Öncelikle merhabalar,
Şimdi yalancı bin van gölü sahillerinde zenciyi nerden bulup da gibtin diyeceksiniz, durun hemen anlatayım.
Bundan yaklaşık 20 sene önceydi. Kamyoncu dedem Brezilya’ya mal indirmeye gitti. Anlattığına göre malı iki türlü de indirmiş
* *.
Neyse brezilya dönüşü köyümüze yani güzel şehrimiz van’ın yemişdere köyüne geldi. Gelir gelmez kamyonun anahtarını bana verip “al evlat cillop gibi yap yavruyu” dedi ve omzuma vurup bugünün parası 10 lira verdi. Ben de sevinçten güneşliğinde kırmızı gömlekli Ferdi Tayfur fotoğrafı olan kamyonumuza bindim ve van gölü sahillerine doğru yola koyuldum.
Bir sigara yaktım, hakkı bulut “ben tövbemi geri aldım” kasedini taktım ve kamyonu temizlemeye başladım. Kamyonun içini bi güzel mintaksladım. Sıra kamyon kasasına geldi. Brandayı kaldırdım ki kaldırmaz olaydım. Kesif bir tak kokusu kamyon kasasına hakimdi.
Mintaksı elime alıp yerlere dökmemle irkilmem bir oldu. Köşede altına sıçmış bir zenci gördüm. Napisin lan hırbo dedim buna. Korkmuştu, konuşamıyordu. Belki de söylediklerimi anlamıyordu. Çok geçmeden bunun Brezilyalı olduğunu anladım. Biraz sohbet ettik, dedemin kamyonuna binip evropada futbolcu olan babasını bulmaya geldiğini anlattı. Babası bu 3 yaşındayken bir Avrupa kulübüne transfer olmuş ve bunları bırakıp gitmişti. Yani anlayacağınız muzun içinde Afrika’dan gelen böcek gibi güzel şehrimiz vana gelmişti.
indirdim bunu kasadan. Ben şoför koltuğuna o ise kamyonun hiltonuna geçti. Sohbet ettik birazcık. Konu cikse geldi. Gözlerimin içine bakarak daha önce hiç gibiştin mi diye sordu. Benim nutkum tutulmuştu. Topu topu 2 harfli kelime söyleyecektim “no”. Halimden lisanslı sporcu olmadığımı anladı ve gülümsedi. Elimden tutup beni kamyondan indirdi ve van gölü sahillerinde dudaklarıma yapıştı. Öyle bir dudak vardı ki allah sizi inandırsın 1 büyük ekmeği bölmeden ağzına alabilir.
Biraz vakit geçtikten sonra ben de üstümdeki hamlığı atmıştım. Bunu van gölü sahillerinde dombalttım ve arkasında geçtim. Donunu indirdim ki indirmez olaydım. 3 karış tak brezilya yolunda zütüne yapışmıştı ve çok pis kokuyordu. iğrendiğimi anlamıştı ki wait dedi ve van gölü sularına girip “taharet sol elle alınır” kuralına uyarak zütüne suyu vururken şap şap ses çıkararak taharet almaya başladı. Suya oturup kalkıyordu. Tahareti aldıktan sonra ben hazırım dercesine yanıma geldi ve uzandı. Üstüne çıktım biraz bunun. Öptüm yaladım derken tamara adasına karşı dombalttım.
Beyler allah sizi inandırsın bundaki züt Jennifer lopezde yok. Her neyse gibim kalkmış vaziyette birazcık zorladım ama nafile. Girmiyor benim coco jambo. Yalanım varsa şerefsizin torunuyum bir an için “ ulan çilingir çağırıp dıbının kilidini mi kırdırsam” diye düşündüm. Ama sonra vazgeçtim çünkü babam itfaiyeciydi ve çilingir çağırmak bana yakışmazdı. dıbının kilidini ben kıracaktım anlayacağınız. Kamyona çıktım. Dedemin yolluklarından sivri acı biber getirdim ve dıbına sürmemle amın gevşemesi bir oldu.
Amın kilidini kırmıştım artık şimdi zevk zamanıydı. Bu tamara adasına dombalık vaziyette geçtim arkasına ve gidip gelmeye başladım. Yaklaşık 5 dakika gidip geldikten sonra sırt üstü uzandırdım ve bu bulutları izlerken ben de gibimi dıbına sürmeye devam ettim. Birden duraksadı ve dur arkadaş bu işler öyle olmaz dercesine beni kumsala yatırdı ve allah sizi inandırsın yarağıma öyle bir oturdu ki Aman ya rabbi! Tarif edilmez bir zevkti.
Daha sonra boşaldım ve van gölü sahillerinde güneşin batışını izledik. Anlattı da anlattı. Haline acıdım ve kamyondan dedemin yumurtalı, domatesli, ekmekli, biberli, zeytinli yolluğunu buna getirdim. Bi güzel yedi. Cebimden bu günün parası 2 lira çıkarıp buna verdim ve git buralardan babanı bul dedim, yolladım.
Köye geldim. Köy ahalisi bana ters ters bakıyordu. işlerin iyi gitmediği belliydi. Kamyon cillop gibiydi ama bende bir terslik vardı sanırım. Köyün muhtarı hüsen
* emmi gelip bana köyün nişanını verdi ve “helal olsun sana, van gölü sahillerinde zenci giberek tarihe geçtin evlat” dedi. Mutluydum, eve gittim dedem ahırdaydı. Anahtarı verdim, kamyona baktı “eyvallah babo mis gibi olmuş” dedi ve döl kokulu elleriyle omzuma dokundu.
Çok yorulmuştum, gibiş beni çok yormuştu. Gözlerim açık yatağıma uzandım. Uyumuşum…
Özet: özet yok amın feryadı sen okuyasın diye yazdık bu hikayeyi. Okumazsan anan baban ölür inşallah.
