+23
-1
lisedeki eceyi saymazsam, ilk sevgilim kübraydı. hatta eceyi saymıyorum çünkü bir erkeğin yetişkinken yaşadığı ilişki gerçek ilişkidir. kübrayla zaten iyi bir başlangıç yapmıştık öyle de devam etti. okul haricindeki zamanlarda da neredeyse hep beraberdik. hayalini kurduğum, elini tutup dünyanın ucuna gidebileceğim kız oydu. gözüm ondan başkasını görüyordu ama onu çok seviyordum. aşık değildim ama o olmadan ekgib olacağımı biliyordum. aşık değildim ama çok seviyordum. beraber olduğumuz her an birbirimizin hayatına daha çok nüfuz ediyorduk sanki.
daha ilişkimizin bir ayı dolmamışken facebook profil resmimi onunla el ele olduğumuz bir fotoğraf yapmıştım ki normalde sosyal medyada çok aktif olan biri değilim, özel hayatımı başkalarıyla paylaşmayı sevmem, ailemin ve akrabalarımın bilmesini istemem. çünkü bizim memlekette ve ailede sanki sevgilin olması kötü bir şey gibi algılanır. onaylanmaz. sevgilisi olan kız kaşardır. sevgilisi olan erkek o kızı gibmek için peşine düşmüş bir ahlaksızdır. anne babalar bile enteresan bulur bu durumu. sen önce okulunu bitir, paranı kazan sonra bu işler gelir mantığında saçma bir düşünce hakimdir. tüm bunları bilmeme rağmen koydum fotoyu. fotoğrafın altına direk abilerimden yorumlar geldi. kuzenler ve bir kaç arkadaş daha yorum yaptı. ukraynalı \'seni mutlu görmek çok güzel. bunu hakediyorsun\' yazdı. bence en samimi yorum onunkiydi ya da ben öyle hissettim.
kübrayla ilişkimiz oldukça sıradan yani olması gerektiği gibi devam ediyordu. bu süreçte ben yurttan çıkma kararı almıştım ve ev bakıyordum. bu kararı almamda hem yurtta rahat etmemem hemde kendimi kısıtlı hissetmem vardı. yurda en son giriş saati gece 12 deydi. odada 8 kişi kalıyorduk, her çeşit manyak vardı. bunların dışında sevgilim vardı artık. onunla baş başa kalabileceğim bir yerimiz olsa güzel olurdu. hesaplamalarımı yaptım bankadaki 8 bin tl'ye hiç dokunmamıştım. ailem para gönderiyordu, kredim vardı. bir ev arkadaşı da bulursam çok rahat geçinirdim.
keçiörende bir ev bulmuştum. gayet iyiydi. ısıtması merkeziydi. okula uzaktı ama kirası azdı. evi tuttum. eşyaların hepsini ya çok ucuza ikinci el aldım ya da facebook gruplarında bedavaya veren öğrencilerden temin ettim. yatağı iki kişilik aldım. sebebini zaten tahmin etmişsinizdir. sevgilim evime geldiğinde yanımda yatacaktı. eve birinci dönemin bitmesine yaklaşık bir ay varken taşındım. ailemin tabi ki haberi yoktu. keyfim yerindeydi. kübra da sürekli eve geliyordu. ilk sevişmemizde o evde oldu. geldiği bir gün bu gece burada kalmasını teklif ettim. olur dedi. yurttan arkadaşını aradı, müdürden onun yerine izin alması için. sonrası bildiğiniz gibi. o kadar kadınla beraber olmama rağmen ilk kez bir kadına sahip olma duygusunu hissettim. sebebi bakire olmasıydı. biliyorum okuyan çoğu kişi bekaret takıntısı diyecek ya da sen kendi geçmişine bak senin bakire olmasa da laf edecek yüzün var mı diyecek. haklılar ama sadece hislerimi açıkça ifade ediyorum. onun o anlarda heyecanlı, ne yapacağını bilmez, çekingen tavırları hoşuma gitmişti. ilk erkeği olduğunu bilmek güzeldi.
