pREZervatif

HADi ya rez

Rezervasyonu yaptım okurum

Bi barmen için beni o dudaklarından mahrum bıraktın.
(Gereksiz yerleri kesiyorum)

Sabah yağmurluydu hava. Ama sıcak bi yağmur. Bu sefer geç kalkmamıştım. Saat 7.
Hazırlanıp çıktım evden. Her zaman olduğu gibi Serap Hanım karşıladı beni.
+Odama kahvaltı gönderebilir misin Serap.
-Tabiki efendim.
Babamı aradım yanına uğrayacaktım. Telefonu kapalıydı. Serap elinde kahvaltı tepsisiyle geldi.
+Babam nerde?
-Daha gelmedi efendim.
+Peki gidebilirsin.
Kahvaltımı yaptım. Oturuyorum, haber gelmesini bekliyorum babamdan. işi genelde yönetici grup yapıyodu. Babama da sadece imza atmadı ve ne yapmak istediği kalıordu. Yaklaşık 1 saat bekledim. Saat 11 e geliyo. Babamı tekrar aradım. Ulaşılamıyor. Tekrar, tekrar, tekrar ve tekrar.

Okuduğunuz için şukularınız, rezleriniz için teşekkür ederim. Hikayenin sonlarına yaklaşıyoruz yavaş yavaş.

Sesi duyması normaldi, annesi de geldi içeri. Ben söylüyorum onlar dinliyo. Şarkı bitince:
+Sen Yusuf'un bahsettiği çocuksun (ağlamamak için zor duruyodu.)
Yusuf, kim? Hatırlayamıyorum.
-Yusuf?
Resmi gösterdi. Elime aldım duvardaki resmi. Daha fazla uzatmaya gerek yok yeter boş yere üzdüğüm.
-Ben kalkıyım artık.
+Otursana oğlum.
-Yok sağolun geç kalmıyım.
Zar zor kalktım. Selin beni kapıya kadar geçirdi. Sarıldı. Parfümü gerçekten beni şehvetlendirdi. Burnunu çektiğini, gözünden damladığı yaşı gördüm, sildim.
Yusuf? Hatırlayamıyorum. Dalgın bi halde motoruma yöneldim.

-Yavaş ne kardeşim.
+Pardon. (bi telaşla devam etti. tanıyorum bu adamı. Benden sonra Eda'nın altında olan adam. Tabi başka yoksa)
Takip etme isteği duydum. Neden bu adama kendini teslim ettiğini öğrenmem lazım.

Rezzzzzzz

Rezervasyon

Cam kenarında duran kahverengi kanepede oturdum. istanbul'a hiç bu gözle bakmamıştım. Arabalardan çıkan korna sesleri, dükkan sahiplerinin bağırışları, konuşmalar...
+Hoş geldin oğlum
-Hoş buldum, nasılsınız?, dedim gülerek.
+iyiyim oğlum sağol otur şuraya, yorgun gibiydi. (ev işleri olsa gerek)
+Selin senden bahsetti, gerçekten çok teşekkür ederim.
(buraları geçiyorum klagib konuşmalar)
-Resimdeki kişi kim acaba?
Sessizlik. Yine geldi. istanbul'un gürültüsü içeriye girmiyodu. Selin'in gözleri dolmuştu, odadan çıktı.
+Kusura bakmayın. Selin bana babama bahsettim senden diyince.
-Selin'in babası da annesi de benim yıllardır. (onunda gözleri doldu. Kendimi öyle kötü hissettim ki) 5dakika nasıl geçti hala bilmiyorum. Selin ve annesi yok. içerde tek başıma oturup resimleri inceliyorum.
Gözüme köşede tozlanmış, çürümek üzere terk edilmiş bi gitar selam verdi. Yıllardır çalmıyodum. Dayanamayıp aldım elime. Zaten kimse yok odada. Hafiften kendim duyabileceğim şekilde çalmaya başladım Barış Akarsu'nun Aldırma şarkısını. Çalmamla Selin'in içeri girmesi bir oldu.
+Söyler misin, dedi gözlerime bakarak. Kıramadım.

https://youtu.be/tImDIcRL3I4

Pampa güzelmiş birikibir

Seri yaz pampa güzle gidiyo

Rezon9 rezon9

Rezzerve

Rezervasyonu

Rezerved

Rez 3 entrde süzülen 2 damla yas

+Aaa hoşgeldiin Oğuuz, dedi neşeli bir tavırla.
Saçlarını üstten topuz yapmış, yanlardan bazılarını açmış kulaklarının arkasına atmış.
-Hoşbulduk, dedim ve ayakkabılarımı çıkarıp girdim. (ev halinden şık bir durumu yoktu ama göz alıcı bi güzelliği vardı.)
Mutfaktan bi kadın seslendi. Sanırım annesi.
+Kim geldi kızım.
-Oğuuz geldii anneee, dedi bağırarak.
içeri geçtim. Salon gerçekten çok şıktı ya da enstrümanları görünce bana öyle geldi.
Salonun köşesinde beyaz bi piano vardı, üstündede bi adamın resmi. Sanırım babası müzisyen.

Şimdiden kuusura bakmayın biraz inek olduğumdan az bişey test çözdükten sonra yeni part gelir.

Yaz panpa

Rezervasyon

+Oğlunuzu ağırlamak isteriz açıkçası.
Ba: inşallah. Ama daha önünde öğreniceği çok şey var. Teklifiniz için teşekkür ederiz.
iş görüşmesi babamın beklediği gibi geçmişti. Haliyle iyi geçincede beni Antalya'da ağırlamak istediler. Durun daha yeni geldim hemen ne Antalyası. Belki başka bir zaman. Babamla görüşme bitince ayrıldık. Selinle buluşmam gerkiyodu. Sağolsun beni hemen babasına söylemiş. Tanışmak istiyomuş.
Selinlerin oturduğu yeri anlatmak gerekirse Kadıköy'ün işlek caddelerinin birinin üzerinde eski bi bina vardı. Eski diyorum da nereden baksan bi 1milyon eder.

ulan 3-5 satır yazıyon onuda 3 saatte yazıyon gibecem tahtanı ha