varsa benim gibi sorunlu arkadaşlar

arasıra saçma şeyleri sorun edip kavga etmedik mi?
ettik..
arasıra küsmedik mi birbirimize?
küstük..
arasıra konuşmayı kesmedik mi birbirimizle?
kestik..
ama her seferinde barışmayı bildik ve yıldıramadı bizi bu ufak sorunlar. dilan artık eskisi gibi değil bana aşkım diyor seni seviyorum diyor cicim ayları oldukça güzel geçiyordu.. ve yıl başı yaklaşıyordu..

yıl başına 1 hafta vardı dilanın kuzenin sevgilisi varmış onlar şehirden şehre sevgililermiş. (bu dünyadaki tek mal değilmişim). dilan bana kuzeninin sevgilisinin yılbaşı için hataya geleceğini söyledi, biraz canı sıkkın bir şekilde.
neden canın sıkkın dedim ufak bir hiç ile geçiştirdi. anlamıştım. benim de gelmemi istiyordu. ama nasıl gidebilirdim ki. cepte 5 kuruş para yok. hem bu yaşıma kadar tek başıma şehirler arası yolculuk yapmamış. peder ağzıma kürekle vurur. ama gitmek içinde can atıyordum. bir yol bulmalıydım... bir yol...

önce abimi karşıma alıp konuştum, abi böyle böyle ben sanırım hayatımda ilk kez aşık oldum. ve onu görmeye gidicem. bana para verir misin dedim. çıkardı 250lira verdi üstümde bu kadar var dedi. koydum cebime 250 lirayı sıra babamdan izin almaya gelmişti. akşam oldu babamın karşısına geçti. hayatımda ilk kez babamla öyle duygu yüklü bir konuşma yapmıştım. zayıf noktasını biliyordum babamın. 'sen hiç' ile başlayan cümleler babamın zayıf karnıymış meğer. babam önce yok mok yollamam desede. sen hiç aşık olmadın mı baba? sen hiç sevmedin mi? bu yaşıma kadar hiç bir şey istemedim senden baba tek bir şey istemedim. bunu çok görme baba dedim. izni kopardım babamdan 250 lira da ondan aldım. sıra sürpriz yapmaya gelmişti...

ertesi gün dershaneden sonra arkadaşlarla hediye bakmaya gittik. 1 saatlik araştırmanın ardından spastik küçük ayılardan almaya karar verdim (şu an kendimden utanıyorum) üzerinde thanks for your love yazıyordu. ayıda tatlı bir şeydi hakkını yemeyelim şimdi ama sonuçta ayı yani.. gün geldi 30 aralık...

ulan sürpriz yapacaktık ama hatayı bilmiyordum ki nasıl bulacaktım evi derken tak bi mesaj geldi telefonuma o da kim?

hayır yanlış tahmin dilan değil.
dilanın kuzenin sevgilisi hüseyin.
selam bacanak naber gelmiyor musun hatay vs yazıyordu.
kimseye söyleme ama dilana sürpriz yapıcam geliyorum ama bi sıkıntı var hatayı bilmiyorum dedim.
oo sevindim orasını dert etme ben seni gardan alırım dedi.
bu işide halletmiştik.

akşam oldu has'ın tek koltuklu otobüslerinden 40 liraya express bilet aldım. 22:00 daydı otobüs gittim aştiye bekledim otobüs saatinin gelmesini. bu arada dilan mesaj attı.

rezerved

napıyorsun aşkım yazıyordu. cevap verdim çaktırmamak için ne yapayım evde annemlerle oturuyorum vs. bişeyler zırvaladım. biraz erken uyuyacağım diyip kapattım konuyu. sabah indim hataya, hüseyin beni bekliyormuş garda. hüseyin dedim? güldü. hoş geldin bacanak dedi. açsındır gel kahvaltı yapalım dedi. ve sahil kenarında bi kafeye gittik kahvaltı yaptık. o işlerinden ben ankaradan bahsediyordum. güldük eğlendik. sıra dilana sürpriz yapmaya gelmişti.

dilanı aradım ankaradaymış gibi. neredesin dedim. halamlardayım yılbaşı için bir şeyler yapıyoruz dedi. hıı dedim. biraz konuştuk kapattık. hüseyin halasının evini biliyormuş oraya gidelim dedi. olur dedim aldım sırt çantamı omzuma atladık taksiye gittik halasının evine. hüseyin dedi ki kapıyı sen çal dilan çıkmazsa ben gelirim dilan çıkarsa sen halledersin dedi. tamam dedim. kapıyı çaldım ama içimden zakkum-hipokondriyak çalıyor.1,2,3.. ve sonunda kapı açıldı. kapıyı açan dilandı. beni gördü ve gözleri fal taşı gibi açıldı. eminim ki içinden ne kadar küfür varsa hepsini hüseyine etmiştir. şaşkınlığı atınca üzerinden sarıldı bana. sonra hüseyin geldi. içeri geçtik. hüseyin özlemle ilgileniyor. bense dilanımla. sora hüseyin özleme hediye almış onu getirdi. ben unutmuş numarası yapıyorum tabii. dilanla bana almış kargoyla yollıcakmış yüzyüze vermek kısmetmiş dedi. siyah üstünde mavi desenli bi gömlek almış. ben de gittim çantamdan ayıcığımı getirdim. ayıcığın bi kulağına 'd' bi kulağına da kendi ismimin baş harfinin küpesini takmıştım. dilan görünce çok sevindi ve yanağımdan öptü beni.

