-
15.
+10bin doktora da danıştıktan sonra bu açlığımı yatıştırmamın en iyi yolunun hayvan avlayıp kanını içmem olduğuna karar verdik. Bir gecenin yarısı peder dedesinden kalma tüfeği yanına aldı ve beraber ava çıktık. Yalnız, pedere zorunlu kalmadığı sürece hayvanı öldürmemesini, yaralamasını söyledim. Hayvanın kanını yaşıyorken içmek istiyordum. Tavşan, dağ keçisi, karaca vb. hayvanlardan bulduğumuzu avlayacaktık ve ben de kanını emecektim.
Peder daha önce ava çıktığından hangi hayvan dağın neresindedir iyi biliyo diye takip ettim durdum. 1 saat geçti, 2 saat geçti, 3 saat geçti yok hiçbir canlıya rastlayamadık. Yerde böcek görsem alıp emicem ama yok amk. Bir süre sonra ağaçlık bi bölgeye çıktık. Geri dönmeyi düşünmeye başlamıştık. Biraz daha bekleyelim dedim. Amk o da ne bi hayvanat uzaktan “ÖĞRNK, ÖĞRNK, ÖĞRNK” gibi sesler çıkartarak bize doğru geliyo. Peder beni bırakıp kaçmaya başladı. “Gelsenee oğluuum” diye bağırıyodu.
Hınzır beni gözüne kestirmişti. O an bu hınzırların manevra kabiliyeti olmadığı aklıma geldi. Hemen ağaçla hınzırın tam arasına geçtim. Hınzır gelip tam bana çarpacakken kenara zıplayıverdim. Hınzır düşündüğüm gibi manevra yapamadı ve ağaca tosladı. O gün elimde bir tek hayvanat o vardı ve onu da emmezsem elim boş dönecektim. Yanına gittim. Hayvanın boğazını dişleyerek kanını içmeye başladım. Babam ise bu manzaraya karşı çaresiz “Emcüre emcüre domuz mu emcürüyon gavur oğlaaan” diye bağırıyordu uzaktan.
işimizi halledip eve döndük. ilk defa canlı canlı kan içmiş olmanın rahatlığıyla uyudum. ‘Kan’kolik olmuştum. -
-
1.
0kardeş çok güzel mizah tebriklerimi ve hürmetlerimi sunarım eğer çalıntı ise hürmetlerimi anana yönlendirir iyi günler dilerim
-
2.
+1nerden çalıyım amk saçmalıyoz bişeyler.
-
1.
-
14.
+2Efsane yazıyorsun huur çocuğu takdir ettim.
-
13.
0Rezerved devam et.
-
12.
+17Sonunda Bayburt’a varmıştık. Bayburtlular haricindekilerin ismini duymadığı ıssız memlekete… O akşam hemen yatıp sabahına uzun süredir gitmediğim okula gidecektim. O zamanlar liseliyim tabi.
Sabah kalktığımda güneşten korunmak için her yerimi örten kıyafetler giydim. Peder arabayla Bayburt Anadolu Lisesi’ne bıraktı ve okula girdiğim gibi insanların değişik bakışlarına maruz kalıyordum. Bir süre sonra sınıfın binleri etrafıma doluşmuştu. Biri “Ooo ölümsüz kankam gelmiş be” dedi ve ekledi “Adam ölümle ‘burun buruna’ kalmış ama kurtulmuş dıbınakoyim.” Bunu duyan amk liselileri hönküre hönküre gülmeye başladılar. Hemen ordan ayrıldım.
Öğle arasında yemekhaneye gittim. Yemekte tarhana çorbası vardı. Her ne kadar sevmesem de aç kalmamak için yiyecektim. Çorbayı kaşığa doldurup içtiğimde içimde yanma hissettim. Çorbanın içinde sarımsak vardı amk! Garip garip sesler çıkartarak tuvalete kusmaya gittim. Sarımsak ndıbına içimde ne varsa çıkarttım. “Vay amk demek filmlerdeki gibi sarımsak harbiden de vampirlere zararlıymış” dedim kendi kendime.
