, girişken ama çok iyi çocuk. anlaşamayacağı insan yok, dersleri de iyi. ancak içten içe hala bir ezik tarafım olduğunu biliyorum. bazen arkadaşlarla bir kafeye girince fark ediyorum bu tarafımı. 18 yaşına kadar izole ve görece ekonomik yönden yetersiz hayat yaşamamdan kaynaklanıyor bu durum. kafeye girince önce arkadaşlarımın sipariş vermesini bekliyorum, çünkü onların siparişine göre kendi siparişimi veriyorum. menülerde fiyat yazmadığı zamanlar hesap gelince hafif bir geriliyorum aslında altı üstü kahve içmiş olmama rağmen. avm\'lere gidince onların şu markaya da bakalım diye oradan oraya gitmeleri benimse o zamanlara kadar lc waikiki\'yi bile lüks sanmam. ankarada tek başıma, daha önce gitmediğim bir yere gitmem gerektiğinde gerilmem. ya yanlış otobüsse ya durmazsa... galiba bunların hepsi geçmişteki özgüvensiz sira sayi sifatinin mirası.
    bedensel olarak ise eskiye göre daha iyiyim. hafif kilolu çocuk gitmiş ancak yerine gelen zayıf çocuğun vücudunun biraz şekle girmesi lazım. omuzlar kıça oranla biraz dar. yogayla hafif hafif değişimler başlamış ama dışarıdan gören biri bunu daha fark edecek kadar değil. surat olarak hala babyface denen kişiyim. kızlar beni tatlı ve yakışıklı olarak tanımlıyor. surtatta sakallar favorinin alt kısımlarında çıkmaya başlamış ama 18 yaşında bir yeni yetme olduğum bariz belli. göğüste kıl neredeyse hiç yok. onun dışında bacaklarda kollarda var. boyum ise 185. bir başka kompleks konum olan aletim ise 13-14 cm falan. bu gün bile o zamanki halinden 1-1,5 cm uzundur.

    hocanın dediği gibi cumartesi günü evine gidiyorum zaten aynı serviste olduğum için neresi olduğunu da biliyordum. eve girdikten sonra çalışmaya başlıyoruz. gramer, wrting,speaking en son da listening yapacağız. bana bir site tavsiye ediyor. hem listening yaparsın hem ders dinlersin diye. siteyi açıyor. engvid.com diye bir site. amerikalı hocalar falan ders anlatıyor. orada bir hoca var ronnie. bunun bir videosunu açıyor. açarken de hem listening yaparız hem sokak dili öğrenirsin diyor. video da ingilizcede küfür demek olan \'slang\' ler anlatılıyor. video gerçekten anlaşılır. anlatan kadın harbiden çok sempatik ama hoca neden bu videoyu açtı?
    video boyunca küfür öğreniyoruz. hoca izlerken kahkaha falan atıyor. bende zoraki gülüyorum ama çok utanmış durumdayım. geçen cümleler pussy, dick... diye gidiyor. arada bana dönüp soruyor. bu cümle için yaptığı tanımı anladın mı? evet deyip geçiştiriyorum.
    videoda kadın bu kez \'jerk off\' bu cümleyi tanımlıyor ve tahtaya yarak falan çizmiş çizdiği yarağın taşaklarına kıllar var. benim yanımda hocam dediğim şahıs. videoyu durdurdu yine anladın mı dedi? ben yok dedim. biraz geri sardı. tekrar dinletti. sonra erkeklerin kendini tatmin etmek için yaptığı bir eylem dedi. benim yüz ifadem dondu herhalde. lafa girdi. ben biraz ilgi çekici bir konu olsun diye bu videoyu açtım, istersen kapatabilirim diye ekledi. ben yok. biraz utandım dedim. o da ne utanması ya 18 yaşındasın. bunlar hayatın içinde artık olağan şeyler. ingilterede 12-13 yaşında çocuklar bunları gayet rahat büyüklerle konuşuyorlar. çocuklar bunları tabu olarak görüp öyle büyümüyor. zamanı gelince gerçekleşecek bir şey olarak görüyorlar. senin yaşındaki biri ailesiyle, öğretmeniyle, arkadaşlarıyla bu konuları rahatça konuşabilir. kız erkek fark etmeden. bizde ise lafı açılınca bile yanaklar kızarır. bu konuda espri yapılsa yanlış anlaşılabilir... diye bir nutuk çekiyor ama ben bu sıralarda evet, haklısınız diye kafa sallıyor hak veriyorum arada yorum yapıyorum. sonra bana diyor ki şimdi ben sana ciks hayatını sorsam utanırsın haklı olarak bana da okuldan hocam sorsa utanırdım. ama aslında yemek yemek gibi bir şey. konu gerçekten çok uzuyor. hem geriliyorum hem sıkılıyorum hem utanıyorum. çünkü ortam iyice cıvıdı. kız arkadaşım olup olmadığını soruyor. yok deyince o zaman ciks yaptığın biride yok deyip aklınca ortamı yumuşatıyor.
    bu muhabbetlerden sonra ders bitiyor ben artık gideyim diyorum. o bana istersen burada kal yarında çalışırız deyince bende uyanan şüphenin doğruluğundan emin oluyorum. bir yandan kafamdan kalsam mı? diye geçiriyorum. bir yandan ben kim bu karı kim modundayım. ben 18 o 27 yaşında. bir an düşünüyorum kalsam ne olur? ne kaybederim? hep bunu hayal etmedim mi? ama benden büyük? diye düşünürken merak ağır basıyor .. ben rahatsız etmeyeyim diyorum o yok olur mu boş oda da var diyor ama ısrarlı bir şekilde. ben de kabul ediyorum ama inanılmaz gerginim. galiba o da benim niyeti bozduğumu anlıyor.
    ilerleyen saatlerde hiç ders çalışmıyoruz. televizyon izliyoruz. televizyon izlerken bana temas eden hep o. benim içimde hala ya yanlış anladıysam şüphesi hakim. bir süre sonra elini kucağıma koyuyor. daha sonra bacağıma. aklıma eceye yaptıklarım geliyor amk. bende elini bacağına koyuyorum o anda bana soruyor daha önce yaptın mı?
    o an neden bilmiyorum ağzımdan evet çıkıyor. öpmek için hamle yapıyor. itiraf ediyorum o anlarda bende bir iğrenme oluşuyor. onun öğretmenim olduğunu bilmem, benden büyük olması. tişörtümü kendisi çıkarıyor eli göğsümde geziyor. öpüşürken tükürüğüm akıyor. ben de hiç ona karşı bir hamle yok. o anlarda korku, heyecan, şehvet, iğrenme duygularını aynı anda yaşıyorum. kendi tişörtünü çıkarıyor ve hiç beklemeden sutyen de çıkıyor. ben artık olayın iyice içindeyim diye düşünüyorum memelerine dokunuyorum ama çok naif bir dokunma çünkü o anlarda o daha baskın. benim memelerimi ve etrafını yalıyor. göbek deliğine iniyor. büyük ihtimalle kalbimin çarpıntısını duyuyor o sıralarda. kemeri açıyor. ben de kıçımı hafif kaldırıp pantolonu aşağı indirirken o baksırı da çekiyor aşağı. o an fark ediyorum benim alet tam kalkık değil.
    hemen ardından o da soyunuyor. o an kendimi uyuşuk hissediyorum. atağa geçsem mi? bende yalasam mı? ama iğrenç. hayalim bu değildi? o anlarda eli benim aletimde ben nefes nefese. sonra aletime tükürüyor. 31 çekmeye başlıyor ama kısa bir süre sonra orala başlıyor. büyük ihtimalle benim ilk kez yaptığımın farkında. ben arada memeleri, vajinasını ellesem de kontrol tamamen onda. belli bir süre sonra iğrenme duygusu da geçiyor. o gün beni hep o yönetiyor. ben koltukta yarı yatık şekildeyken ilk kez içine giriyorum. boşalana kadar o pozisyonda kalıyoruz. ne kadar sürdüğünü hatırlamıyorum bile. ama içine boşalıyorum. içine boşalınca, spermlerin tekrar dışarı akması niyeyse beni inanılmaz tahrik ediyor. bir yandan da içine boşaldığım için korkuyorum.

    o gece bir kez daha yapıyoruz. ilkine göre tabi ki daha iyi oluyor ama hala yaşananların şoku ve korkusu üzerimde var. bu kez daha uzun sürüyor ve o gece ilk kez bir kadınla aynı yatakta yatıyorum ama sabah gün aydınlanana kadar gözüme uyku girmiyor.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Karı ne azmış lan ben olsam direk kaçardım korkudan
      ···
  5. 80.
    +25 -1
    sevgilimle ilişkimiz gayet stabil devam ediyordu. fakat bir şeyler ekgibti. benim ona olan tutkum, sevgim, geçmişimde kübraya olan takıntım, kafamın içindeki geçmişimle ilgili hatalarım, ciks yapmamamız hepsi bir ekgiblikti benim için. tüm bunlara rağmen ayrılmayı düşünmüyordum çünkü ne olursa olsun, sevgilim olduğunu bilmek bana iyi geliyordu. hala arada avlanmaya çıkıyordum ama oldukça seyrekleşmişti. aslında hayatıma düzen getirmişti diyebilirim. umarım sonu kübranın getirdiği düzen gibi yıkımla bitmezdi.
    o süreçte biraz sosyal hayatımdan bahsetmem gerekirse, yoga yapmaya devam ediyorum. derslerime aksatmadan gidiyorum. ders çıkışlarında genelde sevgilimle beraberiz. yan yana olmadığımız zamanalarda ve geceleri ya evdekilerle takılıyorum ya da internet, inci, ekşi, face, instagram. tabi tüm bunlar olunca iş ne ile sonuçlanır. stalking. zaten her gün stalklamama rağmen kübraya bakıyorum oradan tıfıl, oradan sınıftaki bebeler, sevmediğim ve bende ekli olmayan akrabalar, ilk sevgilim ece, iş haliyle elife, aliye geliyor. onuru bile stalkluyorum. tıp okuyor aq. aliyle zaten memlekete gittiğimde karşılaşıyordum. ilkokuldaki o bin çocuk gitmiş yerine. lisede sınıfta kaldığı için açık liseye gönderilmiş. onu da zar zor bitirmiş bir genç gelmiş. yani benle karşılaştığında aslında biraz buruk kalıyor. o liseden atılmış açık liseye gitmiş. ben ankarada üniversite okuyorum. o günlerini dükkanda babasının yanında çalışarak geçiriyor. hala yakışıklı bir çocuk. eminim hala çatır çatır gibişiyordur ama nasıl anlatsam böyle yan yana geldiğimizde benden farklı kalıyor. giyimi bile bana çok basit ve bakımsız geliyor. bu da hayatın gerçeği gençler. ilkokulda lisede okulun en popüler olanları, zamana en çabuk yenik düşenler olurken en ezik, sessiz ve çalışkanları yarışı önde bitirenler oluyor. gerçi bunun aksi bir kişiyi de tanıyorum. aynı anda hem fırlama bir bin olup hem de çok çalışkan olanı.
    elife gelirsek zaten facete hiç ortak arkadaşımız yok. eminim sınıftan ekleyen onlarca kişi vardır ama hiç birini kabul etmemiştir. profil resmi eskisi gibi karanlık bir resim değil artık ama yine tam anlamıyla net bir resim değil. orman gibi bir yerde salıncakta sallanırken. bilgiler kısmında ise hiçbir şey yazmıyor. okuduğu okul bile. instagramda da o olduğunu tahmin ettiğim bir profil var ama kapalı.
    normalde benim stalk anlayışım facebook ve instagramla sınırlı ama o gün adını google da da aratıyorum. linkedln profili çıkıyor ama resmi yok. orada yazana göre liseyi bursa da okumuş. ama bu profilde onun mu bilmiyorum. çıkan başka linklere falan tıklıyorum. sonra aklıma elifin tam adı geliyor. iki isimli insanlar olur ya hehh işte o. hep elif dediğimiz için normalde aklıma gelmiyor. yazıyorum xx elif yy. bir gazetede bir haber çıkıyor. bilmem ne üniversitesinin öğrencilerine büyük desteği. habere tıklıyorum. haber 1 yıl öncesinin, bir özel üniversite isteyen öğrencilerine hiç ayrım yapmadan staj imkanı tanıyor. hatta sadece türkiye değil yurt dışında bile tanıyor temalı bir haber. haberi okuyorum bir yerde elifle ilgili bir şey bulsam diye. haberin bilgi verme kısmı bitince bu imkandan yararlanan öğrencilerin görüşlerine yer veriliyor. berk şunu demiş, pelin su bunu derken bir bakıyorum. türk dili edebiyatı bölümü öğrencisi xx elif yy ise stajını yurt dışında yapmış ve bu staj ona çok şey katmış, farklı kültürler tanımasına imkan sağlarken...
    facebook profiline bile yazmadığı okulunu, hangi şehirde olduğunu bulmak aslında o kadar zor değilmiş. 10 dakikalık uğraşla bulunuyormuş fakat üniversitesinin adını çabuk bulabilmemden daha şaşırtıcı olan şey ise şu an aynı şehirde nefes alıyor oluşumuzdu. ikimizde ankaradaydık.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Az kaldı hissediyorum 54teyim
      ···
  6. 81.
    +26 -2
    sınavlar bitmiş, yaz tatili başlamıştı. sevgilimin yanımda geçireceği günler artık sınırlıydı. normalde olsa fazla üzülmezdim ama yeni yeni başlayan bir ciks hayatımız vardı ve ikimizinde birbirimize en hevesli olduğu zamanlardı. bu sayılı günlerimizde gezdik, seviştik, gezdik, seviştik, eve kapandık, seviştik. gideceği gün bir ara onu ziyarete geleceğimi söyledim. giderken beni çok sevdiğini iyi ki ilklerini benimle yaşadığını, artık beni ailesi olarak gördüğünü söyledi ve gitti. giderken ikimizde üzgündük ama 3 ay sonra yine beraber olacaktık.
    sevgilim gittikten sonra ankarada artık yalnızdım denebilir. bir tane ev arkadaşım kalmıştı evde onunla takılıyorduk. günde 4 defa sevgilimle konuşuyorduk. benimde yavaş yavaş memlekete gitme planları yaptığım zamanlarda telefonum çaldı. tanımadığım bir numara. açtım. alo demesinden elif olduğunu anladım. o olduğunu anladıktan sonra sustum onun konuşmasını bekledim. sen misin? dedi. hayır desem inanamazdı. evet dedim. seni aradım benim numaramı engellemişsin dedi. evet engelledim dedim. neden? dedi. o gün yaşananlar hataydı ondan dedim. bence de hataydı. ben nişanlıyım senin sevgilin var ama benden neden bu kadar korkuyorsun telefonu mu engelleyecek kadar ne oldu ki? dedi. şuan kimden arıyorsun? dedim. annemin telefonu dedi. hatırlat kapatınca anneni de engelleyeyim dedim. güldü peki engelle dedi. benimle görüşmek istemiyor musun? diye devam etti. seninle bir problemim yok ama bir yanlış yapıp sevgilimi üzmekten korkuyorum. onu çok seviyorum dedim. bunu belirtme amacım bir nevi benden uzak dur demekti. bende nişanlı mı seviyorum merak etme. hem o gün sen beni öptün. ben değil dedi.
    ben de, elimi tutan da sendin dedim. biraz sustuktan sonra dostça elini tuttum benim hakkımda farklı herkesten farklı düşündüğün için dedi. ikimizde suçu birbirimize atıyorduk.
    seni engellememe rağmen niye aradın? dedim. sadece konuşmak istiyorum dedi. ben bir kaç güne gidiyorum memlekete dedim. o zaman daha bir kaç günümüz var dedi. fazla uzatmadım tamam nerede? dedim. yeri söyledi. telefonu kapatırken annemi engellemeyi unutma diye de ekledi.

