vivid in beren saat e film teklif etmesi

olacak iş değil de işte. laf olsun diye bazen takunu çıkarmak diye buna derim ben.

aslında beren saat, hülya koçyiğit gibi, türkan şoray gibi aynı karakterlerin kadını olmalıydı, kendine kurallar koymalıydı, öpüşmemeliydi, sevişmemeliydi, böylece türk sinema tarihine ismini altın harflerle yazdırmalıydı. ne ki amona koyim oyunculuk, ühühühühü namzettin seni ömrümün sonuna kadar sevicciiiiiiimmm, aslında senin anan bir melekti olmadı kelekti türevi oldun mu, oynadığın karakterleri alayı taviz vermez türk erkeği rolü olsun, ediz hun, kadir inanır gibi aynı karakterlerin adamı ol, türk sinema tarihinde unutulmaz ol. oyunculuk mu, ders verirler lan sana. onlar uludur, büyüktür, tartışılmazdır. neymiş yeşilçam eski günlerine geri dönüyormuş, dönmesin abi, manyak mısınız, ben istemiyorum artık türkan şoraylar, hülya koçyiğitler, kadir inanırlar seyretmeyi. yetin gari lan, kadın bir tecavüze uğradı rol gereği dizide, diğer dizide öpüştü diye ferregrafik unsur yaptınız. size hiçbir şey değmez ak, yunus bülbül filmleri yeter de artar.

dünyanın en güzel kokularından biridir herhalde.
öyle ki her aldığımda dışarı fırlar, bayılana kadar içime çekerim. evimin ise tüm pencere ve kapıları açık olur, her daim benimle olsun diye.
bir de her seferinde sayfalarca methiyeler düzerim kendisine. öyle severim, öyle severim ki!
stanley clarke'ın lisa'sı ile de özdeşleştirmişimdir. bahar kokladım mı lisa'yı açarım ya da lisa'yı açtığımda bahar kokusu gelir burnuma.
ve sanıyorum ki, en güzel örneklerinden biri eskişehir'dedir.
kelimelerin kifayetsiz kaldığıdır, orgazmdan daha zevkli anlara vesile olandır...

"ay bugün su şahane" diye ayrı bir başlık açmak gerekirdi bence ama öncülük edecek gücüm olmadığı için burası da olur belki. marsık gibi yanmış bodrum teyzelerinin suya kendini saldığı anda yakınında kim varsa ona bindirdiği bir yük. buna yakalanınca strese girip her seferinde, evet dün biraz rüzgar vardı ama bugün çok güzel diyorum. bir afallama bir salaklık. dün ben yoktum burda aslında. aynı sularda, koca kahkahalar ata ata, bol nallı, filli, nazar boncuklu gümüşlerini şakırdata şakırdata, aylardır burdasın sen. aylardır bugün su şahane. senin rahatlığın bi kutu xanax içsem ulaşamayacağım birşey biliyorum. ben sadece içimden deniz seni çok seviyorum diyorum. o da cevap olarak elektrik çarpan balık mı yosun mu işte öyle birşeyle cevap veriyor.

@11 "okuma lan o zaman yarraaam" diye cevaplanası ünlem.

mutlu olamam ama hak veririm çünkü basitliğin hiç de basit birşey olmadığını bilirim, sadece birikim yetmez cicim yetenek de gerekir, hele söz konusu hakikat ise, gerçeğe daha gelmeden sadece bilgi felsefesi için yazılmış baya bir eser var ki ... yani gerçeğin ne olduğu hakkında ben tek başıma karar veremiyeceğim ama istersen senin yüksek tarzına daha uygun bir alıntı yapayım ; einstein bir teorinin doğruluğu ve bütünlüğü hakkında ki en büyük kıstasın basitlik olduğunusöyler (bkz kozmolojik denklem) ve bu yüzden eğer yanlış hatırlamıyorsam string teorisini red eder.

eleştirmeye gelince, belki insanlar senden farklı anlamlar yüklüyorlardır kelimelere istersen #19680329.
yanlış yazıma gelince anlam anlaşıldığı sürece aldırmıyorum ( witgenstein anlam değil kullanım arayın der.)
anlamsız yazıların yazarı olmaya gelince... zaten yazmamım iki sebebi var birincisi dallama olsam da bende bir homosapiensim ve görüşlerim örnek teşkil eder, ikincisi kendim için yazıyorum belki bir gün basit bir cümle çıkar diye. yani çok da aldırmıyorum.
ha bunları niye yazıyorum mylianın adını andın diye.
küfüre gelince, bana kalsa yukarıda yazdıklarımın çok ağır olduğunu düşünürdüm... )
ha burada gerçeği arıyorsan yolun her yerden geçer buna dilin lağımları dahil.