1. 1.
    +28 -31
    koltukaltı kıllarımı aldım
    etek traşı oldum
    kukumu falan kremledim
    yeni tanga aldım
    coraplarımı değiştirdim
    tuvalette tütsü yaktım (küçüklükten beri ben sıçınca ev kokar)
    tealight mumlardan yaktım tuvalette
    tuvalete parfüm sıktım
    klozetin içini tuzruhu ile temizledim
    sarap aldım
    köfte aldım
    romantik ciks filmi indirdim
    bitanede korku ciks filmi indirdim
    bitane vajinası benden genis kadın ferresi indirdim cok aradım amk bunu
    ibrahim erkalin ayrılmazki et tırnaktan parçasını indirdim

    ekgib var mı
    ···
  1. 2.
    +82 -1
    Bide kız olaydın orçun ihya olurdu
    ···
  2. 3.
    0
    @2 gömçürmüş..
    ···
  3. 4.
    +1 -5
    ek gib varmı diyo puhahsahsa
    ···
  4. 5.
    +1 -5
    aaaaaaaaaaaaaaaa
    ···
  5. 6.
    0
    @2 takdire değer
    ···
  6. 7.
    0
    @2 gibip atmış
    ···
  7. 8.
    0
    soğan aldın mı ?
    ···
  8. 9.
    0
    Kadınların yazı hayatına atılmaları, erkek yazarların aralarında yer edinmeleri pek kolay olmadı. Bu tartışmanın başrolünde edebiyat tarihinin ilk öğretmeni Ahmet Mithat Efendi bulunmaktadır. Bir çok ilke imza atan ve 200’e yakın eseri bulunan ve ilk Türkçe öyküyü yazan Ahmet Mithat Osmanlılara okumayı sevdiren kişiydi. “Yazı makinesi olarak,” da bilinen Ahmet Mithat çıkardığı Tercüman-ı Hakikat gazetesiyle de edebiyat dünyasının bir otoritesi olarak durmaktaydı.

    Dönemin kadın yazar ya da şairlerin başında, Zafer Hanım, Fatma Aliye Hanım, Şair Fıtnat Hanım ve Şair Nigâr Hanım gelmekteydi. Osmanlı Türk toplumunda ilk kadın yazarın Fatma Aliye Hanım olduğu kabul edilir. Konunun ünlü yazar Ahmet Mithat Efendi ile bire bir ilişkisi vardır. Devlet adamı, hukukçu ve tarihçi Ahmet Cevdet’in kızı olan Fatma Aliye Hanım aynı zamanda Ahmet Mithat’ın manevi kızı ve dostuydu.

    Konak eğitimi almış ilk entelektüel kadın olan Fatma Aliye, “iyi ve bilgili bir müslüman ve aynı zamanda da iyi bir anne ve eş” olarak karşımıza çıkıyordu. Fatma Aliye Hanım, biyografisine bakıldığında etrafındaki bütün erkeklerden destek gördüğü anlaşılır. Eğitimi sırasında babasının ve ağabeyi Ali Sedat Bey’in desteği, Arapça ve felsefe hocalarıyla yaptığı tartışmalar ve Ahmet Mithat Efendi’nin manevi desteği bilinmektedir. Babası Cevdet Paşa’nın yönlendirmesi ve teşvikiyle evde özel hocalardan Fransızca, dilbilgisi, astronomi, edebiyat ve tarih dersleri almıştı.

    ilk romanı Hayal ve Hakikat’ı (1891) Ahmet Mithat’la birlikte yazmışlardı. Fatma Aliye Hanım ilk eserlerini yazarken uzunca bir süre kimliğini de gizlemek zorunda kaldı. Fatma Aliye, Ahmet Mithat Efendi’den oldukça etkilenmiş ve tarz olarak da kendisine onu örnek almıştı. ikilinin ilişkileri daha sonraki yıllarda iyice perçinlendi ve Ahmet Mithat Efendi, “Sana henüz hiçbir hediye takdim etmemişimdir. Fakat sana layık ne hediye bulup takdim edebilir idim? Düşündüm taşındım, sana hediye olarak yine senden başkasını bulamazdım. işte bu kitap sensin kızım!” diyerek ve Fatma Aliye Hanım’ın yaşam öyküsünü yazarak (Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu: Fatma Aliye) ve onun edebiyat dünyasındaki yerini daha da belirginleştirmişti.

