1. 51.
    0
    JULIET

    Ah, Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen?
    inkar et babanı, adını yadsı!
    Yapamazsan, yemin et sevdiğine
    Vazgeçeyim olmaktan ben.
    Benim düşmanım olan adındır yalnızca
    Sen sensin, Montague olmasan da
    Hem Montague nedir ki? Ne eli bir erkeğin,
    Ne ayağı, ne kolu, ne yüzü, ne de başka bir parçası.
    N'olur bir başka ad bul kendine.
    Adın ne değeri var-Şu gülün adı değişse bile
    Kokmaz mı aynı güzellikte?
    Romeo, bırak, at bu adı? Senin parçan olmayan
    Bu ada karşılık al bütün varlığımı.
    Nasıl geldin buraya söyle, hem niye?
    Bahçenin duvarları yüksek, zor aşılması,
    Kim olduğunu düşün bir de,
    Mezar olur sana bu yer, bizden görürlerse.
    Bir görürlerse sana kıyarlar.
    Dünyada hiç istemem senin burada gömülmeni.
    Biliyorum, gecenin maskesi var yüzümde,
    Olmasaydı eğer, duyduğun için demin söylediklerimi
    Nasıl kızardığını görürdün yanaklarımın.
    Çok isterdim ah bir güzel uyup göreneklere
    Demin söylediklerimin tümünü inkar etmeyi!
    Ama uğurlar olsun görgü kurallarına.
    Seviyor musun beni? Evet, diyeceksin, biliyorum,
    Sözüne güveneceğim ben de; ama yemin edeyim deme,
    Belki de tutamazsın; Zeus alay edermiş derler
    Sözünü tutamayan aşıklarla.
    Romeo, beni seviyorsan söyle bana açıkça.
    Kolayca elde edilmiş sanıyorsan beni eğer,
    Çatayım kaşlarımı, naz yapıp Hayır, diyeyim sana,
    Ta ki sen kapanasın ayaklarıma.
    Yoksa dünyada yapmam öyle bir şey.
    Doğrusunu istersen güzel Montague,
    Çılgınca seviyorum seni; belki de bu yüzden
    Hoppaca buluyorsundur benim hareketlerimi;
    Ama inan sevgilim, daha bağlı olacağım sana
    Daha kurnaz olup da çekingen duranlardan.
    itiraf etmeliyim ki, daha çekingen davranmalıydım,
    Ama farkına varmadan ben, seni sevdiğimi
    Ağzımdan işitmişsin. N'olur bağışla beni,
    Hafifliğe yorma sakın,
    Karanlık gecenin açığa vurduğu çaresizliğimi.
    ···
  2. 52.
    0
    HELENA

    Oo, anlaşılan bu da çeteden. Şimdi üçü bir araya gelmiş,
    Kendilerince eğleniyor, oyuncak gibi oynuyorlar onurumla.
    Seni hain, seni iyilik bilmez Hermia;
    Sen de mi bunlarla kafa kafaya verdin,
    Bana bu iğrenç hakaretleri layık gördün?
    Hani içtiğimiz su ayrı gitmiyor;
    Her saatimiz birlikte geçiyordu;
    Kardeşlik yemini etmiş,
    Bizi ayırıyor diye, ayağına tez zamanı paylaşmıştık!
    Okul arkadaşlığı, tertemiz çocukluğumuz, hepsi unutuldu mu?
    Gün olmuş, iki hünerli Tanrı gibi, iğnelerimizi almış,
    Bir mindere oturmuş, bir minder üzerinde
    ikimiz bir çiçek yaratmıştık.
    Duygularımız bir, bir ağızdan söylemiştik şarkımızı.
    Ellerimiz, bedenlerimiz, seslerimiz, düşüncelerimiz
    Kaynaşmıştı sanki. Birlikte büyüdük: bir çift kiraz gibi;
    Görünüşte ayrı, ama ayrım yerinde birleşmiş,
    Bir sap üzerinde şekillenmiş iki şirin tane.
    Görünüşte iki beden, ama atan tek yürek:
    Bir şövalyenin armasındaki birbirinin tıpkı resimler gibi ,
    Tek kişiye ait ve tepesinde tek bir başlık.
    Yılların sevgisini ikiye mi ayıracaksın şimdi?
    Bu adamlara katılıp zavallı arkadaşını mı ezeceksin?
    Ne dostluğuna yakışır bu, ne genç kızlığına.
    Sızıyı duyan yalnız ben olsam da,
    Hem kendi adıma kınıyorum seni, hem kızlar adına

