Tamam diyip çıktım. Arkamda adamlarla birlikte yürümeye başladık. Kapıdaki siyah minibüse bindik.Şöför arabayı çalıştırdı. Giderken düşünmeye başladım.Ne kadar zor olabilirdi ki adama borcunu ödemesini söyleyecektim sadece. Adrese vardık, araba durdu. Adamlara kapıda beklemelerini söyleyip içeriye girdim. Patronla görüşmek istediğimi söyleyip beklemeye başladım.iki dakika sonra bir adam geldi ve takip etmemi söyledi irlikte patronun yanına gittik. Patron denilen adam 50 li yaşlarda kısa boylu kır saçlı bir adamdı. Para mevzusundan bahsetmeye başlayınca bır anda bağırıp çağırmaya başladıen son kafama aldığım sert bir darbeyle yere yığıldım en son hatırladığım fatih abinin sesiydi.
Sonrasında bayılmışım. Uyandığımda oto yıkamacıdaydım, Patron karşımdaydı sandalyede eli ayağı bağlanmış şekilde bekliyordu. Kalktım ve adamın yüzüne sağlam bir yumruk attım. Yumruğun şiddetiyle sandalyeyle birlikte adamda yere düştü. Sanırım dudağı patlamıştı heryer kan oldu. Sonra Fatih abiye dönüp teşekkür ettim.Ama adama hala sinirliydim. Karşısına geçip karın boşluğuna tekme attım 5-6 sn nefessiz kaldı. Kapıya yöneldim tam çıkacakken adam konuşmaya başladı.
-Tamam 200.000 olsun
+200.000 mi?(fatih abi 50.000 demişti)
-Sinirlenme hemen 250 olsun.
Birşey demeden kapıdan çıkıp minibüse yürümeye başladım. Birsigara yakıp beklemeye başladım. ismini bilmediğim eleman kapıdan çıktığı sırada bekleyen araba birden harekete geçti. Hemen sigarayı atıp koşmaya başladım. Elemanı tutup kendime çektim. Araba yanımızdan geçip gitti. Teşekkür edip yürümeye devam etti.Ben ise üzerimdeki şoku hala atamamıştım. Aklımı kurcalayan sorularla yürümeye devam ettim. Arkasından da Fatih abiler mekandan çıktılar. Birlikte arabaya bindik. Cemal elindeki çantayı bana verdi. Mekana geldiğmizde önce ben sonrada Fatih abiler arabadan indi.Ben mehmetin yanına Fatih abiler ise gene odaya gittiler. Mehmetin önüne çantayı koydum.Çantayı açtığında şok olmuştum içerisinde tomarla para vardı. Mehmet parayı saymaya başladı.Bir kısmını alıp kasaya koydu kalanını da bana verdi.
-ilk günden çok iyiydin buda bugünkü payın üzerine takım elbise al dışarıda araban hazır bu hafta gelmene gerek yok izinlisin dedi.
Teşekkür edip yanından ayrıldım. Kapıda bir renoult bekliyordu. Binip hastaneye sürmesini söyledim. Yoladayken düşünmeye başladım.2 yumruk atıp para kazanmıştım iş kolay gibi gözüküyordu ama kafanda çok fazla soru vardı.
• O ismini bilmediğim eleman kimdi?
• Mehmet neden onu tanıtmamıştı?
• Kapıdan ilk ben çıkmıştım. Araba neden ona suikast düzenlemişti?
Bu sorular eşliğinde hastaneye vardık. Hemen melisin kaldığı odaya çıktım. Kapıyı açtığımda önümde boş bir yatak vardı. Gözlerim doldu. Aklımda gene sorular oluşmaya başlamıştı.O bana ailemden kalan son kişiydi kaybedemezdim.O sırada koridordan geçen bir hemşireye Melisin nerde olduğunu sordum. Taburcu olacağı için alt kata almışlar. Koşarak alt kata indim Melisin odasını bulup içeriye girdim. Simge hanımla birlikte sohbet ediyorlardı.Ben girince durdular. Melise sıkı sıkı sarıldım. Biraz konuştuktan sonra Simge hanıma teşekkür edip hastaneden ayrıldım.Şöför kapıda bekliyordu.X mağzaya sürmesini söyledim. içeri girip takım elbiselerden birini aldım. Mehmetin verdiği çantada 70.000 vardı benım aldıgım takım elbise 5.000 tutmuştu parayı ödeyip. Dışarı çıktım.Şöför kapımı açtı. Arabaya bindim. insan paranın kokusunu bir kez alınca duramıyor. Kendımı kral gibi hissetim.Özel şöför 5.000 tl lik takım elbiseler falan hayatımda hiç kıyafete bu kadar para harcamamıştım.Şöföre eve sürmesini söyleyip dışarıyı izelemeye başladım. Araba durdu aşağı inip eve doğru yürümeye başladım.
içeri girdim birşeyler atıştırıp yattım.

