/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +32 -6
    Ben ve iki başka stajyer son kurgu için baş animasyoncular ve ses editörleriyle beraber montaj odasındaydık. Adının “Yengeç Burger Dehşeti” olması gereken bölümün kopyasını aldık ve izlemek için ekranın etrafında toplandık. Bu bölümler son hale daha gelmediği için animasyoncular kendi aralarında şakalaşmak için bölümlere belden aşağı isimler verirler, mesela SpongeBob ve Patrick’in bir deniz tarağını evlat edindiği “Baybay Midye” isimli bir bölüme “ciks niye işe yaramıyor” ismini yazmak gibi. Aşırı komik şeyler değil de öyle insanı işte güldürecek bir şey. Elimizdeki bölümün başlığının “Squidward’ın intiharı” olduğunu gördüğümüzde tatsız bir şakadan başka bir şey olduğunu düşünmedik yani.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam etsene amk
      ···
  2. 2.
    +23
    Gerçekten çok ilginç şimdi gidip zütüme flüt sokucam
    ···
    1. 1.
      0
      Haydooaa
      ···
    2. 2.
      0
      Fantazini gibiyim
      ···
  3. 3.
    +14
    Bosaldım
    ···
    1. 1.
      +3 -4
      Çalıntı başlık beyler

      işte kanıtı

      http://inci.sozlukspot.com/ss_index.php?sa=cikis
      ···
      1. 1.
        +3
        okumadan linke tıklayan aklımı gibiiyim
        ···
      2. 2.
        0
        ne var panpa linkte
        ···
  4. 4.
    -4
    modifiyeli şahinimle ananızı kaçırıp sessiz bi yere arabamı çekmek istiyorum. kuşlar ötüyor kurbağalar vıraklıyor. ananızı bi ağaca bağlayıp kafasına elma koyup kafasına kafasına çivi atmak istiyorum. arada bir iki çivi gözüne başına gelsin daha güzel olur kanar yüzü. sonra ananızı yavaşça soyup haşmetli yannanımı zorla ağızlarına dolamak istiyorum. ananız çektikce ben daha da sokmak istiyorum taşşaklarımı ananızın yüzüne vurmak istiyorum. ananızı sonra ağaca idam edilir gibi bağlayıp arkasına sandalye koyup sandalyenin üstüne çıkıp deli gibi gibmek istiyorum. ananızın zütünü parçaladıktan sonra sandalyeye tekmeyi vurup ananızı öldürmek istiyorum..
    ···
    1. 1.
      0
      Yaratici
      ···
  5. 5.
    +2 -1
    Editör geri dönüp kareyi bulmakta tereddütlüydü ama yapmamız gerektiğini biliyorduk, o yüzen geri döndük. Bu sefer fotoğraf küçük bir kızı gösteriyordu, aynı geçen fotoğraftaki kızın yaşlarında. Yüzüstü yatmıştı, saç tokaları yanında, kanlar içindeydi. Onun da sol gözü çıkmış, dışarıdaydı ve sadece iç çamaşırı giyiyordu. Aynı önceki fotoğraftaki gibi burada da ceset sokağın ortasındaydı, ve katilin gölgesi, aynı biçim ve boyda, cesedin üzerine düşmüştü. Kusmamak için kendimi zor tuttum, ve stajyerlerden biri, odadaki tek kadın, dışarı koştu. Bölüm devam ediyordu.
    ···
  6. 6.
    +3
    Pnp gerçekten nickelodeon da staj yaptıysan. zütüme bütün bikini bottom halkı girsin amk...
    ···
  7. 7.
    +2
    Beyler olayın hepsi burada hatta videoda var buna prim vermeyin
    (bkz: https://eksisozluk.com/sq...har-ettigi-bolum--4836426)
    ···
  8. 8.
