-
1.
+2Ufak oyunlarla başladık dedim ya. Bir kaçından bahsedeceğim. Bazıları bunları barlardan hatun kaldırmak için bile kullanabilir. Bazıları hayatına aksiyon katmak için de deneyebilirler. Sorumluluk kabul etmediğimi, sizi yönlendirmeye çalışmadığımı bilmenizi isterim. Yapın demiyorum. Sadece eğlenceli diyorum.
Büyük planları döndürmeye, gerçekten cesaret gösterip, aksiyon hissetmeye başladığımız kadromuzu kurmuştuk. Ufak oyunlarla başladı hepsi. Katmanlı düşünmek önemliydi. Paranoyak olunmalıydı. Hepsini anlatmaya devam edeceğim.
Bol şanslar. -
2.
+1Gayet soğukkanlı güvenliğe günaydın dedim. Kapıya yöneldim. içeri girdiğimde sağda 3 kişilik bir resepsiyon ekibi vardı.
-Hoşgeldiniz beyefendi.
-Günaydın, hoşbulduk.
-isminiz nedir?
-kasmadan
-Pekala kasmadan bey, nasıl yardımcı olabiliriz?
işte tam bu an. Ne için orda olduğumu, sadece ve sadece ben burayı merak ettim, niye burada gezinmeyeyim ki demek yerine farklı bir şeyler demek zorunda olduğumu hissettim. Ve her şeyin başlangıcı bu oldu.
-Ben şirketim ve yurtdışından gelen misafirlerimiz için bir gece organize etmek istiyorum. Bu gece için şık bir yer arıyorum.
deyiverdim. -
3.
+1Tam bir buçuk hafta sonra mail'ime cevap geldi. Telefon numarası.
Aradım. Bir iki gün bekledim. Yeni gibişen sazan gibi atlamak istemedim. iki gün sonra aradım. Tufan bey ile mi görüşüyorum? Evet. Ben kasmadan. Size bir mail atmıştım. Projelerinizle ilgili dedim. Ne zaman müsait olursunuz diye sordum. Ertesi gün öğlen saati görüşebiliriz dedi. Ajans Zincirlikuyu tarafında. Ofisinize gelmek istiyorum, Beşiktaş sizin için uygun mudur diye sordum. Uygunmuş. Ajansın öğle molası saatinde buluşmak üzere kapattım telefonu. -
4.
+1Bu arada bahsetmem gereken biri daha var. Çağrı. Bu isimi de sık sık göreceksiniz. Bu genç elementi de tanıyın istedim. Çağrı güzel bir genç. Çevresindeki insanların kaliteli olması sebebiyle çabuk evrilmiş. Ergenlik durumlarını daha farklı karşılayabilmiştir. Gençliğin verdiği heyecanla, basit bir şeyler bile onun için daha tutkulu. Çağrı'ya da güvenirdim.
-
5.
+1Ve son olarak Batuhan. 20 senelik arkadaşım. ikimizin de, bu insanlar olmasında en büyük etken yine bu iki insandır. Aramızdaki en realist, en inatçı olan Batuhan'dır. Gerçi inatçı demeyeyim. En dik kafalı diyeyim. inandığı şeyi değiştirmek imkansızdır. Ne yaparsan yap, ne söylersen söyle 'gibimde değil' ifadesiyle yüzünüze bakar. Fakat o kadar uzun süredir birbirimizi tanıyoruz ve o kadar fazla şey paylaşıyoruz ki ikimiz de birbirimizin frekanslarını bildiğimizden nabza göre şerbet muhabbetimiz oluyor. Yıllarca acayip acayip planlar yapmıştık Batuhan'la. Banka soygunundan tutun da, 10 kişiyi öldürüp kayıplara karışmaya kadar. En uç noktalardaki mizahı sadece göz göze gelip, konuşmadan algılayabiliyorduk. Bazen çok gaddar oluyorduk. Çok tartışırdık. ikimiz de pes etmezdik. Sinirlenir küfürler savururduk. Sonra bira içerdik. Ama dediğim gibi, kendi hayatım kadar onun hayatıdır. Batuhan'a güvenirdim.