Bildiğim bir okuluna gittik müdürle konuşup Melisi tam gün okula yazdırdım. Yeni arkadaşları olduğu için çok mutlu oldu. Tekrardan arabaya binip eve geldik. Okulda anaokulu ilkokul ve ortaokul yan yana binalardaydı ama bahçeleri aynıydı. içime sinmişti açıkçası özel bir okuldu ama parası sıkıntı değildi şuan elimde para vardı zaten. Arabaya binip tekrardan eve geldik. Akşam olunca birlikte çizgi film izleyip uyuduk. Melis sabah benden önce uyanıp televizyyonu açmıştı bile. Kalkıp günaydın dedikten sonra mutfaga geçip güzel bir kahvaltı hazırladım. Birlikte yedikten sonra lunaparka gitmek istediğini söyledi.Şöför zaten kapının önündeydi hazırlanıp dışarı çıktık.Şöförle selamlaştıktan sonra lunaparka sürmesini söyledim. Melis çok mutluydu giderken arabada kaç kere öptüğünü hatırlamıyorum. Hala ağrısı olduğu için çok fazla oyuncağa binemedik ama eğlenceli bir gündü. Tekrardan eve geldik. Ancak Melis astı suratını nedenini bulana kadar çok uğraştım en son ağzındaki baklayı çıkardı. Bana Simge hanımı çok özlediğini söyledi. Simgeyi tanımlamak gerekirse. Tatlı bir siması var. Kumral hafif esmer mavi gözlü bir kadın, hemen hemen aynı yaştayız. Simge hanımı aradım
-Alo Merhaba berk bey önemli bir konumu var. Melis iyi değilmi?
+Merhabalar Simge hanım Melis sizi çok özlemiş hem bir teşekkür niyetine akşam beraber bir yerlerde yemek yiyebiliriz.
-Olur bende melisi özlemiştim zaten
+Akşam 8 de evinizden alırım sizi
-Tamam mesajla yolluyorum adresi
Akşam şık bir restoranttan yer ayırttım.Ve Melisle birlikte beklemeye başladık. Gömlek altına kot pantalon kombinimi yaptım melisede bir elbise giydirip evden çıktım.Şöför her zamanki gibi kapının önünde bekliyordu. Araca bindikten sonra adresin yazılı olduğu kağıdı uzattım. Yola çıktık Melisin bir dediğini 2 etmiyordum. Sıkıldığı zamanlarda anne ve babasını hatırlamasını ve bana sormasını istemiyordum. Araba durduğunda Simgeyi aradım ve aşağı gelmesini söyledim. Apartmanın kapısı açıldığında resmen büyülendim. Yeşil şık bir elbise üzerine fazla olmayan bir makyaj ile bana göre dünyanın en güzel kadını olmuştu. Arabaya bindi şöförü görünce biraz garipsedi ancak sormadı. Sohbet ederek yola devam ettik. Genelde bu sohbetlerimiz Melisin üzerinde dönüyordu. Mekana vardığımızda arabadan inip rezerve masalarımıza doğru yürümeye başladık manzarası en güzel olan masayı seçmiştim ki muhabbetimiz de güzel olsun. Oturduktan kısa süre sonra gorson geldi ve sparişlerimizi aldı.Bir deniz restoranı olduğundan genelde deniz ürünleri vardı.Ben bir kızarmış ıstakoz birde beyaz şarap aldım. Simge bir somon balıklı salata ve rakı aldı bu manzaraya rakıda iyi giderdi gerçi. Meliste hamburger istediğini söyledi onada balıkburger gibi değişik bir şey söyledik. Simge ilk başta biraz çekingen olsada rakısını yudumladıkça açılmaya başladı.
-Teşekkürler Berk bey çok güzel bir yermiş burası
+Sizli bizli olmaya gerek yok Simgecim Melisi sen iyileştirdin sana borçlu hissediyordum kendimi
Bu günlü şıklığından sonra simgeye bakış açım bile değişmişti sanki birden yıllardır hayalini kurduğum kadın gibi geliyordu. Biraz sohbet muhabbetten sonra Melis oyun parkında oynamak istediğini söyleyerek masadan ayrıldı. Simgeyle baş başa kalmıştık. Muhabbet dahada koyulaştıktan sonra Simge bana fazla yakınlaşmış olacak ki nefesini yanağımda hissetmeye başladım.O da fark etmiş olacak ki geriye çekildi. Melis kolunun acıdığını söyleyerek yanımıza geldi. Simge biraz baktıktan sonra eve gidip dinlenmemizi bugün melisin çok yorulmaması gerektiğini hastaneden daha yeni taburcu olduğunu söyledi. Bizde yavaştan kalkmaya başladık. Simgeye melisle birlikte arabaya geçmesini söyledim bende hesabı ödeyerek yanlarına geldim.Önce Simgeyi evine bıraktık sonradaMelisle birlikte eve geçtik. Uykusu çok gelmiş olacak ki yatar yatmaz uyuyakaldı.Ben ise televizyonda güzel bir film yakaladım. izlerken uyuya kalmışım.(Filmin konusunu tam hatırlamıyorum sanırım ismi ada gibi bir şeydi merak edenler izleyebilir)Sabah Melisin üzerime atlamasıyla uyandım. Kalkıp kahvaltı ettik. Melise bugün yorgun olduğumu biraz dinlenmek istediğimi söyledim. Saat 5-5.30 a kadar birlikte oyun oynayıp televizyon izledik. Sonrasında yemek sipariş edip yemeklerimizi yedik. Yemeklerimizi yerken Melis o beklediğim soruyu sordu.
