nazı cansuyla tanıştırmaya karar verdim.bu kararın altında selinle cansuyu tanıştırmayıp kötü şeylerin olmasına sebep olmam yatıyordu.bir gece kahve içmeye çıktık ve cansuya da durumu anlattım. cansu da ısındı kıza hatta ikisi o kadar iyi anlaşmıştı ki oturup izlemeye başladım. aklımdan da bir threesome gitmez mi be diye geçiriyordum.
-sex hayatınız nasıl? naz sormuştu bunu.
-vallahi gibişiyoruz şimdilik.

ortamda bir kahkaha tufanı olmuştu bunu söylememin ardından. zaman geçtikçe kız kıza bile takılmaya başladılar. kendimi yalnız hissediyordum. basketteki arkadaşlara geri dönem gerektiğini düşündüm. uzun zamandır da spor yapmıyordum zaten. adamları geçen sene nasıl sattığımı hala unutamamış zütverenler gibtir çektiler bana. besyodan dönerken beyler selinle karşılaştım. yanında kaslı fitnesscı bi lavukla. karşıdan geliyorlardı kaçamazdım onlardan.
-naber lan? selin laf atmıştı.
-iyi selinciğim senden naber?
-iyi sevgilim burak tanıştırayım.
-memnun oldum abi.

lan abi demiştim herife. nerden baksan yirmi santim uzun sakallı ayı gibi bir herif. ikisi de gülmüştü.bir şey demeden uzaklaştılar yanımdan. gibeyim dedim yapacağınız işi. benim cansum var.

tabii ki de anal yapmadım beyler. anala karşıydım ve sırtını öpmeye başladım sadece. arada zütloblarının arasına yarağımı sıkıştırıyor ileri geri yapıyordum.son olarak ağzına almasıyla işkencem sona erdi. ancak ve ancak olaylarda sıçtığım nokta gelmişti. kapı çaldı. bildiğin banyonun kapısı çaldı. açtım cansu karşımdaydı.
-nabıyorsunuz?
-aşkım sadece yaladı biraz.

kapıyı suratıma kapatıp çıktı. ulan sadece yalamak için ikimizin de çıplak olması mı gerekiyordu. gibimin kurbanı olmuştum yine. durumu anlatıp toparladım biraz.naz evine gitmişti o gün. cansuyla o gece tutkulu bir sevişme daha yaşadık.

ancak beyler artık eskisi gibi zevk almadığımı fark ettim. nazın içine girme isteğiyle beraber içimde cansudan sıkıldım mı sorusu vukuu buldu. yeni amlar keşfetmek istiyordum. tutkulu sexler yapmak..bir şeyler değişmeliydi.

tekrar tekrar arıyordum sonunda telefon açıldı.
-kimsin sen?
-pardon ben naz'ı aramıştım ama?
-yok artık kızım,her kimsen bırak peşini.
-bey amca yanlış anladınız,ben sınıf arkadaşıyım.
-naz yok artık genç hadi selametle.

hasgibtir lan taşak mı geçiyorlardı benimle? beklemeye devam ettim.bu arada düşünmek için vaktim bol olmuştu. nerede olduğunu nereye gittiğini bilmiyordum. telefonu kapalıydı artık ulaşamıyordum. elimdeki her şeyi kaybetmiştim. sonuncusu da benim hatam mıydı?yok lan olamazdı. betülü gibtiğimi öğrenen babası nazla iletişimi mi kesmiş olabilir miydi? yine salakça düşüncelerin içindeydim. gerçeğiyse bir mesaj anlatacaktı.

babasıyla anlaştık, annesiyle de tanıştık. özünde iyi insanlardı. aynı şekilde nazı ailemle tanıştırdığımı da söyledim. kısa zamanda ısındılar bana da.ulan yaptığım binlikleri anlatmaya başlasam zütümden kan alır kan bağı olan herkesi sıraya sokar da giberlerdi beni.ama artık değişmiştim değil mi?işlerin bu boyuta gelmesi tüm gibiş kapılarımın kapandığı anldıbına geliyordu. neredeyse ciks bağımlısı olmuştum. potansiyel sevişebilitesi olan her kızı gibiyordum.naz farklıydı, kıyamazdım dokunmaya.

evlenme işini de açtım konu olarak 'hele bi okulunuz bitsin' demişlerdi, eyvallah çekmiştik. babasıyla annesinin elini öptüm ve nazla arabaya bindik. köşeyi döndük ve dur dedi.
-kahramanımsın sen benim be!
diyerek sarıldı.sex makinesinden kahramana dönmştük vay amk. seviyordum lan bu kızı.hem de ne seviyordum.

