sıcak suyun altına girdiğimde oyun hamuru kıvdıbına gelmiştim. sanki bütün derdim tasam su ile birlikte akıp gitmişti. o ara zilin çaldığını duydum. havluyu belime sarıp kapıyı açtım erkinin olduğunu biliyordum.

- hayırdır lan pompa mı döndü ?
× ne pompası amk ?
- çakmışsın kıza ?
× yoooo
- boynun niye mosmor o zaman yarram ?
× höeaaaağhh...
- korkma amk gibimde değil yiyişin hahaha..

rahatlamıştım. karı boynumu cidden mosmor yapmıştı. nasıl emdin öyle amk vampiri dedim içimden. erkinde kafam girsin modundaydı ne gavatmış...

erkin salona yöneldi ben ise duşa. tekrar suyun altına girdim erkin belasındanda kurtulmuştum. Şu son 4 günümü düsünüyordum. hayatımda yaşadığım en hızlı 4 gündü. hoşumada gitmişti aslında. erkin olmasaydı aciz hayatıma devam edecektim, tipim ne kadar varoş olsa bile gerçekten hızlı yaşıyor çoğu kişinin hayal bile edemeyeceği bir hatunla sevişiyordum. en azından o günlük sevişmiştim... bunları erkine borçluydum. banyodan çıkıp üzerimi giyindim, salona gelerek ;

- moruk sana çok şey borçluyum, hayatım değişti
× biliyorum teşekküre gerek yok, daha çok değişecek..

karnım acıkmıştı erkine dönerek ;

- pizza söyleyelim mi lan ? dedim
× olur amk. diye cevapladı.

2 tane orta boy pizza siparişi verdik hala bir cep dolusu paramız vardı. yemeyip ne yapacağız amk ? pizzalar geldiği gibi midemize uğurladık. akşama kadar pinekledik, saat 21 civarı ;

- kalk lan gidelim dedi
× nereye amk ?
- diskoya.

güzel fikirdi. kulaklığı takıp son ses müzik açıp yürümeye başladık, erkin yine bile muallaklik peşindeydi, hissediyordum. başımıza neler gelecek diye geçirdim içimden.

anlat sen anlat bu amk cocukları ne anlar hikayeden

bin bizi resmen über elit kesimin takıldığı bir diskoya getirdi. kapıdan girmeden erkine ;

- olum fazla tuzludur lan burası
× gibtir et bir takım daha jant çalarım.. dedi.
- damsız ve bu kıyafetlerle alırlar mı olm bizi ? diye sordum
× yahu ne problemli adamsın, züppe tayfa bu tarz takılıyor ddıbına korum elit tabaka dammı sorar ? dünyanın parasını vereceğiz, yürü. dedi

içimden "çal amk hırsızı lavuktaki özgüvene bak" diye geçirdim. ortamın loşluğu ve akıcılığı mekanın kapısından belliydi. kapıdaki çam yarması gibi herifler bize keskin keskin bakıyordu. kapıya yanaştığımda yarmanın teki ;

- kesici, delici alet var mı üzerinizde beyfendi ? diye sordu
× hayır dedim net bir biçimde
- buyrun hoşgeldiniz diyerek eliyle işaret etti
× teşekkür ederim.

içeri girdiğimizde millet kopuyordu, lazer ışıklar, demir bidondan yapılmış değişik masalar, ortam felaketti.

ortalarda bir yerlerde kendimize yer bulduk. içerideki herkesten elitlik akıyordu. hatunların hepsi kalem gibi lavukların ise mankenden bozma halleri vardı. herkes çıtır herkes fişek...

ellerinde tepsilerle hostes kıyafetine benzeyen kıyafetlerle volta atan çıtır hatunlardan iki tane shot bardağı almamı söyledi. bardaktakinin ne olduğu hakkında bir fikrim olmasada alıp hatuna iki tane 200 lira verdim. nasıl olsa erkin çalıp çırpıp getiriyordu. gibimde bile değildi, ben kazanmıyordum. kulağıma yaklaşarak ;

- bonkörsun dıbına koyayım dedi. giblemez bir tavırla omuz silkerek banane der gibi bir hareket yaptım. shotlarımızı gömdükten sonra erkin bana ;