ciks konusunda tecrübeli olmama rağmen aslında bende heyecanlıydım. çünkü hayatımda ilk kez bakire biriyle birlikte olacaktım. mümkün olduğunca canını yakmamaya çalıştım. o anlarda aklıma ister istemez elif ve ali geldi. aklıma kazınmışlar aq. ama ne ben aliydim ne kübra elifti. o günden sonra her fırsatta ciks yaptık. karı-koca hayatı yaşıyorduk sanki. eve geldiğinde evi temizliyordu. hangi pantolonuma hangi gömleği, kazağı giymem gerektiğini söylüyordu. birinci dönem bittiğinde sadece bir haftalığına memleketlerimize gittik ve hemen evimize döndük. tamamen birbirimize ait olduğumuz 3 hafta geçirdik. bu gün ne yemek yapayım sorusunun bile muhattabı oldum düşünün. lafı fazla uzatmayayım. kübra benim için artık sevgili değildi. karımdı. bende onun kocasıydım.
bu süreçte benim paralar hafif hafif suyunu çekmişti. yani 3 hafta gibi bir sürede bankadaki param 1500 tl azalmıştı. faturalar, kira,yemek, öbür masraflar mümkün değil aylık gelirim karşılamazdı. ev arkadaşı bulmaya karar verdim. önce sınıf arkadaşlarıma sordum kimse olumlu cevap vermedi. okulun face grubuna yazdım. bizim okuldan yeni mezun olmuş ve bir bankaya atanmış bilgisayar mühendisi bir bebe kabul etti. benden 3 yaş büyüktü ama benden küçük duruyordu. geldi evi gördü. ona koşulları anlattım. bana her türlü uyar ben zaten uyumaya geliyor gibi olacağım dedi. çocuk bir hafta içinde taşındı. çocukla iyi de anlaştık. yoga öğretmeye falan çalışıyorum bebeye. gece acıkınca beraber yemek yemeye gidiyoruz. bu çocuk hiç cluba gitmemiş. ben zütürüyorum. hayvan gibi içiyor ben sahip çıkıyorum. güya benden büyük ama ben abilik yapıyorum. biraz tıfıl bir tip anlayacağınız. belki okuyanlara çok iddialı gelecek ama çocuk benim evime taşındıktan sonraki 1 aylık süreçte hali tavrı değişiyor. sürekli benden tavsiye istiyor. onu zütürdüğüm mekanlara artık kendisi gidiyor. bazı geceler yanında kızla geliyor.
kübra da o süreçte her zamanki gibi gidip geliyor, arada kalıyor. çocuk zaten bizim evli gibi yaşadığımızdan haberdar. sabahları üçümüz kahvaltı yapıyoruz. hafta sonu film izliyoruz. kübra buna okuldan kız falan ayarlamaya çalışıyor. tam how ı met your mother'daki üçlüye benzedik falan diyoruz. yani kübra da iyi anlaştı bebeyle.
zaman böyle geçerken bir gün kübra eve geliyor. evde yalnızım o sırada. biraz gergin görünüyor. oturduktan sonra lafı çok uzatmadan hamile olduğunu söylüyor. ben hiç filmlerdeki gibi mümkün değil tribine falan girmiyorum çünkü korunmadan ciks yaptığımız çok oluyordu. bazen evde kondom olmuyordu, gidip almaya üşeniyordum ya da o hap alırım diyordu.