    Ahmet Mithat Efendi’nin etkilediği bir diğer kadın yazar şair Fıtnat Hanım’dı. Fıtnat hanımla Ahmet Mithat arasında bir aşk ilişkisi yaşanmaktadır. (Birbirlerine yazdıkları aşk mektuplarını Hakkı Tarık Us kitap haline getirmiştir) Bu nedenle Şair Fıtnat Hanım’ın tamamen unutulmamasında Ahmet Mithat Efendi’nin etkisi oldukça büyüktü.

    Ahmet Mithat Efendi’nin edebiyatçı kadınlarla olan bağlantısını Tarih ve Toplum dergisinde etraflı bir inceleme konusu yapan Mediha Göbenli’ye göre, Ahmet Mithat Efendi, Zafer Hanım’a diğer kadın yazarlara tanıdığı imkanı ondan esirgemişti.

    “ilk Osmanlı-Türk kadın yazarı olan Zafer Hanım’a ve eseri Aşk-ı Vatan’a dair Ahmet Mithat’ın Şair Fıtnat Hanım’a 3 Nisan 1294 (1877) tarihli mektubunda bir ipucu buluruz. Ahmet Mithat bu mektubunda Zafer Hanım’ın ilk kadın edebiyatçı olarak çıkışına imrenir çünkü gönlünde aşkı Şair Nigar Hanım’ın bu alanı açmasını istediğini belirtir. Zafer Hanım’ın eserini eleştirir ve bayağı bulur, Fıtnat Hanım’ın bunu bin kat daha iyi yazabileceğini belirtir. Fakat yine de kadın yazarların çıkışına destek olmayı arzuladığı için bu eseri gazetelerde met edeceğini yazar. Ve Fıtnat Hanım’ın gayrete geleceğini ümit edişinin altını çizer.”

    Ahmet Mithat Efendi’nin sözünde ne kadar durduğu bilinmiyor ancak edebiyat çevrelerine göre ilk kadın yazar olarak Fatma Aliye Hanım kabul edilir. Fakat bu genel kabule rağmen, 1993’de Zehra Toska, araştırmaları sırasında ilk Osmanlı-Türk kadın yazarı olarak Aşk-ı Vatan’ı dolayısıyla Zafer Hanım’ı keşfetti. Kitap 1877’de yazılmıştı ve kitabın geliri savaşta yaralanmış askerlerin yararına bağışlanmıştı. Dolayısıyla bu kitap aynı zamanda bağış eserlerinin de ilki oluyordu. Toska, Zafer Hanım’ın hayatına ilişkin oldukça sınırlı kaynaklar bulmuştu. Aşk-ı Vatan, 1877 Nisan başlarında yayınlanmasıyla gazetelerin ondan, çağdaş kadın yazarlarının ilki olarak söz etmişlerdi.

    Zehra Toska’nın bu ortaya çıkardığı araştırmayla Zafer Hanım, erkek yazarların egemenliğindeki edebiyat dünyasında, yıllar önce hak ettiği koltuğa yıllar sonra yine bir kadın tarafından oturabildi.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    0
    @2 harbi gibmiş
    ···
  10. 11.
    +2
    @2 senle ne kadar övünüyosam
    @4 senden o kadar utanıyorum
    ···
  11. 12.
    0
    @2 sigarasını içmiş
    ···
  12. 13.
    0
    @2 gibmiş @10 ders vermiş
    ···
  13. 14.
    0
    @2 orcundan önce davranıp orcuna yol acmıs beyler

    @10 özet geç amk gibseler okumam edebiyatcı bin seni
    ···
  14. 15.
    0
    köfte aldım ne lan
    ···
  15. 16.
    0
    tuvalet mi gibecek seni çok uğraşmışsın.
    ···
  16. 17.
    0
    bu nasıl namuslu ev kızıdır beyim.. böyle cinsi şeyler yazan nasıl namuslu olur
    ···
  17. 18.
    0
    @2 tuvaletine kokulu kokulu sıçmış resmen.
    ···
  18. 19.
    0
    @2 gibmiş sonrada paçavra gibi bi kenara atmış.
    ···
  19. 20.
    0
    @1 jel al orcun arkadan vurucam diye tutturursa fazla anırmassın
    ···