-
26.
+4Baha'yı sırtlayıp yanımızda bulunan çadıra zütürdüm. zütürdüğüm evde Vaegirli bir asker köylü kadına tecavüz ediyordu. Bizi farkedince uzun ve ağır baltasıyla üstüme atıldı hemen altından geçerek sıyrıldım ve kılıcımla karnında bir yarık bıraktım acıyla eğilince de gövdesiyle kellesini birbirinden ayırdım. Arkamı döndüğümde kadın ağlayarak yırtılmış elbisesini ayı postu bir yorganla örtüyordu. Ona "Katun bana çabuk bir bez ver" dedim. Döşeğinin yanındaki sandıktan bir bez verdi ve eğitimde öğrendiğim ilk yardımı uyguladım ve kadına Baha'yı iyileştirmesini söyleyip çadırdan çıktım...
-
27.
+4Sabaha karşı aşırı erken vakitlerde uyandık ve bu kez omzumuzda kürkler ve postlarla yeniden yollara koyulduk artık Vaegir sınırları içindeydik artık herşey daha tehlikeliydi bizim için... Artık savaş zekasından yoksun haydutlar yerine eğitimli devriyelerle karşılaşacaktık...
-
28.
+4Onursuzca yaşamaktansa açlıktan ölmeyi seçtim. Geceleyin olaydan sonra askerlerim uyudu mu bilmiyorum ama benim gözüm kapanmadı bile... Sabah olduğunda bozkırda bir tepenin üstüne çıktık buradan tüm stebi görebiliyorduk 2 km ötemizde Tulbukistan Dağları ,tam aramızda da bir çadır.. Hemen oraya doğru yürüdükçadıra vardığımızda çekik gözlerinden Kergitli olduğunu anladığımız hafif beyazlıklar bulunan kaba bir sakalı olan, kapşonlu,kalıplı bir adam bizi elinde kılıcıyla karşıladı ve bize seslendi:
-Kimsiniz siz?! Bozkır haydutu desem atınız yok , Ordu kaçağı diyeceğim ama tehdit edilmedim!!
+Korkma yabancı biz ne haydutuz ne de kaçak.. Asıl sen kimsin böyle bozkırın ortasına tek başına çadır kurmuşsun?
Adam karnımdaki akıncı demirini görünce kılıcını düşürdü ve sevinçten ağlayarak bana sarıldı ağlarken şöyle haykırdı
-Yüce Tengri sana şükürler olsun! -
29.
+4Duvara mı konuşuyorum? Okuyan ses versin lütfen
-
30.
+4Hamaq'ı hepimiz turnuva izler gibi soluksuz bir şekilde izliyorduk atları yola zütürdüğü gibi kalbine ok yemesi bir oldu. Yarasına baktı , yüzünü tekrar o tarafa çevirdiği gibi bir ok daha yedi karnına. Biz de atlara gizlice biniyorduk o sırada. Acı ve öfkeyle karışık bağırdı , tüm acunu inletti ve düşmana doğru koşmaya başladı. Hemen bacağına bir ok yedi yine durmadı Hamaq aksayarak da olsa koşmaya devam etti kükredi "Ben ölür müyüm sandın lan orosppu çocuuuğuuu!" diye. Yine bi sağ bi de sol bacağına aynı anda veye bir saniye arayla ok yedi artık pes etmiş gibiydi bu kez yerde kaldı. O sırada ben ve çerilerim naralarımızla acunu ikinci kez inlettik ve hücuma geçtik. Yerde oturan kahraman Hamaq'ı kendi atımın toynakları ezdi. Kan püskürerek can çekişine şahit oldum. Taktik tam tıkırında işliyordu yoldaki Vaegirleri temizleyince sol tarafa manevra yapıp atlarımızdan indik. Yaya olarak saldırıya geçtik daha atından yeni inen Baha kalbine bir ok yedi ve kollarıma düştü. Kolumda deli gibi titremeye başladı , gülümseyerek:
-Beyim , benim kan sürahim daha dolmadı beni hayata döndür!!! -
31.