    dediği mekana gittiğimde bekliyordu. ayağa kalkıp yıllardır görüşmediği kankisi gibi öptü. nasılsın iyi misinden sonra. o gün yaşananları unutalım lütfen dedi. ben de, bunu zaten telefonda sana söyleyen bendim dedim. olsun yüz yüze de söylemek istedim dedi. öpüşmüş olmamız seni kötü hissetirmiyor mu nişanlını falan düşününce? dedim. yok hissettirmiyor seni kendime tehdit olarak görmüyorum dedi. ulan acaba aliyi de sen mi kışkırttın acaba diye düşündüm. senin için tehlike olmadığımı daha erken anlasaydın konser günü sana aynı sınıfta olduğumuzu hatırlattığımda ağlayarak kaçmana gerek kalmazdı dedim. kaçmamın sebebi geçmişimden gelen birinin hayatımı yıkmasından korkmamdı. senden değil dedi. geçmişinde bir hata yapmamışsın ki kendin dedin aliyle aramızda hiçbir şey geçmedi diye. evet geçmedi ama sen yanlış bildikleri anlatsan o bile yeterdi dedi. nişanlın sana güveniyorsa bence aşabilirdiniz? dedim. senin nişanlın sana dediğinde beraber aşarsınız artık dedi. yalan atmıyorsa aşardık herhalde dedim. ben yalan mı atıyorum dedi. bilmiyorum atmıyorsun herhalde dedim. şüphen var galiba dedi. senin cinsel hayatın beni ilgilendirmiyor tıpkı benimkinin seni ilgilendirmediği gibi dedim. her lafın iğneleyici alttan alttan laf çakıyorsun. eline ne geçiyor? dedi. ne dedim ki şimdi dedim? senin cinsel hayatın ne demek yaa? diye boş bir atar yaptı. demek istiyorum ki, sen aliyle bir şeyler yaşamamış olman ilerleyen süreçlerde hiç kimseyle yaşamayacağın anldıbına gelmiyor. belki üniversitede kimsenin zorlaması olmadan kendi isteğinle bir şeyler yaşadın ne mutlu sana. bu seni kimseyi kandırmadığın sürece kötü bir kız yapmaz, kandırsan bile beni ilgilendirmez dedim. bu cümleleri kurarken amacım ona üniversitede de eski elif olduğunu değişenin sadece yaşı olduğunu hissettirmekti. ben ne yaşadıysam ilk olarak nişanlımla yaşadım dedi. ne güzel dedim yine. sanki seninle evlenecekmişim gibi kendine dert ettin dedi. harbiden bana ne amk ne tak yerse yesindi ama elimde değil sinirim bozuluyordu. hayatının tamamen dışından gelen biri olarak bana bile gözümün için baka baka yalan atma gereği duyması aslında salak yerine koyması tuhaf hissettiriyordu. tüm bunların üstüne benim onun için yaptıklarımı pek önemsememesi ve bebelerin anlattıkları eklenince attığın yalanların hiçbirine kanmadım huur mesajı vermeye çalışıyordum.
    neyse ya eskilerden konuşup birbirimizi yanlış anlamayalım dedim. o zaman senin sevgilinle olan cinsel hayatından konuşalım. öpüşmekten ileri gidebildiniz mi? dedi. gülüp seni ilgilendirmez onun elini tuttuğum anlar bile çok özel dedim. işte bende onu diyorum. benim o anlarımın özel kalmasına izin vermediler dedi. kendimi tutamayıp o zaman videoya alınmasına izin vermeseydin dedim. dedim çünkü gözümün önüne alinin onu videoya çekerken gülen suratı, neşeli sesi, kameraya bakışı geldi. bana laf sokarken tebessüm eden suratı birden düştü. ben asla böyle bir şeye izin vermedim. ali gizli çekmiş. zaten aramızda bir kaç elleşmeden başka bir şey yaşanmadı. bunu bile açık açık söylettin dedi. özür dilerim. sınırı aştım biraz dedim. öylece suratıma baktı. lafa devam ettim. yaşansaydı bile kimseyi ilgilendirmezdi dedim.

    kafeden çıkarken araban nerede dedi? arabam yok, aslında kiralıktı demedim. arkadaşa verdim dedim. o zaman seni ben bırakayım babamın arabasıyla geldim dedi. tamam dedim. beni evime bıraktı. inerken teşekkürler, belki görüşürüz dedim. suratıma bakıp, nezaketen bile olsa yukarı davet etmeyecek misin? dedi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2 -1

      ···
    2. 2.
      +2
      Set
      Ri pkp
      ···
    3. 3.
      +2
      bunu da mı gibtin yoksa amk
      gel beni de gib
      ···
    4. diğerleri 1
  7. 82.
    +25 -1
    elifle yaşadıklarımdan mutlu muydum? hayır. pişman mıydım? hayır değildim. başta sevgilime haksızlık yapmaktan korkuyordum fakat elifle beraber olmanın verdiği pgibolojik haz daha üstün gelmişti. 31 çektikten sonraki pişmanlık ne kadarsa o kadar suçluluk hissediyordum. elifle beraberken aldığım bedensel haz ise. sevgilimle olduğum zamanların milyonda biri bile değildi. sevgilimin elini tutmak bile farklıydı... zaten elifle beraber olma amacım bedensel zevk değildi. kendimi daha iyi hissetmekti. işe de yarıyordu.

    memlekete gitme planlarımı bir süre ertelemiştim. elif genelde geceleri geliyordu. üçüncü gelişinden sonra aslında aramızdaki diyalog da azalmıştı. odama geliyordu. ikimizde hemen soyunup sevişiyorduk. bir önceki entrylerde anlattığım gibi anlar yaşanıyordu. ben elimden geldiğimce sert olmaya çalışıyordum. iş bittikten sonra yine yatakta sohbet ediyorduk. bana düğün hazırlıklarını, kaynanasını anlatıyordu. ne tuhaf anlardı. evleneceği adamı ve onun ailesini, tokmakçısına anlatıyordu. bence elife huur demek gerçek anlamda huur dediğimiz hayat kadınlarına haksızlıktı. bana ilişkisinde yaşadığı sorunları, yarın nişanlısı ve kaynanasıyla yapması gerekenleri anlatıyordu. tahammül edemiyormuş bu sürece. nişanlısı sanki değişmiş. daha çok tartışmaya başlamışlar. bazen ayrılmak istiyormuş...

    yine elifin geldiği bir gece, iş bitip üstünü giyinip gittikten sonra yatakta uzandığım bir anda ev arkadaşım odama girdi kapı açıktı zaten, çarşafı üzerime çektim. pardon kanka deyip çıkarken ne oldu kanka sen daha uyumadın mı? dedim. nasıl uyuyayım apartman ayağa kalktı dedi gülerek. karşımdaki sandalyeye oturdu. kanka diye lafa girdi, bu kız sanki bizim eve çok gelmeye başladı. her gece her gece. başta klagib avlanma olayı sandım ama uzadı biraz yani yine de sen bilirsin. başına bela olmasın diye diyorum. yenge falan duyarsa üzülür. sen de üzülürsün biliyorum. kızda biraz tuhaf yani çok rahat yapıyor ne yapıyorsa. eve gelişi, odana girişi. tüm o sesler. çıkarken karşılaştığımızda bana güle güle deyişi bilmiyorum bir enteresan dedi.

    ev arkadaşım bunları derken hiç cevap veremedim çünkü sanki beynimde sis vardı ve o kalkıyordu. elif benim yüzümden nişanlısından ayrılmayı mı düşünüyordu? evet başta söylediklerimle onu buna ben itmesem bile hatırlatmıştım denebilir ama işe yaradığını sanmıyordum. düşündükçe kafam daha çok senaryo kuruyordu. tüm yaşadıklarımızı en sondan en başa göz önüne getirdikçe sanki bir şeyler netleşiyordu. her geldiğinde bana nişanlısıyla olan tartışmalarını, dertlerini anlatması. acaba ayrılmaya yol mu yapıyordu? ona bu gücü ben mi vermiştim? ne dedim ki amk. benden bir şey umması hiç mantıklı değil. her konuşmamızda sevgilimi ne kadar sevdiğimden bahsediyordum. herhalde kendisinin benim için öylesine biri olduğunu anlamıştır. acaba hala ona aşık olduğumu falan mı düşünüyordu? bana sen çok anlayışlı birisin, keşke önceden tanışsaydık beni anlaman çok güzel... demesinin amacı geçmişini bilen yaşıtı biriyle daha rahat ve korkusuz bir ilişki kurmak mıydı? aslında ben onun geçmişini bilmiyordum yani o bilmediğimi sanıyordu. bana yalan yanlış bir hikaye anlatmıştı. tüm bu yalanları uydurma sebebi de beni elde etmek miydi? kendini eve davet ettirmesi, buluşmak için engellememe rağmen annesinin telefonundan araması, piknik günü benimle arabada baş başa kalmak için yalan atması... bana göz dikmiş olamazdı çünkü daha üçüncü sınıfa geçmiş, işsiz, askerliğe gitmemiş biriydim. nişanlısı ise hayatını düzene koymuştu. hem neyine güvenip üzerimden böyle bir plan yapıyordu? belkide yapmıyordu benim kuruntularımdı. oda arkadaşım benimle konuşup gittikten sonra uzun bir süre olduğum yere çakılıp kaldım. sürekli düşünüyordum. düşündükçe elifin amacının benim yüzümden nişanlısından ayrılıp aklınca kancayı bana takmak olduğu sonucuna geliyordum. gerçi onu nişanlısından ayırmam nişanlısına çok büyük iyilik yapmak olurdu ama ucunun bana dokunmasından korkuyordum. galiba beni hala kendisine aşık sanıyordu. yoksa bu ne öz güven? belkide amacı kancayı bana takmak değil beni sadece nişanlısından ayrılmak için bahane olarak kullanmaktı.

