-
26.
0yaz zanza
-
27.
0Rez gir hadi moruk
-
28.
+4Doktorlar bileğine küçük bir dikiş attıklarını , parçalanan kılcal damarlar yüzünden 2 gün kontrol için hastanede tutacaklarını söylemişti...
Görüşmek için içeriye girdiğimizde Orhan'ı ilk kez öyle görmüştüm... Yüzü bembeyazdı , dudakları morarmıştı ve yüzünde de morluk ve kızarıklıklar vardı.
Üçümüz de içerideydik ama o sadece bana bakıyordu... Uzun , uzun...
Sorular sorduk , cevap vermedi... Daha sonra benim elimi tuttu , Bahri abi ve Neslihan'a siz çıkın der gibi bir hareket yaptı...
Konuşmuyordu... Ya da konuşamıyordu , bilmiyorum...
Ben sormaya başladım...
"Bunu sen kendin mi yaptın ? Yoksa birisi mi yaptı ?" dedim...
Evet der gibi kafasını salladı...
"Bu Bahri ya da Neslihan mıydı ?" diye sordum
Hayır der gibi salladı
"Peki bunu yapan tanıdığın birisi miydi ?" dedim...
Evet dedi ve ağlamaya başladı... Sesi hiç çıkmıyordu , sessiz sessiz ağlıyordu.
"Peki , bunu neden yaptıklarını biliyor musun ?" diye sordum.
Hayır diyerek başını salladı ve sonra beni de kovarmışcasına hareketler yaptı... Hemşire ve doktor daha fazla görüşmememiz gerektiğini söyledi...
Zaten kendisi de bizimle görüşmek istemiyordu.
Orhan'ı orada bırakıp otele geri döndük... Zor bir gün geçiriyorduk. -
29.
+3Arabada kimse bu olay hakkında konuşmuyordu... Sessizliği Neslihan bozmuştu.
"Neden böyle bir şey yapsın ki" diyordu...
"O yapmadı." dedim...
Şaşırmışlardı... "Polis intihar ettiğini söylüyor ama" dedi...
"Bilmiyorum , Orhan bana intihar etmediğini söyledi" dedim...
Onlar da korkmuştu... Onlar cinayetten ben ise daha farklı şeylerden şüpheleniyordum...
Otele geldiğimizde Orhan'ın odasındaki inceleme bitmişti... Kapıda ve herhangi bir yerde zorlama görülmüyordu.
Pencerelerde de farklı kişiye ait izler yoktu... Her yer yerli yerindeydi aslında.
Kameralarda da bir şey yoktu.
O sırada Orhan'ın yatağının hemen üstünde bir kağıt parçası vardı... Polisin göremeyeceği kadar aradaydı , ince bir detaydı.
Kağıdı alıp baktım.
"ہزار نو سو ننانوے" yazıyordu... Bu yine o yazıydı.
1999 yazıyordu.
Ama bunun anlamı depremin tarihi miydi yoksa farklı bir şey miydi bilmiyordum.
Ordaki kağıdı alıp odama geçtim... Bahri Abi ve Neslihan da dinleniyorlardı.
Bu sayı ile benim kağıdımdaki sayı aynıydı... Orhan ile konuşmam lazımdı ama bizi kabul etmiyordu.
Akşam yemeğinde bir araya geldiğimizde Bahri Abi kanala bu durumu ilettiğini ve Orhan'ın hastaneden çıkınca evine dönmesi gerektiğini söyledi.
Biz de ona katıldık... Tek düşündüğümüz onun sağlığıydı.
Ve 2 günün sonunda Bahri Abi ve Orhan merkeze dönmüştü.
Neslihan ve ben Kocadere köyündeki diğer habere gidecektik... Neslihan bana yolda
"Bahri Abi'de bir farklılık yok mu sence ?" dedi.
"Nasıl yani" dedim.
"Bilmem... Bu haberde biraz farklı gibiydi , sanki o değilmiş gibi" dedi.
"Bilmem , farketmedim." dedim.
Neslihan ile aram o kadar iyi değildi , pek fazla konuşmazdık. -
30.
0rezerved
-
31.
0Rezzers
-
32.
0Rezzers
-
33.
0Feres aklıma geldi bi sigara yakayım
-
34.
+3Neslihan ile Çınarcık-Kocadere minibüslerinin kalktığı otogar benzeri bir yere gittik... Onun da benim de aklı Orhan'daydı... Neslihan ile Orhan'ın arası çok iyiydi , Orhan ekibin en sevecen insanıydı...
Neslihan bana bakıp
"Orhan'ın intihar ettiğine ihtimal vermiyorum... Bence otelde birisi ona saldırdı." dedi...
"Olabilir , ama polisler ikinci bir kişinin izini görmemişler" dedim...
Yine de ikimiz de inanmıyorduk onun böyle bir şey yapacağına , zaten kendisi de demişti...
Orhan'ın bizimkinden farklı bir yaşantısı vardı... Ailesi zengin insanlardı , çok sayıda evleri spor arabaları , bağları bahçeleri vardı ama Orhan onların servetini istemeyip gazetede çalışıyordu... Annesinin babasından gizli yolladığı paraları da mehmetçik vakfına , löseve , kızılaya bağışlıyordu (imkanı olan herkesin yardım yapmasını rica ederim)
Mesleğini seven , mutlu hayat yaşayan bir insanın bu duruma gelmesi bizi üzüyordu.
Minibüse atlayıp Kocadere köyüne doğru yola çıktık... Sahil kenarında düğünlerin , sünnetlerin yapıldığı sevimli bir köy olduğunu anlatmıştı bize minibüs şöförü... Ama 1999 depreminden sonra köydeki hanelerin çoğunun boş olduğunu , mezarlıktaki isimlerin esrarengiz bir şekilde isimlerinin silindiği ve zaman zaman denizin kıyısında kan izlerinin olduğunu iddia ediyordu...
