Ertesi gün Cenk’i takip etmesi için Mike birkaç kişiyi ayarladı. Adamların görevi Cenk’in girdiği çıktığı kim varsa rapor etmek en azından buzdağının biraz daha altını görebilmemizi sağlamaktı.
O günün akşamı Cenk’i izleme görevi verilen iki kişiden haberler gelmeye başladı.
Cenk’in arabası ilk olarak Kızılay çevresinde görülmüştü sonradan tek başına ilerleyerek Sincan’a gitti.
Organize sanayi bölgesinde birkaç kişi ile görüştükten sonra yanına bir araba daha katıldığını bildirdiler.
Uzunca bir süre beraber yol aldıktan sonra Keçiören’e doğru geçtiklerini söyledi peşine takılan araçtaki kişiler.
Ben bilerek olaya dahil olmamaya çalışıyordum ama bir taraftan da içim içimi yiyordu aslında…
Kardeşimin ne olduğu belirsiz kişilerle takılmasına gönlüm razı değildi…
Üstelik bu kişilerin geçmişte neler yaptığını biliyorsam.

Cenk’in ve yanındaki aracın süratle Keçiören’den çıkarak Sincan Organize Sanayi Bölgesine ilerlediğini aktardı peşine takılan adamlarımız.
Bu saatlerde o bölgede kimseler olmayacağından peşindeki adamların açığa çıkması olasıydı bu yüzden açıkta beklemelerini istedik.
içeri girdikten sonra hangi atölyeye giriş yaptıkları hakkında en ufak bilgimiz yoktu.
Beklemeye başladık.
1 saatten fazla süredir bekliyorduk ve Cenk’in peşine taktığımız adamlarda sürekli olarak rapor veriyorlar fakat Cenk’ten haber alamıyorduk….

Sincan Organize Sanayi Bölgesinde herhangi bir yerde olabilirlerdi.
ikinci saate yaklaştığımız sıralarda Sadece Cenk’in arabasının çıktığı öteki arabanı yanında olmadığını söyledi Muhbirler…
Peşine takılmalarını söyledi Mike …..
Takip tekrar başlamıştı.
Ama bu sefer bir fark vardı….
Cenk’in arkasına taktığımız adamlar kendilerini takip eden bir MAZDA 3 marka araçtan bahsetmeye başladılar….
Beyaz renkli ve jantları yeşil olan bir HACTHBAG MAZDA 3 tarafından takip ediliyoruz diyorlardı sürekli olarak.

Cenk hızlanmaya ve yönünü MAMAK tarafına çevirmeye başlamıştı….
Peşindeki adamlarımızda onu takip ediyorlar aynı zamanda MAZDA tarafından takip edildiklerini söylüyorlardı.
En arkadaki araba hakkında kimsenin en ufak fikri bile yoktu.
Cenk hızını iyiden iyiye artırmış bir şekilde son hız ilerliyordu. Mamak’ı geçmiş kayaş köprüsüne doğru ilerliyordu.
Bizim adamlarımızda peşinden gidiyorlardı.

Ta ki Cenk’in arabasının Kayaş köprüsü ayaklarında bir anda durmasına kadar.
- Araba köprünün altında durdu….
- Nasıl…..
- Durdu….araba bir anda durdu…..
- Etrafına birileri geldi mi peki ?
- Hayır….peşimizdeki Mazdada kayıp……
- Tamam bekleyin bir süre….
- Anlaşıldı…….
- …….
- …………
- Arabanın yanına gelen iki kişi görüyoruz….arabadaki kişi inmeden yanına gelenlere bir şeyler söylüyor…
- Tamam beklemede kalın….
- Yeni gelen iki kişi arabanın yanından ayrıldılar….kendi arabalarına doğru ilerliyorlar….BUNLAR KiM LAN ???... ATEŞ ALTINDAYIZ…ATEŞ EDiYORLAR…..ATEŞ EDiYORLAR…..
- NE ATEŞi….KiM ATEŞ EDiYOR….

