Bu olay 2011 yılında yaşanmıştır.

Şuan trend listesinde bulunan (bkz: wifi depolama) başlıklı yazıyı görünce yazma ihtiyacı hissettim.

Olayımıza geçelim.
Yanılmıyorsam Mayıs ayıydı.
O dönem Muğla Milas'taydım(şuan başka şehirdeyim).Endüstri Meslek lisesi civarında oturuyordum. Orada apartman çok bilen bilir
Üst komşumuzun internetini çekerdim bol bol haberleri vardı şifreyi onlardan almıştık amk haliyle.
Her şey o kapı çalmayla başladı aslında.
içerde televizyon izliyordum, kapı çaldı annemden önce ben açtım kapıda üst komşumuz Hamide teyze.
He teyze gel buyur dedim
Yok oğlum dedi.
Ben sana bişey diyecektim dedi.
Söyle teyze dedim.
Oğlum 100lira olan internet faturası 170 lira geldi bugünde 230 lira dedi.
Ben pek anlamam ama torun koto mu loto mu bişey aşılmış dedi.
Emekliyiz oğlum biz torun istedi diye aldık o mereti bu para çok fazla geliyor senden ricam artık bizim interneti kullanma.
Haklısın teyze dedim
Dedimde yerin dibine girdim.
Babamla görüşüp internet taktırmalıydık eve.
Tabi babam kabul edecek miydi o da var.

Diğer sayfaya geçiyorum.

Hemen babamı aradım.
Ağzını yoklayacaktım güya.
Amk evladı dedi
Şaka yapmıyorum adam tam olarak böyle sövdü *
Daha yeni araba aldık kardeşin okula başlayacak yük etmeye gerek telefonda olanı kullan şmdilik dedi.
Ağrıma gitti.
Bi anda internetsiz kalmak nefessiz kalmak gibi bi şey.
Bide o sıra facebook zirvedeydi kızlarla ordan muhabbet ediyoduk.:)
Odama geçtim üstten wifi çekmeyecektim artık o yaşlı insanların hakkına giremezdim.
Hepimizin aklında olan o şey aklıma geldi.
Wifi depolama.
Hemen kalkıp bi internet kafeye gittim.
Araştırdım .
Böyle bi imkan var mı diye.
Sonuçlar olumsuzdu.
Bir iki yerde bi kaç tavsiye yazısı vardı aslında ama boş gelmişti.
Tepem attı.
Çıkınca aklıma nerden geldiyse o dönem ODTÜ bilgisayarda okuyan ilkokul arkadaşım gelmişti.
Mahir.
Çocukken binti.
Zeki bin arkadaş modeli.
Her hareketi zeka dolu olan haşarı tip.
Büyüdükçe değişti ama.
Ortaokuldan sonra kopmuştuk. Ailelerimiz tanıştı o sayede haber alıyoduk.
Lisede dersaneden çıkmıyormuş.
Ünidede asosyal oldu diye haber gelmişti.
Evleri değişmediyse bize pekte uzak değil.
Zaten Milas küçük yer bi ucundan bi ucu yürüyerek 1 saatti aq.
Apartmanlarına vardım .
Kapıyı çaldım.
Kapı açıldı

Mahir olduğunu söyleyen oğlan kapıyı açtı.
Tanıyamamıştım ama o tanımıştı.
Lan nasıl tanıyayım amk oğlu bilgisayarla uğraşmaktan yemek yememiş.
ince cılız bir oğlan olmuş.
Soğuk bir samimiyetten içeri geçtim.
Annesi de görünce selam sabah derken biz Mahirin odasına geçtik.
Mahirle kısa sohbetten sonra meseleyi bahsettim.
Bıyık altından güldü.
Böyle alaylı alaylı.
Olmaz o iş dedi.
Yıkılmıştım.
Lan sen 490 alıp gitmedin mi bu bölüme yapsana bişeyler dedim.
Hiddetlenişimden rahatsız oldu sanırım gözünde çocukluktaki o bin bakışı gördüm.
Bak dedim bu iş basit bi iş değil biliyorum ama olan olaylar zoruma gitti bi adım atalım dedim.
Yapan olsaydı şimdiye yapardı dedi.
Peki dedim hiç mi şans yok.
Tam o esnada annesi içeri girdi.
Meyve suyu kek felan getirmiş.
Afiyet olsun dedi.
Kadın kapıdan çıkarken beni yanına çağırdı.
Bak evladım dedi Mahir geçen sene ODTÜde arkadaşlarını bi kazada kaybetti o günden beri ilk defa yaşıtı olan biriyle iletişime geçiyor lütfen ona hiddetlenme o şuan çok kırılgan dedi(sanırım ben baya bağırmışım annesi bile duymuş mutfaktan)
Aslında annesi bana koz vermişti Mahir'in yumuşak karnını biliyordum.

