1. 51.
    0
    @40 aramıza hoşgeldin kap şuku.
    ···
  2. 52.
    0
    Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör
    sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur
    ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır
    gürültücü bir salağın anlattığı
    ki yoktur hiçbir anlamı.
    ···
  3. 53.
    0
    insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
    Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
    Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
    Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
    Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
    Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
    Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için.
    Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
    ···
  4. 54.
    0
    insanları yorgun kılan hayat değil,
    Taşıdığı maskelerdir
    ···
  5. 55.
    0
    @31 al sana ingilizcesi, @35 hem seviyeyi de yükseltmiyor

    Thou makest the vestal violate her oath;
    Thou blow'st the fire when temperance is thaw'd;
    Thou smother'st honesty, thou murder'st troth;
    Thou foul abettor! thou notorious bawd!
    Thou plantest scandal and displacest laud:
    Thou ravisher, thou traitor, thou false thief,
    Thy honey turns to gall, thy joy to grief!
    ···
  6. 56.
    0
    Gözümle gönlüm ölümcül bir savaşta,
    Yanaşmazlar görüntünü paylaşmaya
    Gözüm engeller; gönlümün sana bakmasını,
    Gönlümse elinden almak ister, gözün hakkını.
    Gönlüm hep yürekte olduğunu söyler; der
    Kapalı durur bir kutuda, göremez berrak gözler.
    Fakat gözler bunu reddedip, kendini savunur,
    Ve der ki : o güzelim görüntü bizde durur.
    Karar verebilmek için, kim yanlış kim doğru
    Toplanır yürekte kiracı bir fikir kurulu,
    Ve verirler onlar kararı, berrak gözün payını
    Ve sevgili gönlün hakkını
    Gereği düşünüldü; dış görünümünü sevmek gözüme
    Gönlündeki aşkı sevmek de gönlüme
    ···
  7. 57.
    0
    @46 adam hazır cevap beyler kap şuku.
    ···
  8. 58.
    0
    Artmasını isteriz en güzel varlıkların

    Güzelliğin gül yüzü solmasın diye asla.

    Bir güzel, yaşlanıp da göçünce bugün yarın

    Anısı yaşar yine körpecik yavrusuyla:

    Ama can yoldaşındır kendi parlak gözlerin.

    Kendi ateşin besler ruhunun alevini:

    Kıtlığa çevirirsin bolluğunu her yerin,

    Kendi düşmanın gibi, ezersin can evini.

    Şimdi sen yeryüzünün taptaze bir süsüsün,

    Varlığın çiçek dolu bahardan müjde taşır,

    Ama kendi koncanda ruhunla gömülüsün.

    Pintiliğin arttıkça kendi sonun yaklaşır.

    Dünyaya acımazsan, oburlar gibi ancak

    Varlığın da mezar da güzelliği yutacak.
    ···
  9. 59.
    0
    @48 eyvallah panpa, asıl şukular sana
    ···
  10. 60.
    0
    Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı,

    Kapladı mı yüzünü derin çukurlar artık,

    Gençliğinin kibirli, süslü giyim kuşamı

    Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık:

    O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir,

    Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu;

    Dersen yuvaların çökmüş şu gözlerdedir,

    Bencillik utancıyla israfa övgüdür bu.

    Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara

    “Benim güzel çocuğum beni kurtarır,” dersen

    “Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra,”

    Güzelliğinin onda sürdüğünü göstersen.

    O, sen yaşlandığında yeniler varlığını,

    Soğuktan donan kanın duyar ısındığını.
    ···
  11. 61.
    0
    @50 eyvallah panpa
    ···
  12. 62.
    0
    Aynaya bak da şunu gördüğün yüze söyle:

    Sıra gelmiştir artık bir taze yüz yapmana,

    Güzelliğini hemen yenilemezsen şöyle,

    Yeryüzü yoksun kalır, lânetlenir bir ana.

    Hiçbir güzel var mı ki el sürülmemiş rahmi

    Senin sürdüğün çiftin ekinini tepecek?

