+1
1) Sonuç olarak "cin ve insan toplumları" arasında, Allah'ın özgür köleleri olmaları, denenmeleri; Allah'a gerçek anlamda teslim olanlarla, olmayanların ayırımı; dünya hayatının sonunda mükafat ve ceza bakımından bir fark yoktur. Kim cin-şeytanları reddeder, Allah'tan layıkı veçhiyle korkar-sakınırsa; böyle olanlar, mahzun olmayanlar ve kurtuluşa erenlerdir.
2) Cinlerden Müslüman olanlar, insanlardan Müslüman olanları sever, kardeşleri bilirler ve onlara hiçbir zarar vermeden, mahremiyete saygı göstererek, onların yakınlarında yaşayabilirler ve onların ilimlerinden yararlanırlar. Aynı şekilde Müslüman insanlar, görmedikleri Müslüman cin kardeşlerini severler ve onlara hiçbir zarar vermek istemezler. Aralarında herhangi bir iletişim ve ilişki meşru değildir.
3) Ancak müşrik cinler, bu sınırları zorlarlar, besmele çekilmeyen yemeklerden yemeye çalışırlar. Mahremiyete saygı göstermezler. Bu nedenledir ki Müslüman insanlar, evlerine girerken-çıkarken, evlerinde yaşamlarını sürdürürken, besmelesiz bir iş yapmamalıdırlar. Müşrik cinler, cin-şeytanlar gibi insanlarla ilişki kurmaya çalışıp, bu ilişkiden bir takım yararlar sağlamak isteyebilirler. Bir Müslüman, bu ilişkilerin meşru olmadığını bilir ve cinlerle hiçbir ilişki kurmaz. Nitekim Sonsuz Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"O gün (Allah) onların hepsini toplar: 'Ey cin topluluğu, siz insanlardan kendinizi çoğaltmak istediniz.' (Bunun üzerine) onların(cinlerin), insanlardan dostları olan kimse dedi ki: 'Rabb'imiz, bazımız, bazımızdan yararlanıp, bizim için takdir ettiğin süreye ulaştık.' (Allah)'da der ki: 'Allah'ın dilediklerinin dışında, onların barınağı ateştir, orada kalıcıdırlar. Muhakak senin Rabb'in, Hakim'dir, Alim'dir.'"
[ENAM(6)/128]
4) Cinler ve insanlar "sadece Sonsuz Yüce olan Allah'a köle olsunlar" diye yaratılmıştır. Tarih boyunca müşrik cinler ve cin-şeytanlar, insanları aldatmaya çalışmışlardır. Bunda da maalesef başarılı olmuşlardır. Aldanan müşrik insanlar, cinlerle, Sonsuz Yüce Allah arasında "şirk olan birtakım ilişkiler" kurmuşlardır. Cinler'e birtakım güç ve yetkiler veren bu ilişkiler; batıldır, sapkınlıktır. Cinlerle, Allah arasında hiçbir bağ-akrabalık yoktur. Cinler, Allah'a rağmen kimseye zarar ya da yarar sağlayamazlar. Cinler, Allah'ın kızları değildir. Cinler, ne "melek"tir, ne de meleklerle bir akrabalığa sahiptirler, ne de "ruh"turlar. Bugün de müşrik cinlerin ve cin-şeytanların kendilerini; "melek", "filanın ruhu","kötü uzaylı-griler", "iyi uzaylı" vs. şeklinde yutturmaya çalışmaları, kibirli-ahmakların cehaletinden ve aldanmasından başka bir şey değildir. Cinlerle-insanlar arasında ilişki kuran hakkı örten kafirleri, Sonsuz Yüce Allah, şöyle uyarıyor:
"Hakkı örtenler, O'nunla(Allah'la), cinler arasında bir nesep(akrabalık) kıldılar. Muhakkak cinler, (mahşer günü) hazır olacaklarını bilmektedirler."
[SAFFAT(37)/158]
5) Cinlerin ve insanların kurtuluşu; alemlere rahmet olarak gönderilmiş evrensel peygamber muhafazid (s.a.v.)'in getirdiği Kur'an'dadır. iblis'in tüm hileleri, planları, insanlığın geçmişi-geleceği, Sonsuz Yüce Allah'ın azab kamçısının kimin üzerine ineceği, insanların-cinlerin nasıl "helak" olacağı, kimlerin yeryüzünün "halifeler"i olacağı, dünyanın kimin "yurd"u olacağı, "kafirlerin ve şeytanlar"ın akibetinin nice olacağı Kur'an'dadır. Kurtuluş Kur'an'a ve Kur'an'daki Hak Din; "Gerçek islam"a iman edenlerindir. "Helak" ve "ebedi azab" ise elbette "iblis'in ve dostlarının"dır, bu böyle biline...
Kaynaklar:
1) Kur'an-ı Kerim
2) Elmalılı Hamdi Yazır, "Hak Dini Kur'an Dili", Eser Neşriyat.
3) ibn Kesir, "Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri", Çağrı Yayınları, Çev. Dr. Bekir Karlığa, Dr. Bedrettin Çetiner.
4) Ragıp el-isfahani, "Müfredat", Çev. Doç. Dr. Abdulbaki Güneş, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yolcu, Çıra Yayınları, 2006.
5) imam-ı Şibli, "Cinlerin Esrarı", Ferşat Yayınları.
6) "Barnabas incili", Kültür Basın Yayın Birliği, Çev. Mehmet Yıldız, 3.Baskı.
7) "Kitabı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit", Kitabı Mukaddes Şirketi, 2006.
8) Geza Vermes, Ölü Deniz Parşömenleri Kumran Yazıtları, Çev. Nurfer Çelebioğlu, Nokta Kitap, istanbul, 2005.
9) Sadi Turgut, "Özel Görelilik", Bilim ve Teknik, Şubat 2005.
Tümünü Göster