    Sen değimlisin Lisander'ı peşime takan;
    Yüzümü gözümü övsün , beni küçük düşürsün diye?
    Öteki sevdalın Demetrius'u sen kışkırtmadın mı?
    Daha biraz önce beni ayağıyla iten,
    Tanrıça, peri kızı, göksel, eşsiz, seçkin, diyor şimdi.
    Nefret ettiği kişiye insan bunları neden söyler,
    Hele Lisander, ruhu senin aşkınla doluyken:
    Niye onu inkar eder, bana sevgi gösterisi yapar?
    Senin izninle, senin kışkırtmanla tabii.
    Ne olmuş senin kadar hoş, senin kadar çekici,
    Bahtı açık değilsem?
    Sevilmeden seviyor, hep itiliyorsam ne olmuş?
    Hor görmektense acımam gerekmez mi bana?

    iyi, iyi devam edin, üzülmüş gibi yapın,
    Arkamı döndüğümde dil çıkarın, dudak bükün;
    Birbirinize göz kırpın, sürdürün bu tatlı şakayı.
    Neşenizi bozmazsanız, bakarsınız tarihe geçer.
    Biraz acıma duygusu, biraz terbiye olsaydı sizde,
    Böyle alay konusu yapmazdınız beni.
    Neyse, haydi hoşçakalın;
    Belki kusur bende , çaresi ya ayrılıkta ya ölümde
    ···
  3. 53.
    0
    KLEOPATRA

    Varım yoğum burada yazılı; küçük şeyler dışında,
    Altın, gümüş, mücevher olarak nem varsa
    Tam değeriyle gösterilmiştir hepsi.
    Seleucus nerede?
    ( Seleucus girer )
    işte hazineme bakan; sorun kendisine efendimiz,
    Başı üzerine yemin ederek söylesin
    Kendime hiçbir şey ayırmadığımı.
    (Seleucus bunun doğru olmadığını söyler )
    Bak Caesar, bak da gör, zafer nasıl
    Ardından sürüklüyor herkesi! Benim adamlarım
    Senin şimdi. Durum değişirse seninkiler benim olur.
    Bu Seleucus' un nankörlüğü kudurtuyor beni.
    Ah seni köle, parayla sevişenlere güvenmek!
    Gibi bir şeymiş demek sana güvenmek!
    Ne kaçıyorsun geri? Kaçarsın ya! ama bil ki,
    Kanat bile taksalar, yakalar oyarım o gözleri ben.
    Seni köle, seni yüreksiz kalleş, satılık köpek,
    Alçakların alçağı seni!

    Ah Caesar, ne acı yüzkarası bu ?
    Sen yücelerden inip beni görmeye gelmişsin,
    Sultanlığınla ben zavallıya zarar vermişsin,
    Kendi adamımsa, bunca ağır utançlarıma
    Bir utanç daha ekliyor hainliğiyle.
    Dile iyi yürekli Caesar, diyelim ki
    Bazı kadın süsleri ayırmışım kendime,
    Değersiz oyuncaklar. Ona buna hediye olarak
    Verebileceğimiz şeyler, ya da diyelim
    Livia'nın, Octavia'nın desteklerini kazanmak için
    Kendilerine sunmayı kurduğum
    Daha değerli birkaç hediye saklamışım bir yana.
    Bunu suç diye ele vermeye kalkmalı mıydı
    Ekmeğimi yemiş bir adam?
    ( Seleucus'a )
    Git buradan, rica ederim; tutuşacak yoksa,
    Karabahtımın külleri içindeki öfkem.
    Bir insan olsan, acımazlık edemezdin bana.
    Dünya bilsin ki, biz en büyükler
    Başkalarının yaptıklarıyla kötüleniriz.
    Düştüğümüz zaman da bizim sırtımıza yüklenir
    Başkalarının sorumlulukları.
    Acınacak insanların bu yüzden.
    ···
  4. 54.
    0
    kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde
    ···
  5. 55.
    0
    THESEUS - Gerçek olamayacak kadar tuhaf.
    Böyle acayip şeylere, bu peri masallarına hiç inanmam ben.
    Aşıklarla kaçıkların beyinleri kaynar durur;
    Öyle hülyalar kurar, öyle hayaller görürler ki,
    Akıl mantık kolay kolay kavrayamaz onları.
    Çılgın bir, tutkun iki, şair üç,
    Hayalle yoğrulmuşlardır baştan başa.
    Birinin gördüğü şeytanları toplasan,
    Koskoca cehenneme sığdıramazsın : işte bu deli.
    Aşık dersen, şaşkınlıkta ondan aşağı kalmaz :
    Bakarsın çingenenin suratında Helen'in güzelliğini bulmuş.
    Şairin gözleri heyecandan fırıl fırıl döner yuvalarında;
    Gökteyken yere iner, yerden göğe fırlar durmadan.
    insan, hayalinde nasıl,
    Hiç görülmedik, bilinmedik şeyleri yaratırsa,
    Şairin kalemi de onlara biçim verir.
    Hiçten yararlanır, havayı alır,
    Bir yer, bir barınak bulur ona, bir ad verir.
    Öylesine güçlüdür ki hayali,
    Bir coşku, bir sevinç duymayagörsün,
    O sevinçle bir kaynak da buluverir.
    Geceyarısı korktun diyelim karanlıkta,
    Çalıyı ayı sanmaz mısın kolayca?
    ···
  6. 56.
    0
    @93 gün geçmiyor ki liselilerle karşılaşmayalım.
    ···
  7. 57.
    0
    şekspir babaya selam jılete devam
    ···
  8. 58.
    0
    62. Sone