Bunlar birer iddiaydı tabi ki ama anlattıkları şeyler bizi ürkütmeye yetmişti...
Şoför 30'lu yaşlarda genç sayılacak bir adamdı...
"Peki bu köyde başka ne tür esrarengiz olaylar oldu ve bunları dinleyeceğimiz birisi var mı ?" diye sordum.
"Valla köyle ilgili herkes bir şey anlatır ama işin aslını astarını Nedim ince hocamız bilir (Bu kişi sayın Muharrem ince'nin dedesinin kardeşi olur. Eğer bir sıkıntı olacaksa bu bilgiyi sileceğim.)
"Siz gidip onla bi konuşun , zaten köye de geldik." dedi...
Köydeki bütün haneler gözümüzün önündeydi..Çok fazla insan kalmamıştı haliyle...
Minibüsten eşyalarımızı , aletlerimizi indirip bir küçük bir çay bahçesine oturduk... -
35.
0Rezzzzzxx
-
36.
+1çaliyon bari feres gibi bilinen birinden çalma
-
37.
0Okurum rez
-
38.
+5Minibüsçü arkadaş sağolsun köy kahvesine gidip sayın Nedim ince'yi çağırdı ve başladık konuşmaya.
-4
Sevgili Nedim Bey bizi güler yüzle karşıladı... Öncelikle depremle ilgili geçmiş olsun dileklerimizi ilettik... Yalova şehrinin büyük bir maddi ve manevi zarara uğradığını ve bunun izinin yıllarca geçmeyeceğini anlattı.
"Elbette depremle alakalı üzgünüz ama buraya gelmemizin bir diğer sebebi de köyde ardı arkası kesilmediği iddia edilen esrarengiz olaylar... " dedim.
Güldü , anlayışla karşıladı.
"Bir çoğu uydurma , bir çoğu gerçektir... " dedi...
Kendilerinin de izni olursa köyde konaklamak istediğimizi , insanlarla röportaj yapmak istediğimizi ve kameraya kaydetmek istediğimizi söyledik.
Kamera işine biraz mesafeli yaklaşmıştı... Hane sahiplerinin yüzlerini buzlarsak ve isimlerini sansürlersek buna sıcak bakacağını söyledi.
Köy kahvesindeki muhtarlığa gidip kalacağımız yerle ilgili bilgi aldık... Köyde küçük bir misafir evi vardı. Denizi görüyordu , aslında köydeki en güzel evlerden biriydi.
Bu evde kalabileceğimizi eğer istersek kahvaltı ve akşam yemekleri için köylülerin evine misafir edebileceklerini söylediler.
Gayet iyi ve samimi karşılanmıştık. Ekipmanlarımızı bırakıp eve doğru giderken kahveden bağrış çağrış sesleri geldi...
Köylülerin bir kısmı bizim orada olmamızdan duyduğu rahatsızlığı anlatıyordu... Neslihan korkmuş gözüküyordu ama Nedim Bey bu konuyu hemen sakinleştirdi...
"Siz gidip misafir evine yerleşin , akşam da kameralarınızı alın gelin evvela bizim evden başlayalım anlatmaya." dedi...
Kendisi çok ağırbaşlı ve akıllı bir adamdı... Nerede nasıl müdahele edeceğini biliyordu.
Biz Neslihan ile misafir evine doğru yöneldik... Köylüler de sakinleşti. -
39.
+2Açıklama; arkadaşlar olayı feres yaşamadı o sadece yaşanmış olayları 1. ağızdan buraya aktaran bir arkadaş ben feresin bunu yazdığını bilmiyordum prestij adlı youtube kanalından olayı dinledim ve buraya yazmak istedim sonra feresin de bunu yazmış olduğunu görüp ilk entriye alıntıdır yazdım izlemek isterseniz takip edebilirsiniz:Prestij tv güzel hikayeler paylaşıyor
-
40.
0Okurum bi ara
-
41.
+3Eve gidip eşyalarımızı iyice yerleştiridik... Kameramı açıp evin içini kayıta alıyordum.O sırada üst kattan Neslihan seslendi
"Beş dakika gelir misin ?"
Kamerayı sehpaya bırakıp üst kata çıktım... Sağa sola bakındım ama kimse yoktu... Sesi duyduğuma adım gibi emindim.Her yeri didik didik etsem de Neslihan'a dair bir şey göremedim.
Evin içinde "Neslihan" diye seslendim... Ses seda yoktu.
Alt kata indim... Bir kez daha seslendim yine ses gelmemişti... Kameraya gidip baktım.
Çektiğim kısmı geriye sardım ve kontrol ettim.
Evet net bir şekilde Neslihan'ın sesiydi ve bana seslenmişti.
Bahçe tarafına çıktığımda Neslihan'ı denize doğru yürürken gördüm...
Telefonla aradım , arkasını döndü bana bakarak konuşuyordu.
"Neslihan , ne ara çıktın oraya ?" dedim...
"Eve gelir gelmez bi denize gideyim dedim... Kahvede olanlara canım sıkıldı" dedi.
"Üst kata hiç çıktın mı ?" dedim.
"Hayır , noldu ?" dedi.
"Hiç... Vazo falan kırılmış da , sen mi kırdın diyecektim." diye bir yalan uydurdum.
Kamerayı kapatıp tekrar üst kata çıktım... Bir gariplik olduğunu seziyordum , sanki bu olanlar daha da devam edecekmiş gibiydi. -
42.
0Rezervasyon
-
43.
0Foto iyiymiş kardeş
-
44.
0Rezzers
-
45.
0Rezerves