+3Bağırarak uyandım , çığlığıma tüm erler uyandı daha ilk günden birliğime rezil olmuş gibi hissediyordum hemen yanımdaki Muqan "Beyim iyi misiniz?" deyince ona baktım ve yaklaşık 10 metre arkasındaki yaya olan haydutları içlerinden biri tam Muqan'a doğru atılıveriyordu hemen "Muqan! arkana bak" diye bağırdım ancak Muqan davranamadan adam üstüne çullandı askerlerim ayağa kalkmışlardı sonunda ama etrafımızın sarıldığını farkettik
-
32.
+3Okuyan kendini belli etsin
-
33.
+3Tundradaki ikinci günümüzdü yerlerde tezek görmeye başladığımızda köye yaklaştığımızı anladık. Biraz daha ilerleyince dumanları gördük. Sanırım az ilerideki tepeden köyü görebilecektik. Ama bu dumanın sebebi neydi ki? Tepeyi yayan bi şekilde aştık çünkü heryer kardı ve at sürmek deveye hendek atlatmak gibiydi tepeyi aştığımızda gördüğümüz şey bizi öfkelendirdi köye basbaya baskın yapılıyordu!
-
34.
+3Biraz ara veriyoruz beyler 1 saat sonra falan yazarım
-
35.
+3+Dahasını anlat!
-Beyim... öhhö öhö..Tek bildiklerim bunlar... Sizden isteğim mataramdaki suyu boşalttıktan sonra kanlarımı matarama boşaltın. Ichamur'da erler çadırında benim kan sürahim var ona kanlarımı doldurduktan sonra mezarıma getirin sizden isteğim budur beyim! Muqan bu acundan uçmağa boş biri olarak gitmediğini bilsinler!!... Söz ver bana... zamanım bitiyor kafamı uçur hahah... öhhö.. -
36.
+3Sabah başımın ağrısıyla uyandım askerler çoktan kalkmış, avlanmış, bastırmaları eyerlerin altına koymuşlardı bile... Yavaştan tundra iklimine adım atmış gibiydik , vücudumda bi üşüme vardı. Yola koyulduk yine herkes tek bir ağızdan şarkılar, türküler söylüyor eğleniyordu tam o sırada ihtiyar Jabir'in kalbine bir ok saplandığını gördüm pörtlemiş gözlerindeki şaşkın ve çaresiz bakışlarıyla , gri atından düştü. Herkes ona dikkatini kesmişken iki-üç askere daha ok isabet etti. Sonra sağımızdaki tepede bulunan ormandan atlılar kargılarıyla üzerimize koştular daha bizimkiler kargılarına bile sarılamadan yere düştüler sonunda birşey yapmanın vakti geldiğini anladım ve kılıcımı kınından çıkardım ki atımın kafasına kargıyı yemesiyle kendimi yerde buldum...
-
37.
+2Beyler bugünlük bu kadar yeter yarın yine yazarım bugün uyumam lazım
-
38.
+2Bhulaban'lı askerim Hamaq sinirlenip:
-Daha saldırmamak için neyi bekliyoruz! Benim hatta senin , hepimizin halkı , şuan gözlerimizin önünde katlediliyor belki içlerinde akrabam bile var!
+Kes sesini! Burdan saldırınca ne tak yiyeceğiz sonumuz mağaradaki devriyelerden farklı olmayacak! izin ver de bir düşüneyim!
Baha aniden yanımda belirerek:
-Beyim 20 metre sağımızdaki kardan temizlenmiş ormana giden çamur yolu görüyor musunuz? Atları ancak orada kullanabiliriz. isterseniz atları ormandan dolaştırayım?
Hamaq yumruklarını sıkarak:
- Beyim izin verin bu görevi ben yapayım. Memleketim için önemli birşey yapmak istiyorum!