    +1 -1
    Baş editör durmamızı istedi, çizgi filmin yaratıcısını çağırmak istiyordu. Bay Hillenburg onbeş dakika kadar sonra yanımıza geldi. Niye çağrıldığını anlamamıştı, editör sadece bölümü oynattı. Bir kaç kare gösterildikten sonra bütün çığlıklar ve sesler tekrar durdu. Squidward gene sadece ekrana bakıyordu, üç saniye kadar. Ekran çabucak Squidward’ın yüzünden uzaklaştı, derin ses ona “YAP ARTIK ŞUNU” dedi ve Squidward’a bir silah uzattı. Squidward silahı aldı, hemen beynine dayadı ve tetiği çekti. Gerçekçi kan ve beyin parçaları arkasındaki duvara dağıldı ve geri sıçradı. Bölümün son beş saniyesi Squidward’ın cansız bedenini yatağında gösteriyor. Yana düşmüş. Dışarı fırlamış tek gözü, yerde kafasından kalanlara dalmış bakıyor. Ve daha sonra bölüm bitiyor.
    ···
  9. 9.
    +2
    Sungerbob hermafrodit oldugu icin patrikle evlenio. patrik bunu catir cutur gibio. Son bolum bole
    ···
  10. 10.
    +1
    Rezervatuar
    ···
  11. 11.
    +1
    https://eksisozluk.com/sq...har-ettigi-bolum--4836426
    ···
  12. 12.
    +1
    Bölüm oynarken bir kaç kare kendini tekrar ediyor, ama ses çalmaya devam ediyor (bu noktada ses, animasyonla eşleştirilmiştir yani hayır, bu olağan bir şey değildir) ama Squidward çalmayı bıraktığında, ses, atlama sanki hiç olmamış gibi doğru yerden devam ediyor. Kalabalıkta Squidward’ı izleyenler arasında hafif bir fısıldaşma oluyor ve onu yuhalamaya başlıyorlar. Çizgi filmde hep gördüğümüz normal yuhalama değil, içinde kötülüğü duyabiliyorsunuz. Geniş ekranda Squidward görünüyor ve yüzü korkuyla dolu. Ekran izleyenlere dönüyor, ortalarında SpongeBob oturuyor ve o da Squidward’ı yuhalıyor, hiç SpongeBob’luk bir şey değil. Ama en garip şey gene de bu değil. En garibi ekrandaki her karakterin gözleri çok gerçekçi. Çok ayrıntılı. Gerçek insanların gözleri değil, orası kesin, ama CGI’dan biraz daha gerçek bir şey. Gözbebekleri kıpkırmızı. Montaj odasında bazılarımız dönüp birbirimize baktık, kafamız karışmıştı, ama sonuç olarak bölümü yazan bizler değildik ve çocuklara ne kadar uygun olduğunu sorgulamadık.
    ···
  13. 13.
    +1
    işin en korkunç tarafı resimde fotoğrafçının gölgesi de vardı. Cesedin etrafında ne polis bandı, ne kanıt etiketleri veya işaretleri vardı, zaten açısı da kanıt teşkil etmek için tamamen yanlıştı. Fotoğrafçının çocuğun ölümünden sorumlu kişi olduğu açıktı. Elbette dehşete düşmüştük, ama birazan bunun iğrenç bir şaka olduğunu farkedeceğimiz umuduyla izlemeye devam ettik.
    ···
  14. 14.
    +1
    Ekran hıçkırarak ağlamakta olan Squidward’a geri döndü, sesi her zamankinden daha yüksekti ve karede sadece vücudu vardı. Gözlerinden yüzüne doğru kan damlaları dökülüyordu. Kan damlaları da oldukça gerçekçi bir stilde çizilmişti, sanki dokunsan kan parmaklarına bulaşacaktı. Arkadaki ses artık ağaçların arasından koşarak geçen bir fırtınanınkine benziyordu, kırılan ağaç dallarının sesini bile duyabiliyordunuz. Derin bir bariton seste yükselen kahkaha artık daha sık yankılanıyordu. Yirmi saniye kadar sonra, ekran gene büküldü ve bir anlığına tek bir fotoğraf gösterdi.
