ilk okul 6. Sınıftaydım o zamanlar bırak bir kadının elini tutmak posta gazetesindeki zeyna fotoğraflarını gibmek beni deli ediyordu. Günlerim okula gitmek ders çalışmak arada arkadaşlarla futbol oynamak ve zeynaya değdirmekle geçiyordu. babam orta düzey bir şirkette mühendis annem ise ev hanımıydı. Babam her akşam mutlaka beni ve kardeşimi sofraya oturtur ve bize günümüzün nasıl geçtiğini derslerimizin nasıl olduğunu sorardı. Babam hafifi kilolu ve seyrek saçlıydı.. birde abim vardı lise son sınıfta asosyal birisiydi. Bir kaç kere bir daha zeynaya değdirirsen babama söylerim diye arada beni tehdit etmişmiliği vardı o zamandan belliymiş şimdi fetoden aranıyor.. Bense izmir'de küçük bir şarap çiftliğinin sahibiyim..

Haziran ayına girmiştik okulun son dönemleri olduğu için hocalar pek üstümüze düşmüyordu.. abimde fem dersanesinin en Gözde öğrencisi olarak çok iyi bir yeri kazanacağını söylüyordu o zamanlar. Babam her sene beni abimi ve annemi bir yere tatile zütürürdü. Durumumuz diğer arkadaşlarıma göre iyi sayılırdı ama kimseye üstten bakmazdım.
Derslerim iyi sayılırdı.. o akşam yine evde akşam yemeğinde oturduk annemle babam nereye gitmemiz gerektiğini tartışıyorlardı. Babam köyünü özlediğini söylüyor annemde izmire annemlerin yazlığına gidelim diyordu...

Karne günü gelip çattı taktir almıştım! Hemen eve koşup anneme gösterdim Aslan oğlum diyip sarıldı bana. O mutfağa geçtiğinde hemen odama geçip zeynaya çıkartıp değdirmeye başladım. içerden babamın sesi geldi bir süre sonrada abimin hemen zeynayı kaldırıp içeri geçtim. Babama taktir belgemi gösterdim tebrik etti beni abimle ikimiz sofrada karşılıklı otururduk annemlede babam. Karar verilmişti izmire gidiyorduk anananneölerin yazlığına.

Sabah bavulları arabaya yerleştirip yola koyulduk. Asosyal abim wolkmanini kuşağına takıp camdan dışarı bakıyordu annem uyumuştu babam sigara içip yola bakıyordu. Anneannemin yazlığk Çeşme'ye yakındı. Geldiğimizde bizi kapıda dedem ve sitenin güvenliği kahpe Murat abi karşıladı ona kahpe Murat diyorlardı nedenini sonradan anladım. Sitenin içinde selamlaştıktan sonra bavulları alıp eve geçtik içerden harika kokular geliyordu ben ve fetöcu abim odamıza yerleşip şortlarımızı giyinip denize geçtik annemlerde balkonda sohpet ediyorlardı.

Denizden çıktıktan sonra sitedeki yaşıtlarımla tanıştım abim ileride kumşara uzanmış güneşleniyordu. Bütün yaşıtların bizim sitedeydi sadece Ebru iki yan siteden olduğunu söyledi. Ebru bize göre biraz daha gelişmiş 16 yaşında kumral dü saçları olan çok güzel bir kızdı. Tanıştığımızda kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Zeynaya ilk değdirdiğim günkü gibi...

Arkadaşlarımla denizdeyken gözüm sürekli ebrudaydı kokusu o kadar güzelsiniz denizden bile alabiliyordum galiba ebruya aşık olmuştum. Biz denizdeyken fetöcu abim sahilden annemlerin bizi çağırdığını söyledi saat akşam 7 gibi güneş batmaya yakın denizden çıkıp kurulandım. Animle giderken Ebru arkamdan bağırdı: " yarın sabah 1 de burda olacağız" arkamı dönüp elimi salladım nerdeyse sevinçten abime değdirecektim..