-
6.
+1Bu kez hazırlıklıydım. Yalanlarıma, yalanlara, yalanlarına. Bir kaç reklam şirketinin bilgilerini topladım. Hangi şirket hangi reklamı ne zaman yapmıştır, kim çekmiştir bu filmleri, hangi reklamlar ödül almıştır, hangi metin yazarları ödüllere doyamamıştır gibi bilgiler edindim. işin zor tarafı adam zaten bu piyasanın en kaşarlarından biriydi. Ulaşamayacağı kimse yoktu reklam sektöründe. Fakat benimle tanışacak olmasına sebep olan aslında şirket çalışanlarının dışarıdan iş yaptırmasıydı. Yani bilinmeyen kaynak gibiydim. Değerlendirmeliydim.
Öğle saatinde sözleştiğimiz yerde beklemeye başladım. On beş dakika bekledim. Kimse gelmedi. Telefon gelmedi. Yarım saat oldu yine kimse gelmedi. Daha önce görüştüğümüz numarayı aradım açmadı. Sinirlendim. Haliyle üzüldüm. Bedavadan ümitlenmiştim hemen. Kalktım Beyoğlu'na geçeyim. Eski dükkanlardan birinde açılış saati makarası yapayım diye Taksim'e çıktım. Normal buluşma saatimizden 3 saat sonra telefon geldi. Kusura bakmayın çok önemli bir toplantı çıktı, buralarda mısınız? diye. Eğer elinizde sadece bir şey olma ihtimali varsa, hiç bir şey olamamasıyla aynı şeydir. Korkmayın. Ben bu mantıkla ilerledim. Kusura bakmayın. Vaktim değerlidir. Belki başka zaman. dedim. Kapattım. -
7.
+1Olur mu abi öyle şey? benim saat 4'te sınavım var. Mümkünatı yok gelemen Çamlıca'ya, dedim. Sen niye bindin bu tekneye kardeşim dedi. Bu kez sevimli ifademi kullanıyordum. binlik olsun diye bindim gibi. Abi ne bileyim biz bir tur atar geliriz sandım kaynadım sıraya, canım sıkılıyordu dedim. Dur dedi seni kaptanın yanına çıkarayım. Adamlar benim yıllardır tanıdığım bir çok arkadaşımdan daha makara kukara çıktılar. Kaptan şahane bir adamdı. Dur seni geri bırakalım dediler. Ki beklediğim yüzme biliyor muyum diye sorup suya atmalarıydı. Gayet koskoca tekne Kabataş'a geri döndük. Bıraktılar beni. Turist elemanlar da kim bu enayi diye bana bakıyorlardı. Gözlüklü eleman sadece tur istiyorsam sağ tarafa kaynamamı söyledi. Güldüm. Deniz turu sayılırdı zaten o on beş dakika. Mimar Sinan Üniversitesi'ni gözüme kestirdim. Tıntın yürüdüm okula doğru. Gayet kimliksiz hiçbir şey göstermeden çat diye girdim içeri. Kravatlardan yaptıkları acayip sergiyi inceledim biraz. Dışarı çıktım, bahçe gibi olan yere. Yıllarca barlarda çalışınca bir çok öğrenciyle tanışmışlığım vardı. Bir kaçına denk geldim. Bir iki sigara içtim. Acayip bir gün geçiriyorum dedim hepsine. Anlatmadım olayları. Sadece acayip bir gün dedim. Tekrar içeri girdim. Bir keresinde Mimar Sinan'da sınava girmiştim. içeriyi gezmedim diye düşündüm. Tekrar gezinmeye başladım. Bir sınıfa kafamı uzattım. Seramik sınıfıymış. Belki o sınıftaki asistan öğrenci bu sözlüktedir. Bir hoca ve asistan beraber bir alete bakıyorlardı. Yanlarına geçip kafamı uzattım. Hoca bana baktı kırılmış dedi. Evet dedim. Asistan bana baktı. Kim lan bu yannan der gibi bir ifade vardı yüzünde. Hoca tekrar bana dönüp sence halledebilir miyiz? dedi. Zaman alacak dedim. Asistan yine bana baktı garip garip. Sen yapabilir misin? diye sordu hoca bu kez. Neyi? dedim. Sen benim dersime gelmiyor musun? dedi. Yoo ben herhangi bir derse bile girmiyorum. Öğrenci bile değilim dedim. Ee burda ne arıyorsun? dedi asistan. Geziniyorum yaaaa allah allah dedim atarlı atarlı çıktım.
