Günlerden 19 Mart 2015 sabahıydı. insanların çoğu şiddetli baş ağrısı ve mide bulantısı yaşıyordu, doktorlar ise bunun neden olduğunu birtülü açıklayamıyorlardı. Amerika ünlü uzman doktorları bir araya getirme kararı çıkardı ve toplanma yeri üssü Türkiye seçildi evlerden gönüllü denekler getiriliyordu ve o kara gece 25 mart gecesi bütün kanallar son dakika haberleriyle çalkalanıyordu. Ben ve arkadaşlarım aynı evde kalıyorduk, ve haberleri açtığımızda labaratuvardan deneklerin kaçtığını ve insanlara saldırdıklarını ögrendik, ben yasin samet fatih oğuz adil hepimiz birbirimize nabıcaz diye soruyorduk. Tam o sırada arka odadan bir gürültü geldi, ahmet hasta olduğu için onu uyandırmamıştık, noldu diye odaya girdiğimizde hepimiz şok olmuştuk. Ahmet acı çekiyor ve agzından kanlar çıkarıyordu, hepimiz anlamıştık ki bu virüsün etkisiydi, Yasin hemen içeri koşarak kanepenin altındaki zuladan kılıcı çıkardı, ahmet tam bize saldıracakken Yasin Ahmetin kellesini tek hamlede aldı. Hepimiz Ahmetin acısını yaşıyorduk. Samet birden ayaklandı toparlanmamız lazım bu böyle olmaz diye atıldı. Ve planlar yapmaya başladık hemen markete gidip erzak toplayacaktık eğer o yaratıklarla karşılaşırsak diye görev dağılımı yaptık. Adil tıp okuyordu o bizim sağlıcıkmız olacaktı. Ben yasin oğuz fatih sporcu olduğumuz için en ön safta savaşacaktık. Samet ise arkamızı kolluyacaktı. Planımız iyidi ara sokaklardan markete arabayla gidicektik. Hemen herkes evdeki ne kadar kesici alet varsa aldı. Yola koyulduk erzak depolamamız lazımdı. Yolda çığlık seslerini duyuyorduk Arabadaki radyodan sokaklara çıkmayın evinizde saklanın bu durumu halledene kadar kimse dışarı çıkmasın deniyordu tam o sırada çok büyük bir gürültü duyduk ve herkes şok olmuştu.

Edit: Şukuladıkça devamı gelicek. Hikayenin bazı kısımları alıntıdır.

Arabamızın üstünde bizim mahalleden çok yakın tanıdığımız fırat vardı. Agzında kan ve kendini kaybetmiş şekilde arabayı parçalamaya çalışıyordu. Fatih ani bi frenle fıratı yere düşürmeyi başarmıştı. Ve yanından geçerek markete varmıştık fatih oguz samet adil yemekleri çantaya atıcaktı ben ve yasin gördügümüz kesici delici alet arıcaktık. Hep beraber markete girdik hızlı olmamız gerekiodu hemen ayrıldık çok dikkatli olmamız gerekiyordu marketin ışıkları sürekli gidip geliyordu. işimizi hallettik tam çıkarken arabamızın etrafında 4-5 tane o yaratıklardan gördük ben yasin fatih hemen atılarak hepsini tek tek avladık. Hemen arabaya binip evimize doğru yola koyulduk.

Eve gider gitmez neler aldığımıza baktık. 2 hafta yetecek erzagımız 2 tane kılıç 8 ader büyük bıçagımız vardı. Aklımıza Mert geldi onda tabanca vardı yakın bi arkadaşımızdı ama daha lise son olduğu için bizle kalmıyordu. Hemen aradık ve korkak bir sesle yardım edin dedi. Biz hemen noldu felan deyince ailesinin de o yaratıklara dönüştügünü ögrendik kendisini odasına kitlemiş hemen gelmemizi istedi evde samet ve fatih kaldı evi korunaklı hale getireceklerdi birşey olursada bizi arıyacaklardı hemen mertin evine gittik oğuz kapıyı 3-4 tekmede kırdı karşımızda yıllardır yemegini yedigimiz mertin annesi vardı tam yasine saldıracakken mecburda olsam kafasını kopardım hemen evi temizledikten sonra mertide aldıktan sonra evimize döndük. Yeni planlar yapıcaktık yoksa ilerleyen zamanlarda susuzluk açlıktan ölücektik. Tam o sırada hepimizin unuttuğu ama en önemli şey aklımıza geldi.