- moruk lavobaya git orada işid sakallı bir eleman seni bekliyor olacak ona 100 tl ver sana verdikleriyle gel, kimseyi uyandırma mevzuya
× sen gitsene amk ?
- hadi biladeer hadiiiii

ayakçı mıydım ben amk ? artık erkine güvensemde her takta beni kullanması canımı sıkıyordu. son bir defa daha dediğini yapmak için kalabalığın arasından sıyrılarak lavobaya geldim. dediği gibi isid sakallı değişik bir lavuk aynada saçıyla başıyla oynuyordu. yanına gelip yüzümü yıkadım cebimden çıkardığım 100 tlyi avcumun içinde mermerin üzerinde kaydırarak adamın önüne getirdim.

adam parayı alıp cebime ufak bir poşet bırakıp dönüp çıktı. bende işeyip ellerimi yıkadıktan sonra arkasından çıktım. elimi cebime atıp ne verdiğini kontrol etmeye çalışıyordum ufak çıtçıtlı poşet içerisinde 2 tane ufak hapa benzer şeyler vardı.. erkin bıraktığım yerde beni bekliyordu. yanına gidip ;

- ne lan bunlar ?
× çaktırmadan paketten çıkar biri bana biri sana, ama önce içmeye birşeyler alalım

hostes kılıklı karıdan ikişer tane shot aldım tekrar, dediği gibi birini ona birini kendime alıp shot ile yuttum. hiç hap yutmamıştım nasıl bir kafa yaşayacağımı kestiremiyordum. ortam gittikçe hızlanıyordu saat 1'i geçiyordu. biz geleli kaç saat olmuş dedim içimeden. bu herif benim zaman muhakememi kaybettiriyordu.

hapı yutmadan öncede gözlerim dönüyordu. shot çarpmıştı beni. birde hapın kafası geldiğinde iyice kötü olacaktım. kusup rezil olmaktan korkuyordum. bir yarım saat kadar müzik eşliğinde sağa sola sallanarak kendimizce kafa yaşadık. millet elit çizgisinden ayrılmış çılgınlar gibi oynuyordu. yarım saat sonrasında ise gözlerim ateş fışkıracakmış gibi hissediyordum. odaklanamıyordum ne müziğe ne insanlara. bulunduğumuz mekan bir daralıyor bir genişliyordu sanki. o an oradan çıkmak istedim. erkine dönerek ;

- gitmemiz lazım

onu beklemeden kendimi dışarıya attım. yüzüme vuran hafif rüzgarla beraber içimden sanki bir ağırlığıda geride bırakmıştım. öyle gerçekci bir histi ki ruhumla bedenimin ayrıldığını düşünerek arkama baktım. arkamda sadece erkin vardı. gözleri faltası gibiydi, dişlerini birbirine sürtüyordu..

elini omzuma koydu ve yürümeye başladık. sağlı sollu inşaatların bulunduğu bir sokağa geldiğimizde erkin durup ;

- neden çıktık amuagoyum?
× gibtir git seni tutan mı var ?

ikimizin kafasıda çok güzeldi. tartışmanın sonu çok kötü yerlere gidebilirdi tartışmamalıydık. ben yürümeye devam etsemde erkin arkamdan avazı çıktığı kadar bağırıyordu ;

- senin zütünü gibeyim değer bilmiyorsun
- baksana lan bana
- dıbına koyacağım olm senin...

üzerime doğru koştuğunu hissetmiştim. arkamı döner dönmez dirseği burnunun ortasına vurdum. yere düştü bir süre izledim onu. yerde kıvranıyordu, beni ben yapan adamdı o. sırdaşım, kardeşimdi. hayatta kaybettiğim herkesin yerine koymuştum onu. yanlış yapmıştım. yanına oturdum;

- bakayım lan burnuna
× olm çok pis vurdun kırıldı galiba ahahaha
- kırılmamıştır
× kırıldıysa bende seninkini kıracağım..

sinirli hali gitmisti. nasıl bir adamdı lan bu böyle ?

o an barıştık sanki hiç burnundan yarım kilo kan dökmemişim gibi. hiç olmamış gibi. elini omzuma koydu yürümeye devam ettik, kafamız hala bir milyondu. kulaklığın birini ona birini bana takıp telefondan çıldırmalık parçalar açtım, öyle umarsızca yürüyorduk. yaşadığımız yer ile olduğumuz yerin alakası bile yoktu.. ne kadar yürüdük öyle bilmiyorum ama güneş hafif hafif yüzünü gösteriyordu ki eve doğru yola koyulduk. belki 1 saat daha yürüdükten sonra apartmanın önündeydik ;

- gelmeyecek misin dostum ?
× yok moruk sen gidip yat benim bir kaç işim var.

