vampir hikayesi anlatıyorum

Varsa ipleyen anlatayim ?

Kendimi bildim bileli hep kuzgunların sesi ile uyanmışımdır beyler. o gün de öyle oldu. benim için büyük bir gün çünkü uzun zamandır beklediğim okullar ararsı basketbol final maçı var. zaten zar zor ilk beşe alınmışım kendimi göstermek için elimden geleni yapacam.
kahvaltı yaptığım sırada benimle aynı takımda olan mark ve Robert beni almak için eve geliyorlar. normal hayatta pek sevmediğim çocuklar. üstüne bir de günün aşırı sıcaklığı eklenince onlar yürümek çekilmez geliyor.

100 metre kadar ilermişiz. şakakarımdan terlerin süzüldüğünü hissedp su almak için markete giriyorum. su alıyorum ve kafama dikip içerek marketten çıkarken ayağım market kapısının alt kısmına takılıyor. iki elimin üzerine yere çakılıyorum. elim kegiblerle doluyor. kalkmaya çalışırken bir koku hissediyorum. demirimsi ve tuzumsu bir koku. ama baş döndürücü derecede yoğun. tekrar yere düşüp bayılmadan önce aklımdan geçen şey basket maçım oluyor.

iyi misin yavrum diyor beni zavallymsm gibi hissettiren bir ses. iyiyim diyebiliyorum gözümü açtığımda gördüğüm yaşlı kadına. dogrulmaya çalışırken iki kişinin daha orda olduğunu farkediyorum. biri market kasiyeri diğeri ise uzun boylu yakigibli denebilecek bir adam. evin nerede diyor . bi kaç dakikalık mesafe olduğunu söylüyorum. ben bırakayım seni diyor arabam surda. ben de kabul ediyorum. oh yürümekten kurtuldum diye seviniyorum. neyse biniyorum arabasına. gidiyoruz böyle laf arasında ismimi sordu Hakan dedim o da söyledi pek dikkat etmedigim için anlamadim. eve vardik derken bu direksiyonu sağa doğru kırdı dar bir aradan gidiyor. ben ev oradaydı yanlış yere gidiyorsn dedim. bunun gibinde değil. devam ediyor sürmeye. içimden lan acaba kaçırıyor mu beni diye düşündüm ama adam zengin görünüyor kaçırıp ne yapacak gibecek değil herhalde. bu ormana doğru sürüyo ben de yan koltuktan yumruk falan atmaya çalışıyorum. bu beni tuttu tek eliyle ( zaten yapili biri ) arka koltuğa oturttu. ben hâlâ debeleniyorm. adam arabanın kontrolünü kaybetmek üzereyken sağa çekti arabayı bi koydu ense tarafıma. yine bayildim amk.

gözümü açtım bi agacin altında öylece yatıyorum. ormana getirmiş beni . zütümde acımıyo ohh gibmemiş derken bu belirdi birden uzaktan bana bakıp sırıtıyo yanında da bi kız var bu arada çocuk 20 yaslarinda görünüyor ama dev gibi boyu var kız da uzun boylu ama çocuğa yaklaşmıyor bile. gülüyorlar ikiside. ben de korkudan ölüyorum tabi. bu çocuk ne ara geldi ne ara bana vurup uzağa savurdu göremedim. ama yere düştüğümde korkunun yerini öfke aldı. kolum kırılmış gibi hissediyorum altımda kalmış. o sırada ayak parmaklarımda bi karıncalanma hissettim. bu karıncalanma yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyo geçtiği yerlerde de yanmiş gibi bi his bırakıyor. bi süre sonra tum vücudumu kapladı beyler. deli gibi titriyorum kalbimn atışlarını duyabiliyorm . ama nedensz bir öfke var icimde ve acidan kurtulup ayağa kalkıp çocuğa vurup onu savurmami hangi güç sağladı bilmiyorum.

icimde müthiş bir güç hissediyorum hiç olmadigim kadar iyiyim. bu çocuk yerden kalkiyor. gülüyor hâlâ kızın yanına gidiyor. kız çok tatlı amk yavru köpeklere benziyo diyecem ama kangal köpeği mübarek. ne olduğu hakkında bi fikrin var mi diye soruyor bana . aklıma denek olarak kullanıldığım ve vücuduma enjekte edilen bi maddenin etkisi geliyor ve sesimin detone olmasına engel olamayarak söylüyorum bunu. kız hayır diyor. sen vampirsn melez bir vampir. taşak geçiyorlar sanıyorum ama çok ciddi duruyorlar mk. melez mi diyorum bugün aldığım demirmsi kokunun kan olduğunu farkederek. evet diyor vampir olarak doğmadın. daha bebekken sana bulaşan bir virüs bu hale gelmeni sağladı ; safkan bir vampirden bulaşan bir virüs

up up up up .

takan yoksa boşuna anlatmiym la ?

