vampir hikayesi anlatıyorum

hadi amk

gülüyor önce . masadaki tüm kızlar ona bakıyor. dudaklarını yaliyor ve konuşuyor. çok isterim.

bugün balo var ve sonunda bir partner bulabildiğim için mutluyum. Aldys i dusunmeden edemiyorum ama. üzerime babamın hediyesi olan güzel bir takım elbise giyiyorum. saçlarıma da alışık olmadigim bir şekilde çok hafif jöle sürüyorm. bu halimn daha iyi göründüğünden emin olarak cikiyorum evden servise biniyorum ve okula varıyorum. güvenlik önlemleri yine hat safada. balo için spor salonunu ayarlamşlar. emma ve ronald i görüyorum önce . ronald kızıl saçların yakisan bir elbise giymiş. emma ise görmeye alışık olmadigim bir şekilde çok. güzel görünüyor

kafamı çevirip bakiyorum. kızıl sağlıklı görünen dalgali saclari. uzun boyu . beyaz teni. kıpkırmızı dudakları ve beyaz elbisesiyle çok güzel görünüyor. bu kadar güzel olduğunu farketmedigm için sasiriyorum. ve emmayla ronald i da saşrtarak ayağa kalkıp onun oturdugu masaya gidiyorum. oraya vardigimda masada onunla beraber oturan kızlar üstlerini düzeltiyor. bir tek o sakin ve kısık gözlerle bakıyor bana. daha önce birinin teklif edip onun da bu teklifi kabul ettiği düşüncesi aklıma gelmeden hemen önce soruyorum benimle baloya gelir misin diye

baloya emma ve ronald beraber gelmeye karar vermişler. onların adına seviniyorum. Aldys e teklif edemem ve kiminle gideceğimi de bilmiyorum. balo yarın gece ve balodan sonraki gün karanlık çaylak lideri seçmeleri var kazanan 20 kişi arasında. bu sefer rakibimizi bilmiyoruz. o an kurayla çekilecek rakipler. Aldys çıkarsa bana çekilirim diyorum içimden. buraya kadar gelmek hayallerimn bile üzerinde ve çoğu zaman şansım yaver gitti zaten.

emma ve ronald la kafeteryada oturuyoruz. hala birine teklif etmedn mi diye soruyor emma. kafamı hayır anlamında salliyorum . seninle gitmek isteyen onca kız varken sen bugün de partnerini bulamazsan yanlız gitmek zorunda kalacaksın. hak veriyorum ama Aldys ten başkasyla gitme fikri iyi gelmiyor. zaten çoktan birinin teklifini kabul. etmiştir diye düşünüyorum. emma hişş diyor beni düşüncelerimden kurtararak. şu seni takip eden kız burda ve sana bakıyor

Nerelerdeydin diye bağırıyor bana emma. sesi kizgin çıkıyor ama beni önemsediği için olduğunu biliyorum. herkes delirdigini sandı ve çok korktuk. söylendi ronald. emma bi anda bana sarilarak sasirmama neden oldu. çok kolay öfkeleniyorsn diye devam ediyor emma sarilirken. hayır bu kolay bir şey değildi. bunu söyledikten sonra sarılmayi bırakıp yüzüme neler oluyor diye soran gözlerle bakıyor. kafamı çeviriyorum. haydi anlat diyor ne olduğunu anlat. onlardan bir şey saklamayacagimi biliyorum. anlatıyorum baştan sona tüm ayrıntılarıyla. vay canına diyor ronald. gorundugu kadar iyi bir kız değil. emmanin ona sinirli bir şekilde baktigini görüyorum. bence o çaylak yalan söylüyordu. senin kafanı karıştırıp daha kolay yenmek istedi ama bunun sen ofkelendirecegini ve onun aleyhine olacağını hesaba katmadı diyor emma. ama diyorum yorgun bir şekilde. zaten beni çok kolay yanıyordu neden böyle bir şeye gerek duysun ki ?