Eve geçtiğimizde kıyafetlerimi değiştirip duş aldım. Sofra balkonda hazırdı anneannem karnıyarık yapmıştı babamla dedem rakılarını doldurmuş cam kısmında sohpet ediyorlardı. Sofranın yanındaki sallanan koltuğa oturdum sofraya yakındı oradan yiyecektim. Babam be zaman rakı içse gözleri hemen kızarırdı şaka yapmaya başlardı dedeme bizimkisi zeynaya aşık gazetedeki sayfaları hiç kaçırmaz dedi annemle anaannem birden gülmeye başladı sofrada fetöcu abim pis pis bana bakıyordu mına koyduğumun çocuğu suratım kıpkırmızı oldu. Dedem abime ÖSS sonuçlarının ne zaman açıklanacağını sordu abim 3 gün sonra dedeciğim dedi bakalım Boğaziçi matematik istiyorum kısmetse derdi. Sofrada babamların mezeleri dışındakiler kaldırıldı. Ben içeri televizyon izlemeye geçtim abi dışarı çıkıp hava almaya gitti. Birden aklıma Ebru geldi o masum suratı Çiller'i beyaz temi kumral saçları ve o Harika kokusu.. bir an önce sabah olsun istedim karnım gıdıklanıyordu esen yaz rüzgarıyla..

Sabah uyandığımda saat 11:40 dı yol yorgunluğundan derin uyumuştum. Hemen aklıma Ebru geldi saat 1 de sahilde olacaktık. Annemden hızlı hızlı bişeyler hazırlamasını istedim asosyal abim merkeze ineceğini söyleyip 11 gibi evden çıkmıştı bügün cuma diye cumayı kılacaktı kesin. Kahvaltımı yaptıktan sonra havlumu alıp vakit geçirmek için dedemin yanına geçicektim kapıdan çıktıktan sonra sitenin bekçi evinin orda kahpe Murat abiyle ikisi oturmuş hararetli birşeyler konuşuyorlardı. Yanlarına yaklaştığımda konuşmayı kesip bana doğru döndüler kahpe Murat abi maşallah yeğenim Aslan gibi olmuşsun dedi dedemde öyledir Aslan torunum diyip yanına oturttu beni. Kahpe Murat abinin lakabı daha önce merkezde iş kurduğu ortağını dolandırıp eşiylede ciks yapması üzerine arkadaşının onu bıçaklamasıyla alınmıştı. Tam bir kahveydi gözleri fırıldıktı ama dedemle iyi anlaşır ve ondan çekinirdi...

Saat 1 e yaklaştıyordu hemen kalkıp sitenin aradaki dar yoldan geçip sahile doğru yürümeye başladım kalbim yerinden çıkacak gibiydi Ebru ve arkadaşları gelmişti. Dişleri bembeyazdı ebrunun güldükçe ayaklarımı kontrol edemiyordum dengesiz ve komik yürüyordum. O anda Ebru beni gördü gülüp el salladı" hey hoşgeldin!" Heyecandan sadece hafifi tebessüm ettim ve yanlarına gittim. Biraz geciktim galiba arkadaşlar dedim. Yo bizde yeni geldik dedi Ebru ve elimi tutup denize doğru koşmaya başladık... kokusu ve teni o kadar güzelsiniz size anlatamam ne annem ne babam hiç kimse o an umrumda değildi siyah bikinisi onu daha bir çekici yapıyordu..
Denize girdik arkadaşlarda yanımıza geldi yüzerek.. ebrunun ıslak saçları yüzüne geliyordu arada denizin içinde elimi tutup bana gülümsüyordu denizin içinde bile sürtünebilirdim ebruya. Arkadaşlardan birisi şişme renkli bir top getirmişti onu oynamaya başladık oynuyordum ama Ebru'dan başla kimseyi göremiyorum..