    ···
    1. 1.
      0
      okuyom devam
      ···
  15. 15.
    +1
    ikinci fotoğraf görünükten beş saniye kadar sonra Squidward sustu, bütün sesler de sustu, aynı bölüm ilk başladığındaki gibi. Dokunaçlarını indirdiğinde gözleri, bölümün başındaki kalabalık gibi hiperrealist bir yöntemle yapılmıştı, gerçek gibilerdi. Kanıyorlardı, kan içindeydiler, ve titreşiyorlardı. Squidward izleyicileri izler gibi ekrandan dışarı bakıyordu sadece. On saniye kadar sonra, tekrar ağlamaya başladı, bu sefer gözlerini kapatmıyordu. Ses kulaklarımızı delecek kadar yüksekti, hıçkırıkları çığlıklara karışıyordu. Gözyaşları hızla gözlerinden inerken rüzgar sesi, derin gülme sesiyle geri geldi ve bu sefer fotoğraf en az beş kare kadar göründü.
    ···
  16. 16.
    +1
    Rezzzzzzz
    ···
  17. 17.
    +1
    Editör fotoğrafı dördüncü karede durdurup geri sarmaya başladı. Bu sefer fotoğrafta aynı yaşlarda bir erkek çocuğu vardı, aynı şekilde gözü çıkmıştı, fakat sahnede farklı bir şeyler vardı. Büyük bir el çocuğun iç organlarını karnındaki geniş yarıktan çekiyordu. inanması güçtü, ama bu sahne oynuyordu. Editör beş kareyi birden oynattığında kusmaya başladım. Animasyon ve ses ekibi şoka girmişlerdi. Beş karenin beşi de bir video gibi oynuyordu. Elin iç organları yavaşça çektiğini, çocuğun gözlerinin ele döndüğünü, iki kere kırpıştığını gördük
    ···
  18. 18.
    0
    Rüzgar ve ağlama sesinin altında, çok hafif bir gülme sesi duyduk sonra. Garip aralıklarla duyuluyordu ve asla bir saniyeden daha uzun sürmüyordu, bu yüzden baştan ne olduğunu anlamakta zorlandım. (Bahsettiğim bölümü daha sonra iki kere daha izledik, yani verdiği ayrıntılar çok spesifik geliyorsa kusura bakmayın, ama bunların üzerinde düşünecek zamanım oldu) Sesler otuz saniye daha sürdükten sonra ekran bulanıklaştı, titremeye başladı ve ekranı kısa bir süreliğine bir şey kapladı, sanki tek bir karenin yeri değiştirilmiş gibi.
    ···
  19. 19.
    0
    Ekran yavaş yavaş Squidward’ın yüzüne yakınlaşıyor. Yavaş derken şeyi kastediyorum, hareket ettiğini ancak görüntülere on saniye arayla yanyana bakarsanız anlayabiliyorsunuz. Hıçkırıkları daha da yükseliyor, daha kızgın, daha kırgın geliyor kulağa. Sonra ekran bir kere seğiriyor, bir anlığına eğilip bükülüyor sonra normale dönüyor. Ağaçların arasından esen rüzgara benzeyen ses yavaş yavaş yükseliyor, sanki bir yerlerde bir fırtına çıkacakmış gibi gürültü daha keskin oluyor. işin ürkütücü tarafı bu ses, ve Squidward’ın hıçkırıkları kulağa çok gerçek geliyor, sanki hoparlörün tam arkasındaymış gibi. Stüdyoda ses kalitesi ne kadar iyi olursa olsun, bu kalitede bir ses duymanız mümkün değildir.
    ···
  20. 20.
    0
    Ekşiden çalıyor beyler arastirin
    ···