/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 3.
    0
    Sabah oldu, kalktığım gibi sarıldım bilgisayara. Yarım açılan gözlerimle girdim feyse. istediğim olmuştu, kabul etmişti. Bilirsiniz, facebook bundan 3 sene öncesi falan daha bir popülerdi. Hemen bir şekilde iş atmam gerekliydi. Böyle en eski paylaştığı gönderileri falan beğendim neyse. Aklımda çarşıya çıkmak vardı belki denk gelirdik. Kahvaltı falan halletim attım kendimi dışarı. Çarşıdaydım, boş boş her caddeyi geziyordum. Bir yandan elim hep bir heyecanla telefonda, belki oda hani birşeyimi beğenir diye umuda bak amk. Öyle dolaşırken ana sayfama bunun paylaşımı düştü Şunla, bunla, şu kafede diye. Gözlerim parladı, yol almaya başladım olduğu kafeye doğru. Çıktım merdivenlerden, en orta koltukta arkadaşlarıyla kahkahalar atarak muabbet ediyor. Midem yanmaya başladı, elim ayağım kesildi. Ulan bir insan böyle gülebilir mi? Yanından sarhoş adımlarla geçerek bir arka masaya oturdum. Cebimdeki parada sıkıntılı, taş çatlasın 2-3 çay param var cebimde. Ayrıntıları hiç düşünmedim verdim siparişi. Bir yandan da tutulduğum kızın arkadaşlarıyla olan muabbetine tanık oluyorum. Gözde arkadaşlarına Yarın doğum günüm var ne aldınız bakalım bana diyerek şakayla karışık arkadaşlarına iş atmıştı. Bende fırsattan istifade bütün detayları, parti yerini öğrenmiştim.
    ···
  2. 2.
    -1
    Okumadım cugu
    ···
  3. 1.
    -1
    3 Sene önceleri falandı sanırım. Benim kolpalık yaptığım, özenti olduğum dönemler. Mahalle ortamı arkadaşlar işte anlıyosunuz ya çevredeki kolpacı abilerden falan özeniyoruz kanımız kaynıyor. Belimizde emanet falan. Neyse, bir gün çarşıda ellerim cebimde öyle sallana sallana yürüyorum. O çıktı karşıma, ilk defa sosyal medya dışında gerçekte görmüştüm onu. Çok farklıydı yürüyüşü, kollarını savuruşu, adım atışları bile kaldırımı dile getirecek şekildeydi. Ama hani pırpır olur derler ya insanın içi, aynen öyleyim böyle saf gibi çivilendi gözlerim ona. Belinde emanetle gezen, o sözde delikanlının suratı kıpkırmızı olmuş başka hiç birşey görmüyordu. Yanımdan geçti, ben kendimden geçtim. Rüzgar parfümünü burnuma getirmişti gerçekten kendimi ilk defa bu kadar savunmasız ve değişik hissetmiştim. Belki o beni farketmemişti bile. Ulan dedim, kendine gel film mi çekiyoruz ilk görüşte falan güldüm yürümeye devam ettim. Çarşı ortamları pek sarmıyordu o zamanlar beni, sıkılmaya başlamıştım ama o hep aklımın bir köşesindeydi parfümünün kokusuda öyle. Bizim arada takıldığımız sevdiğimiz bir abimizin kafesi vardı oraya doğru yürümeye başladım. Geldim kafeye, bi çay söyledim yaktım birde sigara zaman geçirmeye çalışıyorum. Durup dururken o aklıma geliyordu. Ben onu tanıyordum, ama ismini çıkartamamıştım. sosyal medyada biraz popüler biriydi. Neyse, çay sigara derken ben kalktım yol aldım mahalleye yavaş yavaş. Bir de benim çok sevdiğim, saydığım, herşeyimi paylaştığım bir kardeşim vardı, senelerdir beraberdik. Trafoya gittiğim de bir kaç arkadaşımla oda ordaydı. Çağırdım hemen yanıma ; Lan emre, olum şu telefonunu bi versene, çarşıda bi kız denk geldi benim onu mutlaka bulmam gerek senin feysinde ekli olması lazım onun dedim. Bu benle makara yapmaya başladı falan aldım ben telefonu başladım anasayfada gezinmeye. Muabbet falan ediyoruz derken dediğim gerçek oldu pat çıktı karşıma. Emreye döndüm ; Aha bilader bak işte bu kız, yeminler olsun çok fena oldum ben bu kıza dedim. Emre ; Salak salak konuşma lan, dön bir kendine bak, bide kızın takıldığı ortamlara bak. Bize gelmez olum böyle insanlar, şaka bi yana gerek yok kardeşim dedi. Ben dinler miyim? bana böyle şeyler hissettiren bi kızdan öyle iki kelimeyle vazgeçemezdim. Gece eve geldiğimde hemen feysten ekledim. Sabahına kabul edip etmediğine bakacaktım.
    Tümünü Göster
    ···