ben doğurmak isteyip istemediğini soruyorum? o da ne diyorsun sen gibisinden bir bakış attıktan sonra, doğuracağım desem evlenecek miyiz? diyor. bende istersen evleniriz. diyorum. o da neyle geçinmeyi düşünüyorsun diyor haklı olarak. elimden ne geliyorsa yaparım diyorum? babama anneme ne diyeceğim? benim hayatım ne olacak? okula bebekle mi gideyim? diyor. o anlarda sinirini anlıyorum. o zaman aldıralım diyorum? tabi ki aldıracağız ama ya aldırdığım kayıtlara geçerse? diyor. ben o anlarda çok samimi söylüyorum nikahlı karım hamileyim dese vereceğim tepkileri veriyorum. zaten kübrayı karım olarak görüyorum. hayatımız zaten ortak. çocuğu da beraber yaptık. hiç aklımdan kendi aileme ne derim sorusu geçmiyor ki benim ailemde açık görüşlü anlayışlı bir aile değil ya da bende okuyorum o ne olacak? sorusu geçmiyor. ama başta dedim ya yetişkin olduğunuzda yaşadığınız ciddi bir ilişki sizi de değiştiriyor. aslında erkek kadına sahip olduğunu sanıyor ama aslında kadın erkeğe sahip.
ben çocuğu aldıracağımızı rahat olmasını söylüyorum ama bana ne yapacaksın faceten mi soracaksın falan diyor. bende özel hastanede yaptırırız diyorum? parayı nereden bulacaksın? diyor. ben sen merak etme ben bulurum diyorum. tabi bankada yazın yaptıklarımdan dolayı 5 bin var diyemiyorum. tüm ısrarlarıma rağmen o gün yurtta kalıyor. giderken yine onu sevdiğimi, hiç bırakmayacağımı söylüyorum. kusura bakma gerginim gitsem daha iyi hem sana patlamam durduk yere deyip gidiyor.
o gittikten sonra özel hastaneleri arayıp soruyorum. kayıtlara geçer mi? doktor iyi mi? bir risk var mı? ne zaman taburcu olur? . sonunda aklıma yatan bir hastane buluyorum. 2 gün sonraya da randevu veriyorlar. bir yandan da hayal kuruyorum. acaba çocuğumuz doğsa nasıl bir hayatımız olur. kucağıma aldığı mı düşünüyorum, gece ağladığını, annesinin emzirdiğini. resmen kendi ailem olacak...
ben odada otururken tıfıl ev arkadaşım geliyor. kapı açılma sesini duyuyorum. odamın kapısı açılıyor. naber kanka muhabbetinden sonra montunun cebinden para çıkarıyor. kanka kübra beni aradı durumu anlattı, olur böyle kazalar deyip parayı veriyor. o an şakaklarım kalp gibi atıyor. ulan karnında benim çocuğumu taşıyan kadın bana güvenmiyor tıfılı arıyor. kimse duymasın diye telaşlanan sevgilim tıfılın duymasından çekinmiyor. saol kardeşim benden para var deyip elini itiyorum. o da al bulunsun belki lazım olur. hem yarın bende geleyim benim arabayla gidelim diye ısrar ediyor. hemen üstümü giyinip kübranın yurduna gidiyorum. dışarı geliyor. hayvan gibi bağırıyorum. o sadece sesini yükseltme diyor. ben o sırada tınlamıyorum tabi. o da bağırmaya başlıyor. nereden bulacaktın parayı? ben bağırıyorum halletim dedim ya. paran yetmiyor diye ev arkadaşı almak zorunda kalmadın mı? diyor ben bağırıyorum bunun konuyla ne alakası var? ne yapacaktık hastaneden çıkıp otobüse mi binecektik? diyor ben duyduğuma inanamıyorum. biraz susuyorum. bankada 5 bin tl var o taksiye binmene de yeter diyorum. parayı kimden aldın? abinden mi? diyor. yazın çalıştım diyorum. ne zaman diyor ? bu yaz diyorum. benim niye haberim yok diyor öyle gerekti diyorum. ne demek öyle gerekti diyor. yazın dansçılık yaptım bir gece klübünde diyorum. bunu niye bana anlatmadın diyor. zamanı gelince anlatacaktım diyorum. tartışma bir alevlenip bir duruluyor... o tartışmada direk dansı yaptığımı söylüyorum. striptizci mi oldun diyor? bende salak gibi striptiz le direk dansının farkını anlatıyorum ne malım ya...
Tümünü Göster