-
1.
+1
-
2.
+1 -1Uzaylılar aptaldır.Tümünü Göster
Gerçek uzaylılardan bahsetmiyorum. Ötekiler aptal değil. Ötekiler bizden çok ileri bu sanki en aptal insanla en akıllı köpeği kıyaslamaya benziyor. Kıyas kabul edilecek birşey değil.
Hayır ben zihinlerimizdeki uzaylılardan bahsediyorum.
Gökyüzünde parıldayan ışıkların aslında bizimki gibi birer güneş sistemi olduğunu ve muhtemelen etraflarında dönen gezegenler olduğunu kavradığımızdan beri varlığını uydurduğumuz uzaylıları kast ediyorum. Bilirsiniz işte hayal ettiğimiz uzaylılar, bize saldırmalarını istediğimiz insana benzeyen uzaylılar. Onları milyonlarca kez görmüşsünüzdür dünyamızı yerle bir etmek için uçan daireleriyle gökyüzünden gelip tepemize çullanırlar veya kırsal kesimlerde mekanik örümceklere benzeyen devasa makineleri ve ışın silahlarıyla sağı solu patlatırlar. insanlık her seferinde farklılıklarını bırakıp uzaylı ordusunu yenmek için bir araya gelir. Davut, Golyat'ı öldürür ve herkes (Golyat dışında) mutlu bir şekilde evine döner.
Saçmalığa bak.
Bu daha çok tepesine inmek üzere olan ayakkabıyı yenmek için plan yapan hamam böceğini anımsatıyor.
Bundan tam olarak emin olmanın bir yolu yok ama bahse girerim ki Ötekiler, bizim insana benzeyen uzaylılar hayal ettiğimizi biliyordu. Ve yine bahse girerim ki bunun komik olduğunu düşündüler. Buna kıçları çatlayana kadar gülmüş olmalılar. Tabi eğer mizahı anlayışları yada kıçları varsa. Tıpkı bizim tamamen şirin ve aptalca bir şey yapan bir köpeğe güldüğümüz gibi gülmüşlerdir. "Ah şu şirin ve aptal insanlar! Onlar gibi düşündüğünüzü sanıyorlar! Ne sevimli, değil mi? "
Uçan daireleri, küçük yeşil adamları ve ölüm ışınları saçan devasa mekanik örümcekleri unuttum. Tanklar ve savaş uçakları ile yapılan destansı savaşları unuttum. Biz, bir avuç boyun eğmeyen gözü pek insanın, pörtlek gözlü uzaylı güruhuna karşı kazandığı son zaferi de. Bu onları ölmekte olan gezegenlerden kopup bizim canlı gezegenimize iltica ettikleri hikayesi kadar gerçeklikten kopuk bişey.
Gerçek şu ki bizi bulduklarında işimiz bitikti.
Not : ilgi gelirse atarım 1 partım daha var atarım gerisi yarın olur
Dip not : Bi hikayenin tutması için illa kuzenimizi mi gibmemiz lazım amk yada korkutmamız mı lazım yarım bırakmayacağım sağlam bilim kurgu hikayesi var adam gibi okuyun işte ilk trendim olsun hem mutlu edin kardeşinizi saygılar. -
3.
0Ötekiler kim ya
-
-
1.
0Dur işte yazıyoruz amk
-
1.
-
4.
0ccc reptilians ccc
-
5.
0Okumam ama şuraya yerleşeyim
-
6.
0Bazen dünyada kalan son insan olabileceğimi düşünüyorum.
Buda evrendeki son insan olduğum anldıbına geliyor.
Bunun aptalca olduğunu biliyorum. Herkesi öldürmüş olamazlar... henüz. Gerçi eninde sonunda bunun nasıl gerçekleşeceğini görebiliyorum. Ozamandan bunun, Ötekiler'in benim görmemi istedikleri şey olduğunu düşünüyorum.
Dinozorları hatırladınız mı? işte aynen öyle.
Dolayısıyla muhtemelen Dünya'daki son insan ben değilim ancak sonunculardan birisiyim. Tamamen yapayalnızım, 4. Dalga tepeme binip alaşağı edene kadar da öyle olacak gibi görünüyor.
Geceleri böyle düşünüyorum işte. Bilirsiniz, sabahın üçünde gelen "aman Tanrım, işim bitti" tarzı düşüncelerden. Küçük bir top gibi yatıp kıvrıldığımda korkudan gözlerimi kapayamıyorum içinde boğulduğun korku o kadar yoğun ki kalbimin atmaya devam etmesi için nefes almam gerekli olduğunu kendime telkin ediyorum. Sıyırmaya başladığında beynin çizilmiş CD gibi takılmaya başlıyor.
Ben deli miyim? Aklımı mı yetirdim? Bir insana ancak etrafta normal birisi varsa deli diyebilirsiniz. Tıpkı iyi ve kötü gibi. Eğer her şey iyi olursa hiçbir şey iyi olmaz.
Vay canına. Şey... buda kulağa delice geliyor
Deli: Normalin yeni anlamı.
Sanırım kendime deli diyebilirim, sonuçta kendimi kıyaslayabileceğim biri daha var: Ben. Şu an olduğum ben değil tabii; ormanın derinlerinde bir çadırın içinse titreyen, kafasını uyku tulumundan dışarı çıkaramayacak kadar korkmuş olan ben. Kastettiğim bu Eylül değil. Hayır, ben, Ötekiler'in gelip kıçlarını Dünya'nın yüksek yörüngesine park etmeden önce, istila'dan önce olduğum Eylül'ü kastediyorum;en büyük sorunu burnunda çıkan birkac küçük çil ve bir türlü şekle sokamadığı kıvırcık saçları olan, her gün gördüğü o sevimli oğlanın onun varlığından bile bihaber olduğu, on iki yaşındaki halimi. Ortalama biri olduğuna dair acı verici gerçekle barışmaya başlayan Eylül. Evet bu arada adım Eylül. -
7.
0Görünüşü ortalama. Okulda ortalama. Karate ve voleybol gibi sporlarda da ortalama... Esasında ona ait özgün özellikleri olan ve diliyle burnunun ucuna dokunabilme yeteneğiydi, ortaokula geçtiğinde de bu mahareti çoktan cazibesini yitirmişti.
O Eylül'le kıyaslanırsam muhtemelen deli kabul edilirim.
Oda benimle kıyaslanırsa pekala deli sayılabilir. Zaman zaman Eylül'e saçlarını; saçlarını taramaya çalışan, tuhaf bir isme sahip olan ve ortalama biri olan, on iki yaşındaki halime bağırıyorum. "Ne yapıyorsun sen" diye haykırıyorum. "Başına gelecekleri biliyor musun"
Ama bu hiç adil değil. Başına gelecekleri bilmiyor olması, bilmesine imkan olmaması onun için bir lütufdu. Dürüst olmak gerekirse bu yüzden onu herkesten çok özlüyorum. Ağladığımda gözyaşlarımı onun için döküyorum. Kendim için ağlamıyorum kaybettiğim Eylül için ağlıyorum. Ve Eylül benim hakkımda ne düşünürdü bilmiyorum. Katil Eylül için. -
8.
0Kardeş 5th wave den çalmışsın cügü, daha bugün okudum kitabı
-
-
1.
0Ben de geçen sene bitirdim 3lemeyi dedim bunu yazayım bari de sözlük kazansın amk
-
1.
başlık yok! burası bom boş!