/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 451.
    +1
    rez again
    ···
  2. 452.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  3. 453.
    +1
    Yuh amk 2 gün önce yazmıştım en son daha 2 part atmış oha aq yazık
    ···
  4. 454.
    +1
    Hadi devam et artık
    ···
  5. 455.
    +1
    Adam 18 saattir yeni postu yazıyor niye öyle diyorsunuz arkadaşlar
    ···
  6. 456.
    +1
    Rezzzzzzz
    ···
  7. 457.
    +1
    Rezzan zarraf
    ···
  8. 458.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  9. 459.
    +2
    Lan olum ne malmişsın la abin gibersen deseydinya abi bende ucundan tutim diye shhdjdh yeni part at artik kardesim
    ···
  10. 460.
    +1
    REZ sayfa 3 başlık sahibi entry 30
    ···
  11. 461.
    +27 -1
    o yıl üniversiteye girmiş olmanın verdiği gazla okuldaki bütün topluluklara üye oldum. fotoğrafçılık kulübüne üye oldum fotoğraf makinem yoktu. oryantiring diye bir topluluğa üye oldum. harita veriyorlar ormanda yön buluyorsun, ipuçları var. bunun ilk aktivite gününe gittim. 3 gün bacaklarım ağrıdı bana göre değildi. tiyatro kulübüne gittim. içim kıyıldı. havacılık kulübüne gittim. güya paraşüt yapacaktım. sırf bunun için 5 gün eğitim aldım. sonra sınava girdik. acil durum diye bir kısım vardı oradan kalınca gibtir çektiler. zaten bana göre değildi. tüm bu topluluklardan biri tam benlikti hem içindeki insanlar, hem sporun kendisi tam bana göreydi: acroyoga. bu sporla tanıştığım her güne şükrediyorum. ne diğer sporlar gibi masraf çıkardı ne sıkıcıydı ne de zor. yavaş yavaş, kasmadan rahatlayarak ilerliyorduk. hocamız mükemmeldi. başta kulüp çok kalabalıktı ama zamanla çok samimi ve sıcak bir ortam oldu. o zamanlar türkiyede bu spor yeni yeni yayılmaya başlamıştı ya da o zamanlar instagram olmadığı için biz öyle sanıyorduk. kendimi her geçen gün daha zinde hissediyordum. omurgalarım daha esnekti sanki. vücuduma git gide daha hakim oluyordum.

    hazırlık boyunca okula servisle gittim geldim. serviste sadece türk değil bir çok ülkeden arkadaşım olmuştu. hatta servisteki hocalarla da arkadaş gibi olmuştuk. serviste en çok gırgır bizim grupta oluyordu. servisteki hocalarda bizi tanıyordu artık. takıldığımız soruları onlara soruyorduk. yapmadığımız ödevlerimizi yaptırdığımız oluyordu.
    bir gün yine servisle eve dönerken bizim grubun olmadığı bir gün. gittim rastgele boş bir yere oturdum. bir süre sonra yanıma hocalardan biri oturdu. nasılsın? iyiyim muhabbetinden sonra konu derslere geldi. işte ben anlatıyorum. writing zor, speaking yapacak insan yok. sağ olsun hoca da bana öğlen aralarında writing, speaking çalışması yapabiliriz istersen dedi. bende atladım direk olur diye. salı günleri bir aksilik çıkmadıkça ders çalışacaktık.
    ders çalışmak için odasına gittiğim günlerde gerçekten çok şey öğreniyordum. önce bir konu hakkında essay yazıyorduk sonra speaking. havadan sudan. aslında ders bile denemezdi. eğlenceliydi çünkü. bir gün 'how ı met your mother' hakkında konuşurken başka bir gün gelecek hakkında konuşuyorduk. yine o konuşmalardan birinde konu spora geldi haliyle de yogaya. ben ona ne yaptığımızı, vücudumdaki değişimleri anlatıyorum. kas oldu mu diye sordu. bende bilmiyorum ama vücudum üzerindeki hakimiyetim arttı, artık bacaklarımı daha çok açabiliyorum ve pek gerilme hissetmiyorum dedim. o da bacaklarımı açmaya çalışınca şuralarım geriliyor dedi ama bu sırada benim bacağımın iç taraflarını dizin hemen üstünden tutarak gösterdi. o anlarda kesinlikle bir art niyet aramadım. yaklaşık 3 haftadır her salı günü beraberdik ve yılın başından beri aynı servisteydik. benim arkadaşlarım onun odasına ders çalışmaya gittiğimi biliyordu nereden baksan aramızda 8-9 yaş vardı. o anlarda asla ama asla aramızda bir şey geçebileceğini düşünmemiştim.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 462.
    +1
    Elif Elif Elif
    ···
  13. 463.
    +1
    Elif nerde lan 20
    ···
  14. 464.
    +1
    ahahahh okurum rez
    ···
  15. 465.
