-
851.
+2@niyaziadamgiben
güzel yorumların için sağol. bu çizgide devam etmek niyetindeyim, umarım böyle de olacak.
laf atanlara biraz takılıyorum, biraz takılmıyorum.
bazıları gerçekten takılınacak gibi değil çünkü.
bazıları ise burada dinleyen panpalara fikir vermek için güzel örnekler oluşturuyor.
ona cevap veriyor gibi yapıp diğerlerine sesleniyorum, iyi oluyor. -
852.
0başlayalım...
şimdi siz bir yemek yediğinizde yiyeceklerin içindeki farklı kısımlar
vücudunuzdaki farklı yerlerde parçalanır.
lisede biyoloji görmemiş olanınız var mı bilmiyorum ama
hiçbir şey bilmiyormuşsunuz gibi anlatacağım, bilenler kızmasın.
hepiniz biliyorsunuzdur ama bir de ben tekrar edeyim
genel olarak enerji üretilebilen üç tip besin vardır:
1.karbonhidrat
2.yağlar
3.proteinler
bunlar vücudun sindirim sistemindeki değişik bölgelerde sindirilir.
karbonhidratlarınki ağızda başlarken yağların ki taa ince bağırsağa kadar beklemek zorundadır.
enzim denen biyolojik katalizörlerle bu besinler yıkılır.
katalizör demek bir kimyasal reaksiyona girip, girdiği gibi çıkan
ama reaksiyonu çok hızlı hale getiren madde demektir.
enzimler çalışmazsa asla o besinleri vücudunuz kullanamaz. -
853.
+1neden besinleri yıkmamız lazım?
çünkü besinler o kadar ufak hale gelmelidir ki kan yoluyla hücrelerinize taşınabilsin.
sonra da o hücrelere girebilsin.
hücre enerjisini solunumla yapar, hücresel solunumla
burada
yakıt olarak kullanılan madde yani glikoz oksijenle yakılır
o oksijen aldığınız nefesten geliyor
bunun ne kadar önemli olduğunu anlamak için
5 dakika nefes almamayı deneyebilirsiniz
yapmayın lan sakın şakaydı bu hahaha...
neden besleniyoruz neden nefes alıyoruz, işte bu sebeplerden.
gördüğünüz üzere her daim bilinçsizce yaptığınız bir iş bu.
tabii ki bunlarda olan bir problem, vücudunuzu ve pgibolojinizi bozacaktır.
bu konu uzun vadede vücudun kendini taşıyabilme kapasitesiyle de ilgilidir.
bu konuya derinlemesine girmemiz bu yüzden lazım. -
854.
+2besinlerin hücrelere girebilecek kadar ufak hale geldikleri formlara "yapıtaşları" deniyor.
biyolojide buna monomer diyorlar.
karbonhidratın yapıtaşı glikozdur
yağların yapıtaşı yağ asitleri ve gliseroldür.
proteinlerde ise bu aminoasittir, 20 çeşit aminoasitin sayısız muhtemel kombinasyonundan inanılmaz bir canlı/organ/doku/hücre çeşitliliği oluşmuştur.
karbonhidratlar direk enerji olarak kullanılırlar.
karbonhidratların kalitesi çok önemlidir.
bu konuda, glisemik indeks denen birşey var bunu anlatacağım size bugün bir ara.
baklavada da karbonhidrat vardır bulgurda da ama kaliteleri arasında dağlar kadar fark var bunların.
proteinler vücudun yapısını oluşturur.
kaslar, kemikler, gözler,... insana baktığında gördüğün şey çoğunlukla bir protein yığınıdır.
yağlar ise vücutta bir sürü reaksiyonun gerçekleşmesini sağlayan
hormonlara katılır
enzimlere katılır
hücre duvarlarına katılır
özellikle omega 3 yağ asitlerinden bahsedeceğim bir ara
pgiboloji için aşırı önemli bir konudur.
vücut bu gerekli yağ asitlerini göremezse, bulamazsa
bu işlevler bozulmaya başlar
bu yüzden, yağ yemeyi keserek kilo vermeye çalışmak feci bir aptallıktır.
bu aptallığı vaktiyle denemiş biri olarak diyorum, yapmayın...
aptal olmayın...
bu konuya bir girizgahtı bu besinleri felan daha açacağız çok. -
855.
