[4 u bi acikliyim arkasindan digerleri geliyo.]

4) Evet beyler. Anlatilana gore, bizim melek, seytan,cin vs olarak bildigimiz hersey onlarin irkindan geliyor. Oncelikle melek seytan kavramlari daha ortaya cikmadan once 0 ve 1. Tip uygarligin usttune cikabilen butun uygarliklar (cikamasalar birbirlerinden haberdar olmalari oldukca zor olurdu) tek bir kraal bagli olarak yasiyorlardi. Kral olumsuz olan 3 kardesten biri (olumsuz dediysem saglik nedeniyle olmuyorlar sadece, adami kesip bicersen olur.) bu 3 kardesin de kendilerine ait halklari var yani hepsi kendi halklarinin krali fakat 1 tanesi digerlerinden daha otoriteye sahip. Bu 3 kardesin hikayesi de 1. Tip evrenlerinden yeni gezegen kesfine yollanan bir fakir ailenin 3 kardesleridir. Ama sonradan anlasiliyor ki bunlar gezegen kesfindelerken dunyalari evre atlarken yok oluyor. Geriye sadece uzay bosluguna biraktiklari suclularin konteyner tarzi gemisi kaliyo. Bu kardesler bulduklari baska 1. Tip gezegene siginiyorlar ve suclulari aliyorlar. Boyle boyle derken aileler gelisiyor 3 kardes kralligimsi yonetimlere geciyor. Fakat olumsuz 3 kardesten 1 tanesi serefsizin teki kopek gibi hirsli bir tanesi tarafsiz kalmaya calisan (en kucuk )kardes ve iyi olan. Hirsli ve Iyi olan kardesler arasindaki anlasmazlik konusu da diger evrenlerin rakip olarak gorulme konusu. Hirsli olan baskalarini rakip olarak gorurken Iyi olan da tam tersi olarak, anca diger evrenlere nasil geliseceklerini ogrettikleri ve birlik olduklari zaman gelisebileceklerine inaniyordu. Ama bu yavsak hirsli olan toplumlarinin sifirdan gelistigini ve gelisirken de yokoldugunu iddaa ederek bi gaza geliyo. En kucuk kardesi iyi kardese karsi ayartmaya calisiyo yemeyince onu oldurup onun askerleriyle iyi olana karsi isyan baslatiyorlar fakat iyi olan kardes hirsliyi ve halkini baska gezegene gitmeleri soyluyor. Hirsli da koskoca evrende tek olumsuz olarak yasamak istemedigi icin gidiyor. (Bazi uygarliklarda baska gezegene gitmeden once savas oldugunu sonra gittigi anlatiliyor.). Iyi olan kardes gorduklerinden sonra diger uygarliklara nasil geliseceklerini anlatan bir kitap hazirliyor fakat kitabi bitirmeden bir gun aniden kendini kaleye kapatiyor ve yardimcilari disinda kimseyle muhattap olmayacagini soyluyor. Iyi kardesin kitabini bulan gardiyanlar bir kac kez Iyi’yle konusmaya calismislarsa da herseferinde basarisiz olmuslar. Ve halkinda ortak karariyla secilen gardiyanlar diger uygarliklarin gelisimiyle sorumlu tutulmuslar.
Iyi’nin kitabini kisa ozetle anlatiyim: Melekler-kendi halki Seytan(lar) :Hirsli’nin uygarligi+ kucuk kardesinki Cinler: aradan cok uzun zaman gectikten sonra Melek ve Seytanin halklarinin birbirine karismasiyla ortaya cikiyo. (arada uzun zaman gectigi icin melek ve seytanlarin tipleri ve dnalari adaptasyon sonucu degismistir.) bu nedenle cinler bozuk dna sonucu ortaya cikmistir ve insanlik icin en tehlikeli olanlaridir.
Kitabin dunyaya gelmesi de melekler sayesinde olmustur yarim kalan kitaplari Iyi’nin dusuncelerine parallel bir sekilde tamamlamislardir. Fakat dunyada (sadece muslumanlar icin boyleyse diger dinlere inananlar kusura bakmasin Kel’in yalancisiyim.) insanlarin kitabi degistirmeleri sonucu bir kac kere denemislerdir. Bu arada peygamberlerin cogu bu kitaplari meleklerle iletisim kurarak halka takdim etmislerdir. Cunku Tanri (Iyi Kardes) o sirada kalesinde hicbirseye karismadan diger uygarliklari sadece izliyodur. Bu nedenle melekler ve seytanlar arasinda diger uygarliklar gelecegi adina bi savastalar.