sahile çıkıp havluyla kurulanıp kumlara uzandım biraz sonra güneşi arkasına almış ebru gülerek geliyordu. ilk başlardaki heyecanım kalmamıştı ebrunun üstünden ve saçından sular damlıyordu.. yanıma oturdu kokusu karnımı gıdıklamaya yetiyordu sanırım ebruya aşık olmuştum.. Ebru iki yan sitede dedelerinin yanında kalıyormuş dedesi albay emeklisi sert birisiymiş anlattığına göre benim Ebru'da dikkatimi çeken en önemli şey doğallığı ve içtenliğiydi o sahilde elleri karnında birleşmiş anlattıkça sanki bir romanın içindeymişim gibi hissediyordum.. karnımız acıkmaya başlamıştı akşam yine burda buluşalım mı Ebru?
Olur akşam 8 de sitenin girişinden alırsın beni dedi ve yanağımdan öptü beni..

Eve geçtiğimde fetöcü abim gelmişti kitap okuyordu, abim 180 boylarında zayıf uzun boylu Adem elması dışarıda olan saçları sık olan birisiydi. Abi hayırlı cumalar dedim hiç giblemedi bende onu giblemedim aklım hep ebrudaydı. Babam odada uyuyordu annem yiyecek birşeyler hazırlıyordu abimin karşısındaki koltuğa uzanıp tavanı izlemeye başladım. Yaklaşık on dakika sonra dedem kapıdan içeri girdi elinde kola karpuz ekmek vardı. Hoş geldin dede dedim hoşbulduk torunum derken derken annem elindeki poşetleri alıp mutfağa zütürdü..

Akşam 7 gibi sofra kuruldu yazlığın balkonunda babam dün çok içtiği ve yeni uyandığı için suratı asıktı yemeğe başladık ben hızlı hızlı yiyordum annem gülerek hayrola akşam işin mi var dedi.. yo anne arkadaşlarla buluşucaz dedim. Orrospu çocuğu abim ebruyuda yerişmişti galiba ama masada başka kimse soru sormadı. Masadakilere afiyet olsun diyip kıyafetlerimi giyindim çıkarken fetocu abimin parfümlerinden sıkıp aynaya son kez baktım.. biraz sonra kumral saçları ve Çiller'i olan gülüşü dünya tatlısı Ebru ile buluşacaktık ve yanımızda kimse olmayacaktı gidip sevinçten abime değdirmemek için kendimi zor tutuyordum..

evin merdivenlerinden inip sitenin evleri arasındaki sahile doğru olan dar yola girdim. Kahpe murat abi çimleri sulamakla meşguldü.. iyi akşamlar murat abi dedim iyi akşamlar yeğenim diyip işine döndü. sahile yaklaştığımda 5 basmaklı merdivenden inip sahilin çakıl kısmından diğer sitelerin olduğu yere doğru yürümeye başladım. ayağımdaki sandaletler çakıl kısımda beni zorluyordu ve havada dolunay vardı deniz durgundu. sanki ebruya gelmeden kokusu burnuma gelmeye başlamıştı.. ve onu beni beklerken gördüm.. bana bakıp gülümsüyordu üstüne mavi ve renkli ufak çiçekler olan dizinin biraz üstünde elkbise giyinmişti ayaklarında sandalet vardı koluna renkli bir ipten bileklik takmıştı kalbim duracak gibi oldu. hey geç kaldın!

evden çıktıktan sonra bizim bekçiyi gördüm o biraz lafa tuttu ama çok güzel gözüküyorsun ebru.. teşşekür ederim sende çok yakışıklı gözüküyorsun dedi ve yanıma kadar geldi bir bütün gibiydik ellerimle hafifçe belinden tuttum ve dudağımdan öptü beni. istemsiz bir şekilde ereksiyon oldum ve ebru elini ağzına zütürüp gülmeye başladı sonra utandığımı görünce gelip elimi tuttu sahilde yürümeye başladık çakıl ayağımızı yorduğu için kumsala geçip denizin hemen kenarında el ele ilerledik. yazlıktaki son site bizimdi arkamız tarla ve ağaçlıktı. ebruya bir anda galiba ben sana aşık oldum dedim göz ucuyla bakıp bu sefer gülmedi dudakları o kadar biçimliydiki gözlerimi alamıyordum.. sessizce yürüdük ve biraz ileride ebru oturalım mı biraz dedi.