+iyi o zaman sessiz bi şekilde hallet işini Hamaq. Beyler şimdi beni iyi dinleyin. Çamur yolda 3 sıra olacağız sağ ve soldaki sıralarda kargıcılar kenara doğru kargılarını doğrultacak ortada atlı okçular gördükleri binleri indirecekler en önde Baha ve ben olacağız bakın şuradaki büyük evi görüyor musunuz? işte onun solundan sapıp fazla değil bi 5 metre ilerleyip atlarımızdan ineceğiz sonrası zaten kolay! -
39.
+2Ellerim kuşağımda , karşımda duran bağlı esiri süzüyordum. Ichmuqa esirin kafasına tekme atarak:
-Söyle lan artık ! Kimden emir aldınız yağma için !? Ordu mordu falan dedin , nerede o ordu?
Vaegirli esir eski kalradya dilinde "Ülkemi bu kadar çabuk satacam mı sandınız lan" diyip bir küfür savurdu ve Ichamuqa'nın yüzüne tükürdü Ichamuqa , adamın karnına vurduktan sonra bana dönerek "ne yapalım beyim?" dermişçesine bir bakış attı. Usul ve sakin bir şekilde , çadırın ortasındaki ateşin içinde közlenen bıçağı vermesini emrettim. Tam herifin gözünü dağlıyordum ki esir yine eski kalradya dilinde:
-Dur! Dur herşeyi söyleyeceğim!!!... Ben 19 piyade Lord Nelag tarafından bu köyü basmak için görevlendirildik...
+Eee'sini anlat lan ne istiyor bu Lord Nelag niye savaşı başlatıyor?
-Biz ne emir veriliyorsa onu yaparız. Biz siyasetçi değil askeriz...
Ichamuqa:
-Ya ordu nerde?
Esir biraz daha sakin bi şekilde:
-Biz yola çıktığımızda Khudan şehri topraklarından daha çıkmamıştı bile şuan nerede bilmiyorum.
Anlatmazsa gözünü dağlayacağımı hatırlatan bi şekilde bıçağı gözüne biraz daha yakınlaştırıp:
+Yalan söyleme lan! Daha anlatacağın birşey olmadığına emin misin?
-Yemin ederim tüm bildiklerim bunlar!!!
Adamın yalvarışlarına rağmen bıçağı gözünde dağlamaktan zevk aldım ve çadırdan çıktım, Baha'nın bulunduğu çadıra doğru yol aldım... -
40.
+2+Aslında ben de tam bu konu üzerinde konuşmak için geldim.
Tonju Noyan'ın çakırkeyfliliği yerine ciddiliği bıraktı:
-Ayasu'yu mu istiyeceksin?
+Evet beyim kızınıza aşık oldum görevim bitince Halmar'dan ailemi alıp gelmek ve Ayasu'yu istemek için izin istiyorum...
-Eğer Ayasu da seni istiyor ve Hugu ile Mahraz seni onaylıyorsa tamamdır çünkü seni damatlığıma layık görüyorum.
Ayasu utancından kızarmış bir şekilde:
-Tagan eğitime geldiği gündem beri ona aşığım baba.
Hugu hala biraz şokta olmasına rağmen:
-Tagan'ı 5 yılda iyi bi tanıma fırsatına sahip oldum ve Ayasu'ya ondan daha layık bir aday çıkmayacağına eminim.
Leydi Mahraz:
-Ben seni şuana kadar pek tanıyamadım Tagan ancak Hugu ile Tonju seni kabul etmiş, Ayasu sana aşıksa benim gözümde iyi bir damatsın.
Hugu Noyan bi anda ciddileşerek:
-Bi dakka bi dakka.. Görevim bitince derken? Senin görevin bitmediyse neden buradasın Tagan?
Tonju Noyan'a dönerek:
+Beyim, buraya gelme sebeplerimden biri ise budur. 4000'den büyük bir Vaegir ordusu Sungetche'ye ilerliyor . Belki de Bhulaban köyünü geçmişlerdir. Hatta ve hatta Lord Nelag'ın Tulbuk kalesine ilerlediğini düşünüyorum ve sizden Sungetche ve Tulbuk'a adam yollamanız veya gelmeniz. Başkent Tulga'ya da gidip Sancar Han ile bizzat konuşacağım. Kuzey düşerse ana vatanımız olan dağ ötelerini kazanmamız imkansızlaşır! -
41.
