-
1.
+107 -13Selamun Aleyküm arkadaşlar.Tümünü Göster
öncelikle belirtmek isterim ki bu yazacağım hikaye %100 yaşanmış olup hiç bir kurgu yoktur. benle özelden konuşan panpalarım beni bilir. aklı başında işi gücü olan eğitimli biriyim.
aramızda bazı arkadaşlar vardır. paranormal olaylara ve hikayelere inanmayan. CSB diyecekler lütfen seriyi takip etmesinler. her part'ta bir olay anlatmayı planlıyorum. takipte kalın. rezlerinizi alın pcdeyim çok hızlı bi şekilde partlar gelecek. Olaylar tamamen yaşamış olan kişilerin ağzından tarafımda anlatılacaktır. iyi okumalar...
PART 1- BAŞLIYORUZ REZ VE ŞUKUNUZU EKgib ETMEYiN.
Hayatım boyunca ben ve ailem birden fazla paranormal olaya şahit olduk. bu seride bunları sizlerle paylaşacağım. bu paranormal olayların başlangıcı teyzemin oğlu mehmet'in görücü usulü evlenmesiyle başladı. 90ların başındaydık. teyzemler gurbetçiydi. fransada yaşıyorlardı. tek oğullarının evlenme yaşı gelince memlekete tokat'a gelip sağa sola sorarak uygun bir kız olarak Esma'yı buldular. izinleri fazla olmadığı için hemen düğün dernek kuruldu. köy usulü yapılan düğünden sonra 1 ay içinde çift fransadaki evlerine taşındılar.
aradan geçen zaman içerisinde şiddetli geçimsizlik ve anlam veremedikleri garip olaylar yaşanmaya başlamış. evden gelen esrarengiz tıkırtılar, evin içinde yılan görmeler, eşyaların yerinin değişmesi ve düşmesi, kendi kendine yanıp sönen ışıklar gibi küçük ama korkutucu olaylar. bunların en ilginci ve ürkütücü olanını esma'nın ağzından dinliyoruz;
"Mehmet evde değildi. gece mesaisine kalmıştı. evde yanlızdım. biraz televizyona baktım. saat 12yi geçiyordu. tuvalete gidip yatacaktım. evimin düz bir satıh üzerinde tek kaltı müstakil bahçeli bir evdi. düz satıh diyorum çünkü evin bir köşesinden bakınca evin odalarını görebiliyordun.
Edit: Hikaye kesinlikle yarım kalmayacaktır arkadaşlar.
Edit2: Çugulayan paranormal olaylara ve hikayelere inanmayıp csb diyen seriyi takip etmeden giden panpamız.
Final Edit: Panpalarım hikaye bitmiştir okuyan okumuyan herkese teşekkürlerimi iletiyorum yarın tekrar bi hikaye ile karşınızda olacağım takip edin. Oda yaşanmış bir hikaye olacak. Bu olayın gerçekliğini ise daha o hikayeyi paylaşmadan Kanıtlarıyla Burada size sunup sonra o hikayeye başlayacağım. Allah'a Emanetsiniz. Biliyorum uyutmadım hakkınızı helal edin... (bkz: TheCarry)
Önemli Edit: Panpalarım bu aralar bildiğiniz üzere capsla trende uçuyor yazarlarımız. Hikaye yazan panpalarımızın altına okumadım tarzı şeyler yazmayın gerçekten çok kırıcı oluyor onlarada destek verin sözlük ruhunu kaybetmesin unutmayın yıllardır hikaye yazan nice yazarlar var bu sözlükte belki sizin bi anlık lafınız onları kırıp sözlüğü bırakmasına neden oluyor.
Yeni hikaye Editi: (bkz: bu bir aşk hikayesi değildir 2007) Hikaye başlamıştır rezlerinizi alın desteğinizi esirgemeyin partlar geliyor. -
2.
+54sonra kağıtta mehmet abiyi gördüm. motorda gidiyordu. kendimi de motorun ardında oturmuş gördüm. onun yanında kimse yoktu. "tamam" dedi hoca "hadi ona dua edelim" dedi. kendimi ellerimi göğe kaldırırken gördüm. hocayı tekrar ettim. sonra hoca beni okudu ve kağıdı önümden aldı.
annemlerle bişeyler konuştular. işte çok sağlam bir büyü yapıldığını filan söylemişler. benim başım felaket ağrıyordu. "40 gün çocuğa dikkat edin. tuvalette banyoda fazla kalmasın küle pisliğe basmasın 40 gün sonunda getirin bi daha okuyacam ayrıca bu gece o gitmeyenle uğraşacağım bana yarın sabah telefon edin" dedi. ben herşeyin bittiğini sanmıştım ama aslında herşey daha yeni başlıyordu. eve doğru yola çıktık...