denizin hemen kenarında kumlardaydık ebrunun askılı elbisesinden omzu kollarıma değiyordu..
-baksana dolunay var!
+evet dizilerdeki gibi
-ne varmış o dizilerde
-hani sevgililer sahilde oturup böyle denize ve dolunaya bakarlar ya...
ebru bir anda bana döndü ve öpüşmeye başladık hafifçe uzandık üstüne doğru çıktım bedenimin üst kısmı ile teni o kadar tatlı kokuyordu ki bir ömür onu böyle öpebilirdim. bir süre sonra ellerini alıp göğüslerine zütürdü ufak ve yumuşaklardı ebru ilk defa öpüşmüyordu sanırım.. en sonunda ebrunun üstüne çıktım bacak arası çok yumuşaktı.. tam o anda çalıların ordan bir ses geldi hemen toparlanıp ayağa kalktık ve ebru geç oldu dedem merak eder dedi.. ben yaşadığım şok ile ne yaptığımın farkında değildim çok terlemiştim ve saçlarım dağılmıştı ebruyu oturduğu siteye bıraktım ve çok güzeldi dedim. oda benim içinde diyip yine munzur güldü dudakları kırmızı olmuştu öpüşmekten ve beni kendisinden küçük gördüğpüne emindim..

O akşam yatağa girdiğimde sersem gibiydim ebrunun ağız tadı ve kokusu heryerime geçmişti sanki 16 yaşında ilk defa böyle birşey yaşamıştım.. suratım yanıyordu ve reflekslerim Yok olmuştu. Sabah kalktığımda yine enerjiktim ve aklımda Ebru vardı gerçek aşk bu olmalı dedim kendi kendime. Annem ve babam balkondaydı kapıdan girer girmez günaydın oğlum abin Boğaziçi matematiği kazandı darısı başına dedi annem babamda çok mutluydu.. asosyal bin kazanmıştı zaten hayatı kazanacak bir insanın soğukluğu vardı kendisinde. Kalbi Yok gibiydi aklı ise sadece kendi çıkarlarına uygun çalışırdı. Masaya oturduğumda annem çay getirdi hala ağzıma ebruyla öpüştüpümüz tat geliyordu. Babam ensemi okşadı memnun Musun oğlum yazlıktan dedi. Ona bakıp tebessümle memnunum baba dedim annem ben babam eskilerden konuşup kahvaltı yaptık. Dedem anaannemi merkeze doktora zütürmüştü kahvaltı yaparken gözüm kahpe Murat abiye ilişti balkonun camından eşiyle beraber köpeği besliyorlardı. Aklıma bavuldaki zeyna fotoğrafları geldi içim sıkıldı kalkıp onları alıp çöpe attım ve su doldurdum kendime galiba aşıktım ebrudan başka birşey aklıma gelmiyordu ne Deniz ne de balkondakiler.

Mutfakta su içerken camdan dedemi ve ananemi arabadan çıkarken gördüm ellerinde ilaç poşeti yuvarlak Ekmekler ve ufak su vardı. Bende odaya geçip şortumu giyinip havlumu aldım dedemlerle kapıda selamlaşıp merdivenlerden indim. Sahilde ebruyu göremedim arkadaşlar denizdeydi fakat Ebru yoktu sigaraya başlamak için güzel bir sebepti ama ben havlumu serip denizdekileri izlemeye başladım oturarak. Güneş Deniz kumlar hiç tat vermiyordu çünkü Ebru yoktu. Ebruyu biraz daha düşünsem ağlayacaktım acaba izmire mi gittiler dedesiyle yada dünden sonra pişman mı oldu diye düşünürken gözlerim doldu.. kafamı tekrar denizdekilerr çevirdim deli gibi eğleniyorlardı silahım olsa herkesi vururdum o an bi anda birisi gözlerimi sıkıca kapattı kesin asosyal binti bu beni sinir etmeye bayılırdı bağırarak ellerini çektim ve arkamı döndüm karşımda sanki bin yıldır tanıdığım belki bin yıldır beklediğim şey duruyordu..
-özledin mi beni?
+evet yani çok özledim
-bende
+gittin sandım
-gözlerinmi doldu senin
+ellerinle sıktın diye herhalde
Birden hanıma geldi oturdu oda sahile bakıp konuşmaya başladık. Sanki bir gecede yaşlanmış gibiydik karı koca gibi olgunlaşmıştık ikimizde..