inanmak istemiyorum ama inanıyorum beyler çünkü başka bi açıklama gelmiyor aklıma . ne ne olacak şimdi diyorum . sesim yine çatallaşiyor. biz de melez vampirlerz digerlerinden safkanlardan sayımızın az olması dışında farkımız yok diyor. konuşmadığımi görünce devam ediyor. yeni bir gece hayatın olacak . geceleri artk uyku yok diyor pürüzsüz bir sesle ve erkek olan devam ediyor; geceleri gitmen gereken bir gece okulu olacak . insanlar bu okulları özel şirketlere bağlı okullar sanıyor. heyecanlaniyorm beyler . zaten taktan bir hayatim var o yüzden mutluyum da. ama korkuyorum ya yalansa ya rüyaysa diye. erkek olan konuşuyor ama ben dinleyemeyecek kadar halsizm yine. güç gitti bir anda. bu suphelerimi daha da arttırıyor. erkek olan konuşurken ; özelliklerden bahsederken kız da ona hareketleriyle eşlik ediyor ve normal bir insanın yapamayacağı şeyleri yapıyor. çok yükseğe zıplamak ağacı tek eliyle kalın gövdesinden kırmak ve hızlı hareket etmek gibi.

Konuşması bitince haydi seni eve bırakayım diyor ayrıca unutma heyecanını ve ofkeni kontrol altında tutmalisn. ( bu arada konuşmada safkanlarn güneşten kızardıgini melezlernse etkilenmedigini söylemişti) arabasına biniyoruz güneş batmak üzere bu beni eve goturuyor. benim kafamda bir sürü soru işareti var ama konuşamıyorum. katı kurallara göre biz kendimizi ele vermeyiz iç güdülerimiz bunu sağlar zaten diyip sessizliği bozuyor. gece hazirlikli ol diyor ve beni evin kapısında bırakıyor. arabadan iniyorum basket maçını kaçırmışm telefonumda 30 cevapsiz arama bi kaç tane de mesaj var ama umursamıyorm beyler. eve giriyorum annem önce kiziyor sonra merak ettim deyip sarılıyor komşu kızı görmüş bayıldığımi ve bir erkeğin arabasına bindiğimi annemlere söylemiş. babam iş için şehirdışında zaten. annem polisi arayıp eve geldiğimi söyledikten sonra yemek hazırlayacagini söylüyor ben çok yorgun olduğum için aç değilim diyorum ve üzerimi değiştirip yatağa giriyorum. düşünmek istiyorum bugün olanları ama bir anda olup bitmis bir hayal gibi geliyor. uyku esir alıyor beni ve bir süreliğine beni bu durumdan kurtarıyor.

up up up up

up up up up up

pencere tıkırtısyla uyanıyorum beyler. korkuyorum gidip bakmaya ama hâlâ tıkırdyor. korka korka gidip aciyorum. bi el beni tuttuğu gibi aşağı çekiyor. çığlık atıyorum. bu el ağzımi kapatıyor. bağırma ben louis ( yabancı olsun isimler ) diyor . ben de kim bu louis deyip bakiyorum adama korkarak; bizim eleman . korkum geçmiyor beyler bi de zifiri karanlık var tam net göremiyorm altıma sıçtim sıcacam. bu alıyor beni sirtina ve koşmaya başlıyor o kadar hızlı ki ne olduğunun farkına varmam bir süre alıyor. bu beni ormana goturuyor yine. gündüz getirdiği agacin dibine bırakıyor. ben etrafa bakiyorum ve karanliktan yüzünü tam seçemedigim zarif görünen bir kadın ve yanında kaslı bir adam beliriyor. louis kadına efendim diye hitap ediyor önemli biri galiba. kadınin gözlerini göremiyorum ama bana bakıyor galiba. demek sensin diyor. Laurent hadi bakalım diyor ve kaslı adam beni yakamdan tutup fırlatıyor. sırtım ağaca çarpıyor ve inanılmaz bir acı hissediyorum. gelip beni tutuyor ve sarsmaya başlıyor öyle hızlı sarsiyor ki midem bulaniyor kendimden geçiyorum. derken yine öfke yi hissediyorum. bir şeye sinirlendiğinizde gösterdiginiz öfke değil. bambaşka. ve karıncalanma hissediyorum. yine gündüz yaşadığım acıyı hissediyorum ama acı daha biraz daha az ve laurente vuruyorum. etkilenmiyor bile ama çok iyi diyor . o sırada güç patlamasını tekrar hissediyorum . 10 metre uzağımdaki kadının zumrut yeşili gözlerini görebiliyorum hem de zifiri karanlikta. ve louise ; bu konuda bilgilendir diye fisildadigni duyabilmem çok iyi duyduğumun kanıtı. laurent beni kaldırıyorum ve louis haydi diyor yeni okuluna.

