1. 876.
    0
    Kimileri, ırkçılığın düşünsel yönleri de
    olduğunu iddia etse de, en büyük ve
    kabul edilmiş neden ekonomiktir. Beyaz
    ırkın, diğer ırkları sömürmesine bir haklılık
    payı lazımdı, o da ırk ayrımcılığı ile
    bulundu. Değilse Afrika’da yaşayan Zulu
    kabilesinin bir ferdi ile bir ingiliz arasında
    yaradılışta bir fark yoktur.
    ···
  2. 877.
    0
    Ekonomi ile siyasetin iç içe olması
    bazılarını ırkçılığı siyasi anlamda da
    kullanmaya itmiştir. Mesela Hitler,
    Almanların saf (ari) ırk olduğunu iddia
    etmiş, onların Yahudilerle veya
    Çingenelerle evlenmelerinin ırklarında
    bozulmaya neden olacağını düşünmüştür.
    Bu hasta düşünceli adam asrın en büyük
    soykırımlarından birine imza atmıştır.
    Oysa ne Yahudiler ne de Çingeneler ne de
    Almanlar farklı bir ırk değildir.
    ···
  3. 878.
    0
    Siyasi ve ekonomik ihtiras sahipleri her
    şeyi olduğu gibi farklı ırkları da bir takım
    hesaplarına göre kullanmışlardır. Uzun
    asırlar boyu devam eden bu kullanma artık
    güncelliğini yitirdiğinden başta baş
    sömürücüler olmak üzere ülkeler ırkçılığı
    yasaklamış, bir ayıp olarak görmeye
    başlamıştır. Buna en büyük neden giderek
    o farklı ırkların beyaz ırktan olanlar ile
    kendi aralarında hiçbir farkın olmadığı
    bilincine ulaşmalarıdır. Artık eskiden
    olduğu gibi ırk ayrımı ile kazanç zor
    olmaktadır. Bu gün ırkçılığa en çok karşı
    görünen ülke ABD’dir. Oysa onlar birkaç
    yüzyıl önce Kızılderililerin bir hayvan ırkı
    olduğunu ileri sürerek hepsini
    kesmişlerdi. Afrika’dan getirdikleri zenci
    köleleri yüzyıllar boyu karın tokluğuna
    hayvan gibi çalıştırmışlardı.
    ···
  4. 879.
    0
    Anayasamızın onuncu maddesi de:
    “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî
    düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve
    benzeri sebeplerle ayırım
    gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
    Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya
    sınıfa imtiyaz tanınamaz.” diyerek
    ırkçılığı yasaklamıştır.
    ···
  5. 880.
    0
    Resmi olarak bütün dünyada yasaklanan
    ırkçılık gerçekten bitmiş midir? Maalesef
    bu soruya evet diye cevap vermek
    imkânsız. Resmen yasak olmasına rağmen
    günümüzde ırkçılık birçok siyasinin
    söylemlerinde ve eylemlerinde örtülü de
    olsa bulunmaktadır. Çok dikkatli olmak ve
    oyunlara gelmemek durumundayız.
    ···
  6. 881.
    0
    Hele incide... Irkçılığa destek vermek için bu başlığın çakmasını açmışlardır...

    No to racism...
    ···
  7. 882.
    0
    ırkçıyım yazma beni
    ···
  8. 883.
    0
    No to racism...
    ···
  9. 884.
    0
    olum serkan da ırkçı lan
    ···
  10. 885.
    0
    #saynotoracism
    ···
  11. 886.
    0
    Zamqi biliyorum panpa...
    Amk bini sözlüğü hem kurdu hem de bozdu...

    No to racism...
    ···
  12. 887.
    0
    @740 hoşgeldin panpa...

