tümü

/i/Tespit

verdikleri ayarlarla incicilerin atası olan 8 kişi

  1. 1.
    +2 -1


    1)Yavuz Sultan Selim



    Dikkat, taklu hikayedir!!

    iran Şahı Şah ismail, Yavuz'a nasıl binlik yapsam diye düşünürken aklına bi fikir gelir. Yavuz Sultan Selim'e mücevherlerle dolu bir sandık gönderir. Sandık açıldıkça değerli eşyalar çıkar ve değişik kokular gelmeye başlar. Sandığı açan adam sultanı bohta çıkabilir diye uyarırken sandığın dibinin takla dolu olduğu anlaşılır.

    Yavuz Sultan Selim bu harekete yanıt olarak hemen gül kokulu lokumlardan hazırlatır ve elçi ile Şah ismail'e gönderir. Şah lokumları yer ve dibindeki not ile karşılaşır. O notta şöyle yazmaktadır.

    "HERKES YEDiĞiNDEN iKRAM EDER."





    2)Barış Manço



    Bu soruya spiker şaşırır ve " Evet var ama n'olacak " der.
    Barış manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır. Barış Manço spikere sorar: " Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim? "
    Spiker: "General... "
    Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar,
    Spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır, "general... ", "amiral... ", "komutan... " spikerin bu "falanca general, falanca amiral, falanca komutan" cevabından sonra, bu sefer de barış reis cebinden Türk paralarını çıkarır.Spikere der ki: Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. şairdir...
    Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır, düşünürdür...
    Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet'dir. adaletin sembolüdür...
    Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış, Dünyada barış" diyen kişidir...
    Bizim paralarımız bunlar...
    Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin", "düşünürlerimizin","bilim adamlarımızın" fotoğraflarını bastık...
    Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der...
    Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keser ve spikere gibtiri basarlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço'dan ve Türkler'den özür diler, programa böylece devam edilir...





    3)Albırt Aynşayn



    O zamanın güzellik kraliçelerinden biri Albert Einstein'a kafayı takmış ve aynştayna vurdurmanın yolunu aramaktaymış. Konuşma fırsatını bulunca da yanına yanaşıp sormuş huur.

    Biz neden evlenmiyoruz? Böylece doğacak çocuk zekasını sizden, görünüşünü benden alır. Mükemmel bir varlık getirebiliriz dünyaya!
    Aynştayn'da bu teklife cevaben güzellik kraliçesine aynen şöyle demiş:

    "YA ZEKASINI SENDEN, GÖRÜNÜŞÜNÜ BENDEN ALIRSA... "





    4)Mehmet Akif Ersoy



    Bu ayar daha önce incide anlaşmalı @2 ler tarafından denenmiştir.
    Bir gün edebiyatçılar toplanmış ve edebi bir konu hakkında konuşuyorlarmış. Mehmet Akif, Cenap Şahabettin'in bir görüşüne karşı çıkmış. Bu yüzden Cenabettin Şahabettin'de Mehmet Akif Ersoy'u küçük düşürmek için soru sormaya başlar ve aralarında şöyle bir diyalog gelişir.
    Cenap Şahabettin:

    "Afedersiniz siz, baytardınız değil mi?"

    Akif yapştırır cevabı :

    "EVET, BiR YERiNiZ Mi AĞIRIYORDU?"





    5)Necip Fazıl Kısakürek



    Bir gün Üstad'ı mahkemeye çıkarmışlar. Hakim bakmış Üstad'a saç sakal birbirine girmiş, demiş " Bu tip ne aq tuvalette hatim mi indirdin, Kuran'a rövaşata mı çektin resmen maymuna dönmüşsün"
    Üstad yüzünü duvara döndürmüş ve yapıştırmış cevabı :

    "ŞiMDi DE DUVARA DÖNDÜM"





    6)Şeyh Şamil



    Rus çarı, hızlı hızlı yemek yiyen Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’i diğer krallara gösterir ve der ki;
    “Şuna bakın neredeyse beni yiyecek.”
    Bu sözün üzerine yemek yemeyi bırakan Şamil arkasına yaslanır ve Çar’a;

    “MERAK BUYURMAYIN ÇAR EFENDi DiNiMiZDE DOMUZ ETi YEMEK HARAMDIR SiZi YEMEM.” der.





    7)Nef'i



    Şeyhülislam Tahir Efendi Nefi'ye kelp (köpek) demiş ve Nef'i'de kendisine köpek diyen Tahir Efendi'ye şöyle karşılık vermiş;

    Tahir efendi bana kelp demiş
    iltifadı bu sözde zahirdir
    maliki mezhebim benim zira
    itikadımca kelp tahirdir.

    Edebiyatla haşır neşir olanlar bilir reis burada "itikadımca kelp tahirdir" diyerek tevriye sanatını ustaca kullanmıştır. Hem kelp(köpek)in mezhebince temiz olduğunu belirtmiş hem de Şeyhülislam Tahir'e köpek(kelp) demiştir.

    Bu şiirinde verdiği ayardan dolayı yargılanır ve kendisini savunurken yalnızca birinci anlamı kastettiğini söyleyerek idam cezasından kurtulur.

    Nef'i'nin idamdan kurtulduğunu belirten Padişah 4.Murad'a gönderilecek belge yazılırken Nef'i de oradadır. Belgeyi bir zenci yazmaktadır ve kâğıda mürekkep damlatır. Nef'i de bu olay üzerine kendini tutamaz ve :

    "MÜBAREK TERiNiZ DAMLADI EFENDiM" der ve vermiş olduğu ırkçı ayardan dolayı bu kadarı da yeter denilerek iddıbına hüküm verilir.





    +) Sümbülzade Vehbi Efendi



    Bir gün III.Selim yazdığı hicivlerden dolayı idamın eşiğine gelen Sümbülzade Vehbi Efendi'yi yanına çağırır ve "Bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ödüllendirmek gelsin" der. Vehbi efendi şiiri yazar. işte o şiir:

    azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
    kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

    lal-u şarap içirem ve ıslatıp geçirem,
    parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

    eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır,
    lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

    diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
    bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

    salınarak giderken arkandan ben sokayım,
    ard etegin beline, olmasın çamur aman.

    kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
    sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

    öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
    düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

    eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
    yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

    herkese vermektesin, bir de bana versene,
    avuç avuç altını, olsun kulun saduman.

    sen her zaman gelesin, ben vehbiye veresin,
    esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

    Burda yapılan sanata da rücu sanatı denilmektedir.


    Tümünü Göster
    ···
    #172350892 şikayet