Akşdıbına doktorla randevumuz vardı. Cildimi kontrol etti, vampirlik seviyemi sorguladı ve A rh+ kan getirdi. Doktorun söylediğine göre illaki kendi kan grubum olması da gerekmiyomuş bu hastalıkta istediğim kanı içebiliyomuşum.
Tedavimi yaptırdıktan sonra doktora istediği parayı verdim. Sonra da hastaneden çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Eve doğru yürürken o gün bende bir değişiklik olduğunu hissediyordum. Doktorun verdiği kan yeterli olmamış gibiydi. Yolda gördüğüm her insana, kediye köpeğe saldırıp kanını içesim geliyodu. Dedim satanist olup kedi kanı mı emsem, kimse vampirliğimi de fark etmez diye ama Bayburt’ta satanist ne arar amk. En iyisi yakın bi zamanda pederle Kop dağlarına çıkıp avlanırız diye düşündüm. -
11.
+1Helal hızlı yaziyon
-
10.
+1Rez tutar
-
9.
+7Tam 2 ay hastanede rehabilitasyon süreci yaşadım. Sonunda burnum tamamen, cildim de kısmen iyileşmişti. Doktor görüşmemizde tedavimin iyiye gittiğini söyledi. Güneşe kaşı hassasiyet noktasında da gelişme gösterdiğimi ifade etti.
Ama haftalardır içimde sonlandıramadığım bi susuzluk çekiyodum. Su içiyorum, süt içiyorum, çay içiyorum ama bir türlü susuzluğumu dindiremiyorum yok arkadaş. internetten kan yapıcı şeyler araştırırken “fişne suyu” na rastladım ama o da kesmedi. En sonunda dayanamayarak bizim doktora hastaneden A rh+ kan torbası çaldırttım. Başta kabul etmese de para teklif edince çalıp getirdi oç. Amk hastane kantininden pipet de getirttim. Torbayı pipetle delip lıkır lıkır kan içtim. Kan haftalardır içimi kavuran susuzluğu dindirmişti. Doktor durumumun bu kadar ağır olmasına şaşırıyodu. “Sen harbi katıksız vampirsin dıbınakoyduğuum” dedi kanımı afiyetle içerken.
Sonunda hastaneden ayrılma vaktimiz gelmişti. Peder bey kapıda karşıladı beni. Arabayla zütürecekti beni. zütürmeden önce doktorun yanına uğrayacağını söyledi. Ben de yanında geldim. Doktora “Hastanedeki tohtorlar hastalığı öğrenmiş olmalı.” O da “Merak etmeyin Cevdet Bey onlara da bu işin gizli kalması için para teklif ettim. Parayı aramızda hallederiz” dedi. Rahatlamıştı. Doktorun anlattığına göre 2 ay önce de muhabirlerle uğraşmak zorunda kalmışlardı ama bir süre sonra olay unutulmuştu. Babam hastalığımın gizli kalmasına çok dikkat ediyordu ki bu ilerde benim çok yararıma olacaktı.
Doktor pedere bişey söylemek için beni dışarı çıkarttı. Ben de kulaklarımı kapıya dayayıp dinlemeye başladım. bin doktorla peder arasında şu konuşma geçti.
Doktor - Babam +
-Dikkat et sana zarar vermesin doyur bu çocuğu.
+Ne diyon lan.
-Kan içiyo bu çocuk kan dikkat et de seni de emmesin diyorum.
+Noluyo bu çocuğa tohtor noluyo!
-Vampirleşiyo Cevdet vampirleşiyo.
gibisinden saçma bi konuşma gerçekleştirdikten sonra dışarı çıktılar. Hastaneden çıkış yapıp pederle arabaya bindik. Sonunda Bayburt’a gidiyoduk kurtuluyodum amk hastanesinden. -
8.
