-
108.
0Rezervasyonullah
-
107.
+2 -1Editör geri dönüp kareyi bulmakta tereddütlüydü ama yapmamız gerektiğini biliyorduk, o yüzen geri döndük. Bu sefer fotoğraf küçük bir kızı gösteriyordu, aynı geçen fotoğraftaki kızın yaşlarında. Yüzüstü yatmıştı, saç tokaları yanında, kanlar içindeydi. Onun da sol gözü çıkmış, dışarıdaydı ve sadece iç çamaşırı giyiyordu. Aynı önceki fotoğraftaki gibi burada da ceset sokağın ortasındaydı, ve katilin gölgesi, aynı biçim ve boyda, cesedin üzerine düşmüştü. Kusmamak için kendimi zor tuttum, ve stajyerlerden biri, odadaki tek kadın, dışarı koştu. Bölüm devam ediyordu.
-
106.
0Bekliyoruz panpa korktum ama biraz ne yalan söliyim
-
105.
+1Ekran hıçkırarak ağlamakta olan Squidward’a geri döndü, sesi her zamankinden daha yüksekti ve karede sadece vücudu vardı. Gözlerinden yüzüne doğru kan damlaları dökülüyordu. Kan damlaları da oldukça gerçekçi bir stilde çizilmişti, sanki dokunsan kan parmaklarına bulaşacaktı. Arkadaki ses artık ağaçların arasından koşarak geçen bir fırtınanınkine benziyordu, kırılan ağaç dallarının sesini bile duyabiliyordunuz. Derin bir bariton seste yükselen kahkaha artık daha sık yankılanıyordu. Yirmi saniye kadar sonra, ekran gene büküldü ve bir anlığına tek bir fotoğraf gösterdi.
-
-
1.
0okuyom devam
-
1.
-
104.
+1işin en korkunç tarafı resimde fotoğrafçının gölgesi de vardı. Cesedin etrafında ne polis bandı, ne kanıt etiketleri veya işaretleri vardı, zaten açısı da kanıt teşkil etmek için tamamen yanlıştı. Fotoğrafçının çocuğun ölümünden sorumlu kişi olduğu açıktı. Elbette dehşete düşmüştük, ama birazan bunun iğrenç bir şaka olduğunu farkedeceğimiz umuduyla izlemeye devam ettik.
-
103.
0aaaaaa ne kadar ilginc o kadar ilginc ki osturmadan sicmaya gidiyorum
-
102.
0Baş animasyon editörü durdu ve filmi kare kare geri sarmaya başladı. Kareyi bulduğunda gördüğümüz şey korkunçtu. Küçük bir çocuk cesedinin fotoğrafıydı. Altı yaşından daha fazla olamazdı. Yüzü yamru yumru olmuş ve kan içindeydi, yuvasından fırlamış tek bir göz yanağından aşağı sallanıyordu. Bir tek iç çamaşırı dışında çıplaktı ve midesi kesilip açılmıştı, iç organları dışarı fırlamıştı. Bir kaldırım kenarında öylece yatıyordu.
-
101.
0Ekşiden çalıyor beyler arastirin
-
100.
0Rüzgar ve ağlama sesinin altında, çok hafif bir gülme sesi duyduk sonra. Garip aralıklarla duyuluyordu ve asla bir saniyeden daha uzun sürmüyordu, bu yüzden baştan ne olduğunu anlamakta zorlandım. (Bahsettiğim bölümü daha sonra iki kere daha izledik, yani verdiği ayrıntılar çok spesifik geliyorsa kusura bakmayın, ama bunların üzerinde düşünecek zamanım oldu) Sesler otuz saniye daha sürdükten sonra ekran bulanıklaştı, titremeye başladı ve ekranı kısa bir süreliğine bir şey kapladı, sanki tek bir karenin yeri değiştirilmiş gibi.
-
99.