    sabah olunca oda arkadaşımın yanına gittim. akşam elif gelince telefonunu alabilir miyim? dedim. niye kanka? dedi. lazım dedim. anladı tabi ki. kanka ne yapacaksın lan? oğlum tehlikeli işler onlar bak. bulaşma dedi. bir şey yapmayacağım sadece önlem amaçlı sen deyince fark ettim elif, sevgilimle beni ayırmaya çalışmasın diye önlem amaçlı dedim. kanka sen bilirsin ama bence yapma bir ortaya çıksa hem kız rezil olur hem sen tutuklanırsın dedi. bir şey olmaz kanka görüntüler sadece bende kalacak önlem amaçlı o yüzden tutuklanmam kız da rezil olmaz merak etme eminim onun başka videoları da vardır dedim. şaka yapıyorum sandı güldü, ne binsin olummm yyaaa dedi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      Başgan az az güzel oluyor fakat kopukluklar oluşuyor yine uzat ama misal her gece 5 tane yazıp gitsen mi daha güzel olur gibi
      ···
    2. 2.
      -1
      Dogru diyor kopukluk oluyor.
      ···
    3. 3.
      +1
      baba az daha yaz be
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 83.
    +24 -1
    direk dansına başlayınca para karşılığı ciks teklifleri bana da gelmeye başladı. ukraynalı kadar olmasa da haftada bir en kötü ihtimalle on günde bir geliyordu. hepsine direk hayır diyordum. çünkü karşıma kimin çıkacağını bilmiyordum. zaten çok güzel biri olsa niye para versin yolda yürürken beğendiği birini çevirse istediğini alırdı.
    o yazın sonuna kadar, direk dansı yapmaya devam ettim. gitgide alışıyordum. ukraynalıyla ciks hayatımızda alanyayı terk ettiğim güne kadar devam etti. ama aramızda sevgililik gibi bir ilişki yoktu. o hala aynı işleri yapmaya devam ediyordu. beraber oluşumuz salt ciks amaçlı değildi. yan yana olmamız ikimize de iyi geliyordu sadece. tabi ben bazı günler mekandan bulduklarımla da beraber oluyordum... böyle anlatınca her gün ciks yapıyormuşum gibi görünüyor ama haftada 2-3 kez yapıyordum. artık skor arttırma amacım hiç kalmamıştı. o yüzden fazla uğraşmıyordum.

    alanya da işim bitene kadar olaylar böyle devam etti. tüm bunların dışında buraya not düşmeme değecek bir şey daha yaşadım. o da kötü bir şey değil bence. yaptığım için mutluyum.
    bir gün sahneden indikten sonra, çalışanlardan biri yanıma geldi. seninle görüşmek isteyen bir müşteri var dedi. ben her zamanki gibi yorgunum dedim ve gitti. 10 dakika sonra yine geldi. aynı müşteri ısrar ediyor. seninle görüşmesi lazımmış, bir şey diyecekmiş dedi. ulan acaba beni tanıyan birimi diye düşündüm. bir anda kalp atışım hızlandı. haberi getiren adamı takip ettim localara giden koridora vardık. 50-60 yaş arasında bir kadındı ve yabancıydı. rahat bir nefes aldım. yanına gittim merhaba dedim. kadın merhaba dedi. birbirimize bakarken o lafa girdi. seninle görüşmek için ben ısrar ettim, geldiğin için teşekkürler dedi. galiba ingilizdi çünkü aksanı ateş ediyordu.
    bende önemli değil ama ben sadece dansçıyım. görüşme yapmıyorum dedim. kadın lafa girdi. kendim için istemiyorum. kızım için dedi. ben bir tak anlamadım ama yine de görüşme yapmadığımı tekrar ettim. lütfen, lütfen diye elimi tuttu. anlatmaya başladı. kızının kanser olduğunu, çok uzun ve zor bir tedavi süreci geçirdiğini bu süreçte çok yalnız kaldığını. hastalığının iyileşmesini beklerlerken yayıldığını söyledi ve konuşmaya devam etti. kızımın en iyi ihtimalle dünyadaki son 1 yılı. onun eğlenmesini, en azından çektiği acıları bir anlığına bile olsa unutmasını istiyorum. dansçılar arasında hep sana baktı. sorduğumda da tatlı olduğunu söyledi. hatta bunu söylerken benim için 'boyish' kelimesini kullandı. galiba çocuksu demek istemişti. tüm bu anlarda elimi tutuyordu. gözleri dolmuştu ama ağlamıyordu. ister istemez bende etkilenmiştim. zaten ne denir ki böyle bir durumda?
    lafı çevirmek için kızınızın haberi var mı? dedim. o da yok ama yine de seni ona zütürmek istiyorum. kabul etmese de paranı alırsın diye ekledi. ben uzun bir süre konuşmadan sessiz kaldığımı hatırlıyorum. sessizliği o bozdu. lütfen kızıma son bir şeyler yapmama yardım et dedi. evet dedim. ne diyecektim ki başka?
    kaldığı oteli ve oda numarasını, öğlen beklediği saati söyledi ve gitti. bende üstümü giyindim. kendi evimin yolunu tuttum. hafif duygusala bağlamıştım. acaba aynı hastalığa yakalanmış bir türk kızı için annesi bunu yapar mıydı? annesi iyi bir şey mi yapıyordu? kızı öğrenince sinirlenmez miydi? bence sinirlenirdi. nasıl yapacaktım yani kız hasta ya bir şey olursa? bunları düşüne düşüne uyudum beklenen saat yaklaştığında elimden geldiğince şık giyindim. evden çıktım taksi durağına kadar kendim yürüdüm. otele varınca direk odaya çıktım. kapıyı anne açtı. içeri girdim. otelin en iyi odası olabilirdi. salon gibi bir yere girdim. kız koltukta oturuyordu. gayet şık giyinmişti galiba haberi vardı. annesi lafa girdi. bu sira sayi sifati. dünkü mekanda o da vardı. seninle tanışmak istedi dedi. sonra bana döndü kızını tanıttı. kızın adı şayeen'miş. ben kızın beni tanıdığını sanıyordum ama galiba tanımamış annesi dünkü dansçı çocuk boyish olan deyince tepki verdi. ben şayenin karşısındaki koltuğa oturdum ama kız bana gülümseyip annesine döndü. diğer odaya gittiler. konuşma sesleri geliyordu ama hiçbir şey anlamıyordum. zaten kendi aralarında konuşurken aksanları daha fena oluyordu. annesi yanıma geldi. sen yanına gider misin sana karşı daha sakin olacaktır dedi. kalktım odaya gittim. oturduğu koltuğa oturdum. yine bana gülümsedi. annem hala kabullenemedi. kusura bakma dedi.
    o anlarda yapmam gereken kızı ikna etmek değildi. yani sıradan bir kızı yatağa atarken yaptıklarımı yapamazdım. yapmam gereken onu arkadaş olabileceğimize inandırmaktı. lafa nasıl girsem diye düşünürken. kusura bakma ingilizcem iyi olmayabilir dedim. o da sorun değil dedi. annen dün beni beğendiğini söyledi dedim. güldü, her gün onlarca erkeği beğeniyorum dedi. onlardan birisi olmak güzel güzel dedim. kaç yaşında olduğunu sordum. 24 dedi. ne iş yaptığını sordum. söyledi. ne zamandır alanyada olduğunu sordum söyledi. nereleri gezdiğini sordum. söyledi. bu kez ben kendimi anlatmaya başladım. adım şu, 20 yaşındayım. şu bölümü okuyorum. yazın başından beri dansçılık yapıyorum dedim. ek olarak bu işimi yapıyorsun dedi. bu kez ben güldüm. hayır sadece dansçılık yapıyorum ama annen tatilde yalnız kalmanı istemediğini söyleyince geldim. normalde huur değilim dedim. yine güldü ve tatlı olduğumu söyledi. yavaş yavaş ısınıyordu. ona yogadan bahsettim. ilgisini çekti. iyileştikten sonra bende yapmayı düşünüyordum dedi. bu lafından sonra bozuntuya vermedim devam ettim. beraber deneyelim mi dedim. yok dedi. biraz sustuktan sonra çabanı anlıyorum ama beni daha kötü hissettiriyor dedi. bende, bir çabam yok sadece seninle güzel vakit geçirmek istiyorum. annende beni o yüzden çağırdı. ikimizinde amacı seni kötü hissettirmek değil mutlu olman dedim. boş boş baktı. yoga yapalım mı dedim yine? cevabını beklemeden tişörtümü çıkarıp yere oturdum. bağdaş kurdum. ingilizce god'lı falan bir şeyler dedi güldü. bir kaç dakika boyunca beni izledi. yapsan belki seversin, yanıma gelsene dedim. bu kez geldi. kendimce ne yapması gerektiğini anlattım. nasıl durması gerektiğini nefes alışlarını her şeyi gösterirken elim hep vücuduna temas halindeydi.
    bir kaç artistik duruş gösterdim. sıradan tepkiler verdi. o sırada neden burada olduğum aklıma geldi. görevim bakıcılık değildi. gelme amacım belliydi. yanına tekrar oturdum ve dudağına yapıştım. öptükten sonra emin misin? dedi. ben de ne için dedim. bir memesi olmayan biriyle daha önce yaptın mı? dedi. böyle bir soruya ne cevap verilir. hayır yapmadım ama seninle güzel vakit geçirmek için elimden geleni yaparım dedim. galiba ilk adımı benden bekliyordu. pantolonumu da çıkardım. yanına oturdum. gözleri doldu. ciks yapmak istemiyorsan sorun değil. konuşabiliriz, film izleyebiliriz, dışarı çıkabiliriz ya da dans edebiliriz. ne istersen yapabiliriz. sana iyi gelmiyorsam gidebilirim de dedim. gerek yok kal dedi. o hala yerde otururken ben yatağa uzandım. beş dakika sonra yanıma gelsene dedim. geldi o da uzandı. sarıldık birbirimize. bir süre öyle kaldık. ben bir yandan da duygusal açıdan etkilenmiştim. ya kalkmazsa korkusu kafamı kurcalamaya başlamıştı. tekrar öpüşmeye başladık. bu kez kendini bırakmıştı. elbisesini ben çıkardım. evet bir memesi yoktu ve dikiş izleri vardı. önümde çıplak kaldığında o da dikiş izlerine baktı. sanki ilk kez görüyormuşçasına sonra da bana baktı. kendime çektim hiçbir şey yokmuş gibi sevişmeye başladık. o sırt üstü uzandı ben onu memnun etmek için her şeyi yaptım. aletimin kalkmaya başladığını hissettiğimde bende tamamen soyundum. hayatımda yaptığım en yavaş ciksti. çünkü canını yakmak istemiyordum. o da zaten bana hiç komut vermedi. tamamen kendini bana bıraktı. o esnalarda annesi bir kere kapıyı aralayıp anlık bir bakış attı. galiba kızı iyi mi diye. o gün yaptığım ciksten çok fazla zevk aldım ama daha farklı bir zevkti bu. karşımdakinin tatmin olduğunu gördükçe daha da artan bir zevkti. bitirdikten sonra yatakta yine sarıldık birbirimize ama bu kez o daha konuşkandı. kahkaha falan atıyordu.
    görevimi yerine getirdikten sonra çekip gitmek zor geldi bana. yemeğe çıkalım mı? istersen annede gelir dedim. olur dedi. duş alıp yemeğe çıktık. annesi de geldi. yemekten sonra otellerinin önünde annesi bana teşekkür etti. uzun süredir bu kadar normal bir gün geçirmemiştik dedi. ve 200 euro çıkardı cebinden. başta almak istemedim. ısrar etti. parayı almazsam ona kızının ölecek olmasını hatırlatmış olurmuşum. parayı aldım ve ne kadar daha burada olduklarını sordum. izin verirse şayeenin arkadaşı olarak bazen gelmek istediğimi söyledim. yine teşekkür etti. sonraki bir hafta boyunca şayeni 3 kez ziyaret ettim. üçünde de ciks yaptık ve birinde de gece yarısı yüzmeye gittik. tıpkı ukraynalı ve gineliyle yaptığımız gibi. memesi alındığından beri ilk denize girişiyimiş.
    şayen yaklışık 5 ay sonra öldü. ölüm haberini facebookta arkadaşlarının resmine yaptığı yorumlardan anladım...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Devdıbını bekliyoruz
      ···
    2. 2.
      +3
      RIP şayen Allah rahmet eylesin...
      ···
    3. 3.
      +2
      Vay amk dünyada ne tip olaylar varmış da bizim haberimiz yokmuş.
      ···
    4. 4.
      +2
      vay babanın kemiğine...
      neler oluyor hayatta
      ···
    5. 5.
      +2
      Hasgibtir bu ne
      ···
    6. 6.
      +2
      Olum ağlattın lan
      ···
    7. 7.
      +1
      adam zina yaparak sevap işledi amk din bugda kaldı :D tövbeeeeee
      ···
    8. diğerleri 5
  9. 84.
    +24 -1
    lisedeki eceyi saymazsam, ilk sevgilim kübraydı. hatta eceyi saymıyorum çünkü bir erkeğin yetişkinken yaşadığı ilişki gerçek ilişkidir. kübrayla zaten iyi bir başlangıç yapmıştık öyle de devam etti. okul haricindeki zamanlarda da neredeyse hep beraberdik. hayalini kurduğum, elini tutup dünyanın ucuna gidebileceğim kız oydu. gözüm ondan başkasını görüyordu ama onu çok seviyordum. aşık değildim ama o olmadan ekgib olacağımı biliyordum. aşık değildim ama çok seviyordum. beraber olduğumuz her an birbirimizin hayatına daha çok nüfuz ediyorduk sanki.
    daha ilişkimizin bir ayı dolmamışken facebook profil resmimi onunla el ele olduğumuz bir fotoğraf yapmıştım ki normalde sosyal medyada çok aktif olan biri değilim, özel hayatımı başkalarıyla paylaşmayı sevmem, ailemin ve akrabalarımın bilmesini istemem. çünkü bizim memlekette ve ailede sanki sevgilin olması kötü bir şey gibi algılanır. onaylanmaz. sevgilisi olan kız kaşardır. sevgilisi olan erkek o kızı gibmek için peşine düşmüş bir ahlaksızdır. anne babalar bile enteresan bulur bu durumu. sen önce okulunu bitir, paranı kazan sonra bu işler gelir mantığında saçma bir düşünce hakimdir. tüm bunları bilmeme rağmen koydum fotoyu. fotoğrafın altına direk abilerimden yorumlar geldi. kuzenler ve bir kaç arkadaş daha yorum yaptı. ukraynalı \'seni mutlu görmek çok güzel. bunu hakediyorsun\' yazdı. bence en samimi yorum onunkiydi ya da ben öyle hissettim.
    kübrayla ilişkimiz oldukça sıradan yani olması gerektiği gibi devam ediyordu. bu süreçte ben yurttan çıkma kararı almıştım ve ev bakıyordum. bu kararı almamda hem yurtta rahat etmemem hemde kendimi kısıtlı hissetmem vardı. yurda en son giriş saati gece 12 deydi. odada 8 kişi kalıyorduk, her çeşit manyak vardı. bunların dışında sevgilim vardı artık. onunla baş başa kalabileceğim bir yerimiz olsa güzel olurdu. hesaplamalarımı yaptım bankadaki 8 bin tl'ye hiç dokunmamıştım. ailem para gönderiyordu, kredim vardı. bir ev arkadaşı da bulursam çok rahat geçinirdim.
    keçiörende bir ev bulmuştum. gayet iyiydi. ısıtması merkeziydi. okula uzaktı ama kirası azdı. evi tuttum. eşyaların hepsini ya çok ucuza ikinci el aldım ya da facebook gruplarında bedavaya veren öğrencilerden temin ettim. yatağı iki kişilik aldım. sebebini zaten tahmin etmişsinizdir. sevgilim evime geldiğinde yanımda yatacaktı. eve birinci dönemin bitmesine yaklaşık bir ay varken taşındım. ailemin tabi ki haberi yoktu. keyfim yerindeydi. kübra da sürekli eve geliyordu. ilk sevişmemizde o evde oldu. geldiği bir gün bu gece burada kalmasını teklif ettim. olur dedi. yurttan arkadaşını aradı, müdürden onun yerine izin alması için. sonrası bildiğiniz gibi. o kadar kadınla beraber olmama rağmen ilk kez bir kadına sahip olma duygusunu hissettim. sebebi bakire olmasıydı. biliyorum okuyan çoğu kişi bekaret takıntısı diyecek ya da sen kendi geçmişine bak senin bakire olmasa da laf edecek yüzün var mı diyecek. haklılar ama sadece hislerimi açıkça ifade ediyorum. onun o anlarda heyecanlı, ne yapacağını bilmez, çekingen tavırları hoşuma gitmişti. ilk erkeği olduğunu bilmek güzeldi.
    ciks konusunda tecrübeli olmama rağmen aslında bende heyecanlıydım. çünkü hayatımda ilk kez bakire biriyle birlikte olacaktım. mümkün olduğunca canını yakmamaya çalıştım. o anlarda aklıma ister istemez elif ve ali geldi. aklıma kazınmışlar aq. ama ne ben aliydim ne kübra elifti. o günden sonra her fırsatta ciks yaptık. karı-koca hayatı yaşıyorduk sanki. eve geldiğinde evi temizliyordu. hangi pantolonuma hangi gömleği, kazağı giymem gerektiğini söylüyordu. birinci dönem bittiğinde sadece bir haftalığına memleketlerimize gittik ve hemen evimize döndük. tamamen birbirimize ait olduğumuz 3 hafta geçirdik. bu gün ne yemek yapayım sorusunun bile muhattabı oldum düşünün. lafı fazla uzatmayayım. kübra benim için artık sevgili değildi. karımdı. bende onun kocasıydım.