+13Gözlerimi ışıksız bir yerde açmıştım. Dışarıdan Kuran-ı Kerim sesleri geliyodu. Amk ölmüşüm lan ben diye düşünürken tabuta vurmaya başladım. Bir süre sonra ayet sesleri durdu. “Noluyoğğğ” gibisinden bağrışmalar başladı.
Tabuta tekmeyi bi kodum üstü kırıldı. Bu sefer “Aaaaaağğğğğğğğğ” diye korkuyla bağrıştılar. Hemen üzerimde kefenle dışarıya çıktım. Yürümeye zorlanıyordum ki bu oradaki insanları daha da korkutuyordu. Amk o an yüzüme direkt olarak vuran güneşin altında herkesi korkutuyo olmanın gururuyla yürürken bi anda burnum yere düştü. Ardından ben de düştüm. Bağrışmakta olan insanlar, burnumun düşmesiyle Voldemort’a dönen yüzümü de görünce altlarına sıçmaya başladılar. Cenaze töreni, işemeli sıçmalı ayine döndü amk. 60 yaş üstündekiler yere yapışmış çoğu son nefesini vermişti. “Vay amk benim cenaze törenim daha nice cenaze törenlerine vesile oldu” diye düşündüm. Bunları düşünürken çektiğim acıyı unuttum bile.
Doktor sanki bunu bekliyormuş gibi çok sakindi bin. insanlara “Korkmayııın korkmayııın, bu zombi değil daha önce birçok kez olmuş bir şey bu. Sakin oluuun.” diye bağırarak sakin olma çağrısında bulundu. Hemen gelip düşen burnumu bezle alıp naylon bi torbaya koydu. Onu da içi buzlu bi kutuya koydu. Doktor hazırlıklı gelmişti belliki.
Bir süre sonra benden kaçan insanlar kıçlarındaki taklarla paytak paytak yürüyerek yaklaştılar. Etrafımda toplanıp “Bu Allah’ın bir mucizesi.” gibi şeyler söylemeye başladılar. Babam bana sarılıp ağlıyordu. Doktor hemen sedyeyle oradan çekip ambulansa zütürttü. Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde replantasyon yani kopan uzvun dikimi mümkündü ve biz de orayaa gidiyorduk. Yaklaşık 2 saat sonra hastaneye varmıştık. Hemen beni ameliyathaneye zütürüp uyuttular… -
7.
+1Sen vampirsinde millet yamyam amk
-
6.
+11Sıra bize geldiğinde hemen içeriye girdik. “Ne şikayetiniz vardı?” diye sordu dohtor. Peder “ Oğlumun yüzü bembeyaz oldu. Vücudunda halsizlik ve ağrılar var. Cildinde kabarcıklar var.” Doktor beni incelemeye başladı. Oramı buramı mıncıkladıktan sonra kurbanlık bakar gibi ağzımı açıp dişlerimi kontrol etmeye başladı. Eti çekilmiş olan dişlerime baktıktan sonra düşünceli bi şekilde “Hımm büyük ihtimalle oğlunuzda çok nadir görülen kutanöz porfiria hastalığı var beyefendi.” dedi. Babam ”O noluyoğ tohtor bey” diyince doktor gözlerini pörtleterek usulca yanıma yaklaştı ve “Vaaampirlik hastalığıı” dedi. Ulan zaten halsizlik var üzerimde ırıspı doktor korkutunca altıma sıçtım. Doktor “Püü vampirler de sıçıyomuş” deyince peder gitti suratına yumruğu geçirdi bunun.
Amk yüzsüzü sonra yüzünü kaldırıp “Tamam kızmayın beyefendi şaka yapıyordum oğlunuz vampir olmayacak ama güneşe çıktığı takdirde burnu, parmağı gibi bazı küçük organ veya uzuvları düşecek, yüzünde çatlamalar olacak, dişleri sivrileşecek. Ve bazı ruhsal problemler de yaşayabilir. Delikanlıya bazı tahliller yapıp hastalığını tam olarak teşhis edelim önce.” Peder de buna “Bak tohtor bu tahlilleri herkesten gizli yapıcaksın, bir kişi bile oğlumun hastalığını bilirse seni öldürürüm.” dedi. bin herif rüşvet isteyerek “Tabii canıım biraz maliyetli olacak ama kimsenin haberi olmaz” dedikten sonra idrar örneği, deri parçası örneği ve zaten daha önce sıçmış olduğum tak parçasının örneğini alıp tahlile zütürdü.