kızı yurduna bıraktım. evin yolunu tuttum.bu arada telefonumda cevapsız aramalar sıralanmıştı.naz ın nasıl yüzüne bakacaktım ben?eve gittim. birkaç gün sonra geliyordu. betüle olayı açıklamam gerekiyordu eh be gib kafalı kızın bekaretini almadan önce düşünseydin.ya hem suçlu hem gibli olmak böyle bir şeydi.

birkaç gün sonra naz geldi. otogardan alma sahnesini üçüncüye yaşıyordum. koşup sarılma öpüşme ve son. ancak o benim kıymetlimdi be.eve gittik. hazırladığım yemeği yedik beraber. tekrardan mutlu olmuştum. betülden bahsetmeli miydim? asla.cansuyla yaşadıklarımızı biliyordu.o zaman benim değişmediğimi aptalın teki olduğumu anlar bırakırdı. yalan mı söylemeliydim? güven olmadan bir ilişki ne kadar yürüyebilirdi? sonuç olarak daha sonra söylemeye karar verdim. betülle buluşma ayarlamıştım.

sırf bir başka kızı daha üzmemek için iyi gibi davranıyordum ancak içim acıyordu be.gerçi düşününce cansuyu sevmiştim aldatmıştı, selini sevmiştim iki gün sonra başka herifle çıkmıştı karşıma. kızlar eninde sonunda bulurdu değil mi kendilerine yeni birini? öyle olsa nazı da kaybederdim lan. düşünmek bana göre değil dedim son olarak.

kızı yurda yerleştirdik. cafeye zütürdüm çay içtik bana hiç de merak etmediğim anılarını anlatmaya başladım. tamam kızım güzelsin de versen nefessiz giberim de benim sevgilim var be.

5.5 saattir aralıksız yazıyorum beyler,24 saattir uykusuzum.bir duş alıp gözlerimi dinlendireyim de akşama doğru tekrardan başlarız. sabrınız için teşekkürler.

sen bana hayatın acı ve tatlı yönünü öğrettin.sen bana sevmeyi, sevişmeyi,mutluluğu öğrettin. şimdi de gitmeyi öğretiyorsun adam, gidiyorsun.yaşadıklarımız, gezip,tozmalarımız, kahkahalarımız ve duygu yüklü her an.sen bana sevilmeyi öğrettin adam.

şimdi sensiz ne yaparım ben?sen bensiz ne yaparsın asıl?kim çorba hazırlayıp getirecek sana,kim tutup zütürecek seni bilmediğin heyecanlara?

kim hazırlayacak bana aşk mektupları ve saklı sabah kahvaltıları.kim sürprizlerle şaşırtacak beni her anımda?

artık var mı bir önemi isimlerin, bittik biz. bitti aşkımız. elveda.'

bir düşününce harbiden maldım ben. tekelden depoladım içkileri indim sahile.bir ateş yakmıştı adamın biri gittim onun yanına. dayı dedim acı çekiyorum. hikayemi anlattıkça dayıyla kahkahalara boğulduk kimi zaman hüzünlendik. naçizane bir tavsiye verdi bana.
-ben yapamadım evlat. sevdiğimin elinden tutup da gidemedim ardına.sen yap, bırakma elini. pişman olmamak için bırakma.

haklısın lan dayı, gidip tutucam elinden. teşekkür edip yarısını bitirdiğimiz içkilerin geri kalanını ona bıraktım. koşarak eve gidiyordum. nefes nefese geçen yirmi dakikanın ardından sonunda evdeydim, cansu yoktu.

bir not bırakmıştı ardında.

yaptığım cidden çok saçmaydı. aslında yaptığım her şey saçmaydı.o gece cansunun ağlayışını duydum salondan gidemedim yanına. belki de en doğrusu ayrılmaktı ben kötü bir adamdım. hatta binin önde gideniydim.bu kızı kaybetmek istemiyordum ama ona acı çektiriyordum da.gece yanına gittim
-yatağa gel aşkım.
-gelemem.
-neden ama üzüyorsun beni.
-ayrılmak istiyorum ben.

beklediğim adım ondan gelmişti. donakaldım.gitmek istiyordu ancak dur diyecek yüzüm de yoktu. çaresizdim.
-özür dilerim hayatım.her şeyi kapatıp yeni bir sayfa açalım. değişeceğim.
-daha fazla konuşmak istemiyorum.