    bu süreçte benim paralar hafif hafif suyunu çekmişti. yani 3 hafta gibi bir sürede bankadaki param 1500 tl azalmıştı. faturalar, kira,yemek, öbür masraflar mümkün değil aylık gelirim karşılamazdı. ev arkadaşı bulmaya karar verdim. önce sınıf arkadaşlarıma sordum kimse olumlu cevap vermedi. okulun face grubuna yazdım. bizim okuldan yeni mezun olmuş ve bir bankaya atanmış bilgisayar mühendisi bir bebe kabul etti. benden 3 yaş büyüktü ama benden küçük duruyordu. geldi evi gördü. ona koşulları anlattım. bana her türlü uyar ben zaten uyumaya geliyor gibi olacağım dedi. çocuk bir hafta içinde taşındı. çocukla iyi de anlaştık. yoga öğretmeye falan çalışıyorum bebeye. gece acıkınca beraber yemek yemeye gidiyoruz. bu çocuk hiç cluba gitmemiş. ben zütürüyorum. hayvan gibi içiyor ben sahip çıkıyorum. güya benden büyük ama ben abilik yapıyorum. biraz tıfıl bir tip anlayacağınız. belki okuyanlara çok iddialı gelecek ama çocuk benim evime taşındıktan sonraki 1 aylık süreçte hali tavrı değişiyor. sürekli benden tavsiye istiyor. onu zütürdüğüm mekanlara artık kendisi gidiyor. bazı geceler yanında kızla geliyor.
    kübra da o süreçte her zamanki gibi gidip geliyor, arada kalıyor. çocuk zaten bizim evli gibi yaşadığımızdan haberdar. sabahları üçümüz kahvaltı yapıyoruz. hafta sonu film izliyoruz. kübra buna okuldan kız falan ayarlamaya çalışıyor. tam how ı met your mother'daki üçlüye benzedik falan diyoruz. yani kübra da iyi anlaştı bebeyle.
    zaman böyle geçerken bir gün kübra eve geliyor. evde yalnızım o sırada. biraz gergin görünüyor. oturduktan sonra lafı çok uzatmadan hamile olduğunu söylüyor. ben hiç filmlerdeki gibi mümkün değil tribine falan girmiyorum çünkü korunmadan ciks yaptığımız çok oluyordu. bazen evde kondom olmuyordu, gidip almaya üşeniyordum ya da o hap alırım diyordu.

    ben doğurmak isteyip istemediğini soruyorum? o da ne diyorsun sen gibisinden bir bakış attıktan sonra, doğuracağım desem evlenecek miyiz? diyor. bende istersen evleniriz. diyorum. o da neyle geçinmeyi düşünüyorsun diyor haklı olarak. elimden ne geliyorsa yaparım diyorum? babama anneme ne diyeceğim? benim hayatım ne olacak? okula bebekle mi gideyim? diyor. o anlarda sinirini anlıyorum. o zaman aldıralım diyorum? tabi ki aldıracağız ama ya aldırdığım kayıtlara geçerse? diyor. ben o anlarda çok samimi söylüyorum nikahlı karım hamileyim dese vereceğim tepkileri veriyorum. zaten kübrayı karım olarak görüyorum. hayatımız zaten ortak. çocuğu da beraber yaptık. hiç aklımdan kendi aileme ne derim sorusu geçmiyor ki benim ailemde açık görüşlü anlayışlı bir aile değil ya da bende okuyorum o ne olacak? sorusu geçmiyor. ama başta dedim ya yetişkin olduğunuzda yaşadığınız ciddi bir ilişki sizi de değiştiriyor. aslında erkek kadına sahip olduğunu sanıyor ama aslında kadın erkeğe sahip.
    ben çocuğu aldıracağımızı rahat olmasını söylüyorum ama bana ne yapacaksın faceten mi soracaksın falan diyor. bende özel hastanede yaptırırız diyorum? parayı nereden bulacaksın? diyor. ben sen merak etme ben bulurum diyorum. tabi bankada yazın yaptıklarımdan dolayı 5 bin var diyemiyorum. tüm ısrarlarıma rağmen o gün yurtta kalıyor. giderken yine onu sevdiğimi, hiç bırakmayacağımı söylüyorum. kusura bakma gerginim gitsem daha iyi hem sana patlamam durduk yere deyip gidiyor.
    o gittikten sonra özel hastaneleri arayıp soruyorum. kayıtlara geçer mi? doktor iyi mi? bir risk var mı? ne zaman taburcu olur? . sonunda aklıma yatan bir hastane buluyorum. 2 gün sonraya da randevu veriyorlar. bir yandan da hayal kuruyorum. acaba çocuğumuz doğsa nasıl bir hayatımız olur. kucağıma aldığı mı düşünüyorum, gece ağladığını, annesinin emzirdiğini. resmen kendi ailem olacak...
    ben odada otururken tıfıl ev arkadaşım geliyor. kapı açılma sesini duyuyorum. odamın kapısı açılıyor. naber kanka muhabbetinden sonra montunun cebinden para çıkarıyor. kanka kübra beni aradı durumu anlattı, olur böyle kazalar deyip parayı veriyor. o an şakaklarım kalp gibi atıyor. ulan karnında benim çocuğumu taşıyan kadın bana güvenmiyor tıfılı arıyor. kimse duymasın diye telaşlanan sevgilim tıfılın duymasından çekinmiyor. saol kardeşim benden para var deyip elini itiyorum. o da al bulunsun belki lazım olur. hem yarın bende geleyim benim arabayla gidelim diye ısrar ediyor. hemen üstümü giyinip kübranın yurduna gidiyorum. dışarı geliyor. hayvan gibi bağırıyorum. o sadece sesini yükseltme diyor. ben o sırada tınlamıyorum tabi. o da bağırmaya başlıyor. nereden bulacaktın parayı? ben bağırıyorum halletim dedim ya. paran yetmiyor diye ev arkadaşı almak zorunda kalmadın mı? diyor ben bağırıyorum bunun konuyla ne alakası var? ne yapacaktık hastaneden çıkıp otobüse mi binecektik? diyor ben duyduğuma inanamıyorum. biraz susuyorum. bankada 5 bin tl var o taksiye binmene de yeter diyorum. parayı kimden aldın? abinden mi? diyor. yazın çalıştım diyorum. ne zaman diyor ? bu yaz diyorum. benim niye haberim yok diyor öyle gerekti diyorum. ne demek öyle gerekti diyor. yazın dansçılık yaptım bir gece klübünde diyorum. bunu niye bana anlatmadın diyor. zamanı gelince anlatacaktım diyorum. tartışma bir alevlenip bir duruluyor... o tartışmada direk dansı yaptığımı söylüyorum. striptizci mi oldun diyor? bende salak gibi striptiz le direk dansının farkını anlatıyorum ne malım ya...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Devam panpa devvam
      ···
    2. 2.
      +4
      çocuk tıfıldan geçmiş olsun panpa
      ···
    3. 3.
      0
      striptiz ile direk dansını anlatmasan kavgada haksız olurdun. devam et panpa az kaldı iteleyecekler sana...
      ···
    4. 4.
      +1
      Rez bu okunur
      ···
    5. diğerleri 2
  10. 85.
    +23
    yarım saat ya geçmiş ya geçmemişti telefonum çaldı. arayan tabi ki elifti. gerçek mi o? video mu? resim mi? dedi. açıkçası telaşlanmış olması hoşuma gitmişti. ne gerçek mi? dedim. gönderdiğin resim mi video mu ? dedi. ne göndermişim ben sana? dedim. allah belanı versin neden yaptın bunu? dedi. elif iyi misin? neyi kast ettiğini anlamıyorum dedim. yine beddualar etmeye başladı ama ağlıyordu galiba. üzülmemiştim. hem de hiç. alinin ona yaptıklarına üzülen ben buz gibiydim. neyse ben kapatıyorum. görüşürüz ya da görüşmeyiz. sana mutluluklar dedim kapattım telefonu.