    Kendime aşk duymanın günahıyla dopdolu
    Gözlerim ve yüreğim varlığımın her yeri;
    Yoktur ki bu günahtan kurtulmanın bir yolu:
    Canevime sımsıkı sarılmıştır kökleri.
    Hoş değildir kimsenin yüzü benimki kadar
    Benden yakışıklısı benden vefalısı yok;
    Ölçüp biçiyorum da bende ne değerler var.
    Ben herkesten üstünüm her bakımdan hem de çok.
    Ama gerçek yüzümü aynada görür görmez
    Pörsümüş benzim uçuk. şerha şerha ve köhne
    Kendime duyduğum aşk ters düşer bana bu kez:
    Kötü şeymiş insanın aşk duyması kendine.
    Sensin öbür benliğim varlığımda övdüğüm
    Yaşımı gençliğinle güzelliğinle örttüm.
    ···
  9. 59.
    0
    63. Sone

    Bumburuşuk yapacak ezecek sevgilimi
    Zamanın gaddar eli nasıl beni yıktıysa;
    Günler kanını emip alnına işledi mi
    Kırışıklar bir kere; gençlik tanı çıktıysa
    Yaşlılık gecesinin karanlık yokuşunu
    Hükümdarı olduğu güzellikler kaçışır
    Gözden ırak olarak yalnız bırakır onu
    Bahar hazinesini çalıp yokluğa taşır;
    Kaygım bütün gücümle karşılamak o çağı:
    Gözlerden gönüllerden yok edemesin diye
    Yaşlılığın amansız öldürücü bıçağı
    Tatlı güzelliğini - kıysa da sevgiliye:
    Kara satırlarımda gözler yüzünü görsün
    Şiirim yaşadıkça taptaze ömür sürsün.
    ···
  10. 60.
    0
    64. Sone

    Gördüm anıtlarını nice görkemli çağın
    Zamanın zalim eli. yıkıp etmiş yerle bir
    Başları göğe değen kuleler darmadağın
    Ve sonsuz tunç ölümün gazabına köledir;
    Gördüm obur okyanus yenilgiye uğratmış
    Keyfince hüküm süren heybetli kıyıları
    Ye sert toprak kendine koca ummanı katmış
    Zarar kârı arttırmış kâr büyütmüş zararı;
    Gördüm her şey bozulur sonsuz sürüp gidemez
    En sağlam devlet bile günün birinde çürür
    Yıkımlar düşündürdü beni ister istemez:
    Ergeç sevgilimi de Zaman alıp zütürür.
    Bana ölüm gibidir yitmesinden korkarak
    Hiçbir şey yapamayıp varlığına ağlamak.
    ···
  11. 61.
    0
    William Shakespeare- 65. Sone