tamam diyerek eve geçip kendimi yatağa attım. anında sızıp kalmışım.

yine zile uyandım, bu beni sinir ediyordu. anahtar vereyim muallakye uykumu gibip durmasın diye düşündüm. zorda olsa kapıyı açmak için yatakla vedalaştım. kapıda ki erkin değil sarı afetti. bir kaç saniye bakakaldım. yanımdan sıyrılıp geçti yürürkende lafa girdi ;

- canım çok sıkkın, gibeceğim böyle hayatı yeter ama
- bunaldım ya gerçekten bak böyle olmuyor
× ...
- geçen günkü içtiğimizden var mı ?
× var
- getirsene sakinleşmem lazım
× olur

hay dıbına koyayım dedim. yine sonu gibişle bitsede artık birşeyler içmek istemiyordum. shot, hap, taş ne oluyordu amk.. hatun içince gibe gibe içecektim bende.

çalışırken bile entry giriyorum sırf takip eden 3-5 kişiyi yoksaymamak için. takip edenler ses versin tekrar devam edeyim.

saol devam et moruk takipdeyiz

hadisene dıbına kodugumn pici

ya sıkerım ama ananı neyım amk olu

ses 12 312312312 31231 2

ses 12 312312312 31231 2

nevaleyi yine sakladığım yerden çıkarıp teşkilatı hazırladım. önce hatun soludu dumanı ve anında saldı kendini. bu meret nasıl bir rahatlama veriyordu böyle ? ardından ben bir duman soludum ve hemen o hafifliği herr yanımda hissettim. hafifliğin ardından müthiş bir enerji geliyordu. kendimi hatuna bakmaktan alamıyordum. hep güzel ve ciksiydi ancak bugün bana farklı geliyordu. belki de seviştiğim ilk kadın olduğunun bilincindeydim. yine kulaklarımda müzikler ritimler uğuldamaya başlamıştı. zar zorda olsa müzik açmak için ayağa kalktığımda odadaki lazer ışıklarını farkettim. hayır hayır, kesinlikle bu taşın kafasıydı. odada lazerin ne isi var amk ? diye geçirdim beynimin sağlam kalan ufak kısmından. müziği açıp koltuğa oturdum. hatuna "kucağıma gel" dercesine bacağıma vurdum. hatun zorda olsa ayağa kalktı. bir anlık göz açıp kapamamla hatunu beyaz jartiyerli hemşire kıyafetli gördüm. noluyor amk demeye kalmadan normale döndü herşey. bu meret beyinde neresiyle oynuyorsa görevini iyi yapıyordu. bir anlık tökezledi vücudumun el verdiğince reflekslerimi kullanarak kadın tuttum. vucutlarımız yapışmış birbirimize bakıyorduk..

bir anda dudaklarıma yapıştı ve gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. bende üzerindeki slimfit body"i sıyırmaya çalışıyordum. hem öpüşüyor hem soyunmaya çalışıyor hemde beni yatak odasına doğru itmeye çabalıyordu. salonun kapısından çıkıp mutfak kapısının önünde yatak odasına kadar gidemeyeceğimizi anladım. mutfağa sokup masaya doğru domalttım, külodunu sıyırıp kalçalarını, pembeli beyazlı kutusunu yalamaya başladım. zorda olsa "hadiii" diyerek beni hareketlendirdi. bu kadın beni delirtiyordu. kokusu, teni bir insanın herşeyi mükemmel olamazdı. yavaşca içine girdim. biraz böyle devam ettikten sonra masaya sırtüstü uzatıp bu şekilde devam ettim. ayakları gögüslerimdeydi. bir insanın ayakları böyle güzel kokamazdı, resmen duş jeli ve krem arasında bir koku vardı. daha fazla dayanamayarak boşaldım. ikimizde ter içindeydik..

sandalyeye oturup bir sigara yaktı;

- en güzeli buydu deyip gülümsedi.

"en güzeli?" dedim içimden zaten ikinciye sevişiyorduk. sigaralarımızı içtikten sonra üzerini giyinip ;

- kafam açılmadan biraz yürüyeceğim diyerek evden ayrıldı. oturup hafif bir müzik açtım, düşünüyordum. bu kadın benim gibi biriyle neden sevişiyordu ? beni seviyor muydu acaba ? işin ilginç yanı hakkında hiçbirşey bilmediğim iki kişi hayatımın tam ortasındaydı. ve ben hiçbirşey yapamıyordum.