    10 dakika sonra tekrar aradı. lütfen sil onları bak lütfen dedi. neyi sileyim? dedim. görüntüleri sil lütfen ... bak lütfen sil... neyden bahsediyorum silmeyeceksin değil mi? ömür boyu senin korkun ile yaşayacağım. neden girdin hayatıma... neden yapıyorsun bunları? dedi. sürekli konuşuyordu, bağırıyordu, ağlıyordu. ben de ne desem bilmiyordum. açık vermekten korkuyordum. elif dediklerinden hiç bir şey anlamıyorum. ne için telaşlandın ? eğer yıllar önce alinin ve kaanın sana yaptıklarını kast ediyorsan. rahat ol ben kimseye söylemem sen yeter ki mutlu ol. sana yapılan eziyetlerin hiç biri benim tarafımdan açığa çıkarılmaz. zaten seni ben kurtarmıştım hatırlarsan deyip kapattım telefonu.

    ona resmi gönderdiğim maili açtım. cevap atmıştı. eğer o görüntüleri yayarsan, birine gösterirsen sen de rezil olursun. nişanlım seni öldürür. hapse girersin. ikimizde yanarız. bak bunu yapma yok et hepsini. kaç tane var. sana her geldiğimde çektin mi? ... cevap bile vermedim.

    bir kaç saat sonra telefonum bir kez daha çaldı. arayan yine elifti. açtım alo dedim. tanımadığım bir ses, allah belanızı versin, cenazeniz ... ne istedin? bırakmadınız peşini, yediniz başını kızımın, kaçtık yine buldunuz, tüm düzenimizi sizin yüzünüzden bozduk. rahat bırakın artık. konuşsana şerefsiz. hiç konuşmadım. kapatıp elifin numarasını engelledim.
    5 dakika sonra yabancı bir numara aradı. işler daha da kötüye gider korkusuyla açtım. yine o ses rahat bırakın artık bizi, sil o görüntüleri sil. ne geçecek eline. seninde başın yanacak dedi. yine telefonu kapattım. annesini de engelledim. keşke beni annesinin telefonundan aradığı ilk gün gerçekten engelleseydim.

    durup düşünmeye başladım. olay büyümesin diye ne yapabilirim? elifi kendi numarasından aradım. açtı. yalnız mısın? dedim. evet dedi. annen beni arayıp bir şeyler dedi anlamadım ama her ne için telaşlanıyor ise umarım çözer dedim. offff dedi ağlamaya başladı. neyse ben seninle bir daha iletişime geçerim. güle güle deyip kapattım.

    kendime çakma bir face açtım. yine züt korkusundan vpn kullandım. elife arkadaşlık isteği attım. kabul etti. çevrim içiydi. o yazmadan ben yazmaya başladım. ben senin hiç bir zaman üzülmeni istemedim. sen üzülme diye o yaşta neler yaptım. çok içten söylüyorum. git ve telaşlanmadan rahat rahat hayatını yaşa. şu dünyada seni en son mağdur etmek isteyecek kişi benim. aliyle olan görüntülerini ben yok ettim. iyi ki de yapmışım. bir daha olsa bir daha yapardım. sevgilim ve benim hakkımda dediklerin beni telaşlandırsa da ben sana asla zarar verecek bir şey yapmam. umarım mutlu bir evliliğin ve hayatın olur. ikimizde birbirimize karşı hatalar yaptık ama birbirimize zarar vermeyeceğimize eminim dedim.
    sildin mi ? yazdı. evet sildim. bana yaptığın bütün hataları tık diye sildim. sende benim hatalarımı sil dedim. sana inanmaktan başka çarem yok zaten dedi. bana güven yazıp face'i sildim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Panpa silmedin demi dogru soyle:)
      ···
  11. 86.
    +23 -1
    yanımızdan geçip giderken ben ona bildiğiniz dik dik bakıyorum. nişanlısının yanına gidiyor. ben hala bakıyorum. sırtı bana dönük ona rağmen bakıyorum. canlı görünce anlıyorum elif bildiğiniz kadın olmuş. hani o üniversiteli kız çıtı pıtılığı yok. beklediğimden kilolu, üstündekiler şık ama gayet sıradan kıyafetler. aslında pek değişmemiş ama daha öncede dedim büyümüş gibi. nişanlısıyla çok sıkı fıkı değil yani bizim gibi öpüşme sarılma yok aralarında. hafif bir travma durumu gibi bir duygu var içimde. o anlarda bakışlarım sevgilimin sesiyle kesiliyor. ne oldu? diyor. hiç memleketten bir arkadaşa benzettim. galiba o değil diyorum. sevgilim hadi gel bebeler grubunun yanına gidelim diyor. ben aslında bura iyi deyip sarılıyorum sevgilime. bir kaç dakika sonra yaptığımın anlamsızlık olduğunu fark edip bebelerin yanına gidiyorum. zaten onların yanından da elifi, nişanlısını görüyorum. bana bir suskunluk, sakinlik geliyor hissediyorum bu yüzden arada dikkat çekmemek lafa girip yorum yapıyorum. sevgilimde birkaç kişiyle muhabbet ediyor. benim kafa allak bullak. beni tanıdı mı? o zaman tanımamazlıktan geldi.yok yok tanımadı ya mümkün değil tanıması neredeyse 8 sene oldu. benim artık ilkokulla alakam yok. ergenlik dönemi bile bitti. ergenlikten sonra erkekler çok değişiyor. kızlar neredeyse aynı kalıyor. beni tanımış olamaz. boy, kilo, sakal... mümkün değil tanımaz. gidip konuşsam tepkisi ne olur?

    bir ara bizim bebeler grubundan biri, bir yere gidip geliyor. dönünce elife el sallıyor. geldiğinde o kız kim diyorum. bir arkadaş diyor. bende birine benzettim de diyorum. adı elif. ailesi bursa da o burada okuyor diyor. o zaman benzettiğim kişi değil deyip kapatıyorum konuyu. acayip canım sıkılıyor. hemen yanımda duruyor ama gidip konuşamıyorum. konuşsam ne tepki alacağım bilmiyorum? gökçe\'nin sahneye çıkmasına yarım saat falan var. o sırada bir dj çalıyor. bildiğiniz popüler şarkılar işte bir meziyeti yok. ne yapsam kendime gelsem çünkü ben normalde durgun biri değilim, şimdi bir anda böyle, diye düşünürken. sevgilime gel dans edelim diyorum. bu gülüyor sen dans et diyor. onun için şaşırtıcı değil dans etmek istemem. zaten gittiğimiz her mekanda ben dans ediyorum ama tabi alanya-bodrum performansı değil zaten o olaydan haberi yok. arkada macklamore-thrift shop çalıyor. ben sevgilimi kolundan çekiyorum bu kahkaha atıyor. bebeler grubu da gülüyor. daha dansa başlamadan millet gülme seslerinden bize bakıyor. sevgilimi elife arkası dönecek şekilde kendime çeviriyorum. elif bana dönük kalıyor. oda bizim tarafa bakıyor. ben sevgilimin dibine girip dans ediyorum. aslında gayet basit bir dans ama ayakta bir kızın dibinde olunca, birde zıplamaktan başka dans bilmeyenlerin olduğu bir ortamda dikkat çekiyor olmalı. sevgilim alışkın bu dansıma ama ben biraz vitesi arttırıyorum. bebeler grubu huhhhuuuu diyor. elif bildiğin bana bakıyor. sonraki şarkı william ve justin bieber. tam benim şarkı. elektro ve hiphopa çok uygun. kaldı ki önceden bu şarkıda kaç kez dans ettim sayamam. sadece direk yok.
    dans esnasında vitesi biraz daha arttırıyorum. vücut dalgalandırma hareketlerini şarkıya göre hızlandırıp yavaşlatarak yapınca herkes beni alkışlıyor. o an sevgilimin tepkisi ne bilmiyorum çünkü hem gözüm elifte hem de özlemişim ilgi odağı olmayı. yanıma dans etmek için başka kişiler de geliyor. ortam dahada coşuyor. bir ara sevgilime bakıyorum suratında tebessüm var ama donuk bir tebessüm. büyük ihtimalle şaşırdı. dans esnasında elimle onu gösteriyorum. tanıyanlar oooooo deyince tekrar gülüyor. birazda yavaşlıyorum çünkü ne tepki alacağımı bilmiyorum hem sevgilimden hem milletten. yan tarafıma baktığımda elifi görüyorum aramızda 3-4 metre anca vardır. elleri alkış pozisyonunda kalmış. galiba beni tanımamış. tanısa niye dibime girip alkışlasın.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Devvvam başkan takipteyiz.
      ···
  12. 87.
    +23 -1
    elifin yaptığı emrivakiye hayır demedim. yukarı davet ettim. ev arkadaşım da evdeydi. konserde tanıştığım bir arkadaş dedim. salona geçtik. izlediğimiz dizilerden konuştuk, derslerden, okuldan konuştuk. kafeye kıyasla çok daha rahat bir sohbet oluyordu. açıkçası beni rahatlatmıştı bu durum. ne zamandır yoga yaptığımı sordu. hazırlıktan beri neredeyse 3 yıl oluyor dedim. belli zaten ilkokuldaki haline göre devrim var dedi. sen benim ilk okuldaki halimi hatırlıyor musun ki? dedim. anımsıyorum, evdeki resimlere bakınca daha iyi de anımsadım dedi. sevgilin de yoga yapıyor mu? dedi. yok yapmıyor arada ısrar ediyorum ama pek ilgisini çekmedi dedim. aaaa benim sevgilim yogacı olsa ben kesin yapardım dedi. sizin okulda belki kulüp vardır sor ya da bizim okula dışarıdan da gelebiliyorsun fazla bir parada istemiyorlar dedim. yok ya dedi düğün arifesinde zamanım yok. eve gelip öğretecek sevgilim olsaydı yapardım. sevgilin çok şanslı dedi. sağ ol asıl ben şanslıyım dedim. gayet yapmacık bir şekilde ayy ne tatlı dedi. daha önce dediğim gibi kızların mutlu ilişki görünce kendi ilişkileri olmasına rağmen kıskanması durumunu sezdim.

    ev arkadaşım kendi odasına gitmişti, salonda ikimiz vardık. konser günü beni görünce şaşırdın mı? ne hissettin? dedi. nereden çıktı ki bu? dedim. hiçççç merak ettim dedi. soruyu duyduğumda onu bulmak için çabalarım gözümün önüne geldi. seni en başta tanımadım, tıfıl 2 benim nişanlım elifte orada ilkokul okumuş deyince fark ettim ve çok şaşırdım dedim. nasıl yani başta tanımadın mı? dedi. yok tanımadım dedim. sen ilkokulda bana aşık değil miydin yaaa ahahahh deyip güldü. bilmem galiba senden hoşlanıyordum deyip kestirip attım. bir şey içer misin dedim. su dedi. mutfağa su getirmeye gittim o da geldi. suyu içti. odan neresi dedi. orada oturacak yer yok. salon daha rahat dedim. evi gezmek için dedi. odamı gösterdim. kitaplığa bakmaya başladı. kitaplarımı inceledi... çalışma sandalyeme oturdu. sende otursana karşıma dedi. karşısına yani yatağıma oturdum. birbirimize bakarken o lafa girdi. iyi ki konser günü benimle konuşmuşsun dedi. ben anlam veremediğim için bir şey demedim. o gün bana gelip videoları yok ettiğini söylemen ve benim hala o konuda telaşlı olduğumu düşünmen çok ince bir davranıştı aslında. ilk buluşup konuşmamızda da dediklerini çok düşündüm. geçmişimden gelen korkuyla istemediğim şeylere mi adım atıyorum diye düşündüm. senin beni yönlendirmen çok hoştu bence dedi ve yatağa gelip yanıma oturdu. keşke daha erken tanışsaydık. belki her şey farklı olurdu. bence sen çok anlayışlı birisin dedi.

    daha erken tanışsaydık derken beşikte falan herhalde, çünkü ilkokulun bir öncesi beşik dedim. amacım elifin açığa çıkan amacını def etmekti. hahahaha yok o anlamda demedim. yani belki üniversitede tekrar görüşseydik seninle uzun süreli bir ilişkimiz olabilirdi dedi. yine esprili bir dille ilişkimiz sevgilimi bulana kadar sürerdi sonra senden ayrılıp ona giderdim dedim. ahhhahah bende nişanlımı tanıyınca ona giderdim zaten dedi. elif o anlarda söyledikleriyle benimle yatmaya meyilli olduğunu zaten çok net belli etmişti ama ben korkuyordum. öpüştükten sonra bile sevgilimin yüzüne bakarken gerilmiştim. birde ciks yapsak... yan oda da ev arkadaşımda vardı. sevgilime hiçbir şey demezdi ama yinede şahit olsun istemezdim. sevgilim burada değildi ki? hem üç ay boyunca küçük kaçamaklarım olması aldatma sayılır mıydı? bariz saçmalıyordum. elifi gibmek istiyordum çünkü elif benim ilkokulda hoşlandığım kız aynı zamanda yaptıklarıyla beni gerçek anlamda cinsellikle tanıştıran kişiydi. kafamda her zamanki gibi biraz sonra yapacağım yanlışı aklamaya çalışıyordum. bunu yapınca sevgilime olan aşkım azalmayacaktı, haberi olmayacaktı. onu ömür boyu sevmeye devam edecektim. elif zaten evlenecek. hangi erkek eline ilkokul aşkıyla yatma fırsatı geçince hayır derdi ki?...

    kendimi tutamadım arabadaki gibi yine ilk adımı ben attım. elifi öpmeye başladım. yatağa uzanınca öpüşmeye devam ettik. gömleğimi çıkardım. eli göğüslerimde geziyordu. o da tişörtünü ve sutyeni çıkardı. memeleri baya büyüktü. bir süre yarı çıplak elleştikten sonra pantolonumu çıkarmamı istedi. kemerimi açarken yardım etti. baksırı da çıkar dedi. çıkardım. biraz daha öpüştükten sonra ben ayaktayken oral yapmaya başladı. o anlar da oldukça aktifti. oral yaptıktan sonra yatağa uzandı. ben kondomu alıp takmaya çalışırken, önce yalasana dedi. dediğini yaptım. yaptım çünkü en az ali kadar bağırtmak istiyordum. ciks esnasında hiç olmadığım kadar sert davrandım. o anlarda sevgilim aklıma gelmiyordu. amacım elifin canını yakmaktı. o bağırdıkça ben sanki ilkokuldaki her türlü ezikliğimden daha çok arınıyordum. ilkokulda kendimden üstün gördüğüm ali artık benden üstün değildi, aynı şekilde kaan da. ilkokulda aşık olduğum kızı gibiyordum. yıllar sonra beni tanımayan, ilkokulda onca yıl fark etmeyen elif artık altımdaydı. sevgilinle öpüşmekten ileriye gittin mi? deyip laf sokan elif altımdaydı. gözümün içine baka baka yalan atan beni salak yerine koymaya çalışan elif benimle ciks yapmak istemişti. belkide doğu anadoluda ki o küçük şehirden nefret etmemi sağlayan etkenlerden biri de elifti. uzun yıllar yaşadığım her şeyi elif ve aliyle kıyaslama gereği duymamın sebebi sanki bitecekti. galiba elif gerçekten benim için takıntı halini almıştı.