kalkmaya yeltendi montunu giyerek. hayır dedim sen kalıyorsun.ben giderim.hem nereye gideceksin ki?montumu alıp çıktım evden sahile gidiyordum.

memlekete gittim ben de.özlemişim bizimkileri doya doya sarıldım onlara. hallerini hatırlarını sordum, ilgilenmeye çalıştım. büyüdükçe ailemiz de yaşlanıyordu ve engelleyemiyorduk. durduramıyorduk zamanı. buradayken kıymetlerini bilmemiz gerekiyordu. henüz gitmeden.

arkadaşlarla takılmaya başladık. hikayemi anlattım bir gün rakı sofrasında adamlar damara bağladı jiletleyeceklerdi kendilerini. nazla tanıştırmamı istemişti herkes. getirecektim onu da,buradaki dostlarımla da tanıştıracaktım. nasıl olsa düğünümüzde tanışmayacaklar mıydı?

yazın sonuna gelirken iki aylık özlem bedenimi kör bir kurşun gibi vurup geçiyordu.her gün saatlerce telefonda konuşuyorduk da bitmiyordu be.okulların açılmasına bir aydan az süre kalmıştı. bizimkilerle vedalaşıp izmire gittim. annem açtı kapıyı. hoşgeldin oğlum dedi, elini öpmesine izin vermeden sarıldı.ne kadar güzel insanlardı böyle. arkadan 'naz dışarıda' dedi bey amca.

içeriye geçmiştik yine.o tüm kararların çıktığı ev içi temsili meclis salonunda, yani mutfak masasındaydık.

dönmüştüm wcden. ortamda soğuk rüzgarlar esiyordu.hay ulan dedim kesin cansu sevgili olmak istemediğini söyledi bu ipnelere. cansu bana bakıyordu bu arada.
-sevgili olalım mı? dedi utangaç bir tavırla.
-olmaz mıyız be güzelim, seviyorum seni!

diyerek sarıldım. ortamda kahkahalar uçuşuyordu bu arada. okul da bitmek üzereydi bu arada. memleketlerimiz birbirinden çok uzaktı. nasıl geçecekti o 3 ay tatil?

otogara bırakırken ağlamamak için yüzde ellimi zor tutuyordum. sarıldığımızda nasıl olsa görmez diye bir damla gözyaşı bıraktım.
-1sene mi hoş ettin kadınım, hoşçakal,benim ol benimle kal.
-hep seninleyim be adam. seni seviyorum.

gitmişti. harbiden nasıl geçecekti o üç ay?

bir cafeye oturup soğuk bir şeyler söyledik. dinlediği müziği, bölümünü,memleketini, hobilerini falan sordum. kızla hemen hemen aynı şeylerden hoşlanıyorduk. dubstep müziği sevdiğini söylemişti. dedim benim eve gidelim ses sistemi var eğleniriz. duş almam lazım diyince 'bende alırsın ya nolcak' ayağına yattım. kız kabul etti. geçtik bize girdi o duşa.ben de çıkardım baba yadigarı haşmetli 4+1 ses sistemini. dayamaya başladım müzikleri..

eve gittiğimizde mektubu açarak sesli okudu, birlikte gülüp eğlendik. kız sülalem raad panpa' ayarındaydı. müziklerimizi sıraya koyarak dans etmeye başladık. sonra bir farklılık yapmak istedim.
-piyano sever misin?
-bayılırım.

açtım piyanolu duygusal dans müziğini. tango gibi bir şey yapıyorduk, ikimizin de bilmediği doğaçlama bir dans. şarkı biterken belinden ve elinden tutup başını eğdim. yüzlerimiz birbirine çok yakındı. kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. nefesini hissediyordum suratımın her bir hücresinde.dik pozisyona geldik bir süre sonra. sonra sarıldım. öpmemiş sarılmıştım.o an öpmeye bile kıyamamıştım

o sırada finallerdi, şubat tatiliydi derken olaylar yatışmıştı. cansu kaşarının dıbınakoyayım da seline bir şey olmasın diyordum. dakka bir gol bir. basket oynamaya gittiğim bir gün uzaklardaki bir bankta selini gördüm. sonra elini tutan yavşağı sonra yiyişmelerini. iprençsiniz muallakler diye bağırasım geldi. baskette sert oynamaya başladım bir elemanla atıştık.'giberim basketinizi' diyerek sahadan ayrıldım. gidip bir yumruk da o gavata mı atsaydım ben de?olmazdı, düşemezdim o kadar.

