evet panpalar,
basserboy blog dan sonra size yeni bir amme hizmeti daha geliyor. bekleyin.ilk yazım gelsin o zaman:
yalnız bir perşembe sabahı
bir hafta oldu... gideli tam bir hafta. evimin içinde yürüyorum, odalardan odalara geçerken her yerde sanki senden bir şeyler var. mutfağa gidiyorum, senle yaptığımız makarna sanki hala ocakta,ben sosu hazırlıyorum,sen makarnayla ilgileniyorsun. sanki o akşamdayız yine.bir anlık tüm bu düşüncülerden sıyrılıyorum. hissiz ve karanlık bir perşembe sabahı, saat tam 4.10 da,sensizliğimin farkına varıyorum. sonra odama geçiyorum, hoparlörümden bir şarkı tınlıyor.ve ben rakımı sensiz içiyorum. kimsesiz,çıplak ve yoksul hissediyorum kendimi.o güne kadar hiç yaşamamıştım yalnızlığı. önceleri sadece atışırdık, küfürler ederdik birbirimize. fakat o gün,tam bir hafta önce, evimde,bana ait olan bir evde, benim arkadaşımla yakınlaştın. kapıyı açtığımda beynimden vurulmuşa döndüm. gözümden sakındığım, çok sevdiğim iki insan bana ihanetin en acısını yaşatıyordu. yine hatırladım, hiç suçum yokken suçluymuşçasına başımı öne eğiyorum. sanki tüm bu ihanetin sorumlusu benmişim gibi dizlerim çözülüyor.bu arada hoparlörden yeni bir melodi yükseliyor:kargo grubunun bad'lik amiri şarkısı. bilmem hatırlıyormusun o parçayı, şarkıda adam, arkadaşını onun sevgilisiyle aldatıyor. vicdan azabına dayanamayıp bir kasete sözleri aracılığıyla içini döküyor.bu şarkıda ben aldatılan arkadaşım,sen aldatanlardan birisin ve arkadaşım da aldatan.ama siz sanki hiçbir şey yokmuş gibi birşey söylemediniz. aksine boynuzları yediğim için mutluydunuz bile... vicdan azabından zerre yoktu sizde. hayatımın ilk ihanetini, hayatımda en çok sevdiğim,en çok değer verdiğim insanlardan gördüm.
ve ben bir haftadır ağır bir melankoli içindeyim. hayatım boyunca gülen, güldüren,neşeli biriydim ama bu kez öyle değil... sanki herşey sona ermiş, dünya yıkılmış gibi. bazen kalbimde bir ağrı dolaşıyor. sonra gecenin karanlığına kayboluyor her şey.
neyse bir yudum daha,bir nefes daha... bitmek bilmeyen bir kısırdöngü içindeyim. sabahlara kadar içiyorum, akşama kadar üşüyorum bu sıcak antalyada. antalya,benim hayatımın en önemli noktasıydı. hiçbir zaman unutamayacağım,hem bedensel hem de ruhsal olarak büyüdüğüm şehir... ama artık sanki antalya, tamamen beni incitmeye oynayan bir şehir. bazen,hayatın acımasız olduğu gerçeği geliyor aklıma, evet güneş doğuyor usulca, herkes için yeni bir gün, yeni bir yaşam başlıyor. benim yaşamımsa tam bir hafta önce, perşembe gecesi bitti. artık gülmek, eğlenmek şöyle dursun, yaşamak, nefes almak bişe ağır geliyor bana. umarsız ve çıkarsızca sevdiğim ve koruduğum benliğim kendi geçmişinden sıyrılıyor. artık gülecek hiçbir şey yok. ağlamak biraz olsun rahatlatıyor. sakallarımın uzamaya başladığını farkediyorum, dışarıdan bakılınca perişan bir haldeyim, gerçi içeriden de çok sağlıklı değilim. intihar,evet intihar etmek istiyorum. hayatım bitti zaten, artık yaşamasam da olur diyorum,ama gizemli bir el uzaklaştırıyor tüm bu düşünceleri benden.cep telefonumda, monitörümde,cüzdanımda resmin var hala. silmeye kıyamıyorum.bir yudum,bir nefes daha. kara düşünceler kapladıkça ruhumu, içimi beyazlarla dolduruyorum. melankoli duygusunu şimdiye kadar hiç tatmamıştım.
belki, belki gördüklerim tamamen hayaldir.ben bir rüyadayım, kendi içimde kurduğum hayal dünyasında, bilinçaltımın bana verdiği kıskançlık bana bunları gerçekmiş gibi algılamamı sağlıyordur.
belkide tüm bu olanlar gerçektir... sanırım ikinci ihtimal doğru, çünkü kalbim hatıralarla ağrıyor. hiçbir rüya bu kadar uzun sürmezki...
son bir kadeh,son bir sigara... gündüz, gecenin karanlığından sıyrılıp, güneşle beraber yeni bir hayat vaadediyor. uykum da yavaştan gelmeye başladı.bu kez tanju okan'dan içkim sigaram şarkısı var
"Dudaklarım kurudu aşk ateşiyle
Bir damla su verecek o pınar nerde
Gözlerim bir noktada dalgın soruyor
Yıllardır dost bildiğim sevgilim nerde
Nerde bana sevgiyle uzanan eller
Nerde bana söylenen o tatlı sözler
Büsbütün inançlarım yıkıldı bir bir
Bomboş kaldı dostluğa uzanan eller
Benim en iyi dostum içkim sigaram
Onlarda terk ederdi olmasa param
Canım kadar yakınım el oldu şimdi
Dünyada dost denilen kelime yalan
Her akşam efkar basar garip gönlümü
içerken kadehleri kırasım gelir
Suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı
Ah ettikçe içimden bir alev gelir
Benim en iyi dostum içkim sigaram
Onlarda terk ederdi olmasa param
Canım kadar yakınım el oldu şimdi
Dünyada dost denilen kelime yalan" bitti.son kadeh ve son dal sigaram, yudumlarım ve nefeslerim kesildi. belki yarın, geleceksin ve benden özür dileyeceksin. herşeyi affetmemi isteyeceksin.bir hata yaptığını kabul edip, o güzel gözlerinden yaşlar gelecek.ben de seni teselli edeceğim, yalnızlığımdan sıyrılıp yine seninle olacağım. derin derin iç çekiyorum ve uykuya dalarken gözlerimden iki damla yaş süzülüyor