Beyler şuku ve rez görmeyince gerçekten kendimi çıplak hissediyorum boşuna yazıyomuşum gibi geliyor parmaklarım ağırdı tak tuk tak tuk klavyeye oturuyorum sanki amk bi şuku bi rezi çok görmesin okuyan. -
3.
+44 -1aynı gece eve yorgun argın vardık. odama gidip yattım. hemen uyumuşum. gecenin ilerleyen saatlerinde bi fısıltıyla uyandım. kulaklarımda bi fısıltı vardı. çok yakında geliyordu ama oda da kimse yoktu. yarı uyur yarı uyanık bi haldeydim. gözüm bi anda oda kapısına takıldı. kapının altından odama koridorun ışığı sızıyordu. bizimkiler yatarken kapatmayı unutmuşlar diye düşündüm. ışığa bakarken halen anlam veremediğim bir "şey" kapının altından içeri girdi. çok korktum. yataktan doğruldum. kapıya attım elimi. açtım baktım koridorda ışık filan yok. halbuki 5 saniye önce bariz ışık süzüyordu kapının altından. karanlığı görünce ilk anda duraksadım. sonra duvarda anahtarı ararken o uyanırken duyduğum fısıltıyı yeniden duydum. bu sefer ses netti. arapça olduğunu düşündüğüm bişeyler söylüyordu o fısıltı. 3 kere "fen humilis men hamileki" diye anlayabildiğim/hatırladığım cümle tekrarlandı. o korkuyla anne diye bağırmışım. bizimkiler çıktı geldi odalarından işte korktun bugün diye geçiştirdiler. ben sabahta üzerimden o korkuyu atamadığım için erkenden babama hocayı arattım. o da tam o sırada bizi arayacakmış.
-
4.
+44söz konusu hoca ben "bu büyüyü bozarım ama bana inanmazsınız, siz bana henüz ergenliğe girmemiş bi çocuk getirin ona bozduracam" deyince ailede uygun olarak ben vardım. 8-9 yaşlarında filandım yanlış hatırlamıyorsam. aldılar beni ailecek trabzona gittik. aslında trabzonun içi değil de böyle bi köy gibi bi yerdi. ismi filan neydi tam hatırlayamadım şimdi. epeyce küçüktüm. neyse, girdik oturduk. 2 katlı eski ve ahşap bi evdi. hocayla tanıştım. temiz yüzlü bi adamdı. hani böyle yüzüne bakınca "bu adamdan zarar gelmez" diyeceğiniz adamlar var ya hoca onlardandı.
velhasıl, babamlar teyzemler filan böyle koltuklara oturdular. daha çok somya gibiydi eski evlerde olan. çok gerilmiştim. hoca "korkma oğlum sana hiçbirşey zarar veremez sadece benim dediklerimi söyle dedi." tamam dedim. "dizlerinin üstüne otur diz çök" dedi. yaptım. yüzüm annemlere dönük. sonra hoca eline bi a4 kağıt aldı ortadan ikiye böldü ve önüme bıraktı. arkama geçti bana göre arka sağ çaprazıma oturdu. -
-
1.
0rezzz alalım
-
1.
-
5.
+38bu olay üzerine ilk fırsatta memlekete döndüler. eşe dosta soruldu. herkesin verdiği cevap aynıydı. "büyü" yapılmıştı. çözüm, hocalardan geçmekteydi. trabzonda bir hoca olduğunu öğrendik. babamlar ve teyzemler hemen yola koyuldular. trabzondaki hoca bu büyüyü bozabileceğini fakat öncelikle henüz ergenlik yaşına girmemiş bir sabinin kendisine getirilmesi gerektiğini söylemiş. bu kişi de bendim. işte benim paranormal dünyaya girmemin başlagıcı tam da o olaydı...
-
-
1.
+4Usta beni gibseler gitmem ne yaptin sen amk
-
2.
+3Bazen mecbur olursun ya panpa yapacak başka şansın kalmadımı. gibe gibe zütürdüler yani :D
-
3.