    +24 -1
    bu olay yaşandıktan bir hafta sonra, yine bir salı günü hocanın odasına gittim. aynı şekilde muhabbet döndü. bir hafta sonraki sınava hazır olup olmadığımı sordu. ben de klagib öğrenci cevapları verdim. konuşmanın sonunda istersen hafta sonu bana gel ders çalışırız. ekgiblerin nerede ona bakarız, sen zaten yurtta kalıyorsun. kütüphane de bu dönemde çok kalabalıktır dedi. ben başta yok zahmet etmeyin falan dedim fakat daha sonra kabul ettim.
    bu arada o yıl içinde kendimden bahsetmem gerekirse. karakter olarak daha önce saydığım 4 maddeyi harfiyen uyguluyorum ama kimseyi kıran, üzen bir yapım yok. yani beni tanıyan herkes şöyle tanımlıyor. fazla geveze, çok komik, girişken ama çok iyi çocuk. anlaşamayacağı insan yok, dersleri de iyi. ancak içten içe hala bir ezik tarafım olduğunu biliyorum. bazen arkadaşlarla bir kafeye girince fark ediyorum bu tarafımı. 18 yaşına kadar izole ve görece ekonomik yönden yetersiz hayat yaşamamdan kaynaklanıyor bu durum. kafeye girince önce arkadaşlarımın sipariş vermesini bekliyorum, çünkü onların siparişine göre kendi siparişimi veriyorum. menülerde fiyat yazmadığı zamanlar hesap gelince hafif bir geriliyorum aslında altı üstü kahve içmiş olmama rağmen. avm\'lere gidince onların şu markaya da bakalım diye oradan oraya gitmeleri benimse o zamanlara kadar lc waikiki\'yi bile lüks sanmam. ankarada tek başıma, daha önce gitmediğim bir yere gitmem gerektiğinde gerilmem. ya yanlış otobüsse ya durmazsa... galiba bunların hepsi geçmişteki özgüvensiz sira sayi sifatinin mirası.
    bedensel olarak ise eskiye göre daha iyiyim. hafif kilolu çocuk gitmiş ancak yerine gelen zayıf çocuğun vücudunun biraz şekle girmesi lazım. omuzlar kıça oranla biraz dar. yogayla hafif hafif değişimler başlamış ama dışarıdan gören biri bunu daha fark edecek kadar değil. surat olarak hala babyface denen kişiyim. kızlar beni tatlı ve yakışıklı olarak tanımlıyor. surtatta sakallar favorinin alt kısımlarında çıkmaya başlamış ama 18 yaşında bir yeni yetme olduğum bariz belli. göğüste kıl neredeyse hiç yok. onun dışında bacaklarda kollarda var. boyum ise 185. bir başka kompleks konum olan aletim ise 13-14 cm falan. bu gün bile o zamanki halinden 1-1,5 cm uzundur.

    hocanın dediği gibi cumartesi günü evine gidiyorum zaten aynı serviste olduğum için neresi olduğunu da biliyordum. eve girdikten sonra çalışmaya başlıyoruz. gramer, wrting,speaking en son da listening yapacağız. bana bir site tavsiye ediyor. hem listening yaparsın hem ders dinlersin diye. siteyi açıyor. engvid.com diye bir site. amerikalı hocalar falan ders anlatıyor. orada bir hoca var ronnie. bunun bir videosunu açıyor. açarken de hem listening yaparız hem sokak dili öğrenirsin diyor. video da ingilizcede küfür demek olan \'slang\' ler anlatılıyor. video gerçekten anlaşılır. anlatan kadın harbiden çok sempatik ama hoca neden bu videoyu açtı?
    video boyunca küfür öğreniyoruz. hoca izlerken kahkaha falan atıyor. bende zoraki gülüyorum ama çok utanmış durumdayım. geçen cümleler pussy, dick... diye gidiyor. arada bana dönüp soruyor. bu cümle için yaptığı tanımı anladın mı? evet deyip geçiştiriyorum.
    videoda kadın bu kez \'jerk off\' bu cümleyi tanımlıyor ve tahtaya yarak falan çizmiş çizdiği yarağın taşaklarına kıllar var. benim yanımda hocam dediğim şahıs. videoyu durdurdu yine anladın mı dedi? ben yok dedim. biraz geri sardı. tekrar dinletti. sonra erkeklerin kendini tatmin etmek için yaptığı bir eylem dedi. benim yüz ifadem dondu herhalde. lafa girdi. ben biraz ilgi çekici bir konu olsun diye bu videoyu açtım, istersen kapatabilirim diye ekledi. ben yok. biraz utandım dedim. o da ne utanması ya 18 yaşındasın. bunlar hayatın içinde artık olağan şeyler. ingilterede 12-13 yaşında çocuklar bunları gayet rahat büyüklerle konuşuyorlar. çocuklar bunları tabu olarak görüp öyle büyümüyor. zamanı gelince gerçekleşecek bir şey olarak görüyorlar. senin yaşındaki biri ailesiyle, öğretmeniyle, arkadaşlarıyla bu konuları rahatça konuşabilir. kız erkek fark etmeden. bizde ise lafı açılınca bile yanaklar kızarır. bu konuda espri yapılsa yanlış anlaşılabilir... diye bir nutuk çekiyor ama ben bu sıralarda evet, haklısınız diye kafa sallıyor hak veriyorum arada yorum yapıyorum. sonra bana diyor ki şimdi ben sana ciks hayatını sorsam utanırsın haklı olarak bana da okuldan hocam sorsa utanırdım. ama aslında yemek yemek gibi bir şey. konu gerçekten çok uzuyor. hem geriliyorum hem sıkılıyorum hem utanıyorum. çünkü ortam iyice cıvıdı. kız arkadaşım olup olmadığını soruyor. yok deyince o zaman ciks yaptığın biride yok deyip aklınca ortamı yumuşatıyor.
