woods ve ekibiyle hikayem

vladimir rusların yeni bir nükleer bomba peşinde olduğunu söyledi. söylediği tek anlamlı şey buydu. zira saçma sapan senaryolar kuruyor bizimle dalga geçiyordu. sükunetini ve soğukkanlılığını koruyan mason'un gözlerinde bir an için ışık gördüm.bir anda ileri atılıp vladimire okkalı bir yumruk salladı. yumruk o kadar şiddetliydi ki vladimir sandalyeden savruldu ve sol gözü morardı. yerden hoyrat bir biçimde kaldırıp tekrar oturttuk. vladimir woods'un ekibi katledildiğinde oradaydım diyip suratıma tükürünce ipler koptu. hudson woods'u tutamadan woods tekmeyle sorgu odasına girdi. vladimir'e direk olarak kafayı gömdü ve yerde onu tekmelemeye başladı. vladimir sadece gülüyordu. yaralarından akan kanlara, gövdesine inen tekmelere aldırmadan sadece gülüyordu. hudson,woods'u belinden tutup geriye doğru çekerken, mason ise vladimir'i sürüklemeye çalışıyordu. bense bu olanalrı film gibi izliyordum. klagib türk davranışı işte amk. hudson'un 'yardım etsene aptal herif' sözü beni kendime getirdi. woods'u tutmaya çalıştık ama nafile. woods,önce hudson'a dirsek atıp sersemletti. sonra da beni güçlü bir şekilde itti.o kadar güçlüydü ki anında savruldum. mason'a tekme atarak onu yere düşürdü.o kadar gözü dönmüştü. doğrulmak üzere olan vladimir'in sırtında sandalyeyi kırarak onu yere serdi. hudson son çare olarak tabanca kabzasıyla woods'un başına vurdu. ortalığı toplamak biraz zaman alacaktı.

beyler bir ses verin o kadar yazıyorum.

ulan bu kadar kaliteli hikayeyi nasıl giblemezsiniz huur çocukları?

up up up ulan kendime anlatıyorum hikayeyi

up up up

ulan yarram mason öldü; woods öldü. reznov, hudson zaten yannanı yedi. neyin kafasındasın?

haa dur black ops'un hikayesini harmanlayacaksan güzel şeyler çıkabilir. yaz feriştahını giberim. çok heyecanlanırım böyle şeylere. yaz.

up up up kanka bu ingilizce yoksunu binler oyunu bam güm giriş sanar, anlamazlar; sen devam et.

@28 hatrına devam ediyorum panpa black ops'ta olanlara da bağlayacağım ama genellikle uyduruk.

güzel gidiyorsun panpa valla okuyorum.

evde böcüğü var böcüğü

2-3 usta ajan vladimir'i odadan uzaklaştırırken mason woods uyandığında ona vermek için elinde su ile bekliyor, hudson gözlüklerini takmış kahvesini yudumluyordu. saatine attığı kaçamak bakışlar gözümden kaçmamıştı. sanki belli bir zamanı bekliyordu. anlam veremedim ama iyice saate odaklanınca bunun hiç de iyi bir şey olmadığını düşünmeye başladım. karargahta belli bir hareketlilik göze çarpıyordu. sanırım önemli biri geliyordu. gerçekten önemli biri. zaman hızlıca geçerken sonunda o kişinin geldiğini hissettim. derken köşeden pentagon genel sekreteri ve birkaç koruma göründü. hemen takım arkadaşlarıma baktım. hudson yerinden fırlamış ve sekreteri karşılamaya gitmişti. mason'ın yüzü kırışmış, huzursuzdu.woods ise yeni ayılmış boş boş etrafına bakıyordu. elini öpemeyeceğime göre yerimden kalkıp sekreteri karşılamaya gittim. kendisi dönemin a.b.d. başkanı lyndon johnson'ın bizi yemeğe davet ettiğini söylüyordu. bunun altından iyi bir şey çıkmayacağına adım gibi emindim.

up up up

okuyom panpa

neyse yine de teklifi kabul edip özel korumalar eşliğinde beyaz saray'a doğru yola koyulduk. sağlıklı ve tek parça olarak beyaz saray'a vardık.ne kadar belli etmemeye çalışsam da bu yapıdan oldukça büyülenmiştim. aval aval tavana bakarken hudson geeeeldik diye kulağımın dibinde nara atıp orada bulunan herkese beni rezil etti. sonunda başkan ile birlikte masaya oturduk. başkan johnson bay alex mason buraya alışıktır, öyle değil mi? diyerek espri yaptığını sandı. mason ise homurtuyla karışık samimiyetsiz bir gülüş yaptı. domuz eti yemek haramdır diye sadece elma, armut ve türevlerini yiyordum. başkan sağlığınıza dikakt ediyorsunuz galiba? diyerek kendi yaptığı espriye kahkahalar atmaya başladı. bende saygısızlık olmasın diye güldüm ama içimden nasıl sövüyorum bine. sohbetin koyulaştığı bir anda camı kırıp içeri giren bir mermi tam yediğim elmanın ortasına saplandı. hudson hemen başkanın üzerine atlayıp onu korumaya aldı. bana dikkat et gibi bir şeyler söylerken inanılmaz bir acıdan sonra gelen karanlık görüntüyle uğraşıyordum.

up up up

up up up

up ulan up bitiricem hikayeyi okuyan yoksa

devam ediyorum lan size inat binler

hudson'un gözünden.
____________________________________________________

camdan gelen mermi assasin'in elmasını delip geçmişti.onu uyaramadan ikinci mermi ise tam kafasını sıyırdı. masayı devirerek gürültülü bir şekilde yere düştü. başkana kafasını çıkartmamasını söyleyip yanına doğru süründüm. nefes alıyor gibi görünüyordu. muhafızlar ve korumalar başkanı korumak için seferber olmuştu.5-10 dk bekledik hareketsiz bir şekilde. tehlike geçti diyip silahları indirdiğimiz anda üçüncü mermi özel korumalardan birinin tam kalbine saplandı.bu sefer yere yattık ve 30 dk hiçbir şey yapmadık. assasin gittikçe kan kaybediyordu. artık onu kurtarmalıydım. sırtıma aldığım gibi sağlık görevlilerine teslim etmek için depar attım. neyse ki kazasız bir şekilde yetiştirebildim. artık onun iyileşmesini beklemeli ve bu suikastı araştırmalıyız.

_____________________________________________________
hudson'un gözünden olaylar böyle gelişmiştir.