1. 776.
    0
    nickimi seveyim dedirten bir başyapıt
    ···
  2. 777.
    0
    kaç aydır nick altım 3 sayfa :(
    ···
  3. 778.
    0
    vvv fikirlere kurşun işlemez vvv
    ···
  4. 779.
    0
    filminizi tikerim artık ama.

    nick altınun kalabalık olması tamamen kalite ile ilgili bir durum *

    1 ay gelmedik. film muhabeti ile gibmişsiniz burayı
    ···
  5. 780.
    0
    natalie portman ıcın the leonu ızle pic tam senın yasında orada
    ···
  6. 781.
    0
    bildigin "amele" lan bu.
    ···
  7. 782.
    0
    rimembır rimembır dı fift of novembır lan huurçocoooooklaaaaarıııııııııııı

    http://www.imgim.com/image/2p12z.jpg/
    ···
  8. 783.
    0
    v for mallatya

    malatya giber

    v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber v for mallatya

    malatya giber
    ···
  9. 784.
    0
    @664 ezik tayfada geldi işte.
    ···
  10. 785.
    0
    @665 yine nerde yedin ayarıda bunu diyosun
    ···
  11. 786.
    0
    sezgilerim beni yaniltmiyorsa bu film buyuk tartismalara neden olan, cok konusulan filmler kategorisine girecek. en azindan hakkinda cok fazla sey yazilip cizilmesine hazir olun derim. filmin sinema kalitesi ya da cizgiromana ne kadar sadik kaldigi gibi tartismalari kastetmiyorum. onun degerlendirmesini gerek sinema dilini gerekse de cizgiromani cok iyi bilenler yapacaktir nasil olsa. zaten matrix'teki gevelemeleriyle bir seyler diyeceklerini belli etmeye baslamis wachowski kardeslerin demir leydi ingiltere'sine gondermelerle dolu cizgi romandan alacaklari hikayeyi kendi kafalarina, 11 eylul sonrasi dunyaya ve tabii ki pazarin beklentilerine uyarlayarak daha somut bir seyler soyleyecekleri cok zamandir konusuluyordu bizim bi arkadasin dayisinin evinin kulislerinde, yani bu tartisma eski. bahsettigim filmin gosterime girmesinden sonra baslayacak tartismalar. simdi butun olumsuz elestiri haklarimi alan moore'la ahbapligima ragmen kursagimda mahfuz tutarak yapimcilarca cuzdanima yerlestirilmis dusuncelerimi cikarayim orta yere. bu filmi sevdigimi soyleyebilirim. hatta heyecanlandim izlerken. superhero antipatime ragmen heyecanla izledim. belki bazilari nefis kurgulanmis anarko-politik mesajlardi sebep, belki art arda gelen bossa nova ezgileriydi** belki de natalie portman, bilemedim ama heyecanla zevkle izledim. bigbrother'i yuhalayan salondaki irlandalilara katildim. perdede devrimci v belirdiginde alkis ve isliklarla destekledim. irlandali dedim de film st patricks day gunu gosterime sokuldu. new york sokaklarini dolduran ve "england get out of ireland" gibi pankartlar da tasiyan yuzbinlerce irlandalinin arasindan gecip geldikten sonra gayda sesiyle cinlayan kulaginiza "there is no coincidence, only the illusion of coincidence!" diye fisildanildiginda iskillenmemek elde degil. film cikisi sinema kapisinda v maskeli bir anargibin elimize anarsist bir dergi tutusturmasi bile tek basina tartismalarin habercisi. kesin kavga cikacak yani herhalde. yeryuzundeki butun 'sayin yetkililer' bu filmden buyuk rahatsizlik duyacak. "gencler anargib yapiliyor, devlet buna bisey yapsin" nutuklari atilacak. v harfinin tek basina kullanimi yasaklanacak, takunu cikaranlarca alfabedeki gorevine son verilmesi talep edilecek. guzel seyler olacak ojala...

    dur! - spoiler - oncesi son cikis!

    olay, ben diyeyim 1984'un matrix'inde, kuzenim desin londra'da, bilenler desin norsefire devletinde geciyor. tarih remember remember the fifth of november. evini iktidarca yasaklanmis ne kadar kitap, tablo ve sanat eseri varsa onlarla bir de bi tane jukebox'la doldurmus neozorro v, terorizme savas acmis neobigbrother sansolye'ye savas aciyor. (o da ne agent smith* buyumus ozgurluk savascisi olmus winston smith* buyumus bigbrother olmus. al sana sorunsal; muktedirler mi iktidar mi tehlikeli olan?)