    Sırf kendini sevmenin mezarını ister mi,

    Geleceği ahmakça durdurur mu bir erkek?

    Sen annenin aynası olmuşsun da o sende

    Bulmuştur gençliğinin güzelim baharını;

    Kendi dinç varlığınla görürsün pencerende

    Kırışıklara rağmen, şu altın yıllarını.

    istersin ki varlığın unutulsun ve bitsin,

    Bir kuru başına öl, izin de ölüp gitsin.
    ···
  13. 63.
    0
    savurgan güzel, nedir bu kendini harcaman

    senin mirasın olan güzellikleri böyle?

    doğa temelli vermez ,ödünç verir her zaman

    eli açık olana borç verir içtenlikle

    böyle yanlış kullanmak olurmu güzel pinti

    miras bırakman için sana bırakılanı?

    kar etmeyen tefeci bu koskoca serveti

    niye tüketiyorsun yaşatmak varken canı

    meraklısın kendinle içli dışlı olmaya

    bu tatlı benliğin sırf aldatmağa yarar

    vaktin geldi diyerek seni çağırsa doğa

    vereceğin hesapta elle tutulur ne var?

    kullanmazsan gömülür güzellğin seninle

    kullanırsan varisin olur da sürer gider böyle
    ···
  14. 64.
    0
    Her gözün takıldığı o bir-içim-su yüzü

    Özenle, incelikle yaratan şu saatler

    Birer zalim olup da vurunca yaman gürzü

    O eşsiz güzellikten kalmaz hiçbir hoş eser.

    Durmak bilmeyen zaman, yaz’ı söküp zütürür,

    Yok eder iğrenç kışın kucağına atarak;

    Özsu, ayazda donar, sağlam yapraklar çürür:

    Güzellik kar altında, her yöne çıplak, çorak.

    Özsuyu çiçeklerden çekip almamışsa yaz,

    Cam duvarlar içine kapatmamışsa onu,

    Güzel göçüp gidince güzellikten iz kalmaz:

    Gelir, kendisi gibi, anılarının sonu.

    Özsuyu çekilmişse, kış gelince o çiçek

    Kupkuru kalsa bile, tatlı özü sürecek.
    ···
  15. 65.
    0
    Gençliğin günden güne kalırken gerilerde

    Bir yavru yaratırsan alsın diye yerini,

    Dinçken can verirsen o körpe can ilerde

    Senden göçen gençliğe varıp yaşatır seni.

    Böyle sürecek akıl, güzellik ve başarı;

    Yoksa cinnet, yaşlanmak, çürümek var yer altında:

    Hiç kimse düşünmese gelecek kuşakları,

    insanlık sona erip giderdi üç batında.

    Dünya çoğalmak için doğmayanlarla dolu,

    Kaknem, kakavan, kaba: kısırlıktan bitsinler;

    Yaradan vermiş sana en iyiyi, en bolu,

    Bu cömert aramağana cömertçe karşılık ver

    Seni kendine mühür yapmış, bunu böyle bil:

    Sen de eşler yap diye, ölüp git diye değil.
    ···
  16. 66.
    0
    düşünüyorum da, dünyada büyüyen ne varsa,

    bir an tutunabiliyor yetkinlik noktasında;

    şu koca sahnede sergilenen tüm oyunlarsa,

    gizliden gizliye hep yıldızların etkisinde.

    bakıyorumda, bitkiler gibi çoğalıyor insanlar,

    aynı gökten açılıyor ya da kapanıyor yolları;

    gençlikte kabarıyor, inişe geçince sönüyorlar,

    silinmeye başlıyor akıllardan gösterişli günleri.

    o görkemli gençliğin geliyor gözlerimin önüne;

    savruk zaman belki çöküşle tartışmaya girdi bile,

    gençlik gününü, karanlık geceye döndürsek mi diye.