Doktor geri geldikten sonra birkaç tane ilaç yazıp, güneşe fazla çıkmamamı ve 3 gün sonra tekrar gelmemizi isteyerek bizi yolladı. ilaçları alıp eve gittik. Peder durumuma çok üzülmüştü. Dinlenmem için yatağıma zütürdü kucağında taşıyarak. Ulan ilk defa peder bana bu kadar yakın diye düşünmüştüm o an.
Yatağa yattıktan bir süre sonra kalbimde çarpıntı oluşmaya başladı. Nefes alamamaya başladım, garip garip sesler çıkartıyordum ve bir süre sonra göz kapaklarımı tutamaz hale gelmiştim. -
5.
0hagibtir
-
4.
+2Bi de ciddi ciddi okudum amk
-
3.
+5Bayburt nerde lan amerika nın eyaleti felan mı
-
2.
0Öyle zamza öyle
-
1.
+36 -1Gazete Haberi
=Bayburt’ta vampir korkusu
‘’’Bayburt’ta şehir dışındaki bir yaylada hazine arayan bir adam, kazı yaptığı yerde gömülü cesetler olduğunu fark edince polis ekiplerine haber verdi. Yapılan kazılarda daha önce kayıp ilanı verilmiş 158 kişinin ve ek olarak 4 kişinin daha cesedine ulaşıldı. Cesetlerden en eskisinin 5 yıl önce öldürülüp gömülmüş olduğu ve kurbanların kanları emilerek öldürüldüğü tespit edildi. 10 yıldır sadece 1 cinayet işlenmiş olan Bayburt’ta, kanları emilmiş 162 tane cesedin bulunması infial yarattı. Şehirde vampir korkusu başladı.’’’
Cesetler bulununca taku yedim diye düşündüm. Ulan zaten küçücük Bayburt’ta nüfus bitmesin diye ayda 2-3 tane adam öldürüyordum şimdi işim iyice zorlaşacak dıbına koyim.
5 yıl önce başlayan bu vampirlik hastalığı beni çok yıpratmıştı. Artık kendimi öldürsem mi veya teslim olsam mı diye düşünmeye başladım.
5 yıl önce…
15 yaşındaydım. Gencecik bir delikanlı 1.75 boylarında esmer, yakışıklı bir çocuktum. Bir Pazar sabahı uyandığımda cildimde su kabarcıklarıyla ve kaşıntılarla uyandım. Vücudumda inanılmaz bir halsizlik ve ağrılar vardı. Elimi yüzümü yıkamak için ayna karşısına geçtiğimde çok korkmuştum. Bir latin kadar esmer olan yüzüm Stoya’nın ki gibi bembeyaz olmuştu aq. Yüksek sesle “Aaaaaaaaaaaaaaağğğğğğğğğğğğğğğğ” diye bağırmamla beraber peder bey banyoya geldi. Beni görünce o da “Aaaaaaaaaaaaağğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ” diye bağırdı. Karşılıklı bağrışırken peder buna son verip bana saldırmaya başladı. “Çık lan oğlumun içinden dıbınakoduum üç harflisi. Laaaaaaan” diye suratıma suratıma vurmaya başladı. Amk yeter diyip pederin gibine tekmeyi geçirdim. “Baba içime cin falan girmedi, uyandığımda bu haldeydim. Hastaneye zütürceğine dövüyon nası babasın aq.”
Bunu dememle beraber beni arabayla bir lise görüntüsünde olan Bayburt Devlet Hastanesi’ne, cildiye bölümüne zütürdü.
başlık yok! burası bom boş!