O gün gün boyu ebruyla bir sürü şey konuştuk, şakalaştık denize girip eğlendik. Bir anda hayatımdaki en önemli şey oldu benim için. Akşam sitenin önünde birbirimize son kez baktığımızı bilemezdim. Güneş batıyordu Deniz hafifi hareketliydi dalgaların gel gitleri eşliğinde birbirimize gülümsüyorduk görüşürüz diyip arkasını döndü ve gitti. inçe uzun bacakları sırtına sardığı havlusu ile biraz sonra gözden kayboldu.. karar verdim sigaraya başlayacaktım akşam sahilde kimse kalmamıştı arkamı dönüp eve doğru yürümeye başladım yazlık evlerden yemek çatal kaşık sesleri geliyordu bazıları gülüyordu bazıları ise sessizdi. Aslında hiçbirini duymuyordum kendimi yetişkin birisi gibi hissediyordum. Eve girdiğimde bizimkiler balkondaydı dedem ve babam rakı içiyorlardı yine üstümü değiştirip duşa girdim.. duş alırken ebrunjn kokusu çıkacak siye bir an geri kaçmak istedim sonra devam ettim..

Akşam duştan çıkıp masaya geçtiğimde başımdan aşşağı kaynar sular döküldü. Annem yarın istanbul'a döneceğimizi abimin kayıdı için orda olmamız gerektiğini söyledi. Sanki en soğuk kasım ayı gününde sokakta tek başıma kalmış gibi hissettim. Babam yine Çakır keyif olmuştu masadakiler herşeyden habersiz gülüp sohpet ediyorlardı, bir daha ebruyu göremeyecektim galiba ne bir telefon ne bir adres tek bildiğim burda dedesinin yazlığına geldiği ve izmir'de yaşadığıydı.. içeri geçip annemin sigarasından bir tane alıp sessizce sahile gittim dalgaların sesi her yeri kaplamıştı sigarayı yakar yakmaz belki yanlış bir şey yapmanın hissi belki de ebruyu bir daha göremeyecek olmanın hissi ile ağlamaya başladım kokusu aklıma geldikçe ağlamam şiddetleniyordu burnunu çekip taşlara basa basa denize yaklaştım. O an insanın büyümesinin hayata çarpmak olduğunu anladım acı çekmek büyümekti galiba her dakika bu acılara alışmakta olgunluk...

Sabah yola çıktık asosyal abim ve annem uyuyordu babamında gözleri şişti elini camdan dışarı çıkarmış yola bakıyordu..
başım ağıyor dün çok ağladım. Ebru gittiğimi öğrenince ne yapacak acaba, belki hiç umursamaz belki oda beni özler yada hemen birini bulur onulmasa öpüşür, öpüşmez bakışları çok güzeldi dudaklarıda, şu dağlara ayçiçeği tarlalarına bak kimse yok, tıpkı evruyla Yanyana olduğumuzda olduğu gibi. Ne zaman geçecek acaba bu Ebru acısı, bir daha hiç çocuk olamayacak mıyım..
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulanmadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Ya fetöcu abim gibi kazanıcaktım yada kendim kalıp kaybedecektim. Satın alınamaz mutluluklar peşinde koşacaktım... o gün eve gelip direk odama geçtim Güneş perdeden içeri geliyordu..