    iş bittikten sonra bir süre öylece uzandık. elif kalkıp giyinmeye başladı. bir daha görüşür müyüz ? ne zaman gidiyorsun dedi? bilmem daha buradayım haberleşiriz dedim. evden çıktı. ev arkadaşım yine dalga geçmeye başladı. yenge gideli daha 1 hafta oldu. kızı ikiye ayırdın... hiçbiri umurumda değildi. yanlış yaptığımı bildiğim halde daha iyi ve güçlü hissediyordum. sonraki yaklaşık 2 haftalık süreçte elif bana gelmeye devam etti. genelde geceleri geliyordu. çünkü gündüzleri ya kendi evindeydi ya da nişanlısıyla, kaynanasıyla...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      adam darbeli matkap gibi amk bı ona buna
      ···
      1. 1.
        +1
        Hahajajsjsjajajqjajaj
        ···
  13. 88.
    +22 -1
    saat gece üç buçuk, dört civarı ortamdaki kişi sayısı azalmaya başladı. turist gruplarının başındakiler sarhoş olanları servislere taşıyordu. bende orada bir koltuğa çökmüştüm. her tarafım ter. arkadaş sabah iş var deyip gitmişti. bana bıraktığı şortumu üstüme giydim. gömleğimi bulamadım ama yerde başka birinin tişörtü vardı onu giydim. dans edenleri izlemeye başladım. o sıralarda yanıma izbandut gibi biri geldi. boyu benden kısaydı ama çok kaslı bir abimizdi. üzerinde mekanın ismi yazan tişört vardı.
    geldi hemen yanıma oturdu. müzik sesinden dolayı kulağıma eğilip, ne dans ettin? kendinden geçtin dedi. bende evet biraz abarttım galiba dedim. ne iş yapıyorsun? buralı mısın? dedi. öğrenciyim, tatile geldim dedim. adın ne? nerede okuyorsun? gibi sorular sordu. hepsine cevap verdim. muhabbet arasında bu gece almadın mı bir manita hepsi etrafındaydı dedi. ben çok yoruldum halim yok dedim. çok takılır mısın böyle mekanlara gece hayatına dedi. genelde giderim dedim. babamın mesleğini sorunca biraz atarlı bir şekilde niye soruyorsun? dedim.
    yaaaa dedi. bizim xx bey seni çok beğenmiş senle görüşmek istiyor ondan dedi. dedim xx bey kim? dedi işletme müdürü. o an çok korkmakla beraber merak ettim. xx bey beni niye beğendi amk. muallak mi acaba?
    adam beni xx beyin odasına çıkardı. adam koltukta ayaklarını uzatmış. beni görünce kalktı elimi sıktı. merhaba delikanlı dedi. 35-40 yaşlarında bir adam. bende merhaba dedim. beni getiren adamı bir kafa hareketiyle dışarı gönderdi. aynı soruları tekrar sordu. hepsini yine cevapladıktan sonra burada çalışmak ister misin dedi? ben nasıl yani?... ne olarak? dedim.
    o da dansçı olarak dedi. ben hemen lafını böldüm. dedim ki ben dansçı değilim bu gün öylesine eğlenmek için geldim. dans edişim de tamamen anlıktı dedim. adam dedi ki zaten seni ilk günden direkte dans ettirmeyiz. sen dün geceki gibi ortada dans edip milleti coşturucaksın zaten kendinde çok eğlenirsin. dün gece baya iyiydin. belli ki utangaç biri de değilsin. buralı da değilmişsin seni tanıyan da çıkmaz merak etme. zaten sen korumalardan birine şunu atın mekandan desen anında müdahale ederler...
    ben ne desem bilemedim tabi. her gün aynı performansı gösteremem dedim. o da sorun değil zaten haftanın 3-4 günü gelirsin. sana da her gece için 200 tl veririz. buranın tüm imkanlarından da yararlanırsın. himayemizde olursun. kimse seni istemediğin bir şeye zorlayamaz. zaten evde ayarlıyoruz. yaylada villa tahsis ettik dansçılar için... vb laflar dedi. benim aklım çıktı zaten 200 tl\'yi duyunca birde üstüne öbür anlattıkları geldi. bir yandan da çok korkuyorum. sebebi açık zaten. buralar tekinsiz ortamlar. mafya kılıklı tipler. hayır demek istemiyorum ama evet demeye de korkuyorum.
    adama dedim ki biraz düşünmem lazım. kalacağım yeri gördükten sonra cevap verebilirim. adam direk lafa girdi. söyleyelim hemen zütürsünler bir bak etrafa zaten diğer dansçı arkadaşlarda daha gitmedi. hala buradalar. içimden diyorum aha gibi tuttum. aniden koşmaya başlasam kesin yakalarlar.
    kalktım bindim arabaya. evin yolunu tuttuk. ev yayladaymış zaten hayvan gibi yokuş çıkıyoruz. etraf git gide tenhalaşıyor. o anlarda benim paçamdan da akıyor. bir villanın önünde durduk en yakınındaki öbür villayla arasında en az 400 metre var. indim arabadan adam eliyle buyur yaptı. ben önden yürümeye korktuğum için yolu siz gösterin dedim. evin bahçesi bile mükemmel. bahçede çok kaliteli masalar, sandalyeler, hamaklar var. alanyada nemden nefes alamazken burası gayet güzel esiyor. evin kapısını açtı. yerlerde halı yoktu ayakkabıyla girdik. az ama çok şık eşyaları olan bir evdi. mutfak kocaman, salon ve odalar aynı şekilde en alt katta spor salonu ve dans etmek için bomboş, duvarları aynalı bir oda var ve odada striptiz direği var.
    benim kalacağım odada 2 yatak vardı belli ki oda arkadaşım var ama o anlarda orada değil. soru sormaya da korkuyorum ama dayanamayıp sordum burada kaç kişi kalıyor senle beraber 6 tane dansçı kalıyor olacak. 3 tane de başka çalışanlardan var. bende burada kalıyorum diye ekledi. evden çıkarken karar verdin mi? dedi. düşünüyorum dedim. o zaman seni nereye bırakayım dedi. mekana gidelim dedim. çünkü nerede çalıştığımı bilsinler istemiyordum. yolda giderken düşünmeye başladım. şu an olduğum yerde kalsam daha mı iyi? bulaşık yıkamak daha mı iyi? zaten o işe fazla dayanamam ya da memlekete dönüp abime dükkanda yardım mı etsem? parası da iyi. başıma ne gelebilir? adamlar zaten bir şey yapsa şimdiye yapardı? kötü bir şey olsa diğer dansçılar niye tahammül etsin? kararım evet kesinlikle bu işi kabul edeceğim. hocayla yaşadıklarımda da başta korkmuştum ne oldu? hiçbir şey.

    mekana varınca xx beyin odasına çıkıp işi kabul ettiğimi, 2 gün sonra başlayacağımı söyledim.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 89.
    +22 -1
    sabah olunca çıkıyorum bebelerin evinden. biniyorum otobüse evime gidiyorum. gider gitmez de ilk işim elifin nişanlısını stalklamak oluyor. profilinde elifle bir kaç resmi var onlara bakıyorum. benden en az 5 yaş büyüktür. adam çok net tipsiz. tıfıl 2 gibi bir şey. galiba mühendis ama hangi üniversiteden mezun yazmıyor. bilmem ne enerji diye bir şirkete çalışıyor. bir yandan da moralim bozuk. ne yapmaya çalıştığımı anlayamıyorum. 2 kez hiç bilmediğim bir okula gittim. orada saatlerimi harcadım. tanımadığım insanlara yanaşmaya çalıştım. evlerinde kaldım, okula gitmedim. sevgilimle tam işleri yoluna koyma sürecindeyken uzaklaşıyorum. kim için? elif. benim sevgilim eliften daha güzel, zeki. onu ihmal etmeme değer mi? hepsinden önemlisi kendimi neden yoruyorum? ... bu sorular kafamda gidip gelirken aslında bir çıkış yolu arıyorum. kafamda tüm bu çabamı aklayacak, meşrulaştıracak bir bahane. kendi kendimi inandırıyorum bulduğum bahaneye. elif benim için bir takıntı ve onu aşmak için onu görmeliyim, konuşmalıyım...
    bir süre bu işin peşini bırakıyorum ama gözüm hep okullarının sitesinde, bebeler grubunun facebook\'unda. herkesin katılacağı tarzda bir aktivite olunca damlayacağım okula. beklediğim günler aslında yakın. havalar ısınmaya başlamış. çoğu üniversite artık şenlik yapmıyor daha doğrusu yaptırılmıyor ama yine de bir çok okul şenlik gibi olmasa da birilerini çağırıyor. eğlenmesini bilen yine eğleniyor. biz o sıralarda zaten bütün üniversitelerin olaylarına katılmaya çalışıyoruz. kapıda sorun çıksa da bir şekilde giriyoruz. (bu arada şenliklerin kökünü kazıyan zihniyete lanet olsun. hayatında köyünden çıkmamış, yobaz anne ve babasının tak görüşlerinden başka kişiyi dinlememiş, dinlese de anlamayacak, farklı olana düşman gibi bakan kişiler tabi ki eğlenmeyi zina sanar. eğlenmek günahtır. bu kafadakilerin nasıl dönek huurlar olduklarını da başka bir partta anlatırım belki. allah iki yüzlülerden korusun amin)

    beklediğim haber geliyor. elifin üniversitesine gökçe geliyor. evet bildiğiniz tuttu fırlattı kalbimi gökçe. içeri girişte kesin sorun çıkacak o yüzden bizim bebeler grubuna mesaj atıyorum nasıl içeri girerim diye. bunlar dalga geçiyor. gökçe? sen? köyde gökçe mi dinliyordun?... haklılar amk. bende sevgilim seviyor ondan ya yoksa gökçe ne amk diyorum. bunlar tamam o gün okulun oralarda buluşuruz bir şekilde hallederiz diyorlar. sevgilimi arıyorum. ne gökçesi yaaaa? o ne be? şehrin diğer ucunda? öyle bir üniversitenin varlığından sen deyince haberim oldu asdfafadf... neyse sonunda ikna ediyorum.
    günü gelince gidiyoruz. bebeler grubunu bekliyoruz. bizi okula yakın bir yerden alıyorlar ama o tüplü clio\\\'ya binen hamile kalır. 2kişi daha var, bizde biniyoruz oluyor 7 tıklım tıklım. zar zor biniyoruz. okulun kapısında güvenlik durduruyor. gençler kartlar deyince tıklım tıklım arabadan 4 kart çıkıyor. adam içeri bakıyor. biz hiç o yöne bakmıyoruz. adam öbürleri falan diyor ama bizim bebelerden biri araya giriyor. onlar arkadaşlarımız yaaa napalım gelmeyin mi deseydik? onlarda şu üniversitenin öğrencisi. ama sürekli bağırıyor. adamın aslında geçirmeye niyeti yok ama arkada trafik oldu. korna sesleri. güvenlik siz şu köşede durun geliyorum diyor. tabi durmuyoruz. basıyoruz şenlik alanına. o andan itibaren gözlerim fıldır fıldır.
    bu arada sevgilim nereden tanıyorsun bunları diyor. bizim okula konferansa gelmişlerdi oradan diyorum. daha önce hiç bahsetmedin diyor. bahsettim sen hatırlamıyorsun diyorum. bu üniversitede arkadaşın olduğunu ilk kez şuan duyuyorum, hatta bu üniversiteyi ilk kez duyuyorum diyor. bende küçük bir patlama yaşıyorum. neyi kanıtlamaya çalışıyorsun? bahsetmemiş olsam ne ? olmasam ne? ben buraya ikimiz , peşimizde ne senin ne benim arkadaşlarım olmadan rahatça eğlenelim diye gelmek istedim sen yine başladın diyorum ama biraz sert oluyor. sevgilim, yaa ben sadece daha önce bahsetmedin bir şeyden değil diyor. sonra elimi tutuyor. konserin olacağı alana yürürken gözüm hep elifi arıyor. acaba gelmiş midir? konserin olacağı mekan kalabalık değil. gelse görürüm herhalde? yani şöyle diyeyim. ankaradaki diğer büyük üniversitelerin konserlerindeki gibi kıç kıça değil. millet yere oturmuş.
    konser alanında benle sevgilim ortamda tak gibi kalıyoruz. çünkü kimseyi tanımıyoruz. elinden tutup orandan oraya çekiyorum. aslında amacım elifi bulmak. tekrar bebeler grubunun yanına gittiğimizde görünce direk tanıyorum. elifin nişanlısı bu. evet evet bu o resimdeki adam, tıfıl 2. zaten takım elbiseyle gelmiş. demek ki işten gelmiş. kafam mobese kamerası gibi sağa sola dönüyor. elif kesin burada. durduğum yere çakılıyorum. bebeler grubu mekanda sürekli yer değiştiriyor. ben biz birazdan geleceğiz, sevgilimle baş başa kalmak istiyorum diyorum. millet gülüyor herkesin ortasında mı? diyorlar. sevgilim de anlam veremiyor niye oraya yapıştık. ben böyle deyince sevgilime biraz daha ilgi gösteriyorum. tabi o sırada amacım şüphe uyandırmamak. bak seni tanıyan kimsede yok seni öpebilir miyim ? diyorum. gülüyor. öp ama tanıyan kimse yok diye değil, ben istediğim için ve seni sevdiğim için diyor. kısa bir öpüyorum dudaklardan. normalde gibsen bu kadar kolay öptürmez milletin içinde ama galiba okula girerken attığım trip işe yaradı.
    tam sevgilimi öpüp kafamı geri çekerken, ve gözlerim sevgilimin gözlerindeyken onu görüyorum. hani gözünüzün yan tarafıyla daha bulanık görürsünüz ya öyle. sanki gözüm simasını seçiyor. kulaklarımın uğuldadığını hissediyorum ve ister istemez kafam hızlıca ona dönüyor. o da dümdüz yürüyüp yanımızdan geçerken bize kısa bir bakış atıp geçiyor.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      bi part daha at
      ···
  15. 90.
    +22 -1
    elif arkasını dönüp bana bakıyor. gözleri sırılsıklam. bende ona bakıyorum. o anlarda ne hissettiğimi şu an hatırlamıyorum. yanına gidiyorum. sen üzülme diye çaldım. ali seni tehdit etmesin diye diyorum. biraz daha ağlıyor. bir kaç dakika sustuktan sonra, kafasını kaldırıp gözyaşlarını silerken, telefonları ne yaptın diyor? tuvalete attım diyorum. çok enteresan, o anda tuvalete gitmek için ayrılmışız ikimizde diğerlerinin yanından. ne tuvaletmiş ya elife çıkan her yol tuvaletten geçiyor... biz seninle aynı sınıfta mıydık gerçekten? diyor. ben yok artık aq hala mı hatırlamadı diyorum içimden. evet aynı sınıftaydık ben sıra sayi sifati hatırlamadın mı? diyorum. bilmiyorum, anımsıyor gibiyim galiba neden böyle bir şey yaptın diyor tekrar? sen üzülüyordun ondan diyorum. şimdi ne istiyorsun diyor? hiçbir şey sadece seninle karşılaşınca hiç tanımıyormuş gibi yapmak istemedim. küçükken de sen benim sevdiğim bir arkadaşımdın. senin üzülmene dayanamadığım için yaptım zaten ne yaptıysam diyorum. öylece bakıyor. neyse sen tuvalete git yüzünü yıka istersen ben burada beklerim bu halde tek kalma diyorum. yok gerek yok sen git diyor. arkasını dönüp giderken ani gelen bir cesaretle ya da bir daha bu fırsatı bulamayacağımı bilmenin verdiği telaşla, telefon numaranı versene diyorum. gözyaşları akan suratında anlamadım der gibi bir ifadeyle dönüp neden diyor? bilmem belki konuşuruz diyorum. cevap vermiyor. ben konuşmaya devam ediyorum. ben sana telefon numaramı vereyim sen konuşmak istersen ara, eskilerden konuşmak zorunda değiliz. sadece seninle normal bir arkadaş olmak istiyorum diyorum. telefonunu çıkarıyor numaramı söylüyorum. arkasını dönüp tuvaletin olduğu binaya giriyor. aslında benimde işemem lazım ama peşinden gidiyor gibi olmamak için ters yöne gidiyorum. yolda bir ağacın dibine işiyorum. işerken kızın biri görüyor aq. çüş hayvan çüş tuvalet şurası diyor. bende ne bileyim bu okulda değilim bulamadım tuvaleti diyorum. oldu olacak sıç diyor gidiyor. baya gülüyorum iyi geliyor.