-
8.
0Devam etsene lan gavat bekliyoruz kac gundur
-
9.
0
-
10.
0Tanıştılar, bir iki dakika muhabbet ettiler. Sonra beraber bir masaya geçtik. Biz de Kasmadanx ile yeni tanıştık. Onu hiç tanımıyormuşuz gibi davrandık. Bir iki saat muhabbet ettik. Sonra biz Bengi ile mekandan kalktık. Sabah telefonumda okuduğum ilk mesaj şuydu 'tam bir vampir'. ilk ve basit oyunumuz kısa ve başarılı olmuştu. Kasmadanx o gece yüksek lisans için Toefl'a çalışıyordu. Aynı zamanda Bahçeşehir'de son senesiydi. Aynı zamanda dereceli yüzücüydü. Aynı zamanda dağcılık falan yapıyordu. Bir sürü yalandı. Ama etkiliydi. Alışabilecekti. Söylediği adam olmayı başarabilecekti. ya da olmuş gibi davranabilecekti.
-
11.
0reserved
-
12.
0uzun bir aradan sonra devam edebiliyorum. bir süredir pek vaktim olmadı, ARtwork&route 94 ile organizasyon kovalamak zorunda kaldım. kaldığım yerden devam edeyim.
-
13.
0Bir kaç karmaşık durum var. inanmak nedir? gerçekten algılayamadığım ve cevabını çok aradığım bir soru bu. bir şeye inandığınızı nasıl algılarsınız? inanmak hissiyat mı? yoksa sadece bir düşünce mi? buna benzer bir sürü soru sordum kendime. bir şeye inanıp inanmadığımın nerede farkına varıyorum mesela? peki bir şeye inanıyor muyum yoksa inandırılıyor muyum? çok güzel bir deney yapmışlar. insanlara söylediğiniz bir şeyde inandırıcılık etkisini artıran etkenler diye. yanılmıyorsam bir avm'de yapıyorlar bu deneyi. Elemanın biri yanına bir kamera, kameraman, bir mikrofon almış ve AVm'ye gidiyor. Üzerinde sadece kıytırık bir t-shirt var. kel kafalı göbekli bir adam. yanından geçen avm müptezellerinden birini durduruyor ve diyor ki Texas bağımsızlığını ilan etti. Ne düşünüyorsunuz? bu adamın modeline bakanların çoğu gülüp geçiyorlar. hatta gibtir lan enayi diyenler bile oluyor. Aynı adam sadece üzerindeki t-shirt yerine bir takım elbise giyiyor ve kel kafası ile gerçekten inanılmaz resmi görünüyor. Aynı soruyu soruyor. Çoğu insan aaa yemin ediyorum benim aklıma gelmişti gibi cevaplar veriyor. Çok şaşıranlar var, haberim var zaten diyenler var. Adam aynı adam. Sadece kıyafet değişik. Görüntüsü t-shirt'lü haline göre çok daha resmi ve çok daha inandırıcı. Buna benzer bir testi de çoğumuz biliyoruz. Adamın birini evsiz gibi gösterip kadınlardan adamın tipine göre puan vermeleri istenir. sonrasında aynı adamı çok zengin olarak gösterirler ve başka birisiymiş gibi puanlattırırlar falan. Sadece görüntü ve sizin kim olduğunuzu düşünüyor oldukları inandırıcılığınızı binlerce kez katlayabilir.