0Vay amk
diğerleri 1 -
1.
-
6.
+38neyse, ben anlatmaya başladım, hocam işte yengemi görüyorum dedim. evde yemek yapıyor. "yanında kimler var dedi" ben kimse yok dedim. "dediklerimi tekrarla" dedi yaptım. "şimdi ne var" dedi. dedim hocam böyle diz boylarında 10-12 adam var yengem nereye giderse peşinden gidiyorlar dedim. gerçekten de öyleydi. şimdi tam net hatırlamıyorum ama normal insan forumda küçük küçük adamlar yengemi takip ediyorlardı. hoca " şimdi okuyacağız kovacağız onları" dedi hoca bana. dediklerini terarlarken bir bir eksilmeye başladılar. sonra kimse kalmadı. kimse kalmadı hocam diyecekken biri geri geldi. çok sinirlenmiş gibiydi. çıktı yengemin omuzlarına oturdu. hocayla birlikte 1 saate yakın onu göndermek için uğraştık. her seferinde geri geldi. "tamam oğlum. onunla ben bu gece uğraşacağım senin gücün yetmedi" dedi.
Değerlendirin buraları beyler seviyorum sizi geliyor yeni part pcden hızlı hızlı yazıyorum. -
7.
+35 -2"çok kalabalık bi yerdeydim. büyük bi insan topluluğu vardı. ben bu topluluğa arkasından bakıyordum. kalabalığın içinden bi kadın bütün kalabalığı yararak sırtı bana dönük şekilde uzaklaşıyordu. biz aile içinde esmanın ayşe halasından süpheleniyorduk. çok şirret bi kadındı ve esma ve ailesini hiç sevmezdi. kesin bi kötülük yapıldıysa o yapmıştır diye konuşuluyorduk. sonra o insan topluluğu birden parmaklarıyla kadını işaret ettiler. kadın durdu şöyle bi arkasına bakacak gibi yaptı tam yüzünü göremedim sonra kafasını çevirip yoluna devam etti. o kalabalık hep bir ağızdan "bunu yapan ayşe halası değil hayriye halası" diye üç kere yüksek sesle tekrar ettiler. bi anda uyanmışım... "
hayriye halanın esma yaşlarında bi oğlu vardı ve evelden beri oğluna istemekteymiş esmayı. fakat esmanın gönlü olmadığı için bu iş gerçekleşmemiş. fakat kadın hiç bir şekilde açıktan ne kin gütmüş ne başka bişey yapmış.
velhasılı, ertesi gün esmanın ailesiyle birlikte bu hayriye halanın evi basıldı. kadın inkar etti tabi. yemin billah etti filan filan. sonuçta o işten hiç bişey çıkmadı.
devam eden senelerde türkiyenin 4 bir tarafından hocalara gidildi. hani bu göz neler gördü neler. söylemek isterim ki bu ben hacıyım hocayım diyen kitlenin %90ı felan hep yalancı dolandırıcı üçkağıtçı. neyse uzatmayacağım. o kadar uğraştık maalesef hiç bir sonuç alınamadı fakat evlilik şiddetli geçimsizlikten boşandı. daha sonra esma başka bi adamla evledi fakat evliliğinden kısa bir süre sonra pankreas kanserinden genç yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Allah günahlarını affetsin.
teyzemin oğlu ise başka bi kadınla evlendi. şimdi çocukları filan var. herşey yolunda onun için.
bu "büyü" mevzusu ailemiz açısından bitti.
ben de uzun yıllar herhangi bir paranormal olay yaşamadım. taa ki üniversite yıllarıma kadar... Bu dıbına kodumun büyüsü öyle bişeymişki dededen toruna cin ölse başka bi cin üstleniyor amk...
Not: Gerekli ilgi ve emeğe saygıyı görmüyorum şuku ve rez hastası olan ben kendimi çıplak hissettiğim için 1 saat mola veriyorum değerlendirin burayı amk!. -
8.