Susmaya devam mi edeceksin. beni kendime getiren sesi oluyor. konuşmamaya devam ettiğimi görünce peki diyor kendini iyi hissettiğinde söylersin. ayağa kalkiyor. bu arada diyor. iki gün sonra karanlık caylaklara özel bir balo var sen de bizdensin ve biriyle gitmek zorundasın. söyler soylemez de hızla uzaklaşıp gidiyor. ne yani diye soruyorum kendi kendime. karanlık caylak mi oldum. okuldan kovulmayi bile beklerken hem de. Aldys i unutturmaya yetmiyor ama bunu arkadaşlarımla paylaşmaliyım diye düşünüyorum. oturduğum yerden kalkıyorum hızla okula doğru koşarken baloya kimnle gideceğim takılıyor aklıma.

zihnim o kadar bulanmis ki arkama bakana kadar sesin Aldys ten geldiğini anlamiyorum.

burnu sarılmış. önemli bir şey değil yarina kadar eski haline döner diyor burnuna baktığımı görünce. nasıl buldun beni diye soruyorum boğuk sesimle. hatırlıyor musun diyor beni burada kurtarmıştn. okulun etrafında gidebileceğn tek yerin bu olacağını düşündüm. Beni yalnız bırak Aldys diyorum. kelimelerimi dikkatli secmem lazım yoksa onu kaybedebilirm. ben kendimi iyi hissetmiyorum şu an konuşursak senin kalbini kirabilirim . gitmesini bekliyorum bunları söyledikten sonra. aksine gelip yanima oturuyor. ondan uzaklaşmak için yana kayiyorum. ne oluyor anlatmak ister misin diye soruyor. ben ben diyorum sesim titriyor söylenebilecek en kısa cümleyi arıyorum. Ama cesaret ederek esmer caylagin söylediklerinin gerçek olup olmadığını soramiyorum. gerçek derse biterim. yalan derse nasıl böyle bir şeyin gerçek olduğunu düşünebilirsn deyip bir daha benimle hiç konuşmayabilr.

Böyle bir şeyi yapmış olabilir mi ?
Aldys e vurmuş olmanın pismanligiyla ışıklı dağda oturuyorum. yaklaşık yarım saat geçti. öfkem yerini hayal kırıklığına bıraktı. şimdi elemeler bitmek üzeredir diye düşünüyorum manzaranın bu kadar güzel gorundugunu daha önce farketmedigimi anımsayarak. beni rahatlatan tek şey bu şu anda. Gidip Aldys ten özür dilesem ve bir daha onunla hiç konusmasam mi acaba. kafamdan geçen dusunceler bunlar oluyor ama bu dusunceyi hemen atıyorum kafamdan. onunla bir daha konuşmamak yapamayacagimdan emin olduğum seylerden biri. okula geri dönsem mi acaba. rakibimin kafasını acımasızca yere vurmak dışında yaptığım her şeyden pismanlik duyuyorum. steve diyor o sırada bir ses bunu ne-neden yaptın

geldim beyler. bir sorun çıkmazsa saat 2-3 e kadar burdayım

ne zaman kitapçıya gitsem görüp hay vampirinizi gibeyim yeter mk konu mu bitti diye küfürler savurduğum, sadece liselilerin okuduğu yüzlerce kitabın aynısı mk.

niye sardı bilmiyom. devam et kaynatasız

birader hızlı yaz takunu çıkardın sende

Kıza nıye vurdun aq

devam et la bin iyi gidiyo

beni kan tutar ben okumıyım

ne-neler oluyor bana diyorum içimden yerde burnunu tutan aldyse bakarken. sahadan hemen çıkmak istiyorum. uzaklara gitmeye ihtiyacım var. gidip sakinleşmeye. sahanın çıkışına doğru koşmaya başlıyorum . koruyucular da arkamdan koşuyor. koruyucular durun diyor Jennifer bağırarak." bırakın çıksın" tam sahadan çıkmadan önce duyduğum sözler bunlar oluyor.

ayağa kalkıyor. çok dayanıklı olduğunu düşünüyorum. döner tekmelerle bana doğru geliyor. ellerimle durduruyorum tekmelerini ve bir yumruk daha atıyorum yüzüne. tökezliyor ama düşmüyor. bir tekme atıyorm tekmemi tutuyor. ama dönerek diğer tekmemle göğsüne vuruyorum ve tekrar duvara çarpıyor.