    AMA SEVGiN UĞRUNA ZAMAN'LA SAVAŞI SÜRDÜREN BEN,

    YENiDEN AŞILIYORUM SANA, O NE GÖTÜRÜRSE SENDEN...
    ···
  17. 67.
    0
    Yaslisin deseler de bana, inanmam aynalara,

    Genclik ve sen ayni yastasiniz ya!

    Ama zamanin yol yol izler actigini görürüm de sende,

    Anlarim, ergec bana da gelip catacak ölüm.

    Seni bastan ayaga saran su güzellik var ya,

    Yüregimin en gösterisli örtüsü de o iste benim.

    Gügsünde yasadikca yüregim, yüreginse ben de arttikca,

    Kim der ki, nasil diyebilir ki, senden yasliyim?

    Yeni dogmus yavruyu sakinir gibi ebesi,

    Tasidigim yüregin üstüne ben nasil titreyeceksem.

    Nasil sakinacaksam kendimi, kendim icin degil, senin icin;

    Öyle sakin iste sen de kendini, ey sevdigim!

    Geri gelir sanma yüregin, benim yüregim öldükten sonra;

    Bana vermistin onu, unutma, geri almamak üzere bir daha.
    ···
  18. 68.
    0
    Korkudan sahnede eli ayağına dolaşıp,

    Rolünü şaşıran kötü bir oyuncu misali;

    Ya da azdıkça içine sığmayan öfkesi taşıp

    Kendi yüreğini zayıf düşüren çılgın biri gibi,

    Unutuyorum, kendime güvenim olmadığından mutlaka,

    Tam olarak söylemeyi aşk oyununun sözlerini;

    Ve aşkımın yükü öylesine ağır geliyor ki bana,

    Kendi aşkımın gücü karşısında eziliyorum sanki.

    O halde, nedemek istediğimi bakışlarım anlatsın,

    Konuşan gönlümün sessiz sözcüsü olsun onlar;

    Aşkımı onlar açığa vursun, derdime çare arasın;

    Öyle ki, hiç kalsın yanında, durmadan konuşanlar.

    Ah, sessiz aşk neler yazmış, öğren artık okumayı,

    Aşkın sırrına ermişler bilir gözleriyle duymayı...
    ···
  19. 69.
    0
    Gözlerim ressam rolünü aldı ve kabartma çizgilerle,

    Güzelliğinin biçimini gönlümün levhasına çıkardı;

    Bedenime gelince, o da bu resmin çerçevesi oldu işte;

    Malum, resmin konumundan bilinir usta ressamın sanatı.

    Seni olduğu gibi yansıtan resim nerde diyorsan,

    Ressamın içine bakıp hünerini orda görmelisin;

    Camlarının parlaklığını senin gözlerinden alan,

    Göğsümdeki sergide asılı resme ulaşmalısın.

    işte bak, gözler gözler için neler yapıyor!

    Gözlerim senin şeklini çizdi, seninkilerse,

    Gönlüme açılan birer pencere; güneş de bayılıyor

    Onlardan içeri bakmaya, sen varsın diye içerde.

    Ama gözlerin sanatında yine de bir ekgiblik var:

    Gördüklerini çiziyorlar yalnız, yüreği tanımıyorlar.
    ···
  20. 70.
    0
    bakışlarda küçümeyiş okuyorum

    yalnızım, bedbahtım, tesellisizim.

    gökler sağır, sesim boğuk

    ve lanet okuyorum talihime

    kıskançlıktan kuduruyorum

    kiminin ikbalini

    aczimden utanıyorum.

    hazlarım iğrendiriyor beni.

    o zaman sen geliyorsun aklıma,

    ve birden bire kanatlanıyorum, bir tarla kuşu gibi, mest

    içim aydınlıkla doluyor, yükseliyorum yükseliyorum

    neşideler söylüyorum hayata,

    göklerin eşiğinden

    bana ne toprağın çirkinliğinden

    insanların zilletinden bana ne?

    hatıran öyle sonsuz bir hazine

    ve sevgin öyle büyük mutluluk ki dostum!

    en mağrur hakanların tacını

    hor görüyorum
    ···