+36tuvalette iken evin içinden bir ses duydum. evde garip seslere alışmıştık. ev zaten ahşap olduğu için bu tür olayları tahtalardan gelen seslere bağlıyordum. ama bu sefer farklıydı. sanki evin içinde birileri yürüyordu. çok korktum. Mehmet erken geldi sanarak ona seslendim kimse cevap vermedi. tuvaletten kalktım. kapıdan kafamı çıkarıp içeri baktım. şok olmuştum.
evin içinde onlarca uzun boylu, sakallı ve siyah cübbeli adam vardı. çok yavaş hareket ediyorlardı. kendi aralarında sessizce uğultu biçiminde birşeyler konuşuyorlardı. ses çıkaramadım. dnmuş kalmıştım. sonrasını hatırlamıyorum.
uyandığımda Mehmet yanımdaydı. sabah olmuştu. beni tuvalet kapısında baygın halde bulmuş. saat 7 ye geliyormuş eve geldiğinde. yani bi 6-7 saat orada öylece kalmışım."
Rez Alın partlara şuku atın yazıyorum yenileri yolda beyler. -
9.
+35 -12006 ya da 2007 senesiydi tam hatırlamıyorum şuanda. üniversiteden sömestr tatili için memlekete gelmiştim. hava karlı ve soğuktu. tatil için geldiğim ilk gün liseden filan arkadaşlarla gece geç vakte kadar takıldık. alkol filan değilde kahvede batak filan çevirdik. ordan bi kokoreççiye gittik. falan fıstık.
saat gece yarısını geçmişti gece 1 civarlarıydı yanlış değilsem. arkadaşları bıraktım eve doğru yola koyuldum. memleket konya'nın bir ilçesi 40.000 nufuslu küçük bi yer. neyse, bizim ev daha önce okuduğum lisenin biraz üstünde bi yerde. eve gitmek için okulun üstündeki yoldan gitmek gerekiyor. o yoldaydım işte.
yerler karlı-buzlu olduğu için dikkatli bir şekilde gidiyordum. okulun bahçesinin bittiği yerden yukarı dönmem gerekiyordu. gece vaktiydi. yolda sadece sokak lambaları vardı. epeyce soğuk olduğu için bi de o vakitte dışarıda kimse yoktu.
sola sinyalimi verdim ve bir an gözümü yoldan ayırdım dikiz aynasına baktım. araba kullananlar bilirler dönüş sırasında o aynaya ne kadar bakılır. anlık yani. geriye önme baktığımda arabanın hemen 1-2 metre önünde duran bişey fark ettim. insan boylarında, insan silühetinde fakat insan değil. yani o an öyle hissettim. -
-
1.
+1Memleket tokat değil miydi awk yalancisi
-
1.
-
10.
+34duş alıp yattım. ertesi gün sabah erkenden kalktım gittim baktım. yine aynı senaryo. sadece fren izim var ama bu sefer başka bişey dikkatimi çekti. tam o şeye çarptığım anda yerde bi iz vardı. 1-2 metre öteden gelen ve tam benim ona çarptığım yerde biten bi iz. sanki bişeyi sürüklemişler gibi. ama sadece ayaklarını. kendini değil. ya da ben ona benzettim. belki de başka bişeydi o iz.
hiç bir zaman orada ne oldu bilemedim. -
11.
+33 -1Durmuş vardı yan komşumuz başıma gelenleri ona soracaktım. Sanki bişeye vurmuştum ama o şeyi bulamamıştım sabah gittiğimde ise yerde cesedi sürüklenmiş gibi bir iz vardı...
Durmuş ufak yapılı, çenesinde hafif sakalı olan, çabuk konuşan biriydi. Karılar Pazarı'nın biraz ilerisinde bahçe içinde yıkılmaya yüz tutmuş, penceresinde teneke kutular içinde çiçekler olan ahşap bir evde otururdu. ismini çok duymama rağmen kendisi ilgimi çekmemişti ta ki karısı öldüğü güne kadar. O gün ne tesadüfki onun karısı ölmüştü evet. Yine mahalleden dumanlar yükselip bahçedeki kara kazanda su ısınmaya başlayınca birinin öldüğünü anladım. Durmuş'un karısı dediler. Biraz sonra biri biraz aşağıdaki Ali Osman Ağa camisinden bir teneşir sırtlanıp getirdi, bahçede ağaçların altına koyup etrafına görülmesin diye çarşaf gererek yıkadılar ölüyü. Gideceğim gidemiyorum acaba benimle bi alakası olabilirmiydi ama benim çarptığım şey yok olmuştu. Peki bu olanları büyüyle ilgilenen dursuna sorsam ne olurdu o bişeler çıkartabilirmiydi ya başım belaya girerse dıbına koyim ben böyle işin diye aklımda binlerce soruya cevap veremeden o günü atlattım ertesi gün dursuna taziyeye gidecektim...