    2 şişe su alıp sevgilimin yanına gidiyorum. amacım niye geç kaldın derse bahane bulmak. halbuki elifle 5 dakika falan konuşmuşuzdur. sevgilimin yanına gidiyorum. suyu veriyorum. çok teşekkürler istememiştim ama diyor. bu kez o beni gömleğimin yakasından aşağı çekip öpüyor. bu gün şok üstüne şok yaşıyorum. daha önce yüzlerce kez öpüştük hatta bir nebze seviştik ama ilk defa bu kadar kendini bana ait hissetti.

    10 dakika sonra elif geliyor. tıfıl 2 ile arkamızdalar. gökçe sahnede. üstüne giymiş tüllü bir etek sahnede oradan oraya gidiyor. neden bilmiyorum mutlu hissediyorum. hafif hissediyorum. elifin arkadan bana baktığına eminim. gibimde değilsin mesajı vermek için önümde duran sevgilimin beline sarılıyorum. şarkıyla beraber sağa sola sallanıyoruz. saçını kokluyorum, aniden boynunu öpüyorum, huylanıp kafasını öptüğüm tarafa büküyor. elifin izlediğine eminim. sevgilimi omuzlarından tutup kendime çeviriyorum. dudaklarına yapışıyorum. biraz nefes alıp tekrar hatta tekrar. sevgilimin gözleri, suratı ne kadar güzel, sarıldığım beli ne kadar ince... haksızlık ediyorum bu kıza hem de büyük haksızlık. öpüp, sarılmalarım yanlan mı? elifi etkilemek için mi?... bence değil sevgilimi seviyorum.

    konser bitiyor. saat on ikiyi geçmiş. otobüsler bitmiş. melih başkan sağ olsun. okul yavaş yavaş boşalıyor. bebeler grubundaki clio'lu kız nasıl gideceksiniz diyor? ben taksiye bineceğiz diyorum. yok olur mu ya ben bırakırım diyor. ben yok ya zahmet etme oralara kadar diyorum. aslı sen oraya kadar taksiyle gitme ödeyemezsen taksicinin altına yatmak zorunda kalırsın, hem sizin gibi tatlı bir çifti taksilerde süründüremeyiz diyor. benim evime bırakıyor bizi. inerken adresi de öğrendin istediğin zaman gelebilirsin diyorum. sağ ol deyip gidiyor. sevgilimle eve çıkıyoruz. ev arkadaşlarıma selam çakıp odama geçiyoruz. genelde bende kalmaz ama kaldığında da ben salonda yatarım. bir yastık bir battaniye alıp salona giderken. salonda yatmak zorunda değilsin diyor. ben yok merak etme orası çok rahat diyorum. ondan değil yanımda yat diyor. ben çok tuhaf hissediyorum. sevgilime giymesi için bir şeyler veriyorum. üstümdekileri çıkarıp bir şeyler giyiyorum. onun beni ilk kez çıplak görüşü değil ama benim onu ilk defa iç çamaşırlarıyla görüşüm. sevişmelerimizde bile buna izin vermiyordu. yatağa giriyoruz. yüzü bana dönük. suratımı tutup öpmeye başlıyor. durunca bugün çok güzeldi diyor. bende çok eğlendim yanımda olduğun için teşekkürler diyorum. öylece suratıma bakıyor. baya yoruldum uyuyalım hadi deyip öpüyorum bir tane. lambayı kapatıyorum. o gün yatağa girdikten en az 3 saat sonra uyuyorum. elifi düşünüyorum. ben ne yapıyorum? anlamaya çalışıyorum. sevgilime yaptığım haksızlığı düşünüyorum. elifi bulmak için sevgilimi yanımda sürükledim. elifi etkilemek için sevgilime dans ettim. elifi etkilemek için onu öptüm. dikkat çekmemek için sevgilime sarıldım. sevgilim ilk defa kendini tamamen bana bırakıyor. bu gece benimle olmak istedi ama ben görmezden geldim. neden görmezden geldim?. sevgilimle beraber olmayı çok istemiyor muydum? yapamadım işte. yapsam yapardım aslında ama ona çok büyük haksızlık olurdu. aklımda elif varken onun bana güvenini kullanamam. galiba sevgilime çok büyük haksızlık ediyorum...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -4
      yalancıyı gibmiyorlar
      ···
    2. 2.
      +1
      Yaz hızlı hızlı be
      ···
    3. 3.
      +1
      beyler ben bu bini beklerken soldum artık bi hızlı yaz be 3saat olmuş aq
      ···
    4. 4.
      +1
      Kanka çok yavaşsın be seri at
      ···
    5. 5.
      0
      Alooo yaz lan
      ···
    6. 6.
      0
      Ya yazsana
      ···
    7. diğerleri 4
  16. 91.
    +20 -1
    saat sabah altıya yaklaşırken çalıştığım otele geldim. direk duş aldım. yatağa uzandım. o anda tüm vücudumu uyuşmuş hissettim. odadaki diğer kişilerin kalkmasını bekledim. onlar kalkıp mutfağa gidince bavulumu toplayıp dolaba koydum. yalandan 1 saat çalışıyormuş gibi göründüm. daha sonra patronun yanına çıktım. verdiği tatil için teşekkür ettim. o da sanki lütfediyormuş gibi tepeden tepeden cevap verdi amk malı. konuşmama devam ettim, hiç paramın kalmadığını, ailemden de isteyemediğimi, zaten 22 gün çalıştığımı maaşımı bu aylık 8 gün erken almayı rica ettim. yine salak salak konuştu. tamam vereyim ama diğerlerine söyleme. git finansmana versinler. gittim finansmana 500 tl\\\\\\\'mi aldım. odama gittim bavulumu aldığım gibi taksiye binip yeni çalışacağım mekana gittim. oradan bir taksiyle beni yeni evime yolladılar.
    eve kendi anahtarımla girdim. salonda galiba mekanın bodyguardı uyuyordu. bavulumu sessizce taşıyıp odama çıktım. kendi odama girdim yeni oda arkadaşım da uyuyordu. hemde çıplak. uyandırmak için bavulu biraz hızlı yere koydum. uyanmadı. biraz yerde sürükledim uyanmadı aq. odada çıplak bir adam uyurken ben nasıl rahatça uyuyabilirim? hem belki o da uyanınca rahatsız olacak. köşede duran çarşafı üstüne örttüm. yine uyanmadı ama en azından çıplak değildi. bende vurdum kafayı uyudum.
    uyandığımda saat öğlen ikiyi geçiyordu. odada yalnızdım. yüzümü yıkadım aşağı indim. herkes uyanıktı. bodguardlardan biri bana günaydın kardeşim benim adım... kalvaltı için uyandırmak istemedik yorgunsundur. dolapta var bir şeyler keyfine bak dedi. bu sıcak yaklaşım iyi gelmişti. salonda ondan başka bir kız vardı. kız dün gece direkte dans edenlerden biriydi. onunla da tanıştık. ukraynalıymış. oda arkadaşım da oradaydı çıplak olmasa da tanıdım. o da türkmüş. bir tane de zenci bir çocuk vardı onu da hatırlıyorum oda direkte dans ediyordu. gineliymiş.
    mutfağa bir şeyler yemeye gittim. buzdolabını bir açtım. resmen yok yok. sonuna kadar dolu. adamların kendi paralarıyla aldıkları düşündüğüm için gidip sordum yiyebilir miyim diye. bodyguard olan evin alışverişini ben yapıyorum. patron karşılıyor zaten istediğini yiyebilirsin dedi. bende yedim. ben yerken oda arkadaşım geldi onunla muhabbet ettik. çocuk 28 yaşındaymış. uzun süredir dansçılık yapıyormuş. en rahat ettiği yer burası olmuş. çocuk daha sonra hayatını anlatmaya başladı. adam tam bir bahtsız aq. bir insanın hayatı bu kadar taktan olur. babasını hiç görmemiş, annesiyle o çok fakir büyümüş. annesinden gizli bu işte çalışıp annesine para göndermiş annesi 1 yıl öncemi ne ölmüş. hiç akrabası ve arkadaşı yokmuş. muhabetten sonra aşağı spora indi. bende yoga yapmak için dans odasına indim. bodguardla, oda arkadaşım, doğru düzgün ağırlık kaldırsana diye dalga geçtiler. odaya girdiğimde ukraynalı oradaydı. üzerinde kısacık bir şort ve sporcu atleti vardı. çok mesafeli bir görüntüsü olduğu için ona burada yoga yapabilir miyim diye sordum anlamadı. ingilizce söyledim anladı. ben oturdum yere klagib esneme hareketlerimi yaptım. o da bir direkte bir yerde çalışıyordu. ben ortamda kız var diye bütün hünerlerimi gösterme gereği duydum. iki elim üzerinde kalkıp şınav yaptım falan. o benden önce bitirdi. giderken bir şey demedi.
    evdekiler bugün de çalışacaktı ama ben yarın başlayacaktım. tüm gün evin tadını çıkardım. akşam herkes gittikten sonra evdeki tüm odaları karıştırdım. evde uyuşturucu falan vardır. polis basar hiç tak yoluna gitmeyelim. bütün odalara baktım. tek ilgi çekici şey kızların enteresan iç çamaşırlarıydı. bir kaç tanesini kokladım. şuan bunu yazarken gülüyorum ama böyle bir durumda niyeyse direk koklamak istiyor insan böyle bir refleks gibi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Devam et çünkü çok oyaladın bro
      ···
  17. 92.
    +20 -1
    dans faslı benim için bitiyor. bebeler grubunun ve sevgilimin yanına gidiyorum. benimle birlikte dans edenler daha devam ediyor ama ben duruyorum. tarih tekerrür ediyor gibi alanyada da görevim buydu ortamı coşturup gitmek. elif o sırada hala dans edenleri izliyor. gidip konuşmak istiyorum ama nasıl? dikkatini çekmek için sevgilimin yanına gidince, senin için dans ettim deyip öpüyorum yine. bebeler grubundaki kızlar yaaaa çok tatlı diyorlar. sevgilim zaten mest olmuş. ortamda hazır gözler bendeyken bura çok sıkışık ya şuralara geçelim mi diyorum. millet pek anlam veremiyor ama grubun yarısı benim dediğim yere geliyor. yani elifin tam yanına. elif bebeler grubu kızlarından birine gülümseyerek selam veriyor. gülüşü hala aynı. bir süre onların grubuyla yan yana izliyoruz diğer dans edenleri. ben yine dikkatini çekmek için olduğum yerde hareketler yapıyorum. arada elifte nişanlısı da bana bakıyor. sonra nişanlısı ortada dans etsene az önce çok iyiydi gibi bir şey diyor etraf çok gürültülü. bende kulağına eğilip kız arkadaşım izin vermiyor diyorum. bu gülüyor. dediğim lafı elifin kulağına eğilip söylüyor bu kez elif bana bakıp gülüyor. gülüşü harbiden değişmemiş. muhabbeti ilerletmem lazım ama nasıl? ortada kendince dans eden bebelere yorum yapıyorum. nişanlısı kafa sallıyor, gülüyor... bebeler grubunda elifi tanıyanlarda eliflerin grubundakilerle konuşmaya başlıyor. aha diyorum tamam. dj sahneden iniyor. gökçenin çıkmasını bekliyoruz. kalabalık bir grup olduk. herkes birbiriyle konuşuyor. elif bebeler grubundaki kızlarla konuşurken ben nişanlısıyla konuşmayı deniyorum. hangi bölümdesin? diyorum. gülüyor ben mezun olalı çok oldu. nişanlım burada okuyor deyip elifi gösteriyor. ben de zaten takım elbiseli görünce hoca mı acaba dedim diyorum. nişanlının bölümü ne diyorum türk dili diyor. sonra o bana soruyor senin bölüm ne? ben bu okulda değilim kaçak girdik içeri diyorum. ne iş yaptığını, yaşını, hangi okulda okuduğunu soruyorum. 29 yaşındaymış, mühendis falan işte. o bana nereli olduğumu yaşımı soruyor. söylüyorum. aaaaa diyor elifte ilkokulu o şehirde okumuş. içimden ulan keşke söylemese miydim? aklımı gibeyim diye hayıflanıyorum. muhabbet biraz tıkanıyor aynı zamanda sevgilim de yanımda elini tutuyorum ama o başkalarıyla ben başkalarıyla muhabbet ediyorum. sevgilime dönüyorum onunla muhabbet ediyoruz. o sırada arkadan elifin nişanlısının yani tıfıl 2'nin sesini duyuyorum. zaten bana duyurmaya çalışır gibi söylüyor. bak bu arkadaş
    şu memleketliymiş. hemen arkama dönüyorum. elif aaa öylemi ben ilkokulu orada okudum. merkez mi? diyor. bende evet diyorum. aslında hayır diyecektim ama yalan atarsam illaki ileri aşamalar da ortaya çıkar diye düşünüyorum ama ileri aşamalar ne? ne bekliyorum?
    evet merkez deyince, hangi okul diyor? o an yüreğim hopluyor. ya söyleyince bir şey olursa. soruyu soruyor ama ben cevap vermek için bekliyorum. mal mal suratına bakıyorum kızın. tıfıl 2, soruyu anlamadığımı sanıp tekrarlıyor. cevap veriyorum xxx ilköğretim okulu.
    elifin gözlerinden şaşkınlığı görüyorum. suratı bembeyaz oldu deyimi var ya o deyimi ilk kez bu kadar net görüyorum. suratı bembeyaz ama elmacık kemikleri pembe oldu. tıfıl 2'nin elini tutuyordu bıraktı. birbirimizin suratına şok içinde bakıyoruz öylece. kız çok fena oldu. bende durumu toparlamak için sen hangi okuldaydın? diyorum. başka bir okulun ismini söylüyor ama hızlıca ve anlaşılmaz bir şekilde. bende hıııı diyorum. ortam aniden sessizleşiyor. muhabbet duruyor. kısa cevaplar veriliyor. o da ben de tamamen susuyoruz. tuhaf bir hal almasın diye ben yine sevgilimle ilgilenmeye başlıyorum. arada elife bakıyorum. yemin ederim. kızın suratı kireç gibi. gerginlik akıyor. bir fırsatını bulsam rahat olmasını söyleyeceğim ama hiç baş başa kalamıyoruz. bekliyorum illaki bir yere gidecek. biz yine sevgilimle çakılıyoruz olduğumuz yere. gökçe o sırada sahneye çıkıyor. sevgilim biraz öne gidelim mi diyor. ben yok ya burası iyi, daha sakin deyip yapışıyorum dudaklara. yeter ki şimdi o bir olay çıkarmasın. o gün elif depreminden fırsat gelmiyor ama sevgilim resmen milletin içinde dudaklarına yapışmama izin veriyor. o da ayrı bir şok .
    yarım saat kadar geçiyor. elif elindeki hırkasını sevgilisine veriyor. aha diyorum tuvalete gidiyor. sevgilime, sen bebeler grubunun yanına git ben tuvalete gideceğim diyorum. bu yürüyor arkasından ben. insanların toplaştığı alandan biraz uzaklaşıyoruz. müzik sesi daha az geliyor. elif diye sesleniyorum arkasını dönüyor. zaten sinirli ve gergin ona rağmen suratı daha da düşüyor. öylece bana bakıyor. tuvaletler nerede diyorum? şu binada diyor. yürümeye devam ediyor. ben hızlanıp yanına gidiyorum. şöyle bir dönüp bakıyor. yürürken düşünüyorum ne diyeceğim? nasıl lafa gireyim? acaba beni tanıdı mı?
    birkaç adım attıktan sonra direk lafa girmeye karar veriyorum. merak etme benden sana asla zarar gelmez diyorum. durup yüzüme bakıyor. devam ediyorum. hiçbir şey anlatmam, hiç olmadığın kadar rahat olabilirsin diyorum. aklıma başka lafta gelmiyor. ne diyorsun be salak mısın nesin? diyor. ben de sadece rahat ol diye söylemek istedim diyorum. gibtir git sen kimsin be diyor? tanımamış. aynı sınıftaydık diyorum. suratı daha gergin görünemez diye düşünürken iyice mala dönüyor. defol git hayatımı kararttınız, allah belanı versin. seni öldürürüm gibtir git diyor. kısık ama sert bir sesle.
    ağlayarak arkasını dönüp giderken. bağırıyorum arkasından o telefonları ben çaldım... ben çaldım. alinin ve kaanın telefonlarını ben çaldım. seni üzmesinler diye...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      Reyiz biraz hızlı ol lütfen
      ···
    2. 2.
      +1
      Reyiz biraz hızlı ol lütfen
      ···
    3. 3.
      +1
      Devam et
      ···
    4. 4.
      +1
      Rizörvıd(x2)
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 93.
    +20 -2
    GENCLER ELIMDE OLMAYAN BIR SEBEPTEN DOLAYI HIKAYE SALI GUNUDEN ITIBAREN TAM GAZ DEVAM EDECEĞIM VE 2 GUN ICINDE BITIRMEYI PLANLIYORUM.
    SON 2 GUNDUR 1 PART GIRDIGIMIN FARKINDAYIM. YARIM YAMALAK OLACAGINA HIZLICA BITIRMEM DAHA MANTIKLI.