0insülini anlamak çok önemlidir beslenmeyi anlamak için.
her yemek yediğinizde yedikleriniz önce sindirilir
yani yukarıda anlattığım yapıtaşlarına kadar parçalanırlar
bu işlem gerçekleştikten sonra
kanınızda glikoz düzeyleri artmaya başlar
glikoz dediğim şey kan şekeridir.
bunun kandaki değerlerinin belli bir aralıkta olması gerekir
yoksa hayatınız tehlikeye girer.
ne çok düşük iyidir ne çok fazla.
glikoz düzeyleri bu sindirilen glikozlar kana karışınca
aşırı derecede yükselir.
bu yediğiniz yemeğin glisemik indeks içeriğiyle ilgilidir.
yediğiniz şeyin glisemik indeksi ne kadar yükcikse
insülin spike dediğimiz insülin fırlamaları o kadar sert olur. -
856.
+2glisemik indeks 100 üzerinden bir değerdir
ve şekerin glisemik indeksi 100 dür.
insülin denen hormonu şeker patlatır.
oturup baklava yediğinizde
insülin miktarı kanınızda patlar
insülin patlamak zorundadır çünkü görevi kandaki şekeri depolara yollamaktır.
sen vücuda lifsiz sindirilmesi aşırı kolay
neredeyse full glikoz bir karbonhidratı dayadığın zaman
kandaki şeker çok yükselir
eğer insülin patlamazsa kanınızda kalır o şeker
ve başınız büyük belada demektir.
şeker hastalığını anladınız mı şimdi?
ne yapıp ne edip bu olaya yakalanmamak gerekiyor beyler.
bu bahsettiğim depolar kas ve karaciğerde glikojen olabilir
ve fazlası da yağ olur bunun.
buradan da anladığımız üzere
sağlığınıza zarar vermek istiyorsanız bol bol şeker yiyebilirsiniz. -
857.
0insülin metabolizmasını anlamak nasıl kilo aldığımızı/verdiğimizi anlamak için de mantıklıdır.
bu dediğimi iyi dinleyin gerçekten önemli
ne yediğiniz ne kadar yediğinizden çok daha önemlidir.
glisemik indeksi yüksek olan yiyecek içecek ne varsa hayatınızdan gibtir olup gitmeli.
buna uygun bir beslenme düzeni geliştirmek zorundasınız.
bu kural 1.
"peki hiç karbonhidrat yemeyecez mi panpa?"
tabii ki yiyeceksiniz
karbonhidrat yakıttır
yakıt olmazsa letarji başlar.
letarji aşırı yorgunluk ve uykusuzluk halleridir.
yakıtı keserseniz depresyon başlar.
öncesinde yoksa bile durduk yere başlayabilir.
haberiniz ola.
aç kalmayacaksınız.
bu kural 2.
iradeyle savaşmanıza hiç gerek kalmaması gerekiyor.
yoksa kaybetme ihtimaliniz yüksek.
irade önemlidir ama başka konulara saklamalısınız bunu.
hayatta tek işiniz düzenli beslenme değil.
o yüzden bu işi olabildiğince kolay yapacağız.
bu da kural 3. -
858.