Mahir tam meyve suyunu yudumlarken sordum.
Kaza nasıl oldu Mahir dedim.
Aslında tahrik amaçlı değil duygusal bi soruydu.
Mahirin gözü döndü gibi oldu bana baktı;
gibtir git! dedi.
Bende sinirlenmiştim ama daha çok şaşırmıştım
Neden böyle bi tepki?
Yoksa senin yüzünden mi Mahir dedim
Arabayı sen mi sürüyodun yoksa dedim.
Senin hayallerini biz hedef yapmıştık amk çocu dedi meyve suyunu üstüme attı.
Sinir yoktu
Şaşkınlık yoktu
Daha çok mutlu olmuştum.
Hemde haddinden fazla mutlu olmuştum.
Ne dedin sen dedim
Bişey demedim gibtir git çabuk dedi.
Kovulmuştum normalde zoruma giderdi ama gitmedi.
Evden ayrılırken üstümü başımı hep unutmuştum internet kafeye koşturarak girince karşıda ki aynada fark ettim kendimi.
Üstümdeki mavi t-shırtün önü hep turuncuydu.
Amk Mahir dedim ama Mahiri travma ya sokan olayı araştırmalıydım.
Cafe sahibi ve içerdeki kantırcı veletler bana deliymişim gibi bakıyordu.

Olayı araştırdım.
Olaya ulaştım.
Üniversiteli gençler kampüsten Eskişehir yoluna çıkıp MTA tarafına ilerlerken köprü bacağına çarptı şöfor Mahir.Y ve Yunus T. Hariç diğer 3 kişi feci şekilde can verdi. Gençlerin Alkollü olduğu aracın içindeki alkol şişelerinden belliydi gibisinden bi haber vardı.
Her neyse tam hatırlamıyorum ama böyle bi yazıydı işte.
Meğer ben yanlışlık Mahirin damarına basmıştım.
Kader miiydi.
Tesadüfmü.
Ben tesadüflere inanmazdım,bu kaderdi.

Beyler hikaye tarzı bırakıp düz metine geçiyorum.
O kısmı ben sizi çekmek için yazmıştım.
Mahirim sözleri gerçektir.
Kulağımla duydum işittim yaşadım.
Beyler olayın özeti şuydu.
Mahir ve arkadaşları ciddi ciddi bu işi başarmaya çok yaklaşmışlar.
Boru değil senin komşundan aldığın internet sende depolanıyor ve sen istediğin zaman harcıyorsun.
Mükemmmel değil mi.
işte Mahir ve arkadaşları buna ait bi sistem oluşturmuş ve başarmışlar.
O kaza günüde bu olayı kutlamak için içmeye gittikleri günde olmuş.
içmeden dönerken daha gün batmamışlen MTA civarında ki yaya köprüsünün ayağına yanlamasına girmiş araçları.
Arka taraf üsten çökmüş.
Arkada oturan 3 kişi cılk.
Mahir ve Yunus sağ kalmış sadece.
Mahir de kazada kendini suçlu görmüş o yüzden ben yanına gitfiğimse bunalımdaymış aslında.
O zayıf hal felan hep bu yüzdenmiş.

Bundan sonra size o programdan yüzeysel olarak çekilen internetle yaptıklarımızdan bahsedeceğim.

Sanırım pek okuyan yok.
Yarın devam ederim.
Hadi hayırlı geceler.

Lan yada dur. Sadece programdan biraz bahsedeceğim.

Program şöyle.
Elinizde bulunan kasalı bilgisayar karşıdaki gsm veya telekominikasyon şirketinde baz istasyonu olarak gözükecek.
Bunun tanınması için küçük bi ev internet ağı bile yeter.
Bu kısım bir nevi hack.

Sonrasında ise elimizde ki program gelen interneti sömürecek.
Ve kasada tutacak.
Bildiğiniz internet dağıtım noktası olarak gözüküyordu elimizde ki bilgisayar.
Şunuda diyebiliriz.
Sadece internete sahip olan isimsiz bir gsm ağı olmuştuk.
Tabi daha depolusuyduk biz öyle ağdan gelen net felan değildik.

Bilgisayarda çark sistemi misali dönüp duran bu depo internet sayesinde çok rahattık.

Şimdi diyeceksiniz ki ee amk anlat bizde öğrenelim bu ne sistem.
Bunu anlatmam.
1-Hayatınız tehlikeye girer
2-Biz niye emek verdik lan o zaman.

Hayatımızın tehlikeye girdğini anlatmayacağım ama bilmeniz de fayda var.

Çünkü trilyonlara sahip para babalarının tek gelirini biz 3 kişi 300 lirayla bitirmiştik.
E haliyle biz patent işleriyle uğraşırke bazıları bizi duymuş ebemizi gibeceklerdi.

Sizin ebenizede hallenmesinler diye bahsetmiyorum

Hadi iyi geceler