up up up

MUSTAFA KEMAL CANIM ATAM SANA BiR CANIM O CAN SANA DEFALARCA FEDA OLSUN. iDEALLERiNE, YAPTIKLARINA, DEVRiMLERiNE, ÜLKEMiZi KURTARIŞINA KURBAN OLURUM. SEN TEK ÖRNEK ALDIĞIM KiŞiSiN.
SEN OLMASAYDIN OSMANLI BiZi DÜŞMANA PEŞKEŞ ÇEKMEYE DEVAM EDECEKTi. SENi DOĞURAN O ANNE NE GÜZELDiR NE KUTSALDIR VAROLSUN!
RUHUN ŞAD OLSUN ATAM.

VARLIĞIM ÖNCE SANA SONRA TÜRK VARLIĞINA, BiRLiĞiNE, VE VATANIN ÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNE ARMAĞAN OLSUN!

Analarini yeteri kadar gibememis malesef ATAM. Torunlari hala agliyor osmanli diye

up up up

alakası yok al izle öğren;

atatürk samsuna'a gidecekken ebeleyen ingiliz subayı arayan vahdettin (o zamana kadar olmayan ve direnişi örgütleme amacını saklacak uydurma bir ünvan olan yıldırım orduları baş denetmeni) ben görevlendirdim ordularımızın tasfiyesini hızlandıracak diye söyleyerek kandırıyor.

bu vizeyi atatürk'e veren subayın ses kaydı (ortadoğu uzmanı ve casus aslında türkçesi senden benden iyi) ;

http://www.youtube.com/watch?v=nuGuu4MSsQs

bu da ebeleyen subayın vahdettin'in telefonu üzerine heyete verdiği vize;

http://i.gyazo.com/b8821e...d594d453eb1e5e328c9f0.png

subayın yazdığı kitap;

http://www.seliskitaplar....aturkenasilvizeverdim.jpg

yani bize anlatılanlar gibi kıyıdan kıyıdan bandırma vapuruyla çaktırmadan bir gidiş söz konusu değil. vahdettin'in emri, planı ve bütçesiyle gidiyor. bir yerden sonra ben bu işi tek yapar mıyım? yaparım. diyerek padişaha baş kaldırıyor.

biraz kazımkarabekir okursanız daha az yanlı fikirler de edinebilirsiniz.

yaşı yetenler cemal kutay'ı hatırlarlar. bence 10 tane murat bardakçı edecek bir tarihçiydi. murat bardakçı onun olduğu yayınlarda paso çökte kalır dinlerdi. cemal kutay mustafa kemal'e samsun'a giderken vahdettin'in verdiği parayla istanbul'un yarısının satın alınabileceğini söyler.

vahdettin'in Nasıl öldüğünü de yine Cemal Kutay şöyle anlatır:

“Dünyanın en namuslu adamlarından biriydi. Ölürken yastığının altından parasızlıktan alamadığı ilaçlarının reçeteleri çıktı. Bunu Tarık Mümtaz Göztepe anlatıyor. Ve cenazesini rehin ettiler San Remo’da. Akrabaları, arkadaşları cenazeyi kaçırdılar da gömüldü. Bunlar hakkında hüküm verebilmek için önce bilgili olmak lazım. Bakın Hazine-i Hassa Reisi Refik Bey’i çağırıp sayım yaptırdı gitmeden evvel. Nuriye Hanım, oradan kaşıkçı elmasını alıp gidebilirdi. Hakkıydı, ailesinin çünkü. Kesinlikle bunlar namusu müeccem.”

Resmi tarihin “vatan haini” ilan ettiği son padişahın manevi ölümü 19 Mayıs sayılabilir ama fiili ölümü de gene bir Mayıs ayı içinde olmuştur: 15 Mayıs 1926’da…

• **Mamafih, ingiltere Devlet Arşivi’nin kamuya açılması öncesinde, Cemal Kutay, Nuriye Akman’ın “siz bugün Vahdettin’i vatan haini kategorisine sokmuyorsunuz” tespitine şöyle cevap vermişti: “Elbette hain değildi.”

Ve şöyle devam etmişti:

“Kafanız hiç karışmasın devrimlerin kaderi budur. Evet, Atatürk, Vahdettin’e ‘vatan haini’ dedi ama bence hata etti. Ama o günkü şartlara göre onu demesi aşağı yukarı bir çaresiz savunmaydı. Atatürk, Cevat Üstün isimli bir büyükelçinin ikinci Viyana Muhasarası kitabının yeniden tetkikini Türk Tarih Kurumu ilk başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu’ndan istemiş. Çünkü Üstün’ün gördükleri ile herkesin zannettikleri arasında bir aykırılık bulmuş. Bu vesileyle ‘ben de Milli Mücadele’de sarayın hareketini o günün şartlarına göre değerlendirdim ama şimdi elbette başka düşünüyorum’ demiş

Bu ferman ingilizler'in baskısıyla alınmıştır (ayrıca 1 sene sonra da geri alınmıştır istanbul - Ankara hükümetleri görüşmelerinde).
Meclis zabıtlarında aynen bulabilirsiniz; osmanlı genelkurmay başkanı olan ve daha sonra 20 seneden fazla cumhuriyet genelkurmay başkanlığı yapmış olan fevzi çakmak da, osmanlı hükümeti olarak aldıkları her kararın ingiliz süngüsü altında alındığını söylemiştir

daha 1918'in başında, türk nüfusunun yoğun olduğu yerlerde türklerin kendi kendini yöneteceğini, yani 1 türk devleti kurulacağı amerikan başkanı ve ingilizler tarafından açıklanmıştır
Ne tesadüftür ki, 1919 mayıs'Inda mustafa kemal'in samsun'a gitme vizesini ingilizler vermiştir.
Mustafa kemali aylarca istanbulda olmasına rağmen tutuklamamışlardır (ama diğer üst düzey komutanlar hep tutuklanmıştır)