+2ben diyete inanmam, kalıcı, disiplinli
ve irade gereksinimini minimuma indirecek bir beslenme sistemi şarttır
bu bir sistem olacak
kural 3 dediğim şey nasıl yapılır ilerde açacağım ama fikir vermek için diyeceğim şey şu:
ne yiyeceğiniz önceden bilinecek
miktarı bilinecek ve hazır olacak
sadece ısıtacaksın hatta belki ona bile gerek olmayacak
diyetle kilo verirsin
sonra geri alırsın
çünkü diyet geçici bir darbe dönemi gibi birşeydir
her tiranlık bir gün yıkılır
diyet de buna benzer
biz yıkılmayacak sürdürülebilir birşey yapmak zorundayız.
niyetin kilo almak olsa da böyle vermek olsa da
ya da aynı kiloda kalmak istersin farketmez.
ne yiyeceğini anlık kararlara teslim etmemelisin.
hayatta tesadüfi pek çok şey olabilir
ama 1. bölümde uzun uzun anlattığım
modern yaşamın getirdiği zırvalıklardan dolayı bu tesadüfi olmamalı... -
859.
0glisemik indeksi düşük, adam gibi besinlerle düzenli beslenen insanlar
diğer taktan gıdalara o kadar ilgi duymuyorlar bir süre sonra
o kadar şekerli yağlı yiyecekler benim gözüme hakikaten iğrenç geliyor artık beyler.
zamanında hayatım onları yemekle geçerdi.
bu sizin için de geçerli olabilir.
sadece gereken beslenme disiplinini 2 hafta ile 1 ay içinde kazanmanız lazım.
temel şeylere beslenme ile başladım ama tek temel şey beslenme değil, bunu da unutmayın...
bu yüzden temel şeyleri bir oturumda bitiremem, imkansız
belki bir hafta bile sürebilir bu 4. bölüm kestirmem zor şu andan. -
860.
0reserved
-
861.
0şeker hastalığı nasıl oluyor biraz kavradık
asıl oluş mekanizmasında
insülin reseptörlerinin hissisleşmesi söz konusu
aynen dopamin reseptörleri olayına benziyor ama daha fena
geri dönüşü olmayan bir noktaya varabiliyor bu durum
insülin patlaması dediğimiz şeyleri sen sık sık yaşattın mı vücuda
insülin reseptörünün uyarılması için daha fazla sinyale ihtiyaç oluyor
daha fazla sinyal için daha fazla şeker lazım
giderek mallaşıyor o reseptörler.
hissizleşiyor.
bir noktadan sonra insülini salgılattıramıyor artık.
işte o an kan şekerleri düşmüyor.
yükseliyor ve öyle kalıyor.
bu da tüm felaketlerin kapısını açıyor.
fazla detaya girmeyeceğim çünkü diyabetin tek tipi yok.
işin içine girsen çok detay var bu konuda
tüm dünyanın en büyük problemlerinden biri
bizim amacımız bu olay olmadan engel olmak buna. -
862.
+1yeni bir beslenme sistemi için
birinci amacımız insülini fazla yormamak olmalıdır.
çünkü insülin çok çalıştığı zamanlarda
o ekstra şeker nereye gidiyor sizce?
yağ olarak depolanıyor.
bu aslında evrimsel olarak çok mantıklı bir mekanizma.
eskiden atalarımız yiyecek birşey bulamadıkları zamanlarda
glukagon devreye giriyor ve o yağlar şekere çevrilip kana karışıyordu
o açıdan yağlanarak bunları depolamak iyiydi
aç kalındığı durumda ölüm riskini ortadan kaldırıyordu.
hem de daldan dala atlarken, hayvan kovalarken felan oluşacak kazalar
durumunda vücuda yağlardan bir koruma ağı örülüyordu
iyiydi yani...
bugün ise yiyecek bol.
bunlara bu kadar gerek yok.
ve yiyecek o kadar bol ki bu koruma ağının yükü artık taşınamaz hale geldi. -
863.
0insülini her aşırı çalıştırdığınızda
bilin ki kendinizi taşıyabilme kapasiteniz azalıyor.