Muhbirlerin telefonundan silah sesleri geliyordu…arabalarını tarıyorlardı…

Cenk birileri ile konuşmuş sonrasında peşine taktığımız adamların arabası kurşun yağmuruna tutulmuştu…..
ANASINI S.KiYiM…dedi Altay…

Koşarak arabama doğru gittim…..çalıştırıp hızla yola koyuldum…
Arkamdan Yasin ve Altay geliyorlardı….
Hızla Kayaş köprüsüne doğru ilerliyorduk. Trafiğin arasından ilerliyor diğer arabaların tamponlarına kıl payı kalacak şekilde makaslar atarak gidiyorduk….
Kayaş köprüsüne yaklaştığımız zaman çoktan kalabalığın oluştuğunu gördük.
Arabalarımızdan indik ve kalabalığın arasına karıştık.
Polisler olay yerine kimsenin girmemesi için şerit çekmişti. Arabaların üzerinde belkide onlarca mermi deliği vardı. Arkadaşlarımızın kanla kaplanmış kafaları direksiyonun üzerine yaslanmıştı….

insanlar kendi aralarında senaryolarını yazmaya başlamışlardı bile…
- Mafya hesaplaşması diyolarmış
- Yok be oğlum…hırsızmış bunlar…..
- Hadi canım….
- Tabi lan…polisten kaçıyolarmış….
- Eee şurdaki adam konuşmuş polisle….polis araba hırsızı demiş bunlara.
- Ya yok oğlum değil öyle…..bilip bilmeden konuşuyolar….
Cenk’in arabası etrafta görünmüyordu….
Onun yüzünden iki arkadaşımız ölmüştü….
Yasin’in gözleri dolmuştu….küfrediyordu…
Altay onu alarak uzaklaştırmaya başladı oradan..
Telefonu elime aldım..

- Mike
- Efendim….
- Adamlar ölmüş….
- Or.spu Çocuğu…
- Ne yapalım…
- Uzaklaşın oradan….
- Tamam geliyoruz…
Altayın yanına gelerek Mike’ın buradan uzaklaşmamız gerektiğini söylediğini aktardım….
Tamam dedi Altay….

Arabalarımıza binmek üzereyken çok ilerden bir araba gözüme ilişti…
BEYAZ RENKLi YEŞiL JANTLI HATCHBAG MAZDA 3….




Arkadaşlarımızın kendilerini takip ettiğini söylediği araba….
BU O ARABA dedim….
Yasin bana bakarak…efendim dedi…
Şuradaki beyaz Mazda…bizimkileri takip eden araba olmalı…
O halde düşelim peşinde dedi Altay…Bildiği bir şeyler vardır mutlaka….

Bizim kendisine baktığımızı anlayan Mazda olduğu yerde dönerek ilerlemeye başladı…
Hadi dedim.. kaçmadan yakalayalım şunu…
Arabalarımıza binerek peşinden gitmeye başladık…
Mazda çok hızlıydı ve çok çevik hareket ediyordu.
Peşindeydik…
Onu yakalamadan bu gece uyumayacaktık…..
Bildiği şeyleri anlatması gerekiyordu…

- Mike ben Alper…..
- Efendim Alper….
- Çocukların bahsettiği Beyaz renkli mazda vardı ya…
- Evet…
- Şu an onun peşindeyiz….Altay ve Yasin ile birlikte….
- Has. ktir….tamam……peşinden ayrılmayın….Salim’e haber veriyorum…
- Tamam şimdilik Mamak tarafına doğru ilerliyoruz…Mebs okuluna saptık…
- Anlaşıldı ayrılmayın peşinden….
- Tamam…
Mazdanın peşinden ilerlemeye devam ediyorduk….

istanbul yoluna çıkmıştık ve yol biraz daha açık olduğundan artık daha fazla hızlanmaya başlamıştık….
Artık diğer arabalar yanımızdan sadece bir an görünüyor ve sonra kayboluyorlardı….
Mazda ise hızını artırarak arayı açmaya başlamıştı….
Ta ki….
Yan tarafından aniden çıkan bir GOLF 4 R 32 tarafından sıkıştırılıp yoldan çıkana kadar…..
Salim gelmişti….