0Ekran yavaş yavaş Squidward’ın yüzüne yakınlaşıyor. Yavaş derken şeyi kastediyorum, hareket ettiğini ancak görüntülere on saniye arayla yanyana bakarsanız anlayabiliyorsunuz. Hıçkırıkları daha da yükseliyor, daha kızgın, daha kırgın geliyor kulağa. Sonra ekran bir kere seğiriyor, bir anlığına eğilip bükülüyor sonra normale dönüyor. Ağaçların arasından esen rüzgara benzeyen ses yavaş yavaş yükseliyor, sanki bir yerlerde bir fırtına çıkacakmış gibi gürültü daha keskin oluyor. işin ürkütücü tarafı bu ses, ve Squidward’ın hıçkırıkları kulağa çok gerçek geliyor, sanki hoparlörün tam arkasındaymış gibi. Stüdyoda ses kalitesi ne kadar iyi olursa olsun, bu kalitede bir ses duymanız mümkün değildir.
-
98.
0Ekran Squidward’ı yatağının kenarında otururken gösteriyor, çok çaresiz görünüyor. Denizaltı camından gece gökyüzü görünüyor, yani konserden çok sonra değil. Rahatsız edici kısmı şu ki bu esnada hiç ses yok. Gerçekten, sıfır ses. Odadaki hoparlörlerden feedback bile gelmiyor. Sanki hoparlörleri biri kapatmış gibi, ama çalıştığını yeşil ışıklardan görebiliyorduk. Orada oturuyordu sadece, sessizlik içinde, ama göz kırpmasından ekranın donuk olmadığını anlıyorduk. Otuz saniye boyunca öyle oturuyor, sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor. Elleriyle (dokunaçlarıyla) gözlerini kapatıyor ve o halde bir dakikalığına filan daha ağlamaya devam ediyor. Bu esnada arkadan bir ses yavaş yavaş hayata geliyor. Ormanın içinden gelen hafif bir rüzgara benziyor ses.
-
97.
0
tüm kalbimle inandim biraderim
-
96.
+1Bölüm oynarken bir kaç kare kendini tekrar ediyor, ama ses çalmaya devam ediyor (bu noktada ses, animasyonla eşleştirilmiştir yani hayır, bu olağan bir şey değildir) ama Squidward çalmayı bıraktığında, ses, atlama sanki hiç olmamış gibi doğru yerden devam ediyor. Kalabalıkta Squidward’ı izleyenler arasında hafif bir fısıldaşma oluyor ve onu yuhalamaya başlıyorlar. Çizgi filmde hep gördüğümüz normal yuhalama değil, içinde kötülüğü duyabiliyorsunuz. Geniş ekranda Squidward görünüyor ve yüzü korkuyla dolu. Ekran izleyenlere dönüyor, ortalarında SpongeBob oturuyor ve o da Squidward’ı yuhalıyor, hiç SpongeBob’luk bir şey değil. Ama en garip şey gene de bu değil. En garibi ekrandaki her karakterin gözleri çok gerçekçi. Çok ayrıntılı. Gerçek insanların gözleri değil, orası kesin, ama CGI’dan biraz daha gerçek bir şey. Gözbebekleri kıpkırmızı. Montaj odasında bazılarımız dönüp birbirimize baktık, kafamız karışmıştı, ama sonuç olarak bölümü yazan bizler değildik ve çocuklara ne kadar uygun olduğunu sorgulamadık.
-
95.
0Rezzers
-
94.
0Stajyerlerden biri bölümün ismine şöyle genzinden bir güldü. Her zaman olduğu gibi mutlu mesut bölüm müziği çalmaya başladı. Hikaye Squidward’ın klarnet egzersizi yapmasıyla başladı, her zamanki gibi bir kaç yanlış notaya bastı. Evin dışında SpongeBob’un güldüğünü duyduk ve Squidward durup SpongeBob’a akşam konseri olduğunu, çalışması gerektiğini ve gürültü yapmamasını söyledi. SpongeBob buna okey diyor ve Sandy ve Patrick’i ziyaret etmeye gidiyor. Ekrana baloncukların dolduğu ekran arası geliyor ve Squidward’ın konserinin sonunu görüyoruz. işte burada bir şeyler garip görünmeye başlıyor.
-
93.
0Devam panpa merakla bekliyorum
-
92.
0Rezervasyon
-
91.
0Seri yaz panpa
-
90.
0Hala izliyom kanka çooook severim merak ettim buyur
-
89.
0çalıntı amk bülbülü
başlık yok! burası bom boş!