çünkü yağlanıyorsunuz.
vücudun taşıyan malzemesi = kas
taşıma görevi olmadığı halde ağırlığı olan madde = yağ
bu açıdan kas oranınızın artması ve yağ oranınızın azalması lazım.
bu zayıf insanlar için de geçerli olabilir.
kendini taşımak zorlaştıkça yaşam daha ağır geliyor, kim ne derse desin.
tüm günlük problemlerinizin yanında bunu kaldırmak çok zor geliyor. -
864.
0yağlar konusunda ilk diyeceğim şeylerden biri
bir yağ cinsi var
ölümüne uzak durmak zorundasınız onlardan
bunun adı trans yağdır..
neden trans yağ yaygın kullanılıyor bu kadar tehlikeli olmasına rağmen?
çok ucuza geliyor çünkü, her ürünü ucuzlatmak ve lezzetli hale gelmesini sağlamak için işe yarar bunlar.
Birçok gıda firması bu yağın kullanımını daha kolay ve ucuz bulmaktadır.
Özellikle de lezzet vermesi için lokanta, pastane,otel, kafe gibi yerlerde çoğunlukla tercih edilmektedir.
neyin içinde var bunlar?
Kızartma yağlarında da sıklıkla tercih edilir.
Patates kızartmaları
tavuk kızartmaları
lokantalardaki diğer kızartma ürünleri bu sınıfa dahildir.
Tasarruf için yarı hidojenize edilmiş bu yağlar defalarca ısıtılıp ısıtılıp kullanılabilmektedir.
Hele hele türkiye'de aynı yağın denetimsizlikten 100 kere kullanıldığı söz konusudur.
sokaktan poğaça felan yediğinizde bazı yerlerde mide yanması yapar bu. bunun en büyük sebebi kullanılan yağların bu kadar aşırı derecede taktan olmasıdır. -
865.
0trans yağa neden trans deniyor felan olaylarına hiç girmeyeceğim
konformasyonel izomerizm anlatmam lazım size şimdi organik kimya felan uğraşmayalım.
cis trans çift bağ ot tak, gerek yok bunlara.
kural 4:
"trans yağlı hiçbir şeyi hayatına sokmayacaksın."
bu neden kendi yemeğini kendin pişirmelisin sorusunun cevabı da oluyor galiba. -
866.
0özgürlük sorumluluktur beyler.
özgürsen kararlarını kendin veriyorsan sonuçlarını da kucaklayacaksın.
birilerinin senin beslenmene karışmasına izin veremezsin.
sokaktan yemek de böyledir biraz.
yemeği pişiren karar verir
güç ondadır bu konuda.
güç karar verebilme ve uygulama yetkisidir.
yemek gibi aşırı hayati önemi olan bu konuda kararı pastaneciye, lokantacıya bırakamazsın.
daha doğrusu onun insafına kalamazsın.
devamlı börek açan, pasta yapan annen de olsa bu kişi, bu böyledir.
gücünü kimseyle paylaşmayacaksın.
güç sende kalacak. -
867.
0yağlar konusunda dikkat etmeniz gereken birşey de
bazı vitaminlerin suda değil yağda eriyen vitaminler olduğu gerçeğidir.
eğer vücudunuza yağlar almazsanız, bazı vitaminlerin kullanılması imkansızdır.
çünkü o vitaminleri çözecek ortam bulamazsınız.
kan ortamı su bazlı bir ortamdır.
sudur kanın çoğu.
bu açıdan baktığınızda tabii ki su içmek zorundasınız o tartışma zütürecek birşey değil.
insan vücudunun %75 i su. susuz zaten olmaz, ona geleceğiz.
ama yağda çözülen vitaminleri çözemezseniz
bazı enzimleri çalıştıramazsınız.
enzimlerin içinde koenzim denen bir kısımda görev alır vitaminler ve bazı enzimlerin ekgibliği
bazı olması gereken reaksiyonların gerçekleşmemesine yol açar.
bunun kısa vadeli olmasa da uzun vadeli zararları olacağı kesindir. -
868.
