var mı alan aranızda harbi harbi aşık olan

@9 ağız alışkanlığı amk

@7 bro ne lan? ekşicimisin sen amk?, panpa diyeceksin.

anlat ğanğa
dinliyorum

@31 yok panpa değilim. ikizler burcumu lan arkadasın bi bak üşenme giberim belanı

@30 sevdim seni

@29 ortaokuldan arkadaş bi kızı seviyodu hala ölüyo kıza

@26 tugay sen misin lan

@23 aynen panpa bana neler yaptılar bi bilsen reyiz oturur ağlardın

@5 helal bro

onu son gördüğümde ağzımı yüzümü dağıttılar köz kapağım yırtıldı kaşım patladı dişlerim kırıldı o bana gelmeseydin keşke dedi

lisede bi kıza vurulduydum da mezun olunca bidaha görmek nasip olmadı.

dıbına koyayım ki seviyor insan sevmeden yapamıyor
ben sevdim hemde beraber olduk hep üzüntü hep bira hep sigara
neyseki 4 ay önce kurtuldum gibtir edin amk vurun kaçın

Ve bazen öyle “aptallar” vardır ki aşka düşen, aptallıklarına doymayıp ondan zevk de alırlar. En büyük aptallık umutsuz bir aşkın pençesine düşmek olur bazen. Araya yollar girer, Leyla ile Mecnun’a olduğu gibi. Bazen başka insanlar girer, bazen de başlayan ilişki hazırlar o aşkın ölümünü. Bir de arada ne yolların, ne insanların olduğu çeşidi vardır; karşılıksız aşk diyoruz biz buna. Platon, aşkın acı veren bir zihinsel hastalık olduğunu söylerken, aşkın bu acı, çok acı türünün kendisinin ismiyle anılacağından bihaberdi belki de.
Ancak ister Platonik, ister karşılıklı olsun, duygular kişiye özeldir. Ona aittir tamamen. Ortada mükemmel gibi görünen bir ilişki olsa dahi, kimse kimseye aynı oranda duygular beslemez. Herkes kendi kafasında, kendi düşlerinde yaşar aşkını. Ve bu düşlerin gerçeğe yakınlığıyla doğru orantılı olarak aşk, mutluluk veya mutsuzluk getirir sahibine.

var der ve burdan giderim