1. 1.
    0
    'sizi kim giber lan amk ibnleri sie' deniyor adeta
    ···
  1. 2.
    0
    sizi kim giber lan amk ibnleri sie
    ···
  2. 3.
    0
    sizi kim giber lan amk ibnleri sie
    ···
  3. 4.
    0
    fenâ yola düşmüş vâlidenin evlâdı bunun ittihat ve terakki devriyle ne alakası var? bunu da mı ittihatçılar etti dübürüne duhûl ettiğimin salağı. siz müteşekkir olmanız gerekirken bir bahane buluyorsunuz ve ittihatçıları suçluyorsunuz. besle kargayı oysun gözünü hesabı. teşekkürler enver paşa.
    ···
  4. 5.
    0
    Beyler bayanlar biliyorsunuz darbe girişimi engellendi, darbe püskürtüldü gibi başlıklar var. Ama kimse bilmiyorki orda boyunu kesilen, adam ezen tankın içindeki askerlerin bir suçu yok. Onlar sadece emir kulu olmasına karşın milletimiz bir kinle askerlerimize karşı koydu. Tabiki darbe olayı ülkeyi 30 yıl geriye zütürürdü fakat bu hiçbir vatan evladına bu yapılmaz.

    Doğuda şehit olunca ağladığınız askerlere yapılmayacak hareketler yaptınız.Şimdi sizi kim kurtarıcak ? Kim size güvenecek ? Kim bunun size değeceğini düşünecek ?

    Askerlik kutsaldır. Asker kanını döken her huur evladı teker teker hesap verecek.

    Koyunların dışarlara çıkıp Türk Bayrağını ellerine alması bir suçtur.

    Tekrar söylüyorum Türk askerine yapılan her kötü muamele cezasız kalmaz kalmayacaktır.
    ···
  5. 6.
    0
    Ya şimdi kabirde olsaydım.
    Toprak üstümü az önce örtmüş olsaydı mesela…
    ilk günüm, ilk gecem nasıl geçerdi?
    Çocuklarım gelir miydi aklıma?…
    Ya da eşim….
    Hiç bitmeyecek sandığım, bensiz yürümeyecek sandığım işleri kim yapar, kim yoluna koyardı? Hergün düşündüğüm yavrularım ve onlar için çırpınışlarım duâlarımı kim yapacaktı. Evim, eşyalarım, yatağım, ayakkabılarım benden sonra kime kalır, kim sahiplenirdi? Ya pişmanlıklarım…
    “Ölen her insan pişman olacaktır” buyuruyordu Rasulümüz. (Aleyhisselâm) “Müminlerde mi ya Rasulallah ?” diye soran ashabına;
    “Evet, onlar da dudaklarının
    Allah adıyla ıslanmadığı her an için pişman olacaktır” diye cevap veriyordu… Müslümalığım geldi sonra aklıma.
    Ahhh!!!
    Bu ne acı bir pişmanlıkmış meğerse… işlerimin arasına sıkıştırdığım, şöyle uzun uzadıya kılamadığım namazlarım.
    işler yetişmez korkusuyla hızlanan secdelerim, rükûlarım…. işler çabuk bitiyormuş demek, bir nefeslikmiş hepsi…
    Yok yok, ebedi arkadaşımın kıymetini hiç bilememişim ben.
    Ona ne çok vefasızlık etmişim.
    Onunla neden daha çok zaman geçirmedim?
    Çok samimi olamadım.
    Halbuki ne çok faydası olurdu şimdi bana. Yan yan bakıp geçmezdi ızdırabıma…. Geri dönesim geliyor!
    içime sindire sindire namaz kılasım, içermiş gibi kuran okuyasım geliyor… Rafta hep gözümün önünde duran kur’an-ım…
    Her an beni mahsunca süzen kur’an-ım…
    Ne zaman okuyacak olsam, hep bir engel çıkardı, yapacak bir şeyler gelirdi aklıma… Ara sıra okuduğum iki sayfayla tüm sorumluluğu üzerimden attım sanırdım… Yüzümde bir sivilceden kalan lekeyi dert ederiz…
    Oysa buraya girer girmez, bedende hızlı bir çürüme başlıyor…
    Toprak ezelden beri beni bekliyormuş sanki…
    Sıkıyor, sıkıyor…
    Kemiklerimin kırıldığını, iç içe geçtiğini çıtırtıları duyar gibi oluyorum…
    Allahım! çok yalnızım korkuyorum….. Koca bir ömrü nasıl heba ettim…
    Oysa yapabileceğim ne çok şey vardı… Biliyorum ardımdan iyi konuşan da olacak.
    ”Güleryüzlü, tatlı dilliydi” diyecekler. Bir zaman sıkça, daha sonra arada düşeceğim akıllarına. Ama sonra…
    En yakınım bile unutacak.
    Bir arefe, birde bayram günlerinde hatırlanacağım.
    Yüzüm, sesim unutulacak
    Ellerim gözlerim unutulack

    http://c12.incisozluk.com...11501/4/1806064_o3e8f.jpg
    ···