ormandan çıkıyoruz arabasıni parketmiş. biniyoruz ve yola çıkıyor. neden öfkelendikten sonra bu kadar güçlü hissediyorum diye soruyorum. gülüyor önce sonra ; melezler sürekli güçlü kalmiyor diye cevap veriyor. bunu kontrol etmeyi zamanla öğreneceksn ve ogrendigin zaman öfkelenmene gerek kalmadan dönüşeceksn diyor.

gelmek uzereyiz diyor beni dusuncelermden kurtararak. tekrar güçsüz olduğumu farkediyorum o sırada . arabadan iniyoruz ve şimdi odaklan diyor seni öfkelendirmeme gerek kalmasın. neye odaklanmam gerektiğini bilmiyorum diyorum. kalp atışlarına diyor . hadi ama gerçekten iste başarırsn diyor . uğraşıyorum ama bi şey olmuyor. bu kadar çabuk olmaz zaten diyor gülerek ve beni sirtina alarak fazla eğimli dagi tırmanıyor. o kadar hızlı ki nereye gittiğimizi göremiyorm. 10 dakika kadar sonra yavaşlıyor ve duruyor. hafifçe kusuyorum. kafamı kaldırdığımda basitçe yazılmış 'gece okulu' tabelasını görüyorum. okul ise aksine ; gosterisli ve çok büyük 6 binadan oluşuyor. 2sinin pansiyon olduğunu söylüyor. okul sinirlarina giriyoruz ve en büyük binaya doğru yuruyoruz.

içeri giriyoruz icerisi de en az dışarısı kadar gosterisli ama onun kadar ürpertici değil. bi kaç kişi var içeride uzun koridorda yürüyorlar ve gözleri bize çevriliyor. yeni bir melez çaylak dediklerini duyuyorum . daha derse yarım saat var birazdan burası çaylaklarla dolar diyor louis ve ilk merdiven yukarı çıkıp müdürenin odasına giriyorz. merhaba hoşgeldiniz diyor kaba sesiyle ama görüntüsü sesinin tam aksine çok zarif. altın renkli dalgali saçlı ve kehribar rengi gözleri var . ben victoria diyor . biz de kendimizi tanıtıyoruz ve gösterdiği koltuklara oturuyoruz.

( benim adım steve olsun ) geleceğin haberini öğrendim steve sana bir ders programı hazirladim bile. bugün istediğin derslere girebilirsn. her hafta içi 5 dersin 3üne girmen zorunlu diyor. merak etme çabuk ayak uydurursn diyor victoria. o lafına devam ederken louis kulağıma ; burdaki çoğu öğrenci yatili kalıyor onlar tüm derslere girmek zorundalar. ki genelde bunlar safkanlardr diyor . müdüreye teşekkür edip odadan cikiyoruz . benim gitmem gerekiyor diyor louis . bu bölgedeki yeni çaylaklardan ben sorumluyum diyor . tamam diyorum üzülerek gitmesini istemiyorum ama başka çare yok. tamam diyorum istemszce o sırada önümüzden 2 tane erkek geçiyor sert adımlarla boyunlarında hilal şeklinde kolye var. bunlar karanlık çaylaklar diyor . her sene yarışmayla secilirler ve 1 i liderleri olmak üzere 21kişidrler diyor . belki ilerde onlardan biri olursun ama şu an sadece onlardan uzak dur diyor . kafamı sallıyorum. iyi şanslar diyor ve çıkışa doğru yürüyor.

Etrafıma bakiniyorum dediği gibi bi hayli kalabalıklaşmş ortam. bazıları bana bakıyor alayci bir şekilde. ben korkuyorum hatta gitmek bile geliyor aklıma ama 1.sınıfların en üst (8.) katta olduklarını gösteren tabelayi görünce unutuyorum bu istediğimi ve asansöre binip en üst kata cikiyorum. sınıflar var ; sosyoloji, dil, drama vs. . hangisine gireyim diye düşünüp yururken öğretmenlern toplanma odası tabelasını gördüğüm bir odadan bi kız aniden önüme çıkıyor ve bana çarpıp düşmeme neden oluyor. çok özür dilerim acelem vardı ve- ,duruyor bir an, sen yeni geldin değil mi diyor. simsiyah saclari beyaz teni oniks rengi gözleri bitiriyor beni beyler konusmakta zorluk çekiyorum. şeyy evet diyorum müdüre hanım herhangi bir derse girebilirsn dedi girecek bi ders arıyordum diyorum zar zor. gülüyor ve normalde beden eğitimi veya savunma dersi derdim ama ilk günden bi yerlerinin sakatlanmasi kötü olur diyor ; sosyolojiyi öneririm. bayan calm vampir sosyolojisnde bir numaradr diyor ve bi şey soylemedigimi görünce neyse görüşürüz belki diyp giderken boynunda hilal kolyesi olduğunu farkediyorum.

@29 eyvallah :D

Up up up up up up up