Varmı okuyan ipneler şuku atın giberim bak. -
12.
+30 -2Hastaneden çıktım eve vardım Ritüeli yapamamamızın vermiş olduğu rahatsızlık beni çileden çıkarıyor. Yetmiyor ritüel denemesinde Durmuş hocanın ölümü aklıma geliyor bir yandan üzülüyyorum bir yandan kendimi suçlu buluyorum. Diğer yandan bu takun içinden nası cıkacagımı düşünüyordum. Bir ara intiharı düşünmedim değil evet intihar etmeliydim yoksa bu cinlerden kurtuluş yoktu. Teras kata çıkıp kalın bi halat vardı onu aldım ve çatımızdaki kulübeye benzer tahtadan inşa edilmiş bölüme girdim. Tahtanın üzerinde sac var demirden tahta ile saçın çivilendiği yerde boşluklar var sac kıvrımlı olur ya hani. O aradan geçirdim halatı. Çıktım sandalyenin üstüne uzuuun uzuuun mal gibi yere baktım biraz bişe düşünmeye calıstım ama düşünemedım daha sonra sandalyemi düşürdüm yaklaşık 30 saniye geçti nefesim tükenmek üzere... !
-
-
1.
+7-Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.
-Onun zorlayıcı gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O'na (Allah'a) ortak koşanlar üzerindedir.
(Nahl Suresi 99,100.Ayetler) -
-
1.
+5Haklısın panpa bende bütün bu olanlardan Allah'a iman ve tevbe ederek kurtuluyorum.
-
2.
+2Zaten bu tür durumlarda olayların kat kat artarak iyice çıkmaza girmesi bu medyum, cindarlara gitmeyle başlıyor.
-
1.
-
2.
+4ah be topragm adam sana kaçkare dedi atma su amk tepsisini diye niye atıyon olm tepsiyi
-
1.
-
13.
+30önce kendi arapça olduğunu tahmin ettiğim benim bilmedim ve anlamadığım bir dilde bişeyler okudu. sonra bana "oğlum hiç birşey düşünme. sadece kağıda bak. birazdan orada bişeyler göreceksin görünce bana haber ver" dedi. önüme eğdim başımı ve kağıda bakmaya başladım. hoca okudukça gerçekten 1-2 dakika sonra kağıtta bi şekiller enteresan varlıklar görmeye başladım. korktum. gördüm hocam dedim. "aferin oğlum" dedi. okumaya devam etti. yine 1-2 dakika içinde herşey netleşmiş sanki televizyon izler gibi kağıtta sahneler görmeye başladım. hoca "hoca benim dediklerimi tekrarla" dedi. tekrarladım filan bi anda esma'yı gördüm. dedim yengemi gördüm hocam. tekrar "aferin oğlum dedi." tabi ben hocayı görmüyorum. daha sonra annemlerin anlattığına göre hoca baş parmağının tırnağından benim neyi görüp görmediğimi takip ediyormuş.
Beyler rezlerinizi alın sigara alıp geliyorum. Geldiğimde burda 3-5 kişi varsa yazarım. -
14.
+30Zaten oturduğumuz mahallede pek aklı başında bi yer değildi herkes kırıktı. birazda mahallemizden bahsedeyim sizlere. Mahallemizin üst tarafının mezarlık olması, her ölü gömülmesinden sonra mahalledeki köpeklerin tedirgin olduğu, havlamaları ve ulumaları ile yeni gömülmüş ölülerin mezarlarından kalkacağı inancı, o yıllarda(1990'LARDA.) sıkça anlatılan hortlak hikayeleri, teneşirde yıkanırken dirilen ölü hikayeleri, Durmuş'un cin ve muska hikayeleri, evimizdeki yılan ve cin hikayesi, karşımızdaki evde gece sabaha kadar kişneyen ve dört nal koşan at hikayeleri ile mahallemiz sanki bir kabus şatosu gibiydi
-
15.
+29O yıllarda camilerde ölü yıkama yeri (gasilhane) yoktu, yazın ölenler ağaç diplerinde etrafa çarşaf gerilip kapatılarak, kışın da ev altlarında yıkanırdı. Mahallenin meraklı çocukları da çarşaf aralığından bu ölü yıkama işin seyrederdi. Durmuş'un karısını biraz ilerideki Türbe mezarlığına defnettiler. Mahalleli, çocukları yetim kaldı diye üzüldü.