şimdi muhterem kardeşim, bize 1 devlet kurdurttular
anadolu bozkırına tıktılar
ne şap olduk ne şeker

haydi hayırlı traşlar ☺

kazımkarabekir'in anıları için iftiralar vardı ama istanbul'da bir yalının döşemeleri altında (yarı hapis hayatı sürdüğü yalı) el yazması orijinalleri bulununca o iddialar çöktü. mustafa kemal için "bu ruh hastası adam bir bahane uydurup beni de asmasın diye, bahçeye gelen seyyar satıcı ile bile konuşamaz oldum." yazıyor günlüğünde.

@10 katılıyorum. bütün üst düzey komutanlar imzalanan antlaşma gereği ordularını ingilizlere teslim edip geldikleri halde haydarpaşada ters kelepçeyle tutuklandılar. atatürk hariç, o şişlideki pembe köşkte yaşamaya devam ediyordu ve tutuklanmadı.

son olarak sokayım vahdettin'e ama Osmanlı Saltanatı, TBMM tarafından, 1 Kasım 1922’de kaldırılmıştır. Sultan Vahdettin’in Ülkeden ayrılış tarihi ise 17 Kasım 1922’dir.

Diğer ifadesiyle, (eski) Sultan’ın ayrılmadan önce ne bir hükümdarlık görevi vardır, ne de saltanatı. saltanatı bırakıp kaçma iddiası da yalandır.

giderken bir tek kuran'ı kerim istemiş, almanya'da sarılı olan örtüyü açtığında altından bir muhafazası olduğunu görünce, kuran'ı alıp, muhafazayı istanbul'a yollamıştır.

mustafa kemalin askerleriyiz

bir de şu makaleyi okuyun lütfen höt diyenin içeri alınıp kaybedildiği 1980 yılında askeri cunta yönetimdeyken türk tarih kurumu yayınlarından çıkan bir kitaptan alıntılar.

atatürk, ibranice ettiği duayı nereden bildiğini soran gazeteciye şöyle diyor;

"“SABETAY SEVi’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..”

ya o kurumu kapatırım ya da bu iddiaları düşünürüm ben olsam.

http://yakintarihimiz.org...im-de-gizli-ibadetim.html

(Kaynak: Uluğ iğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARiH KURUMU YAYINLARI , 1980 (kitap hala piyasada satılıyor)

@14 resmi tarih gizlice kıyıdan ayrılmadan gittiğini okuttu bana okullarımda. vahdettin'in emri de işgale karşı çıkılmaması değil direnişi örgütlemesiydi. sen de sana ezberletilenleri yazıyorsun. ben de yıllarca yazdım seni anlıyorum ama bak yukarıda bir çuval delil sundum zahmet edip bir araştır bakalım.

e 12 adaları verenler namussuzlar mıydı o halde? hangi siyasi konjonktürde imzalandığını biliyor musun?

neyse ben de 30 yıl sizler gibi düşündüm okudum fikrim değişti. isteyen okur araştırır isteyen de takım tutarcasına savunmaya devam eder. tek harf daha yazmıyorum. seviye deniz seviyesine düştü zira. kalın sağlıcakla.

anneden geçen yahudiliktir et kafalı sabetay sevi yakın dönemde yaşamıştır. onların fetosu diyebiliriz. ünlü kabalist. yine kendine ezberletilenden devam ediyorsun. atatürkün ortaokulunu sorsam bilmezsin ama mahalle mektebi yerine şemsi efendi ilkokuluna yazıldığını bilirsin. şemsi efendi de üsküdarda kurşun geçirmez camlarla çevrili kapısında security bekleyen sabetay (bülbülderesi) mezarlığında yatar. kitabı ben mi yazdım da iftirayı ben atayım aciz insan devletin resmi kurumundan çıkmış diyorum. hem de kenan evren zamanı 1980'de diyorum. sen ne diyorsun "dinini gibeyim" ben senin hiçbir yerini gibmeyeyim zavallı aciz. git al oku devlete söyle ne diyeceksen.

@22 kendin yaz kendin oku o zaman tamam en büyük atatürk şampiyon atatürk :P

@24 hala bana iftiracı diyor aciz ya. oğlum dilimizi anlıyor musun?

t ü r k t a r i h k u r u m u yayınlarından 1980'de yönetim askeriyedeyken çıkmış bir kitabı kaynak gösteriyorum.

vahdettin düşmanlara karşı mücadele etsin diye, 300 bin altın vermiştir atatürke, samsuna giden gemiyide vahdettin tahsis etmiştir

@28 bi entry yukarıda yazıyor. anancı da oldu ezberi bitince ahahahhaah ((((: aciz kahvehane lümpeni seni.

neyyyyse sana iyi ezberler dediğim gibi şampiyon atatürk. eski açık kemaal deseeene desene desene ooooo. kal sağlıcakla kendin küfür et kendin oku. zevk vermedin sığsın.