bir akşam arkadaşlar bara davet etti. genelde üniversiteli gençlerin sevgili yapmak için gittiği bir yerdi. gözlerimi dört açıp etrafı kesiyordum da tık yoktu. artık ne sallanan memeler,ne terli vücutlar ilgimi çekmiyordu. seline her şeyi anlatmaya karar verdim.

ancak yavaştan almak istiyordum.naz'a mesajlaşmaları okuttum.o da sinir küpüne dönmüştü. merak etme dedi,ben senin yanındayım. biliyoruz canım dedim.sen hep yanımdaydın.

bu arada ikinci sene bitmek üzereydi yine bir memleket turu yine bir gibiş döner mi diye düşünmeden edemiyordum. başım bağlı değildi nasıl olsa amk. gibtiğim kızların vebali üzerime olmasındı tabi. betülü tamamiyle unutmuştum.bir gün gelen mesaja kadar. mezuniyetime gelecek misin? ulan kız bir yıl sonra bile mesaj atıyordu. bari gideyim göreyim dedim.

mezuniyet törenine gittim yanında kuyruğu gibi gezdim. nereye giderse oraya gittim. kız çok mutlu olmuştu. çıkışta sahile gidip dondurma aldık. yalayarak gezmeye başladık.
-neler yaptın ben yokken?
-hiçbir şey bekledim sadece.sen?
-okula gidip geldim ben de.
-merak etme seneye yapacağımız çok şey var.
-gelicek misin?
-sevinmedin mi?
-şaşırdım sadece.bir sene beklemen mutlu etti beni.
-insan severse..
-insan severse.

beyler yarağa yan basmıştık.

niye böyle bir şey yapmıştım? tabi ki cansunun olayın dıbınakoymasının intikdıbını cansunun dıbınakoyarak almak için. kevaşe iyi de sevişiyordu. sevgilisinden tekrar ayrılmıştı.e be yannan bir tek ben mi varım seni giben?git başkasına. olmazdı ille benim yarağımı yiyecekti. neyse sakinim beyler.

uyandığımda cansu gitmişti. hikayenin başındaki kız olmamıştı. zaten sevmemeye başlamıştım kaşarı. selin de gitmişti. ulan yine en başa dönmüştüm. umutlarım tükenmek üzereydi. cansuyla arada bir konuştuysak da o günü tekrardan açmamak üzere kapattık. selin ortalarda yoktu, artık olamazdı zaten.

sonra bahar şenlikleri başladı.

aynı narinlikle seni seviyorum dedi o da.kucağımdan indikten sonra oturduk koltuğa. başını dizlerimin üstüne koydu. saçlarını okşamaya başladım.o da sakallarımı seviyordu.bu an böyle yıllarca sürüp gidebilirdi.o sırada kapı çaldı. yanlış duymadınız kapı. gidip açtım.
-yardım et bana!
-cansu?

hagibtir selini bir kere daha kaybedemezdim. cansu boynuma atlayıp sarıldı. seline bakıp başımı salladım hayır anlamında. çantasını alarak sinirli bir şekilde çıktı evden. cansu kızın arkasından bakıyordu. korku ve dehşet bedenimi kaplamıştı. kapıyı kapatıp cansunun elinden tuttum, odama zütürdüm. yatağa fırlattım sonra. ellerimle tişörtünü yukarı doğru kaldırarak dilimi vücudunda gezdirmeye başladım. tişörtünü çıkartmıştım. boynundan sonra dudaklarına geldim.o sırada bir elimde eteğini çıkartmakla meşguldü.

bu sefer planlı hareket edeyim dedim beyler. iibf işi yatınca besyoya yöneldim.hem basketbol oynuyor hem de voleybol oynarken memeleri sallanan besyocu kızlara aşkla bakıyordum.bir gün şans eseri kızlardan biri gelip bir kişi eksiğiz oynayacak var mı dedi.tam basket maçının ortasındayız 'ben gelirim' dedim ve yürümeye başladım. arkamdan en son 'satılmış pavalı köpek' deyişlerini duydum bizimkilerin. işin ucunda am vardı sonuçta..

kız ne oldu diyerek telaşlanmıştı.o an bir yalan uydurmam gerektiğini düşündüm.
-ölen kuzenimin adıydı da ondan.
-bilmiyordum ya üzüldüm.

izin isteyerek yanından ayrıldım. ulan tepmiştim bir fırsatı daha.