+1vücuttaki yağlar vücudun kendisini taşımasında bir işe yaramadığı halde
toplam ağırlığı arttırır.
taşıyabilme kapasitesi/toplam ağırlık oranı düşer.
bu yüzden kişinin kendini taşıyabilme kapasitesinin canına okur.
gereksiz taşıdığınız her fazla kilo yağ, dizlere ve vücuttaki tüm sinirlere ekstra baskı yapar
yaşamak daha zorlaşır sizin için, kim ne derse desin.
fazla yağlardan adım adım sistematik bir şekilde kurtulunmasının
pgibolojiye olan faydasının en büyük sebeplerinden biri budur.
tabii ki düzelen ve güzelleşen görüntünün de havası iyi gelir şimdi, ona da yok diyemem.
şekerin ve metabolik sendromun depresyonu arttırıcı
dopamin ve serotonini gibici etkisini henüz anlatmadım
ama şekerin fazlasının yağ ürettiğini ve yağın bu konuda sıkıntı yarattığını anladınız. -
869.
+2beslenmede gereken şeyler genel olarak şunlardır:
1- karbonhidratlar
2- yağlar
3- proteinler
4- vitaminler
5- mineraller
6- su
aklıma birşey gelmediyse bu grupların dışında kusuruma bakmayın.
bu ne demektir
tüm yemeklerinizde "kaliteli" karbonhidratlar, yağlar ve proteinler bulunmalıdır.
yani öyle bir yemek pişireceksin ki önceden içinde bunların hepsinden yeterli miktarda olacak.
öyle bir şeye yerleştireceksin ki
bu yemekleri miktarı önceden belli olacak
bir de içinde sebzeler olacak bol liflisinden.
karbonhidrat yağ ve proteinlerde olmayan vitaminler ve minareller de olacak içinde.
önceden hazırlamak önemlidir
önceden hazır olacak ki
acıktığında herhangi bir irade savaşı gütmene gerek kalmasın -
870.
0proteinler hakkında denecek bir milyon tane şey var ama
ben ne yazsam da anlatsam ne kadar önemli olduğunu bilemedim.
proteinler yıkıldıktan sonra aminoasitler oluşur
bu aminoasitler 20 çeşittir.
bunlar hücrelere ulaştığında
dna'nın verdiği emirlere göre sıralanarak protein sentezlenir.
her protein bu aminoasit kombinasyonlarına göredir.
bir kadının hamile kaldığı an bir spermin bir yumurtayı vurduğu andır.
yumurta vurulduğundan itibaren o oluşan hücre hızla çoğalmaya başlar
bundan sonra olacak milyonlarca hücre bölünmeleri 9 ay 10 günde bir bebeği oluşturacaktır.
annenin sahip olduğu aminoasitler
çocuğun sahip olduğu yeni karma dnanın emirleri ile (annenin ve babanın dnasının birleşimi)
çocuğa göre sentezlenir.
çocuğun ağzı
burnu gözleri elleri hepsi
bu protein dizilimine göre üretilir.
protein dizilimi senin kim olduğunu belirler.
sen bir bina isen senin planın dnanın içindedir.
ve bu planın uygulanmış hali olan sen bir protein yığınısın aslında.
her yediğin yemekte neden protein olması gerektiği hakkında biraz fikir vermiştir umarım bu durum.
-
uludag sozlukteki malar neyin kafasinda
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 21 12 2024
-
gayranjn bacisi bile var
-
sen muyendis degilsin kaira
-
intihar edemiyoz abi ya
-
fenerbahçe kulübü acilen kapatılmalı
-
yaratıcı varsa zalimdir
-
yaşamın var olması bile
-
bize sadece leblebi kalmış
-
gururu olan insan zaten
-
cumartesi çalışan var mı
-
aranızda boş sayfalı kitap okuyan var mı
- / 1