yakın sigaranızı hayatı düşünün

@86 beni biliyon kanka

devam lan bende burdayımn oç seni başlık takip yaptım reserved

ben okudum kanka

vay amk başlığı ilgi çekici yazmadık kısa yazdık diye hiç giblenmiyorum ama bu hikayeyi yazcam

öf herşey çok kötü oldu şimdi tuğçe diyorum. ben aslında senden hoşlandım bi arkadaşına sormuştum 2senelik ilişki dedi ama deyip susuyorum. (bu kadar aptalca mı olacaktı hoşlandığımı söylemek? keşke hiç gelmeseydim bu amk vapuruna diyorum içimden.) oda gülmeye başlıyor evet biliyorum fatmagül anlattı bana diyor dalga geçmiş o seninle deyip büyük tatlılıkla gülmeye devam ediyor. aptal yerine konmuşum deyip bozuk bi gülümseme atıyorum bende. anlamalıydım o kıvırcık huurnun ciddi bi huur olduğunu. orda olayı bağlayabilirdim belki ama bozulduğumu göstermek için uzaklaşıyorum tuğçe'den ..

http://www.youtube.com/watch?v=hf-vT_YADD0
vicdan azabı çekiyordum amk ben sevdiğini çok kıskanan biri olarak birinin sevgilimle o kadar uzun yolu yan yana oturarak gitmesine dayanamazdım kendimi hiç affedemedim amk yaptığım huur çocukluğuydu..vapur'a geçtik. herkes denizi fotoğraf çekmeye başladı tak var sanki bende çıkardım kabından elimde tutuyorum bi iki tane fotoğraf çekiyorum boş durmamak için. o an tuğçe yanıma geldi. çektiği fotoğrafları gösterdi ya bunlar neden karanlık çıktı diye sordu bana iso ayarından bahsettim vizörden bakınca o çizelgede işaretin tam ortaya gelene kadar ayarlaması gerektiğini gösterdim mehmet sayesinde bunlar içimden teşekkür ettim memoya * çok teşekkür etti bu olmuş mu falan diye bi sürü foto gösterdi. sonra oturduk yan yana denize bakarak gidiyoruz. abim aradı kalktım yanından söve söve napıyosun falan bugün akşam yemeğine bize gelsene diyor hay amk diyorum arayacak zamanı buldun.. yok abi adalara gidiyoruz kulüple birlikte fotoğraf çekcem yeni makinamla deyip gülüyorum iyi lan tamam hadi dikkatli ol deyip kapatıyor. geçiyorum tekrar pardon deyip tuğçe'nin yanına ne o sevgilin mi deyip pis pis sırıtıyor.sevgilim yok abimdi diyorum. sahilde otururken elif'i sevgilim sandığını söylüyor şaşırmış bi şekilde.(ah amk ayaklara bak baştan görseydim bu faulleri o kız gelip sana bişeyler sormadı mı benim sevgilim olsa niye öyle şeyler yapsın? ) ha yok arkadaşım sadece diye geçiştiriyorum.üzülmüş gibi yapıyor hadi ya yalnız değilsin bende sendenim, yalnızım diyor. nasıl yani? sevgilim yok diyor. beyler salağa dönüyorum bi anda.peki o kıvırcık huur? kafam karışmıştı beyler.yeni mi bitti diyorum yoo hayır uzun zamandır yok diyor. bi yandan seviniyorum bi yandan hala anlayamadığım bişeyler var..

@82devam ediyorum panpa senin için

@81 panpa sıkıldın mı yaz sende ben okurum

@80 bi sen dinliyosun panpa devam edersem senin için edicem amk

binler dinlemeyeceksiniz anlatmıycam lan boşuna yormayın amk

heralde bu sözlükte 16 kez üst üste entry girebilen tek kişi benimdir. giblenmeme rekoru bana verilmeli..

minibüsten indik memo geldi yanıma makinasını aldı. birader özür dilerim kız ayakta kalınca şey yaptım falan sen bozuk musun bana kusura bakma dedim yok lan ne bozulcam bana olsa bende aynısını yapardım deyip güldü ama suratından belliydi bozulduğu. peki niye makinayı almaya gelmedin diyince ilk izlenim önemlidir oraya gelip makinayı alıp yerimi yavşaklık için kıza verdiğini anlamasını istemedim o kızın seni yanlış tanımasını istemem. diye bi laf soktu ki aklım zütveren oldu orda beyler zaten ettiği lafı 2dk tam kavrayamadım burayada tam anlamıyla yazamadım heralde oda yol boyunca planlamıştır bunu söylemeyi ama yerine oturttu yani. ondan hoşlandığımı söyledim mehmet'e bişey demedi ama iyi çocuktur hala görüşürüm kendisiyle çok şey öğrendim ondan..