Kız arkadaşlarımızı aramayı unutmuştuk. Ben fatih samet oğuz hemen telefona sarıldık. Allahtan hepsi iyidi onlara bizle kalmalarını teklif ettik ama aileleri iyi oldukları için kabul etmediler ama birşey olursa hemen bizleri arıyacaklardı. Aslında kızlar zaten bizi yavaşlatırdı erkek erkege daha güçlü ve hızlıydık. Bir sonraki planımız kıyafet magazalarıydı kalın ve sert giysilere ihtiyacımız olucaktı. Herkes hazırlandıktan sonra hızlı bir şekilde yola koyulduk. Büyük bir mağaza görünce hemen durduk ve içeri girdik kapısı kitliydi ama camı kırarak içeri girdik fatih mert oguz kapıda gözcümüz ve koruyucularımız olacaktı yasin ben adil hızlı bir şekilde gözümüze çarpan ne varsa arabaya doluşturduk ve hızlıca eve geldik herkes kıyafetleri paylaştı. Sonra kömürlüge inip bulabildigimiz kadar tahta bularak evdeki camları kapattık kapıyıda dahada güçlendirerek dışarıyada ekstradan bir tahta kapı yaptık. Dışardaki çığlık sesleri iyice artmıştı televizyonu açtık ve karşımızda başkan konuşuyordu artık insanlıgın sonunun yaklaştıgını tel kurtuluşun güvenli bölgelerin olduğunu söyledi ama oraya insanlar kendi çabalarıyla gideceklerdi. Bizim unuttuğumuz son birşey vardı

Arabamızı güçlendirmeyi ve yakıt koymayı unutmuştuk. Hemen elimizdeki bıçaklarla pencereden artan tahtaları keskinleştirmeye başladık. Etrafta buldugumuz kullanmadıgımız bıçakları ve diger dairelerden yagmaladıgımız bıçakları arabanın etrafına ve jantlara montaladık. Kömürlükte duran testereyide aküye baglayarak arabanın ön tamponuna monte ettik, araba çalıştıgında otomatik olarak testerede çalışıyordu. Artık yakıt bulmanın zamanı gelmişti. Arabayla etrafı gezerken çoğu benzinligin yanmış halde oldugunu gördük. En sonunda bi benzinlik bulduk ve hemen durduk orda üniversiteden arkadaşım nihatı gördüm onlarda arkadaşlarıyla beraber benzinlikte kalıyormuş, hemen etrafı kolaçan ettikten sonra yakıtımızı doldurarak eve doğru yol aldık. Eve gittigimizde herkesin suratı asıktı bu böyle gitmeyecekti dünyada sadece biz kalsak ne kalmasak ne insanlığı biz kurtarmaya çalışıcaktık öncelikle doktorların olduğu labaratuvara gitmeliydik.

Oğuz bilgisayardan anlıyordu bize labaratuvarın yerini bulacaktı ve oraya gidecektik. Ve bulmuştu da ama bize baya uzaktı ve bu iş 6 kişi yarım yamalak teçhizatla olacak iş değildi. Öncelikle arkadaşlarımıza ulaşıp oldukça kalabalık olmalıydık hemen benzin istasyonuna gittik ve nihatgile bu durumu anlattık onlarda bize yardım edeceklerini adam çagırabilceklerini söylediler şimdi tek sıkıntı toplanma yeriydi bizim ev korunaklı olsada hepimize yetmezdi ve toplanma yeri olarak benzinligi karar kıldık. Adil samet ben yasin fatih oğuz eve dönerek evde kullanabilcegimiz eşya erzak kıyafet ne varsa aldık ve benzinlige geldik geldigimizde nihatgille beraber 10 kişiydik çagırdıklarımızın çogu gelmemişti zaten çogu yaratıga dönüşmüş kalanlarda ailesini bırakmıyolardı. Sonradan sadece 4 kişi daha gelmişti. Benzinligi korunaklı hale getirdik. Samet yasin fatih ve nihat yolda kalan arabaları benzinlikte barikat yapıcaklardı bu yaratıkları engellemez ama yavaşlatır bizde onlar barikat yaparken etrafı koruyup kolaçan edicektik ki arkamızı döndügümüzde 30 kişilil bi yaratık sürüsü vardı ve biz sadece 10 kişiydik digerleri araba bulmaya gitmişti. Biz nabıcaz diye düşünürken tam o sırada samet kocaman bi tırla yarısını ezdi artık nerden baksan kişi başına 1 yaratık düşüyordu gerisi bizim bilek gücümüze kalmıştı. Biz tek tek avlarken bir yaratık nihatın en yakın arkadaşını ısırmış yerde kıvranıyordu oğuz hemen atılarak yaratıgın heryerini parampinçik etti. Nihat geldiginde bize bağrıyordu ama artık yapacak birşey yoktu.