Ve yan tarafından sıkıştırarak yoldan çıkmasını sağlamıştı Mazdanın…
Mazda önce yoldan çıkarak tozu dumana kattı…..
Toprakta spin attıktan sonra iyice dengesini kaybedip taklalar atmaya başladı…
Üçüncü takladan sonra araba lastiklerinin üzerine düştü ve o şekilde durdu…
Resmen pert olmuştu araba…
Motorundan duman çıkıyordu….
Aniden frenleyip arabalarımızdan indik….

Salim biraz daha yakın olduğu için o bizden daha yakındı arabaya ve çoktan kapısını açıp içindeki adamı çıkarmak için çalışmaya başlamıştı bile…
Bizde yanına giderek ona yardım ettik…
Adamı çıkarttığımız zaman tıpkı arkadaşlarımız gibi kafasının tamamen kan olduğunu fark ettik….

Yasin adamı yakasından tuttu ve tam suratının ortasına bir yumruk indirdi…
- KiMSiNiZ LAN SiZ….KiMSiNiZ LAN…..NiYE ÖLDÜRDÜNÜZ LAN ÇOCUKLARI…..ANASINI S.KTiĞiM…..
Altay, Yasin’i kollarından tutarak geri çekti…

ALTAY BIRAK….S.KiYiM ŞUNUN SURATINI….OR.SPU ÇOCUĞU…..S.KiCEM LAN SENiN ANANI…..
Salimde Altay’a yardım etmek için Yasin’i tutmaya çalışıyordu…
Adamın başında bir tek ben kalmıştım….
içimde fırtınalar kopuyor ama susuyordum..
Sakin kalmalıydım….
KiMSiN SEN dedim….
Adam kanla kaplı kafasını oynatarak….
MiLLi iSTiHBARAT TEŞKiLATI dedi….

BENDE ADAMLARIN PEŞiNDEYiM…….SUÇUM YOK BENiM….ARKADAŞLARINIZ iÇiN ÇOK ÜZGÜNÜM…..
Adamın koluna girerek kaldırdım ve arabama doğru ilerlemeye başladım….
Benim bu halimi gören Yasin “ ALPER ADAMI NEREYE GÖTÜRÜYORSUN “ dedi…
Onlara bakarak “ PEŞiMDEN GELiN…DURUM BiLDiĞiNiZ GiBi DEĞiL” dedim ve arabaya adamı bindirdim…
Uzaklardan siren sesleri gelmeye başlamıştı…” HADi “ dedi Salim….” TOZ OLALIM BURADAN”

Arabalarımıza binerek hızla oradan uzaklaştık….
Doğruca ivedikteki depomuza geldik…
Mike bizi bekliyordu….
Arabamın kapısını açarak adamı aldım ve yakınlardaki bir masanın üzerine yatırdım…kafasının altına üzerimdeki Switi koymuştum…
Mike’a yakınlarda bir ilk yardım çantası varmı diye sordum…
Mike hemen bir ilk yardım çantası bularak getirdi.

Adamın kafasındaki yarılmış yada yaralanmış yerlere ilk yardım yaparak tedavi ettik….
Adam çarpmanın darbesi ile bir süre sonra masanın üzerinde bayılmıştı zaten.
Ceplerini kontrol etmeye başladık cüzdanından adama ait bir kimlik çıktı.
Gerçekten Mit’e ait bir kimlikti bu…
Adamın adı Alperen Karakuş’tu….
Altay , Yasine bakarak “ adam gerçekleri söylüyormuş lan “ dedi.
“Evet” dedi Yasin….” anlaşılan devletin ajanını yumrukladım…Bunun için beni hapse atmazlar dimi ?”