    GENCLER ELIMDE OLMAYAN BIR SEBEPTEN DOLAYI HIKAYE SALI GUNUDEN ITIBAREN TAM GAZ DEVAM EDECEĞIM VE 2 GUN ICINDE BITIRMEYI PLANLIYORUM.
    SON 2 GUNDUR 1 PART GIRDIGIMIN FARKINDAYIM. YARIM YAMALAK OLACAGINA HIZLICA BITIRMEM DAHA MANTIKLI
    GENCLER ELIMDE OLMAYAN BIR SEBEPTEN DOLAYI HIKAYE SALI GUNUDEN ITIBAREN TAM GAZ DEVAM EDECEĞIM VE 2 GUN ICINDE BITIRMEYI PLANLIYORUM.
    SON 2 GUNDUR 1 PART GIRDIGIMIN FARKINDAYIM. YARIM YAMALAK OLACAGINA HIZLICA BITIRMEM DAHA MANTIKLI
    ···
    1. 1.
      +3
      Tm aq bikere yaz şu amk entrysini
      ···
    2. 2.
      +2
      Ya ağa biraz uzun tut bende kendimden bir şeyler buluyorum çünkü.
      ···
    3. 3.
      +2
      Perşembe oldu nerdesin aq
      ···
    4. 4.
      +2
      Perşembe oldu nerdesin aq
      ···
    5. 5.
      +2
      Rezervasyon
      ···
    6. 6.
      +2
      Hayırdır amk noldu
      ···
    7. 7.
      +2
      devam pnp
      ···
    8. 8.
      +2
      senin taşşağın sağ olsun
      ···
    9. 9.
      +2
      rezervasyon
      ···
    10. diğerleri 7
  19. 94.
    +25 -8
    evet beyler geldim. yazın beni derinden etkileyen üç farklı olayın ikincisiyle devam ediyorum. babamın beraat etmesinin ardindan ben annem babam ve ortanca abim köye dedemlerin yanına gittik. dedem iyi kalpli ama cahil sıradan bir anadolu yaşlısıydı beni çok severdi. abimlerden çok beni severdi bunu net hissederdim. babamdan göremedigim sevgiyi ondan görürdüm. bu durum özgüvenime bile yansırdı köyde. belki bir ali veya kaan olmazdım ama böyle bir açılırdım. davranışlarım falan daha erkeksi olurdu. buna köydeki arkadaşlarımın beni şehirli zengin olarak görmesi de eklenince ortamda öne çıkan çocuk olurdum. köye gitmemizin sebebi ise uzaktan bir akrabamızın düğünüydü. ve ben de hayatımda yediğim tokatlardan birini düğünde gördüğüm köy güzeli ayşenden yiyecektim. dandik düğün alanı aydınlatmasının vurduğu kahverengi saçları renkli gözleri ve irice dudakları beni benden almıştı. bu kız bana elif'i unuttturabilir miydi? düğün gecesi bitmişti. ama ayşen aklımdan çıkmıyordu. ertesi gün köydeki arkadaşlarıma sormalıydım bu kızı. öyle de yaptım. adının ayşen olduğunu ve 8.sınıf'a geçtiğini oğrendim. tam bana göreydi. biraz daha haber salınca arkadaşlara onun da beni sorduğunu ogrendim. çok heyecanlanmıştım beni farkeden güzel bir kız vardı çünkü. köydeki en yakın arkadaşım mustafa'ya bizi tanıştırması için yalvardım. bunun köy gibi bir yerde çok riskli olduğunu söyledi ama ısrar edince tamam dedi ve köydeki kız arkadaşlarıyla haber gönderip beklemeye başladık. beklenen haber geldi ertesi gün köy en yakın tepe olan çamlıkta buluşmayı ayarlamıştık. bacaklarım zangir zangir titremeye başlamıştı aliden intikdıbını demek böyle alacaktim. ertesi gün oldu mustafa beni çamlık tepesine zütürdü ve kızın geleceğini söyleyip gitti. ben bekliyordum ama ne gelen vardı ne giden. en sonunda bir ses duydum arkamı döndüm bir range rover bi anda kapılar açıldı 3 iri zenci, ali ve kuzeni indi. ben olayın şokundeyken zenciler beni kollarimdan ve bacaklarımdan tuttular. kuzeni 6600 çıkarıp çekmeye başladı ben çığlık atmaya çalışırken ali aletini ağzıma soktu. sonrada beni zencilerle beraber bı güzel gibtiler. bu da böyle bir animdir.
    ···
    1. 1.
      +5
      kahkaha attım amk. sonunda zenciye bağlayacağını tahmin ettim ama. 6600 kısmı süperdi.
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      Sjjshass
      ···
    3. 3.
      +4
      Olum başı çok gerçekçiydi helal
      ···
    4. 4.
      +1 -1
      eyv panpa
      ···
    5. 5.
      +3
      Hocam Tebrik ederim zenciye kadar hikayenin devamı diye okudum ya... Nasıl KAptırdıysam amk *
      ···
    6. 6.
      +2
      ciddi ciddi okudum amk
      ···
    7. 7.
      +2
      amk farketmeyip ciddiye aldim hahahagasggcfh
      ···
    8. 8.
      +1
      QEFFWWFGG
      ···
    9. 9.
      +1
      Ya senin zütünü gibeyim ya aq puştu hayatimdan 2 dakika çaldın
      ···
    10. 10.
      +2
      Ölçü vermemişsin. Kamaşullah kelimesini kullanmamışsın. Yine de yazarın diline yakın bir dil kullanarak iyi kamufle etmişsin:
      Yorumlamam bu kadar. Sana puanım 7 pampa.
      ···
      1. 1.
        +1
        Saol panpam
        ···
    11. 11.
      +1
      Ulan ciddi ciddi okudum amk keli seni
      ···
    12. diğerleri 9
  20. 95.
    +14
    gençler akşama devam edicem. edemezsem yarın kesin devam ederim. biraz yoğunum.
    ···
    1. 1.
      +8 -1
      Butun yazarlar da hep calisiyor mesgul oluyor kalkinmada buyuk rol oynuyor inci sozluk bence
      ···
    2. 2.
      +2
      kanka kpss kursuna gidiyorum. ek ders koydular normalde dersler hafta içi.
      ···