Biz benzinlikte nabıcaz savaşacak adam nerden bulucaz diye düşünürken yasinin aklına güzel bi fikir geldi Ankarada doğup büyüdügümüz için Ankaragücü maçlarına giderdik. Yasininde baya tanıdıgı vardı zaten hepsi hayattan umudu kesmiş aylak aylak gezen insanlardı hemen teker teker onları aramaya başladı çoğuna ulaşamadık ama ulaştıklarımızda 2şer 3 er gelmişti artık sayımız 20 ye yakındı. Labaratuvara gidebilirdik. Ama çok kayıp verirdik zaten 20 kişi kalmıştık bari yaşalım. Polis karakollarına gidelim diye plan yaptık orda hem silah hem mermi hemde telsiz elde edebilirdik hepimiz toplanıp 4 araba yola koyulduk bizim araba teçhizatlı oldugu için en önden yolu açarak biz gidiyorduk yolda giderken yolumuza o yaratıklardan çıksa bile icabına hemencecik bakıyorduk zaten hepimiz alışmış sogukkanlıydık. Karakola vardıgımızda kalabalık bir zombi sürüsü kapının önünde içeri girmeye çalışıyorlardı içerde tek polis kalmıştı hemen bir plan yapıp önce yaratıkların dikkatini çektik. Sonra çembere alarak önce silahla indirebildigimizi indirip kalanlaı bıçakladık kalabalıktık ama uyum sorunumuz vardı biraz. Karakolun kapısına geldigimizde polis bize silah doğrultmuş bagırıyordu sanki zütünü az önce kurtaran biz değildik. Sakinleştirmeye çalıştık kendimizi inandırdık ve karakola girdik 8-9 kişi kapı tarafında gözcülük yapıyordu. Polis artık insanlıgın sonu geldi diyip duruyordu.

Deponun yerini sorduk ve alabildiğimiz kadar silah ve mermi aldık herkesede telsiz verdik polis bize nasıl kullanıcagımızı anlattı ve az bişeyde olsa elimiz alışsın diye poligon da atış talimi yaptıktan sonra polisi de alıp benzinlige döndük ve yine o yaratıklar benzinlikte etrafı sarmışlar ama artık silahlarımız olduğu için hemen icablarına bakıyorsuk sayımız artsada artık işimiz daha zordu artık daha çok o yaratıklardan vardı. Labaratuvar a gitmek için yol haritası çizdik erzak konusunda sıkıntımız yoktu zaten benzinligin marketinden geçiniyorduk. Bir sorun olursa birbirimize telsizden ulaşıcaktık. Labaratuvar istanbuldaydı nerden baksan 5-6 saatlik yol vardı ama dinlenme olası bi durum dahil bi 20 saat sürerdi yolumuz uzun ve sıkıntılı olduğu için erzak ve eşyalar için bi araba daha çalmamız gerekiyordu nihat ve fatihle beraber 5 kişi büyül bi ticari araç bulmaya gittiler yasin ve çagırdıkları ise kendilerine araba bulmak için yola koyuldular sürekli telsizden haberleşiyorduk. 5 araba ile yola çıkıcaktık 2 tane binek 2 tane büyül ticari araç vardı. Binek arabalara 4er büyük ticarileri ise 6er binecektik en önde bizim araba arkada binek ortada ticari arkada 2 araçta binek şekilde ilerliyecektik herkes telsizlerini silahlarını ayarlamıştı.