    bu muhabbetlerden sonra ders bitiyor ben artık gideyim diyorum. o bana istersen burada kal yarında çalışırız deyince bende uyanan şüphenin doğruluğundan emin oluyorum. bir yandan kafamdan kalsam mı? diye geçiriyorum. bir yandan ben kim bu karı kim modundayım. ben 18 o 27 yaşında. bir an düşünüyorum kalsam ne olur? ne kaybederim? hep bunu hayal etmedim mi? ama benden büyük? diye düşünürken merak ağır basıyor .. ben rahatsız etmeyeyim diyorum o yok olur mu boş oda da var diyor ama ısrarlı bir şekilde. ben de kabul ediyorum ama inanılmaz gerginim. galiba o da benim niyeti bozduğumu anlıyor.
    ilerleyen saatlerde hiç ders çalışmıyoruz. televizyon izliyoruz. televizyon izlerken bana temas eden hep o. benim içimde hala ya yanlış anladıysam şüphesi hakim. bir süre sonra elini kucağıma koyuyor. daha sonra bacağıma. aklıma eceye yaptıklarım geliyor amk. bende elini bacağına koyuyorum o anda bana soruyor daha önce yaptın mı?
    o an neden bilmiyorum ağzımdan evet çıkıyor. öpmek için hamle yapıyor. itiraf ediyorum o anlarda bende bir iğrenme oluşuyor. onun öğretmenim olduğunu bilmem, benden büyük olması. tişörtümü kendisi çıkarıyor eli göğsümde geziyor. öpüşürken tükürüğüm akıyor. ben de hiç ona karşı bir hamle yok. o anlarda korku, heyecan, şehvet, iğrenme duygularını aynı anda yaşıyorum. kendi tişörtünü çıkarıyor ve hiç beklemeden sutyen de çıkıyor. ben artık olayın iyice içindeyim diye düşünüyorum memelerine dokunuyorum ama çok naif bir dokunma çünkü o anlarda o daha baskın. benim memelerimi ve etrafını yalıyor. göbek deliğine iniyor. büyük ihtimalle kalbimin çarpıntısını duyuyor o sıralarda. kemeri açıyor. ben de kıçımı hafif kaldırıp pantolonu aşağı indirirken o baksırı da çekiyor aşağı. o an fark ediyorum benim alet tam kalkık değil.
    hemen ardından o da soyunuyor. o an kendimi uyuşuk hissediyorum. atağa geçsem mi? bende yalasam mı? ama iğrenç. hayalim bu değildi? o anlarda eli benim aletimde ben nefes nefese. sonra aletime tükürüyor. 31 çekmeye başlıyor ama kısa bir süre sonra orala başlıyor. büyük ihtimalle benim ilk kez yaptığımın farkında. ben arada memeleri, vajinasını ellesem de kontrol tamamen onda. belli bir süre sonra iğrenme duygusu da geçiyor. o gün beni hep o yönetiyor. ben koltukta yarı yatık şekildeyken ilk kez içine giriyorum. boşalana kadar o pozisyonda kalıyoruz. ne kadar sürdüğünü hatırlamıyorum bile. ama içine boşalıyorum. içine boşalınca, spermlerin tekrar dışarı akması niyeyse beni inanılmaz tahrik ediyor. bir yandan da içine boşaldığım için korkuyorum.

    o gece bir kez daha yapıyoruz. ilkine göre tabi ki daha iyi oluyor ama hala yaşananların şoku ve korkusu üzerimde var. bu kez daha uzun sürüyor ve o gece ilk kez bir kadınla aynı yatakta yatıyorum ama sabah gün aydınlanana kadar gözüme uyku girmiyor.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Karı ne azmış lan ben olsam direk kaçardım korkudan
      ···
  16. 466.
    +1
    32de kaldık bekliyoruz
    ···
  17. 467.
    +1
    Rezerve
    ···
  18. 468.
    +2
    Yarra yedin moruk
    ···
  19. 469.
    +1 -1
    Lan inanıyodum ama böyle diyince bi affalladım. Sen yinede yazmaya devam et.
    ···
  20. 470.
    +1
    Rezerve
    ···