    No to racism...
    ···
  13. 888.
    0
    Modern insan, saldırganlığını rasyonalize
    edendir. inhisarında tuttuğu finans-
    kapitali saldırmak ve daha güçlü olmak
    için temkinli kullanandır. “Dünya Savaşı”
    nosyonu, insanın modern olduğu bir
    dönemde ortaya çıktı. “Faşist Devlet”
    modeli yine bu döneme hastır. Finans-
    kapitalin modern maliki, Dünya veya
    Paylaşım Savaşıyla barbar yüzünü
    göstermişti. Tıpkı ruhsal yasayı (Tevrat)
    tenkit eden Yahudiyeli marangozun
    söylediği gibi “Onlar size koyun postu
    içinde yaklaşırlar ama içten yırtıcı
    kurtlardır.”
    ···
  14. 889.
    0
    Aydınlanma ve ardılı Modernizm, tıpkı
    Frankfurt Okulunun belirttiği gibi bireyi,
    “çelikten kafese” almıştı. Bireyi soğuk,
    karanlık zindandan çıkarıp aydın tek kişilik
    hücreye mahkûm etti. Modern aydın
    bireyin geçtiği en büyük sınavlardan biri,
    ilk Dünya Savaşı’ydı. Bu savaşta fecaat
    yaşatan modern insanlardan biri kuşkusuz
    Marksizmin yapay pişdarı Kautsky, bir
    diğeri de Rus Marksizminin muteber
    imamı Plehanov’du. Biri Çar majestelerine
    kâtiplik yaptı, biri de Kayzer efendisine
    yaltaklandı. Marksist maske düştü, ırk
    fantezileri devreye girdi. “Dünyanın
    birleşen tüm işçilerini” Alman ve Rusçu
    nağmelerle cepheye sürdüler. 1914’te
    Lenin’in bir bunalım geçirmesi, infiale
    girmesi ve sosyalist partilere
    içerlenmesinin müsebbibi bu ırkçı
    saflaşmaydı.
    ···
  15. 890.
    0
    Modernizmin maruf olduğu bu dönemde
    savaş ve ırkçı cepheleşme, aynı uzamda
    popüler hale gelmişti. Bir Rikesya
    bakterisi gibi her cihete yayılmıştı. Bu
    bakteriye mündemiç olan modern
    bireylerden biri de Mustafa Kemal’di.
    Türk’ün gücünü tüm dünyaya göstermek
    için Kürtleri katlettiriyordu. 1926 yılında
    isviçreli gazeteci Emile Hüderbrand’a şunu
    söylüyordu:
    Geçmişte birçok durumlarda
    Kürdistan’da ve Anadolu’nun
    diğer iç bölgelerinde,
    cumhuriyetin iradesine karşı
    çıkmak eğilimi gösterdikleri
    zaman, onları demirden bir elle
    ezdim. Örneğin bir defasında
    önderlerinin altmışını şafakta
    astırdım. O unsur (Kürtler)
    dersini almıştır ve bir daha
    benimle kılıç ölçüştürmeye
    kalkışamayacaktır.”
    ···
  16. 891.
    0
    Ne celil bir tipoloji ama!
    “Barbar Kürtleri” yola getirmek için giran-
    kıymet çaba gösteren modern
    egemenlerimizden biri olan ismet inönü
    de Kürtleri kastederek şu teraneyi
    söylemişti:
    Bu ülkede sadece Türk ulusu
    ırksal haklar talep etme
    hakkına sahiptir. Başka hiç
    kimsenin böyle bir hakkı
    yoktur.”
    Modern insan, her gün ulusal gururu
    okşuyordu. Finans-kapitalin söz
    oyunlarından biri de şuydu: “Bir Türk
    bütün dünyaya bedeldir.” Yaratılan heroik
    kişilik, savaş-perest karakterler soluğu
    1938’de almıştı. Modern etoburun
    bilinçaltındaki yağmacı karakter, gereken
    rolünü oynamıştı. Öyle ki hal, Nasrettin
    Hoca’nın Akşehir’de Timur’un filleriyle
    yaşadığı fıkraya döndü. Bağlara, bahçelere
    zarar veren erkek fillerin fantezileri bitti.
    Sıra, dişi fillere gelmişti. Mustafa Kemal’in
    zeki, çevik ve modern kızı, küçük
    çocukların üzerine yağdırdığı bombalardan
    aldığı zevki şöyle anlatıyordu:
    Çarpışma meydanında canlı
    hedef üzerine bomba atmak
    insana hiç acımak hissi
    vermiyor.”
    ···
  17. 892.
    0
    işte bu şerait içinde modernizm ve ırkçılık
    birbirini besliyordu. Çağa ayak uydurmak
    (faşist hegemonya) için “Ne Mutlu
    Türk’üm” demek yeterliydi. Mutsuz olan,
    şimdi de olduğu gibi bölücüydü. Faşist
    diktatörlüğün köleleştirdiği halkıyla olan
    birlikteliğini bölen teröristtir. O modern
    insan, “Benim en büyük manevi varlığım
    eşit, özgür ve bağımsız Türkiye’dir”
    diyemedi. Türklük, onun yegâne
    sametiydi. Bir kılık kıyafet değişikliği
    yaptı. Panislamist kılıktan Pantürkist kılığa
    büründü. idealist-feodal dönemde
    Alevileri, Ezidileri, Nasturileri farklı dinden
    olduğu için tedip eden pre-modern;
    Kürtleri, Ermenileri, Rumları farklı
    kimlikten olduğu için taktil eden modern
    insan haline geldi. ilmin nüfuz ettiği
    teolojik kıyım, bilimin mütehakkim olduğu
    etnik kıyıma dönüştü. işte modernizm, bu
    dönüşümün adıydı. Dedik ya insan bu! Bir
    bulantı ürünü. Şair Ziya Paşa’nın o ünlü
    satırları onu yeterince anlatıyor: “insanın
    yaratılışında vefa kokusu arayanın hali,
    Hüma kuşunun gölgesinden korunma
    bekleyenin haline benzer.”
    ···
  18. 893.
    0
    No to racism...
    ···
  19. 894.
    0
    Saat 16:10 upi
    ···
  20. 895.
    0
    Irkçılığa hayır...
    ···