akşam oldu ve dilanların eve doğru yol aldık. dilanın ufak kız kardeşi, ablası annesi ve bi kaç akrabaları vardı. yıl başı için sofra hazırlandı biz hüseyinle alkol almaya gittik bi miktar bira ve vodka aldık geldik. saat 12 oldu ve yeni yıla girdik. onunla beraber bir yıla girmiştik. daha ne isteyebilirdim ki..

hatayda şu an hatırlamak istemeyeceğim kadar güzel vakit geçirmiştim. 3 gün sonra ankaraya döndüm. dilanla daha da bağlanmıştık birbirimize.. özledim mesajları artıyor. çaresizlik artıyordu günden güne.

bu hikayeye ara verilmiştir* devam edileceği meçhuldur.

bura iyimiş

devam ediyorum gençler

ankaraya dönmüştüm ama sanki bir yarım yanımda yoktu. ekgib bir şeyler vardı hayatımda.. sanki canımdan bir parçayı geride bırakmıştım. sanki benim nefes almamı sağlayan birini arkamda bırakmıştım.. dershaneye gidip geliyordum ama tek yaptığım dilanla mesajlaşmak. ders aralarında onu aramak ve onun güzel sesini duymaktı tüm yaptığım. eve geldiğim de ise msn açıp kameradan da olsa güzel gözlerine bakabilmekti. ve geceleri telefonda da olsa son duyduğum ses olarak huzurla uyumamaktı. hepsi bu..

bir gün facebookta takılırken dilanın duvarına gözüm takıldı çağrı diye bi bebe bebeğim yazmış buna. nasıl ayar oldum nasıl ayar oldum. lan sen kimsin amk. sen kimsin de benim sevgilime bebeğim diyorsun huur çocuğu. dilana mesaj attım. sen o çocukla nasıl öyle konuşuyorsun diye. o da benim 14 yıllık kardeşim dedi. lan sokarım kardeşine ben hiç bi erkeğe güvenmem konuşmalarına dikkat et dedim. ediyorum zaten etmem gerekenlerle dedi. iyi o zaman ona dersin aşkım dedim ve telefonu kapattım..

hani telefonunuz bi kaç saat kapalı olur da sanki açınca mesaj yağmuruna tutulacaksınız gibi hissedersiniz ya.. öyle bi an da açtım telefonu. ama ne arayan vardı. ne soran.. dilanı aradım açmadı. aradım meşgule attı. kızmıştı bana belli. belki de yaptığım o kadar ufak bir şey değildi ama haklıydı belki de..

sonra gece tekrar aradım. açtı telefonu. ufak bi naber nasılsından sonra derdini anladım. dediğime takılmıştı. evet belki de haklıydı ama napayım lan çok seviyordum ben onu. kimseyle paylaşamayacak kadar seviyordum. onunla aynı şehirde nefes alırken bile mutluyken ben onunla bile yetinebilecek kadarken ben.. dayanamazdım.. yapamazdım başkasına yakın olmasına.. anlattım durumu ve anladı ve bende o günden sonra kıskançlık krizlerime ara vereceğimi kendimi kontrol edeceğimi söyledim ve bu konu da böylece kapanmış oldu..

günlerden cumartesiydi. normal sıradan bir gün. kapının sesine uyandım. gittim uykulu gözler ve karmakarışık saçlar eşliğinde kapıyı açtım. gelen kargoydu. ... siz misiniz diye sordu. evet dedim. imzayı attım kargoyu elime verdi ve gitti. noluyo amk dedim kendi kendime. gittim bi yüzümü yıkadım pakedi odama koydum. sonra açtım. içinde bi saat ve bir not vardı. saat güzel bi saatti. çıkarttım notu ve okumaya başladım.

6. ayımız kutlu olsun sevgilim.
bu gün hayatıma girişinin 6. ayı.. tam 6 ay oldu dünyada senin varlığından haberimin olmasının..
bazen zamanı durdurmak istiyorum. özelliklede sen yanımdayken. keşke dursa diyorum beynimdeki tik-taklar..
bu saat bizim için zamanı durduracak. seni çok seviyorum

xlarcım, böceğim. dev adamım.. ıs.ıo.ıo...

yazan bi nottu. sanırım hayatımda hiç o kadar mutlu olmamıştım. hem de hiç.. kapattım notu ve dilanı aradım. seni çok seviyorummmmmmmmmmmmmmm diye bağırdım. noldu dedi
hediyen geldi dedim. ben de seni seviyorum minnakım dedi. biraz aşk dolu dakikalar yaşadıktan sonra kapattık telefonu..

hayatıma giren ilk kadın değildi belki ama gerçek aşkı yaşadığım tek kadındı diyebilirim dilan. onu öylesine seviyordum ki. size burada kelimelerle anlatmam imkansız. yanyana uyuduğumuz kanepede dudaklarını öpmekten başka hiç bir şey yapmamıştım. hasta olduğunda içim bi kötü olurdu. özlediğimde çıkar yanına giderdim 900km dinlemeden. geceleri sesini duymadan uyuyamaz. ona şiirler yazmadan duramaz. onu her sabah ben uyandırmadan edemezdim. hayat benim için sadece bir kişi olmuştu. oda dilandı. sanki nefes almam onun elindeydi ve o hayatımdan çıkınca her şey bitecek gibiydi..

bi dövme yaptırmaya karar vermiştim. zar dövmesi. çünkü kadere değil de şansa inanırdım. ve dilan benim düşeşimdi.
ben 1 kapısında tek pulu kalan tanrıya karşı
6 kapımda ki 4 pulumla düşeş atmıştım.
ve kalbiniz kırıksa ve 6 kapısı doluysa asıl o zaman yaşarsınız gerçek pişmanlığı..

unutmayın 5 dakikalık zevk için kirlettiğiniz tüm kadınların, yere düştüklerinde içleri sızlayan babaları vardı..