çok ilginçtir mehmet yanımıza gelip bakmadı makinayı bile almak istemedi kabataş'a kadar makinasıda bende kaldı kendi de görünmedi yaptığım hareketten utandım arkama dönüp bakmaya yüzüm yoktu.. herneyse yolculuk kısmı ilginçti. cama döndüm dışarıya bakıyorum hiç dönemiyorum tuğçe'ye doğru çok çekiniyorum. sen hangi bölümdeydin? allah belamı versin okuduğum bölümü unuttum bi an. bana kullandığı ilk kelimeler acaba boş mu? ve sen hangi bölümdeydin? konuşuyordum onunla çok mutluydum. bölüm muhabbeti ders muhabetti yaptık. ben tuğçe dedi bende çağrı memnun oldum deyip gülümsedik birbirimize fotoğrafçılıktan konuştuk ha bu arada izmir'liyim dedi. buraya dikkat beyler izmir'li unutmayın bunu. izmir'in kızları güzel olur falan gibi aptal bi espri yapmaya kalkışmadım. 1 erkek kardeşi varmış lise okuyormuş. çok şey paylaştık kabataş'a varana kadar. o çok cana yakındı..

bi kaç arkadaş geliyor makinaya bakıyorlar mehmet bişeyler anlatıyor, dinlemiyorum. benim gözüm tuğçe'yi arıyor hala. ve görüyorum sonunda parmağında bi yarabandı vardı içim gitmişti o'na zarar gelmesi beni etkiliyordu. çiçekli beyaz bi bluz giymiş üstten alttan kot pantolonu var kafasında çok şirin bi taç saçları beline kadar açık duruyor.. beyler anlatılmayacak şeyler yaşadım o zamanlar şimdi kelimelerle ifade edilmiyor içiniz bazen buruk bazen mutlu bazen çaresiz çoğu zaman umutsuz oluyor. minibüse biniyoruz ön sıraya cam kenarı oturuyorum mehmet yanıma oturuyor arkadan mehmeti biri çağırıyor makinasını koltuğa bırakıp arka tarafa geçiyor tam o anda tuğçe biniyor arkalara bakıyor bana bakıyor koltuğa bakıyor üstündeki makinaya bakıyor boş mu acaba diyor dilim tutuluyor o an hebe höbö diyorum. şaka lan ahahah * hemen memo'nun makinayı alıyorum tabii buyrun diyorum yanıma oturuyor. açık konuşayım parfümü hiç hoşuma gitmemişti o an böyle boğucuydu gerçi ben parfüm sevmem kullanmam alerjim var bana kötü gelmiştir heralde..

pazar günü sabah erkenden gideceğiz başkan servis ayarlamış o bizi alacak kampüsten. sabah uyanıyorum hemen duşa girip çıkıyorum saçlarımı tarıyorum en güzel gömleğimi giyip çıkıyorum evden durağa geldikten sonra makinamı evde unuttuğum aklıma geliyor sağlam bi küfürden sonra eve dönüp alıyorum tekrar dönüp gidiyorum kampüse minübüsü görüyorum tuğçe yok henüz. yavaş yavaş toplanıyoruz makinayı elimde gizlemeye çalışıyorum yeni aldığım için utanıyorum hiç gösteriş meraklısı olmadım o zamanlar beyler hatta dediğim gibi bu tarz olaylarda çekinirdim,utanırdım şimdi çok değiştim çok istanbul beni büyüttü,çirkinleştirdi,kaybettirdi herşeyi.. http://www.youtube.com/watch?v=r-DgkPS9Ids

oda benden hevesli hemen açıyoruz bana tanıtıyor falan hoşuma gidiyor amk 2lensi var 18 55 ve 70 300 takıp takıp çıkartıyorum önemli bi inceliği öğreniyorum o arada. mehmet diyor ki lensi sık sık değiştirme değiştirmen gerektiği zamanda makinayı yere bakacak şekilde tut aynaya toz gelmesin vizörden tak gibi görünür benim gibi hayyam'a gidersin temizlik için diyor.iyi lan tamam değiştirmem diyorum. aldığı uv filtreyi denemek için benim makinaya takıyor ve filtreler hakkında biraz bilgi verdikten sonra yolcu ediyorum memoyu.o gün çocuklar gibi sabaha kadar fotoğraf çekiyorum. abimi arayıp haber veriyorum çok teşekkür edip kapatıp hemen makinanın başındayım tekrar..