    Ne tunç ne taş ne toprak ne de sonsuz denizler
    Acıklı fâniliğe karşı koyamazlarken
    Nasıl bu kör öfkeyle güzellik cenge girer
    Çabasında en fazla bir çiçek gücü varken?
    Ah nasıl göğüs gersin yazın tatlı rüzgârı
    Azgın günler dört yandan üstüne yürüdükçe
    Bozguna uğrattıkça yenilmez kayaları
    Çelik kapılar bile: Zamanla çürüdükçe?
    Ne korkunç bir düşünce: Ah nerde saklı dursun
    Çağların mücevheri Çağların sandığından?
    Bir zorlu el var mı ki bu koşuyu durdursun?
    Güzellik yağmasını kim esirgesin ondan?
    Yok hiçbiri meğer ki bu mucize sürsün de
    Sevdiğim ışıldasın kara yazı üstünde.
    ···
  12. 62.
    0
    75. SONE

    Hayat için besin neyse, sende osun aklıma,
    Toprağıma yağan yağmursun tatlı tatlı,
    Öyle kaçtı ki rahatım sende bulduğum huzurla,
    Servetiyle barışmayan bir cimriyim tıpkı,
    Bir an sevinç duyarken korkuyorum sonra hemen
    Haydut yıllar çalar zütürür diye hazinemi
    Bir an….
    Baş başa kalmaktan öte bir şey istemezken
    Sonra diyorum ki alem niye görmesin sevincimi
    Bazen , sana baka baka kendime çektiğim ziyafetle,
    Doydum sanırken bir bakışın açlığıyla ölüyorum sonra,
    Senin bana verdiğin veya verebileceğinden öte,
    Ne bir şeyden zevk alıyorum ne de çabalıyorum almaya
    işte böyle her gün hem açlıktan ölüyor hem tıkanıyorum,
    Ya oburca her şeyi yiyorum, ya hiçbir şeye dokunamıyorum.
    ···
  13. 63.
    0
    102. SONE

    Zayıflamış görünse de , güç kazandı aşkım aslında,
    Daha az seviyor değilim, öyle görünse de dıştan.
    Sahibinin dilinden değeri her yerde yayılıyorsa,
    Bana kalırsa pazara çıkmış demektir o aşk çoktan
    Aşkımız yeniydi daha, baharındaydı o zaman,
    Şarkılarla selamlardım onu ben ………..
    Bu gün daha sevimsiz değil aslında yaz belki,
    Yaslı bülbülün geceyi susturduğu o mevsimden.
    ……………………………………………………
    Ortalığa düştü mü en tatlı şeyin tadı kaçıyor hemen,
    Bu yüzden ben de zaman zaman tutuyorum dilimi,
    Usandırmak istemiyorum çünkü şarkılarımla seni.
    ···
  14. 64.
    0
    @87 çok haklısın . dini yobazların yutturduğu afyonun etkisinde bilimden sanattan yoksun bir toplumuz bu yeni de değil tarihimiz bunu içeriyor ne yazıkki.
    ···
  15. 65.
    0
    @117 okumadığım çok az eseri var, türkçe başladım okumaya ve remzi kitap bence en kötüleriydi ( hasan ali yücel çevirileri var açık ara basar remziye öyle diyim ). ingilizcesi olan türkçe okumamalı bence çünkü shakespeare i şekspir yapan şeylerin başlarında gelir retorik.
    ···
  16. 66.
    0
    Yas tutmaya kalkışma ecel beni aldı mı
    Nobran ve mendebur çan bildirdi mi bir kere
    Bu iğrenç yeryüzünden kaçıp sığındığımı
    Bana koynunu açan en iğrenç böceklere:
    Bunları okuyunca yazanı anma derim;
    Çünkü öyle sonsuzca seviyorum ki seni
    Tatlı anılarında unutulmak isterim
    Acı çektirecekse sana düşünmek beni.
    Ah ben düştükten sonra bağrına toprakların
    Göz atacak olursan bu şiirlere bir gün
    Söylemesin zavallı adımı dudakların

    Hayatımla birlikte bırak sevgin çürüsün;

    Yoksa şu kurnaz dünya deşer de iniltini
    Benim için yas tuttun diye hor görür seni.
    ···
  17. 67.
    0
    Bazı Yıkılışlar, Daha Parlak Kalkınışların Teşvikcisidir.
    ···
  18. 68.
    0
    ölçülebilen sevgi zavallı bir sevgidir
    ···
  19. 69.
    0
    ah ne haşmetlidir,bir dev gibi güçlü olmak.ama zalimliktir,o gücü bir dev gibi kullanmak
    ···
  20. 70.
    0
    Cehalet Tanrının laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.
    ···