+2cCc Kergit hanlığı cCc
-
-
1.
0kergitler türk len mq
-
1.
-
42.
+2Ertesi günün ilk ışıklarında ben Ayasu'ya doyamadan koyulduk Tulga yollarına... Uzun bi süreden sonra memleketime dönmek için sabırsızlanıyordum. Geceyi Dashbiga köyünde geçirdikten sonra yarının akşamında Tulga'nın kapılarından içeri girdik. Atımdan inip duvar seyisine atımı bağlaması anlamında bi işaret gönderip şehrin meydanında gördüğüm ilk hana doğru yöneldim. Yürürken peşimden , kale muhafızlarından biri koşarak heyecanlı bir şekilde:
-Tulga şehrine hoşgeldiniz beyim!
Karnınızdaki demirden Tonju Noyan'a bağlı bir akıncı olduğunuz anlaşılıyor.
Ciddi bi şekilde askeri umursamıyor gibi karşıma bakarak:
+Farkındayım?
Asker biraz hayal kırıklığına uğramış bi şekilde:
-Yani beyim... Buraya geldiğinize göre Sancar Han ile veya başka biri ile konuşacağınız aşikar.
Birden durup askere dönerek:
+Evet Sancar Han ile önemli bir mesele için görüşmeye geldim hava kararmadan da konuşmak niyetindeyim. Ona bir akıncının değil Keramula Noyan'ın oğlunun geldiğini söyle! -
43.
+22 GÜN SONRA/ SUNGETCHE DAĞLARI
Karda bata bata yürürken atlarımızın kayışlarını tutuyorduk. Ufukta karlı kaleyi görmemiz bizi epey bi sevindirmişti durup tilki kürklü kalpaklarımızın içindeki karları silkip yürümeye devam ettik ve Sungetche kalesinin arka kapısından içeriye girdik. Tonju Noyan'ın ordusunu görmek beni gururlandırmış ve önemli birşey yaptığım hissiyatı vermişti. Hemen birliğimle bize verilen koğuşa yattık. Savaş boruları ve kargaşa sesleri ile uyandım koğuşta hiçbir askerim yoktu ama hemen yanı başımdaki amcık ağızlı kale garnizonu avaz avaz bağırıyordu:
-Tonju Noyan sizi çağırıyor! Tonju Noyan sizi çağırıyor!
Hemen kalenin yüksek burçlarındaki Tonju Noyan'ın yanına koştum buradan ufuktaki Vaegir ordusu görünüyordu. Beni farkedince sinirli bir şekilde:
-Neredesin sen? Kalenina arka tarafında 80 çeri seni bekliyor kendi askerlerini de al ve Tulbuk'a git Hugu'ya yardım et! Çabuk ol Tagan bekleyecek vakit yok! -
44.
+2Gözlerimden yaşlar süzülürken Muqan'ın kafasıyla gövdesini birbirinden ayırdım sonradan da Charuqa'nın öldüğü haberini aldım..
+Kergitin heybetli ve cesur akıncıları!!! Bugün burada ölen onurlu adamları hakettikleri şekilde yuğ töreninde atlarıyla birlikte gömeceğiz!!! Bugün onlara söz verdiğimiz gibi Vaegir tundralarından sağ çıkıp kan sürahilerini mezarlarının üstüne koyacağız ve Tengriye kendimizi affettireceğiz!!! Bunun için artık Sungetche'yi görmemiz lazım , bu uzun yolculuğumuzda Muqan gibi Charuqa gibi Jabir gibi acundan silinip gitme ihtimalimiz var! Siz bunları göze alarak benimle geldiniz! Tengri bizi koruyacak ve biz de sözümüzü tutacağız! E haydin artık yola koyulma vaktidir! Bilirim yorgunsunuz ancak Sungetche yakındır! Sungetche yokuşunda atlarımızın izleri bizi şereflendirecektir!! -
45.
+1Yaz panpa iyi gidiyorsun.
başlık yok! burası bom boş!