+Abi annemle babam nerde?
-Abicim onların canı çok acımış hala hastanede kalıyorlar.
Aslında ne cevap vereceğimi çok düşünmüştüm bu soruya ancak o an hepsi aklımdan uçup gitti.Bu cevabı verebildim sadece.
-Gidip ziyaret edebilirmiyiz onları peki?
+Olmaz abicim onlar özel bir hastanede kalıyorlar. Herkes gidemiyor yanlarına sadece doktorlar ve hemşireler.
-Tamam işte bizde gidebiliriz.
+Nasıl olacakmış o
-Simge ablayıda alırız yanımıza o da doktor ya
Hiç kötü bir şey düşünmezki benim kardeşim hep bir çözüm yolu arayacak ama bilmiyorki annesi bir daha gelmeyecek.O gün daha fazla üstelemediAkşam tekrar çizgi film izleyip uyuduk. Yarın okul olduğu için saat 9 gibi uyuduk.

Sabah zaten pek iş olmuyordu akşama doğru yoğunluk başlıyordu.1-2 müşteriyle sohbet ettim. Hepsin derdi birbirnden farklıydı sanki ben onları dinledikçe karşılık verdikçe dahada efkarlanıyorlardı. Barmenden 1 kadeh daha istiyorlardı. Böyle Böyle zaman geçerken. Gözüme bir kız ilişti bir yerden tanıdık geliyor ama tam çıkartamıyorum. Sohbet ettiğim adamın yanından ayrılıp yavaş adımlarla kızın yanına yürümeye başladım. Arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyodum. Merhaba diye söze girdim bir anda irkildi arakasını dönüp bana baktığında şok oldum. Evet beyler doğru tahmin. Simgeyle göz göze geldik. Ağlıyordu beni görünce dahada şiddetli ağlamaya başladı. Acaba ne olmuştu. Dün neşesinden geçilmezken bugün nasıl bu kadar üzgün olabilirdi. Daha fazla beklemeden söze girim;
+Ne oldu simge bu hal ne?
-Hiç sorma Berk. Dün seninle geçirdiğim güzel günden sonra dünya bana anlamsız gelmeye başladı ben sana çok fena aşık oldum sanırım.
Alkolün etkisiyle böyle konuştuğunu düşündüm ilk başta çunkü dün o kadarda özel birşey yaşamamıştık ama kadınları anlamak çok zor.
+Tamam ağlama artık.Gel eve geçelim istersen.
Mehmetin yanına gidip durumu anlattım. Zaten vardiyamın bitmesine az kalmıştı. izin verdi sağ olsun. Simgeyide alıp eve geçtim. Ayakta duracak hali yoktu. Omzumda uyuyakaldı. Büyük ihtimal hastanedende izin almıştı.O uyurken bende yüzünü incelemeye başladım. Tatlı bir kızdı simetrik bir burnu hafif şişkin dudakları vardı pubda söyledikleri ne kadar doğruydu tam emin değildim.Bir saat sonra uyandı. Beni görünce şaşırdı biraz sonra hemen toparlandı utanarak özür diledi bu hareketleri çok hoşuma gitmişti aslında.
-Kusura bakma ben biraz fala içmişim. Söylediklerim için ayrıca özür dilerim.
Hala tam ayılamamıştı.Çok tatlı gözüküyordu. Birden oturduğum yerden ayağa kalktım. Ellerinden tutup sarıldım. Saçları çok güzel kokuyoru saatlerce durup koklayabilirdim. Kulağına eğilip Seni Seviyorum. dedim biraz şaşkın yüzüme baktı. Yanağına bir öpücük kondurdum. Sarıldı ve gitti.iki saat sonra Melis eve geldi. Heyecanlı heyecanlı gününün nasıl geçtiğini anlattı. Hepsini dinledim ve yorum yaptım.Çok mutlu olmuştu.Onu öyle görmek benide mutlu ediyordu. Akşam yemeğinde soslu makarna yedik. Birazcık televizyon izelyip uyuduk. Sabah Simgenin günaydın mesajıyla uyandım. Saatimin çalmasına beş dakika kala uyandırmıştı beni. Aradım hemen;
+Sanada günaydın dünya güzeli. Günün beni düşünerek geçin.
-Sanada günaydın aşkım. Zaten seni düşünmekten başka birşey yapamıyorum ki.
Nerdein ne yapıyorsun klagib muhabbetlerden sonra telefonu kapadım. Hazırlanıp evden çıktık. Kahvaltıyı dışarıda yaptıktan sorna önce okula sonrada oradanda mehmetin yanına geçtim.