Bir çoğumuz neden bir yabancı diziyi izledikten sonra yerli yapımların o kadar çekici gelmediğinden şikayetçiyiz. Türk dizilerinin neden hep üçüncü kalitede kaldığını detayları ile anlatıyorum.

- Süre izleyici yormak için bire bir tasarlanmış gibidir. Genelde jenerik dahil 55 - 65 dk arası idealdir. Reklam hariç 2,5 saat mavi ekran vermeye yeter.

- Gereksiz ağır çekimler, karakterlerin 5 dk boyunca birbirlerine aptal aptal bakmaları, sahne geçişini tamamlayamayan yönetmenlerin konuyla tamamen alakasız manzara görüntüleri ile sahne geçişi yapması gibi hataların seyir keyfini önemli ölçüde düşürmektedir.

- Çekim kalitesi (Kamera ve ekipman kullanımı) aslında en önemli unsurdur. Burada aslında kamera kalitesi ekipman kalitesinden bahsetmicem, kullanımından bahsedicem. Işık kullanımı, Kare içine alınan karakterlerin duruş pozisyonları ve fokuslama çok zayıf kullanılmakta.

- Sahne kurguları sanki o an hızlıca planlanmış gibi vasat durumda. Normalde çekilecek sahnelerin önceden Storyboard’ı (Resimli Taslak) çizilir ve kararlaştırılır. Bunlar planlanınca ortaya daha kaliteli ve vurgulu bir sahne çıkar. Ne yazık ki bu teknikler kullanılmamakta.

- Soundtrack (Film Müzikleri) kullanımı yapıma odaklanmamızı ve o anki duyguyu bize yansıtması açısından kullanımı çok doğru olmalıdır. Yerli yapımlarımızda çok yanlış kullanılmakta. Bazen sahnenin kafanızı şişirdiği olmuştur. Oyuncuların sesinden çok film müziği daha baskın kullanılıyor. Yada sahneden ve konudan alakasız bir arka fon kullanılıyor.

- Günübirlik senaryo yazılıyor. O gün bölüme yorumunuz “Vay be çok heyecanlı” derken diğer bölüm “Bu ne lan taka sardı” diyebilirsiniz. Bu çok normal çünkü senarist hafta boyu anca bu senaryoyu çıkara bilmiştir. Yönetmende bir şey diyemeden bölümü çekmek zorundadır. O kadar izleyici bekliyor.

- Montaj ve renk kullanımı, gözleri önemli derecede yormaktadır ve izleyiciye çekici gelmemektedir. Genellikle “Bu ne lan renkler pancar gibi” diyebilirsiniz. Renklerin insanlar üzerinde oldukça ciddi pgibolojik etkileri vardır. Örneğin insan beyninde Sıcak renkler “ aşk, samimiyet, güç, heyecan ve agresiflik” gibi etki , Soğuk renkler ise “Yalnızlık, üzüntü, depresyon, bilgelik, güven ve sadakat” gibi etkiler gösterir. Montaj sanki sadece kurgu amaçlı kullanılıyor. Bu çok önemli bir kusurdur.

- VFX (Görsel efekt) kullanımı aslında yetenek meselesi ama inanıyorum ki bunları yapacak birçok vatandaşımız vardır. Kullanımına gelecek olursak, her yapımda kullanılması gerekmiyor belki ama biz aksiyonu ve macerayı seven bir milletiz. Eğer VFX kullanacaksanız sanki o sahnede sanki izleyiceye orda VFX kullanılmamış hissi vermelmelidir. Genelde şu tepki verilebilir “Ulan insan bi yapmadan önce izler olmuş mu diye..” Ne yazık ki yerli yapımlarda saniyesinde orada VFX olduğunu anlayabiliyorsunuz. “Bunlar hep bilgisayar s.ss.”

- Sezon ve bölüm sayısı ve her hafta çekilen bölümler kafa karıştırıcıdır. Önceden planlanır bir sezonda 10 bölüm 15 bölüm gibi ama bizde bir yılda kaç bölüm çekebilirsen çek mantığı vardır. Olumsuz hava koşulları, oyuncuların hastalanması gibi durumlar gerçekleşebilir insanlık halidir. Sizde o an “Lan tüm sezonu çekin bitirin işte..” diyebilirsiniz.

Arkadaşlar çok uğraştım bir şukuyu çok görmeyin. Sizinde tespitleriniz varsa yazın.

Edit 1: Desteğiniz için teşekkür ederim. Sözlükte adam akıllı bir entry olması için uğraştım. Bu arada favori dizilerim "Game of Thrones" , "Breaking Bad" , "Black Mirror" geri kalanı sizin dedikleriniz, zaten izletiyorlar kendilerini.