NOT: bi ses verinde uyuduysaniz yarin devam edicem.
NOT 2: boyle cocuk hikayesi gibi iyi kardes kucuk kardes diye anlattim da isimlerini vermek istemiyorum. Herhangi bi din tarafindan hakaret olarak algilansin istemiyorum.

evet beyler uzun bir aradan sonra devam ediyorum. Bu konusmadan sonra bana tekrar gorusucegimizi soyledi, son hatirladigim seyde o zaten o gunden. Sonra uyandigimda tekrar odamdaydim. Direk karnima falan baktim, hayat bi tak gelmeye basladi. Beynim buyumus gibi hissediyodum belki de sadece 1 gce de bu kadar cok sey ogrendigim icin oyle oldu, bilemiyorum. Daha onceden de okumus oldugum bir yazida bu garip hissetmemin nomal oldugunu biliyodum fakat, kacirilma aninda bana bir operasyon yapildigini hatirlamiyorum.

daha onceden okudugum yazinin benzer ozeti;

KAÇIRMALARIN DEVAMI VE YERLEŞTiRiLEN CiSiMLER

Kesin olan bir şey var ki , kaçırılma olayları bunu yaşayan insanların hayatlarını tamamen değiştiriyor. Bu tür karakter değişiklikleri dört şekilde gerçekleşiyor:

ilk olarak , kaçırılan kişilerin maruz kaldıkları işlemler , kendi rızaları dışında kaçırılmaları , paralize edilmeleri ve tanımadıkları varlıklar tarafından kobay olarak kullanılmaları bu insanların ruhsal yapılarını sarsmaktadır.

ikinci ; kaçırılan kişiler , hayatları boyunca yalnızlık ve çevresine yabancılık hissediyor. Çevrelerindeki insanlarla uyum sağlayamıyor ve onlardan dışlanmış , farklı hissediyorlar.

Üçüncü olarak , bu insanlar daha önceden inandıkları bilgilerin ve fizik kurallarının inanılmaz derecelerde alt edildiğini görünce bir çeşit şok yaşıyorlar. Hayatları boyunca evrende yalnız oldukları düşüncesi ile yetişmiş olan bu kişiler , bizden daha ileri teknolojilere ve zekaya sahip uygarlıkların varlığını kabullenmekte güçlük çekiyorlar.

Son olarak , Kaçırılmaları sırasında maruz kaldıkları incelemeler , yaşamları boyunca karşılaşacakları rahatsızlıklar yaratabilmekte. Bu rahatsızlıklar , vücutlarında ameliyat edilen bölgelerde oluşan ağrılar , baş ağrıları , ürolojik, jenital sorunlar , sinüslerde rahatsızlıklar , cinsel işlev bozukluklarının yanı sıra hastanelerden , iğneden korkma , kapalı yerde kalamama gibi pgibolojik rahatsızlıklar olarak ta ortaya çıkabiliyorlar.

ZiHiNSEL DEĞiŞiMLER

insanlar ve uzaylılar arasında gelişen ilişkiler akıllara uzaylıların düşüncelerinin ne olduğu sorusunu getiriyor. Bu yaratıklardan insanlarla temas kuranların iyi ve barış amaçlı oldukları gibi buraya gelmeseler de savaşçı , kötü niyetli yaratıkların varlığından da bahsediliyor. Özellikle ‘griler ‘ denilen yaratıklar insana fizik ve davranış olarak benziyorlar.

Sonuç olarak kaçırılan kişiler zorluklarla karşılaşsalar da edindikleri deneyimlerle , evrendeki kozmik dizayn içerisindeki yerleri ve yaşadıkları gezegenin sistemi ile barış ve uyum içerisinde yaşamak konusunda bilgiler sahibi kişiler oluyorlar. Yaşamın kendisine duyulan saygı ve doğanın gizemli yapısının bir parçası olma bilinci , dünyanın içinde bulunduğu çevresel kriz ve duyarsızlık ortamında bizlere bir umut ışığı olabilir.