    adalete ihanet etmis, guce ruhunu satmis bir mahkeme binasi* butun londra'ya dinlettirilen caykovski'nin 1812 uverturu esliginde estetik bir bombali saldiriyla havaya ucurulur. sistemini "korku" uzerine insa etmis bigbrother korkmustur bu kez. hemen medyayi devreye sokar. filmdeki medya kurgusuyla orwell'in "gercegi carpitma bakanligi"ni hatirlatmaktan cekinmez yonetmen, aferin. medyanin haberleri veris tarzi nasil tanidiktir yarabbim. medya dedim de filmde bir lewis prothero karakteri var ki pek bi televanjelic pek bi bill o reilly. ve filmdeki favori sahnelerimden biri filmdeki favori karakterim gordon deitrich adli muhtesem talkshow'cunun sansolye gosterisi oldu. daha sonra evinde kur'an-i kerim bulundugu gerekcesiyle hukumet adamlarinca oldurulecek gordon'un kisacik sovu bile filmde politik tat arayanlari tatmin edecek guzellikte. teroristin maskesi cikartildiginda onunla mucadele ettigini iddia edenin sureti cikmaz mi? (al brando'ya sorunsal; canlari kimler calar?)
    biz bu filmi gordugumuz icin yadirgamiyoruz ama filmin gelisimini beraber takip ettigimiz dedektifin, teroristin kimligiyle ilgili arastirmalarini derinlestirip ipin ucunda kendi yoneticileriyle amirleriyle karsilastikca yuzune coken saskinlik gorulmeye deger... (al pacino'ya sorunsal; quis custodiet ipsos custodes?)
    bu iktidar denen leviathan oyle tehlikeli bir canavardir ki bigbrother bile guvende degildir. herkesin her takunu bildigi halde iktidarla ile ilgili bu temel gercegi bilmekten aciz diktator halka gerekli dersin verilmesini emretmekle mesguldur hala: "bombanin bin turlusunu patlatin! krizin bin turlusunu cikarin! virusun bin turlusunu yayin! onlara(halka) neden bize(iktidar) ihtiyac duyduklarini hatirlatin" nasil evrensel bi sovdur... iktidar mi sansolyenindir yoksa sansolye mi iktidarin diye dusunurken iktidar adli leviathan cikagelir ve butun acgozluluguyle* bu kez sansolyeyi yer. dublorlugunu cikspir yapmistir; "hainlerin en buyugu sadiklarin en bagnazindan cikar."
    devrimci v'nin hayat enerjisiyle hareketlenen ozgurluk treni iktidarin sarayina dogru yola cikmistir bu arada. saray, gorkemli bir patlamayla hak ile yeksan olur. ancak iktidarin yikilisini simgeleyen, o cok uzun karanlik gecenin bittigini mustulayan bu isiltili gosteri insanlari urkutmez. cocukluklarindan beri genlerine kadar islenen kurgulanmis korkularini astiklari icin bir "temasa objesi" olarak seyrederler bu yikimi. artik dans etmeye hazirdirlar. devrimde dansin ne isi var demeyesiz, kor kuyulara gelmeyesiz. emma goldman'in filme kadar uzanan dilinden uyari yapilmistir zaten; "dans etmeme izin verilmeyecekse, n'apayim devriminizi?"
    velhasil iktidarin daga tasa yazdigi "unity" dilegi gonullu bir sekilde gerceklestirilir o gece. herkes v maskesi takar. kim bu v diye soranlara todos somos v*derler.
    (bkz: vi veri veniversum vivus vici)
    Tümünü Göster
    ···
  12. 787.
    0
    @666 koy züte rahvan gitsin
    ···
  13. 788.
    0
    gibici bir filmdir beyler
    ···
  14. 789.
    0
    @romantik prens sen yapma bari lan
    ···
  15. 790.
    0
    takkafalı. başka nick kalmadı amk sanki.
    ···
  16. 791.
    0
    @671 sanane lan züt
    ···
  17. 792.
    0
    bu adama saygı duyarım.
    ···
  18. 793.
    0
    adam haklı beyler
    ···
  19. 794.
    0
    670 okumayı denedim bu ne amk özet geç. Hee bu arada film güzel tornoya ara verin izleyin, liseliler hariç onlar elizabete devaam
    ···
  20. 795.
    +1
    işin aslı, tam o zamanlar eşimden ayrılmıştım. Yalnızdım. Almanya'da fabrikada işçi olarak çalışıyordum. işten sonra, bir matbaada 70’li yılların erotik filmlerini satan bir arkadaşın telefonlarına falan bakıp siparişleri alıyordum. Sipariş veren iki gün sonra telefon edip “Ne biçim film satıyorsunuz, doğru dürüst ferre görmek istiyoruz” diye şikâyet ediyordu. Ben de patrona “Küfür yemekten bıktım, doğru dürüst bir şeyler yapalım” dedim. O da “Oyuncu bulmak zor, kimi oynatacağız” diye dert yanınca, “Ben oynarım, kadını da ayarlayacağım” dedim. 2000 yılında senaryosunu; daha doğrusu bizde senaryo pek olmaz da doğaçlama bir planlama yaptım. iş arayan bir kadın büroya geliyor ben de ona diyorum ki: “Sekreterden sadece buradaki dosyaları toplamasını istemeyiz, başka şeyler de isteriz.” O da “ciksi ben de severim” diyor. “O zaman bir deney yapalım falan” diyorum. Filmi piyasaya bir sürdük... Telefonlar susmuyor. “Bunun devdıbını yapın” diyorlar. 2001 yılında Köylü Kızı’nı çektikten sonra “Bu işi profesyonelce yapacağım” dedim.
    ···