Arabalara erzakları ve eşyaları yerleştirdik herkes arabalara geçti ve sabaha doğru yola koyulduk. Bizim araba birden hararet yaptı ve düşündügümüz şey olmuştu testere aküyü bitirmişti yolun ortasında kaldık. Bizimkiler arabadan inerek hemen etrafı kolaçan ettiler. Elimizden bişey gelmiyecegini anlayınca geceyi otobanda geçirmek zorunda kaldık arabaları etrafa bakacak şekilde parkettik fe lambalarını son ayar açtık 10 kişi uyucak 10 kişi nöbet beklicekti, 6 saat sonra nöbet degişicekti ve yola koyulacaktık. Gece saat 03:00 gibi yine çığlık sesleri gelmeye başladı. Ve korktuğumuz başımıza geldi. Aniden saldırı yemiştik ve polisle beraber 3 kişiyi kaybetmiştik. Ne kadar üzülsekte yola çıkmalıydık sabah oldu ve binek araçlardan birini bırakacaktık ve ondaki aküyü bizim arabaya taktık yolumuza devam ettik havada uzun zamandır güneş yoktu. Otobanda terkedilmiş arabalar ve ölmüş insanlar görüyorduk. Yaratıklarda bi süre sonra ölüyorlarmış. Yolumuza devam ettik benzinlik görünce hemen durduk ve yakıtlarımı fulleyip marketini yagmaladık.

Marketi yağmalarken arka tuvalet tarafından garip seslee geliyorsu bwn vw yasin sessizce oraya doğru yöneldik, yasin kapıyı açacak ben birden içeri dalacaktım ve yasin birden kapıyı açtı ama ben içeri dalacakken yaratık üstüme fırladı yerde cebelleşioduk resmen silaha uzanamıyordum yasine baktığımda sessiz ol işareti yaptı arkasına geçerek 1 tane kafasına sıktı üstüm hep kan olmuştu. Hemen arabaya gidip üstümü degiştirdim yasin o sırada yanında tanımadığımız bir kişiyle geldi bize anlatacakları var dedi bu bir kızdı zaten o kadar korkmuş ki birtürlü anlatamadı en sonunda labaratuvarın dağıtıldığını doktorların ise amerikaya kaçtını ögrendik kızın ismi Begümdü. Begüm labaratuvar da çalışan bir hizmetliymiş 25 mart o gece doktorların hatası yüzünden deneklerin kaçtıgını ögrendik aslında bu olay kansere tedavi ararken yanlışlıkla çıkmıştı ve panzehiri vaemıydı ögrenmek için tek bir yol vardı oda Amerikaya gitmek ama nasıl gidebilirdik ki

-içerik gizlenmiştir.-

Ne kadar alışsakta uçaklar pistler heryer kan revan içindeydi. Etrafı kolaçan ettik ama kimseyi göremedik aslında birini bulana kadar burayı yeni üs olarak kullanabilirdik. Aklıma hemen kule geldi hem yukarıdaydı hem iletişimimiz için herşey vardı. Hemen kuleye çıktık ve düzenimizi kurduk burda belkide haftalarımız geçebilirdi oldukça büyük ve güzel biryerdi. Oğuz bilgisayardan anladıgı için hemen birşeyleri kurcalamaya başladı. Biri yaşıyorsa hala ya da havada bir uçak varsa radar bizi uyarıcak ve iletişime geçebilecektik. Yarın olunca hemen yeni bir plan yaptık 17 kişiydik bu zamana kadar 4 kayıp 1 kişi kazanmıştık şimdilik iyi birşeydi. 5 kişi begümle kulede kalacaktı geri kalan 12 kişi 2 gruba ayrılıp etrafı kolaçan edecekti. Sürekli telsizden haberleşicektik ve birşey bulursak kuleye getirecektik. Kulenin jeneratörü olduğu için elektirik yönünden biraz şanslıydık. Yasinle ben ve digerleri bi grup fatih nihat diğerleri bi grup ayrıldık. Tahmin ettiğimiz gibi birşey bulamadık. Ama bi gariplik vardı etraf çok sakin ve sessizdi, hiç o yaratıklardan görmedik. Kuleye döndügümüzde fikir alışverişi yaptık. Kapana kısılmış gibiydik sanki.

