+6
-1
10 yaşında vardım yoktum. sene 1999. ilk defa pc alınmış eve. niye pc diyorum ki, o zamanlar laptop'tan haberimiz mi var? açıkca bilgisayar diyeyim. her neyse, bilgisayarımız tahmin ettiğiniz üzere efsanevi windows 98 işletim sistemine sahipti. casper'dı hatta. yoğun israrlarla, işimizi görsün diye alınmıştı. bizim tabi ki, babamın ne işi olurdu bilgisayarla o zaman? fabrika yönetim kadrosundaydı ama sıfırdı alâkası. o yüzden, oyun ve 256 kbps hızındaki internet için alınmıştı. şimdiki gibi nerede 24 mbps bağlantımız olsun, japonya'da mı yaşıyoruz? hâl buyken, fırlama ve hiperaktif yaşarken, içimdeki o merak ateşi beni yiyip bitirirdi, her küçük çocukta olduğu gibi. sıradan bir gündü. tahminimce yaz aylardayız, bir buçuk saattir bilgisayar oynadığıma bakılırsa. masaüstünde, galatasaray'ın o zaman ki değişmez taffarel, popescu, suat, hagi ve jardel 5'lisi gibi, asla değişmeyen 5 simge vardı; bilgisayarım, belgelerim, intenet explorer, ağ bağlantılarım ve geri dönüşüm kutusu olmak üzere. ilk göze çarpan ve ekranın en üstünde olan bilgisayarım kurban seçilmişti. içindeki klasörlere tıklaya tıklaya windows klasörünü bulmuştum. fırlama ve biraz da ingilizce bilen bir çocuk değil miyim, şöyle şaşalı bir isim bulup sileyim lan dedim. tabii o zaman "fak dı sistım" felan bilmiyoruz. bilseydim komple windows'u silerdim ya neyse. gittim system32.dll 'yi buldum ve silme operasyonunu başarıyla bitirdim. hassstrr, babama kıçımı yırttıra yırttıra aldığım bilgisayar kafayı yedi. bir şey de yapamayınca, monitörü kapattım ve "annee, ben sametlere gidiyorum." diyerek olay yerinden kaçtım. şansımı s... eviyim ki babamın o akşam internete giresi tuttu. yahoo'ya mı ne girecekmiş, sanal iletilerini (e-posta) kontrol etmek amacıyla. hikayenin buradan sonrasını insafınıza bırakıyorum. (ipucu: tamirattan sonra, 6 ay pc... pardon bilgisayar yasağı... )
Bu da böyle bir anımdır.
EDIT: 10 şuku gelirse devamı gelir