Benim bildiğim zamanlarda üç çocuğu vardı Durmuş'un.
inek beslerlerdi, tavuk beslerlerdi, bahçelerinde çeşitli meyve ağaçları vardı mahalleye süt, yoğurt ve yumurta satarlardı. Kış yaklaşınca Durmuş yukarılarda bir yerlerden sırtında odun, çalı çırpı taşırdı eve ısınmak için. Ve birde büyü muska işleriyle uğraşırdı bildiğim kadarıyla. -
16.
+27 -1bi anlık refleksle frene asıldım. karlı yol olduğu için kızaklamaya başladı araç ve bodoslama daldım o şeye.
önce ona çarptım. sonra kaputa düştü. oradan cama vurdu kendini. tavanda yuvarlandığını duydum. daha sonra arakaya düştüğünü duydum. araba bi 2-3 metre daha kızaklayıp durdu. şok olmuştum. herşey 3-5 saniye içinde olup bitmişti. kanım çekildi. bi 30 saniye filan kafamdan hesap yaptım. kaçayım mı diye düşündüm. gören oldu mu diye düşündüm fakat ne olduysa oldu bari hastaneye zütürürüm diye korkarak araçtan indim. bari ölmese filan diyorum kendime.
arabanın arkasına dolandım, kimse yok. etrafını döndüm yine kimse yok. lan arabanın etrafında yolun etrafında deli gibi dönüyorum. yok yok yok. arabaya baktım hiç hasar yok. kafayı yiyecem. anlam veremiyorum. gözümle görüp kulağımla duydum herşeyi. 3-5 dakika aradım etrafı. canlı sinek bile yok. yoldan geçen bazı arabalar bana bakıyorlar filan. yolda sadece benim fren izim var. korkmuştum. eve geldim yüzüm kar gibi beyaz korkudan. annem karşıladı. olayı anlattım inanmadı tabi. sarhoş filan olduğumu düşündü.
Rez alın bi çay koyam. -
17.
+27 -1Gözümde mazinin canlanmasına sebep olan dumuş hocaya teşekkür ettikten sonra yarın tekrar geleceğimi söyledim. Ve eve giderken aklıma kesit kesit çocukluğumdan kareler gelmeye başlamıştı bile daha küçük en küçük hallerim bile aklıma geliyordu. Eve gittim bir duş aldıktan sonra yatağıma geçip uyudum ve o gece bir rüya gördüm hatta rüya değil kabustu adeta ağlayarak uyandım. Rüyamda Bizim evimiz de bir yılan vardı çocukken. Annem bu yılandan çok korkardı. Evin sahibi derdi. Bu yüzden bayılma hastalığı vardı yılanı görünce bayılırdı. Bize bu yılanın sokmasını ve dokunmasını önlemek için de bizi efsun muskası yaptırmıştı. Oysa yılan bize bir şey yapmazdı. Evimizin altındaki taş sahanlıkta sıcak yaz günlerinde serin taşın üzerine kıvrılır yatardı, bir buçuk metre kadar boyu vardı. Yılan bir gün evimizin yanındaki incir ağacına çıkmıştı. Annam görünce çığlık çığlığa bayıldı. Komşular koştular yılanı öldürdüler. Yataktan öyle bi zıpladımki ağlıyordum rüyalar 7 saniye derler ama ben bütün bi yaz ayını görmüştüm rüyamda adeta. O kadar uzundu ki amk film yapsak 2. sezonu çekerdi aslında ama uyandığımda nerdeyse rüyanın %90 ını hemen unuttum unutmamak içiin hızlıca olanları düşündüm. Aklımda kalanlar yukarda anlattıklarımdı... Ertesi gün durmuş hocaya rüyamı anlatmak için yola koyuldum.
-
-
1.
+1 -1... Rez...
-
1.
-
18.
+27 -1Şuan 2 kişi okuyor heralde neyse 2 kişide 2 kişidir yazmaya devam ediyorum.
-
19.
+26 -1Geldim panpalarım yazıyorum ama lütfen şu partlara şuku atın amk sabit 2 kişi şukuluyor hikayeyi bırakıp onlara özelden yazcam böyle giderse.
-
20.
+25 -1Bana bundan sonra tüm okurlarıyla teker teker ilgilenen adam gibi adam lakabını verin panpalarım.
(bkz: TheCarry)
başlık yok! burası bom boş!