- 14.
-
15.
0kafamda bir sürü fikir oluşuyordu. dolandırıcılıktan, hırsızlığa, kumardan, yuva yıkmaya kadar. tahmin edersiniz ki iyi poker oynarım. kumar özel ilgi alanımdır. doğru hesaplamalar, doğru okumalar sayesinde kasa asla kazanmaz. masayı sömürür kaçarsınız. çekinmeyin. oynayın. Şanssız olduğunuzu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. beklediğiniz yerde yani bilgisayarın başında bütün ömrünüzü harcayarak zaman geçirirseniz şans size gelmeyecek. ararsanız sizi bulacaktır. hareket eder ve denerseniz. ben çok şanslıydım ya da kendim yarattım emin değilim. Şimdi anlatacağım şey de tam olarak şans ile alakalı.
-
16.
0Bengi Marmara Üniversitesi'nde endüstriyel tasarım eğitimi alıyordu. Artık mezun ve önemli bir tasarımcı oldu. Endüstriyel tasarım bölümünün en büyük artısı çizim yeteneğiniz olsa bile bir hiç olmanız. modelleme, yaratıcılık ve maliyet konusunda da kafa patlatmanız gerekiyor. çevrenizi iyi süzebilmeniz gerekir. süzebileceğiniz bir çevre de edinmek zorundasınız. bağlantılar. eğer doğru bağlantılarınız varsa hiç bir zaman zorda kalmayacağınızdan emin olabilirsiniz. bengi'nin farklı çalışan zihni hakkında biraz fikir sahibi olmuşsunuzdur. çevre konusunda hiç sıkıntısı olmadı. benim için büyük bir kaynak oldu tabi ki. Bundan tam üç sene önce Temmuz ayında Arnavutköy'de bir sergiye davetliydik. daha doğrusu Bengi davetliydi. Endüstriyel tasarım ile alakasız fakat bir çok yabancı sanatçının geleceği bir sergiydi. Yabancı dilim çok iyi değildi. Ama yine de insanları eğlendirebilecek ya da etkileyebilecek kadar dialog kurabiliyordum. Bu sergi bildiğiniz bedava şarap ve peynir muhabbeti gibi değildi. Daha çok 'gerçekten sanat için buradayız' tiplerinin bulunduğu bir yerdi. Bengi, ben ve çağrı da hem biraz şarap hem biraz da bağlantı için oraya gittik.
-
17.
0Kasmadanx ile beraber sabah saatlerinde Avcılar'dan Mecidiyeköy'e gidecek ya da başka bir yerlere gidecek insanlara, o zamanlar 2.40 olan metrobüsü, 2 liraya basıyorduk. Yani 2.40'a basıp 2 lira kazanarak 40 kuruş zarar ediyorduk. Bütün kartlarımızı tek bir kez bastıktan sonra metrobüse binip bir durak sonra inip para iadesi alıyorduk. Yani 1 lira iade aldığımızda 60 kuruş kazanmış oluyorduk. Yaklaşık 6 gün boyunca bunu yaptık. Bir süre güvenlik olayı algılayamamıştı. Ama sonra zabıta falan gibi şeyler işin içine girince kanundaki açıktan faydalanarak çok fazla zütümüz kaşınmadan bırakmaya karar verdik ki. bu 6 günde 6bin lira parayı 16bin lira olarak geri almamızı sağladı.
-
18.