Kendi aramızda bu yaratıkların hassas, zaafı oldugu noktaları bulmalıydık. Bunun için bir yaratık yakalayıp üstünde testler yapıcaktık. Yasin ben nihat ve diger 6 kişi yola koyulduk, digerleri kuledeydi etrafı yine kolaçan ettik. Ama uzun süre hiçbirşey bulamamıştık. Sanki bi hazırlık içindeydiler, birileri onları kontrol ediyor gibi davranışları oluyordu bazen yola devam ettik ve uzakta 1 tane kadın yaratık gördük hemen sessizce etrafını sardık ben onu üstüme çekip kaçıyormuş gibi yaparken yasin tuzaga düşürerek arkasından iple dolamıştı bile. Arabayı getirmemiştik hava hafif kararmak üzereydi hemen kuleye gittik. Ve kulenin arka odasına sımsıkı bağladık güvenlik kamerasından da takip ediyorduk. Yarın olunca üstünde deneyler yapıcaktık ve uykuya daldık 3 er kişi nöbet tutuyordu. Sabah olunca odaya girdik herşey normalde önce yaratıgın üstüne su döktük tepki vermedi. Sonra yakmaya çalıştık hissetmiyor gibiydi bissürü şey denedik ve en sonunda bir açık noktosını bulduuk.

Bu yaratıkların tek zaafı tuzdu. Herşeyi denemiştik en son tuz döktügümüzde döktügümüz yerin delindiğini gördük ve yaratıgın çıglıklarını duyduk. Artık tuz depolamamız gerekiyordu ve eger pilot bulursak havadan heryere tuz dökersek bu yaratıklardan kurtulabilirdik. Gece olunca uyuduk çogumuz heycandan uyuyamıyordu. Sabah olunca yaratığın çıglıklarını duyduk, noldu diye içeri girdigimizde yasinin arkadaşı yaratığı bağlamış içine girmeye çalışıyordu. Artık nasıl bi yokluktaysa yaratığa bile azmıştı. Belki iyileşir diye yaptım desede asıl amacını biz anlamıştık. Biz buna bagırıp çagrırken onunda yaratıga dönüştüğünü gördük. Mecburen öldürmek zorunda kaldık. içeri geçip kendi aramızda anlaşma yaptık artık kimse bidaha böyle bişey olmucagından hemfikirdi. Artık asıl işimize dönme vakti gelmişti. Tuz bulacaktık.

Gerekli malzemeleri bulduktan sonra begüme yardım ederek uçagı tamir ettin artık yola çıkmaya hazırdık oguz hemen amerikaya inecegimiz koordinatlarını belirledi hemen yola çıktık. Amerika semalarına girdik ve inecegimiz yere indik. Hemen labaratuvar a gitmek için araba ayarlamamız gerekiyordu etrafa dagıldık ve büyük bir tane araç bulduk vakit geçmeden labaratuvara doğru gittik burda herşey çok nornaldi insanlar sokakta rahatça geziyordu. Sanki onlae bi virüsten hiç etkilenmemiş gibiydi. Ve labaratuvara vardık orda bizi amerikan askerleri durdurdu daha fazla ilerleyemicegimizi söyledi ve bizleri tutuklamaya kalkıştı. O sırada büyük bir kargaşa çıktı ve askerli öldürmek zorunda kaldık nihat fatih ve 3 kişiyi daha kaybetmiştik labaratuvar a girdigimizde şok olmuştuk bilgisayarlar dünyanın her tarafını gösteriyordu ve amerikada hiçbirşey yoktu. Hemen doktorlardan birini döverek konuşturmaya çalıştık. Şerefsizler virüsü kendileri oluşturup yaymışlar ve dünya üstünde yaşayan tek insan amerikanlar olucaktı. Planları buydu. Doktoru daha çok dövdükçe panzehirin oldugunu ve bunu hava yoluyla herkese ulaştırıp kurtulabilceklerini söyledi projenin başındada doktorlar böyle olucagını bilmiyormuş. Hemen panzehiri havaya karıştırdık labaratuvar dışarısında polis ve askerlik bizi beklesede büyük bir virüsü yok etmiştik. Ve hiçbirşey eskisi gibi olmuyacaktı.

Hikaye bitti arkadaşlar takip edenlere teşekkürler erken bitirmek zorunda kaldım kusura bakmayın.