üzerine atılıyorum saçlarında tutuyorum ve kafasını yere vuruyorum tekrar vuruyorum ve tekrar. izeyen çaylaklar artk desteklemeyi bırakıp korku içinde bakıyorlar. burnundan bardaktan boşalırcasına kan geliyor . yeter diye bağırırken tekrar yere çarpıyorm yüzünü; bayılıyor. ama bir süreliğine beni bırakan öfke tekrar beni esir alıyor. rakib bayılmış durumdayken delirmiş bir şekilde kafasını yere vurmaya devam ediyorum. brinin koşup beni tutmak için atıldığını görüyorum. koruyucalardan biri. kendimden geçmiş durumda ona da bir tane vuruyorum ve yere düşüyor. iki koruyucu daha gelip beni tutyorlar iki kolumdan ama sakinleşemiyorum. aldys i görüyorum o anda sahaya iniyor ve bağırıyor bana. ne oluyor steve sakin ol lütfen. koruyucuların elinden kurtulup aldys e bir yumruk atıyorum ve burnu kan içinde yere düşüyor.

birden içimden dışıma doğru yükselen bir ferahlama hissediyorum. gözlerimin acısı geçiyor. kulaklarım eski haline dönüyor. titremiyorum artk. izleyenlerin şaşırmış halde baktıklarını görüyorum. her şey çok uzun bir zamanda olmuş gibi. ama hala yerdeyim ve dövüş hala devam ediyor.

kendimi hiç bu kadar iyi hissetmediğimi anımsıyorum. öfke güç olarak doluyor içime ve ayağa kalkıyorum. rakibim galibiyet sevincini yaşamaya hazırlanırken beni ayakta görünce şok oluyor. bana doğru bir hamle yapıyor ve yumruk atıyor. yumruğunu yumruğumla kesiyorum ve aynı anda yüzüne bir yumruk indiyorum. sonra bir tane daha. o da karşılık vermeye çalışıyor ama başarılı olamıyor. uzun saçlarından tutup bir yumruk daha atıyorum çenesine ve duvara fırlatıyorum onu.

öfke. yine aynı öfke. Louis bana ilk defa vururken hissettiğim. sarışın çaylak yemekhanede bana sataşırken hissettiğm. aldys i kanlar içinde yerde yatar halde görürken hissettiğim öfke. gözlerim yanıyor ve açamıyorum bile. rakibim bir şeyler söylüyor ama duymuyorum. kulaklarım çınlıyor ve ölecekmiş gibi hissediyorum

"ben aldys le yattım " . sözleri zihnimde yankılanıyor. yalan söylüyorsun diyorum gülüyor. öyle mi sence ? onun o beyaz tenini hissetmek ... harika bir şey . kahkaha atıyor. bizi izleyen öğrencilerin dövüşü bırakıp ne konuştuğumuzu birbirlerine sorduklarını ve ıslık çalmaya başladıklarını duyuyorum. bu olamaz diyorum içimden aldys bunu yapmış olamaz.

beni alıp tekrar yere çarpıyor. ne yaptım ona biliyor musun ? git sor anlatsın sana. altımdayken attığı zevk çığlıklarını anlatsın. aldys bö-böyle bi-bi-birşey yapmaz diyorum kekeleyerek. ya yapmışsa. öfke doluyor birden içime o beni tekrar yere vururken.

Aldysle yatmış oh amk