geldim sözlük devam ediyorum şimdi

evet peşpeşe 9entry girip hala giblenmediğime göre ben yine kaçıyorum binler bi kaç işim var gelirim bi ara devam edicem.

makinam yoktu ama gidecektim mehmet'in yanında dolancaktım aptal gibi.ama düşününce hiç bi vasfım yok orda tuğçe olmasa gibimde değil ama o ordayken boş dolaşan bi tip olarak görünmek istemedim beyler. abimi aradım durumu anlattım internetten araştırdığım kadarıyla en fazla 1500 2000 lira tutacağını sonradan satarsam çok fazla zarar etmeden satabilcem zaten 500lira da ben eklerim abi diye anlattım vazgecirme çalışmaları biraz hevesimi kırsada sonunda ikna ettim.o sevinçle hemen mehmet'i aradım hadi hemen bana bi makina almaya gidiyoruz? abi bu saatte çıkamam şimdi acele etme yarın konuşuruz dedi. peki dedim internetten araştırmaya devam ettim makinaları. ertesi gün kampüste buluştuk. sirkeciye gidelim benimde alacağım filtreler var sensör temizliği yaptırcam bide dedi ya amk ne sirkecisi burdan oraya mı gidilir bi avm den halletcez olup bitcek.yok gidelim orda bakalım diye tutturdu. kabul ettim abimden kredi kartını alıp hayyam'a gittik bu verdi makinasını temizliğe sonra bana bakmaya başladık bu sürekli yandan bişeyler anlatıyor şunun şu özelliği var bunun bu özelliği diyorum fazla pahalı olmasın başlangıç orta seviye bişey alalım gitsin amk. sonra canon'un bi kitini almaya karar veriyoruz 1500e yakın para bayılıyorum orda yemek yiyip dönüyoruz mehmet'te geliyor yanımda evime.

toplantıya mehmet'le birlikte girdik oturduk. içeriye tuğçe girdi hiç bişey düşünemedim o an bişey sorup gitcektir bi arkadaşı vardır ya da sevgilisi burdadır? geçti oturdu oda.bu klüpte heralde? hiç sesimi çıkarmadım bi kaç kere ona bakarken yakalandım kalbim yerinden çıkcak gibi oldu. çekilen fotoğraflara baktık bi yandan herifler gırgır şamata içinde espriler havada uçuşuyor tuğçe'de gülüyor çoğuna. ama benim ağzımdan tek kelime çıkmıyor! böyle biri değilim ama tuğçe ordayken ağzım açılmıyordu. milletin tuğçe'yi güldürmesi beni çok kötü yapıyordu bi atak yapmak istiyordum dikkati üzerimde toplamak tuğçe'yi ben güldürmek istiyordum ama o ordayken buna imkan yoktu heralde gerçekten çok utanıyordum o'nun yanındayken ne kadar silik bi tip olduğumu düşündüm. komik olsa da hiç bişeye gülmedim bi yere odaklandım bişey düşünüyormuş gibi gizemli ayaklarına yatıyordum bi sorunum varmış gibi. ordaki herkesin anasını gibeyim tuğçe'yi herkesten kıskandım orda ağızlarına kıran girsin sussunlar diye düşünüyordum. halimi düşünün beyler bişey yapmak isteyip yapamıyorsunuz ve acayip moral bozukluğu oluşuyor. neyse sonunda duruldu ortalık nereye gideceğimizi düşünmeye başladık. adalar'a gitmeye karar verdik fikir alışverişi sonucunda. haftasonu gideceğiz çekim yapıp geleceğiz.bi kağıt dolaşmaya başladı imza toplanıyor. kağıdı alır almaz o'nun ismini gördüm kulüpte olduğuna tam o zaman inandım. imzamı atıp yolladım artık soyadınıda öğrenmiştim pembe yanağın.