0Hani şu bahsettiğim reklam işi vardı. Bir süre onlara bayağı iş yaptım. Hatta tamamı kendime ait, televizyonda çok kez dönen iki reklam filmi yaptım. Senaryosu, metinleri, outdoor tak püsürleri hepsi bana aitti. Güzel para kazanmıştım o ay. Elime geçen parayı değerlendirmem gerekiyordu. illegal işler hep burnumuzun dibindeydi zaten de, parayı değerlendirmek için daha masrafsız, daha az riskli bir şeyler bulmam gerekiyordu. Hala yapılabilecek, bedavadan para kazanabileceğiniz bir dolandırıcılık işini anlatacağım. Dolandırıcılık dediğim şey aslında çok da öyle anlaşıldığı gibi değil, daha çok devlet bunu dolandırıcılık diye düşünüyor. Olay çok basit. Elimdeki paranın bir kısmı ile istanbul kart aldım. az bir rakam değil 600 tane. Tanesi 6 liradan 3600 lira vermiştim. Bunların her birinin içine 4 lira yükledik Kasmadanx ile birlikte. Bahsettim mi bilmiyorum ama Kasmadanx'in babası tekstil sektöründe çalışıyor. Bir sürü fabrika, fason çalışan yerleri falan tanıyor. Bağlantı kurabildiğimiz fabrikalara gittik. Bildiğiniz gibi ilk istanbul kartlar piyasaya çıktığında aylık akbil falan yoktu ve büyük fabrikalar herkese normal kart verip içine para yüklüyorlardı.
-
19.
0Çok fazla detayı hatırlayamayacağım. Ama şu resim olayıyla ilgili sonucu söyleyeyim. 4 kişi Sydney'de 3 hafta kaldık. Tabi bu bayağı bir süre sonra oldu. Oraya tekrar döneceğim diye şimdilik özetini söylüyorum. Irkçılar, asosyaller, güven problemleri var ve tak gibi paraları var. Benim için Avustralya, flört ettiğin kadına bakıyor diye bir adama ters yaptığında, kadın tarafından onure edildiğin sayılı modern taklidi yerlerden biridir. Maço seviyorlar. Bir de gece klüplerinde abartı içki içmek, deveye 7 değil 2 kişi girmek kadar masraflı olabiliyor. Hepsinin taktiğini anlatacağım. Bedavaya da içki içeceksiniz.
-
20.
0Yine uzun bir süre yazamadım. Ara ara girip hangi kızı gibeceksin başlıkları altında bir kaç dakikamı geçirip, ne filmler dönüyor diye bakıp çıkıyorum. Tahmin edeceğiniz gibi biraz hızlı zamanlar yaşıyorum. Olayların gidişatını anlatmayı deneyeceğim. O kadar fazla şey değişti ki. Hafızam zorlanıyor. Yine de deneyeyim.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 29 04 2025
-
vikings i tehdit eden adamı tehdit ettiğim
-
sözlük artık inci sözlük değil incel sözlük oldu
-
tesekkur ederim abim
-
scofield silik yedi mi dedim size
-
ekrem denen hırsız
-
incel devrim engellenemez
-
selenadaki ingilizceci neydi be
-
vikings agabeyden modluk talep ediyorum
-
arda guler isidci selamini bırak
-
28 04 2025 güncel sözlük reisleri
-
o kadar aç kalmisiz ki iki muuabbete
-
gene sidresliyiz
-
şuku müptelası meleği cuguluyoruz
-
sahte kabadayı filminde babanın oğlu
-
bu beyaz amerikalı karılar melek gibi
-
vodafone gectim
-
modlar başlığımı trende değilde
-
otuz bir cekip uyucam ss
-
iş cikis saatinde yuze vuran ikindi gunesi
-
bugün patron ne dedi biliyor musunuz
-
penisimi yaraladım
-
taban puan 80 benim 66 aldım
-
saul davuda neden dusmanlik besliyor
-
diyelimki bir insan tak kanseri oldu
-
kadınlarla uğraşmayın en iyisi erkekkkkk
-
bu kadar sasircak ne var
-
sizofren dzeypi
-
açılan baslık sayısında ciddi azalma var
-
2025 inci sözlük gay parti
- / 3