uzaylilar tarafindan kacirilma hikayemi anlatyorum

birkaç video atacağım beyler. öyle boş boş anlatmayacağım.

2011 yılının mart aylarının sonuna doğru belki hatırlayan olur belki olmaz internette biraz araştırma yaparsanız uzaylı faaliyetlerinin göze batacak derecede arttığını göreceksiniz. bu sıralarda ben ruhsal durumumdan ötürü olacak ki meyhane ve ev arasında git gellerim çok az olsa da bir sosyal hayatım vardı. belki ilk defa hayatımda bir düzen vardı, gündüzleri uyuyup geceleri bilgisayarımı alıp evin terasında sabahladığım günler hatrı sayılacak derecede fazlaydı, hergün bu şekilde desem doğru olabilir.

http://ccc.incisozluk.cc/...emi-anlatyorum/@amsqirten

yine böyle geçen birgünde gece evime girdim pijamalarımı çektim bilgisayarımı aldım ve terasa çıktım. saat bayaa bir ilerledi 3 - 4 civarı olması lazım. alkolünde etkisiyle olması lazım gözlerim hafiften bulanık görmeye ve göz kapaklarım kapanmaya başladı uykum geliyordu. sigaramı yakıyor uyanık kalmaya çalışıyorum elimi yüzümü yıkayıp geliyordum. daha fazla dayanamadım. olduğum yerde sızıp kalmışım ama sanki uyanığım nefes alıp verişim, esen rüzgar ve ağaçların kokusu hepsini hissediyordum.

rüya desem rüya değil. sanki beynimin içinde karıncalar dolaşıyordu, derinden gelen ayak sesleri sanki ıssız bir odadayım her yer karanlık ve çok büyük bir koridor ışık zerresi yok sadece bir kaç farklı ayak sesi geliyordu. zaman geçtikçe ayak sesleri daha da artıyordu, öyle bir artıyor ki sanki mermi, top sesi gibi gelmeye başlıyordu. sesler iyice arttı gözlerimi açmak istiyorum karanlıktan çıkmak istiyorum çıkamıyordum. ayak sesleri kesildi, yaprakların hışırtılarını daha net duyuyordum, rüzgarı daha net hissediyorudum. ve ayak sesleri yeniden duyulmaya başladı, bu sefer sesler git gide azalıyordu, uzaklaşırcasına.

zifiri karanlık yavaş yavaş aydınlanmaya başladı. karanlık kendini günbatımındaki kızıla döndürdü. hissettiklerim duyduğum sesler kesildi. göz kapaklarımda bir hafifleşme oldu, hemen gözlerimi açtım saate baktım 5:13 tü yataktan kalktım içeri geçtim bir duş aldım uykumda yaraklanmıştı nasıl bir rüyaydı bu böyle tüm duyularım farklı seviyelerde çalışmaya başlamıştı, daha önce yaşamadığım şekilden daha derin bir önseziye sahip olmuştum sanki. kalktım çorbacıya gittim bazen yatmadan gittiğim çorbacı var muhsin abi sabahları yanına gider abi bana bir çorba ver derdim o da bana bol taneli kelle paça çorbasından bir kase verirdi. çorbamı içer az muhabbet eder eve yatmaya giderdim. yine aynı şekilde çorbamı içtim ve evime gittim yattım uyudum.

bir rüya görmeye başladım tekrardan zifiri karanlık, ayak sesleri, yaprak hışırtıları, ve garip bir koku. kokuyu tarif edemem ilk defa böyle bir koku alıyordum ama yağmurda ıslanan çam ağaçlarının kokusunu andırıyordu, çok daha keskin tabii. yine ne oluyordu birşeymi yaptım alkol beynime zararmı veriyordu. ama neden bana benden daha fazla alkol kullanan insanlar var. bir yandan uyanmak istiyorum bir yandan uyumak, bir yerden sonra hissettiklerim duyduklarım beni daha güçlü hissettiriyordu. saat 5buçuk civarında uyandım. hemen uyandıktan sonra kahvaltı yapamam geçtim televizyonun karşısına kanepe ye uzandım, kanallar arasında geziniyorum açtım star tv yi münir özkul la adile naşit in bir filmi vardı bizim aile diye tarık akan, ayşen gruda falan oynuyor bizim aile diye bir film onu izledim gittim mutfağa kendime güzel bir makarna yaptım oturdum afiyetle filmimi izlerken yedim.

saat 8 civarı dışarı çıkma arkadaşlarla görüşme vaktim geldi. hazırlandım dışarı çıktım kafeye gittim arkadaşlarımla buluştuk. konuştuk biraz gördüğüm rüyayı anlattım taşak geçti bazıları sinirlendim yumruğu masanın üstüne vurdum çıktım daha bir agresiftim, neler olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. kalktım ordan bara gidesimde yoktu bir şişe şarap bir iki tane bira bir paket fıstık aldım yola çıktım aklımda nereye gideyim düşüncesiyle mal mal dolaşırken eski arkadaşlarımdan elif' i gördüm. nişanlısından ayrılmış motor olacağı oydu zaten herkese verip nişanlına hele ki bana vermezsen. biraz ayak üstü konuştuk canı sıkkındı gel dedim birşey içermisin ? kırmadı beni kendine 2 bira aldı. manzaralı bir tepeye çıktık. ben şarabı açtım, bu birasını açacaktı dedim önce gel şarap içelim bir umut sarhoş edip gibmek var işin ucunda. tamam dedi. bardak almamıştım şarabı şişeden içmek daha iyi oluyor. verdim bunun eline şişeyi bardak yokmu diye sordu. böyle daha güzel oluyor diyerek içmesini söyledim o da benim gibi içti ve aynı kanaata vardı, şarap şişeden içilince daha güzel oluyor.

saat ilerlemeye başladı 1,5 litrelik şarap bitti biralarımızın yarısı bitti hafiften elif' e yaklaşıyordum elif' te birşey demiyor tabiki kafası güzel oldu kevaşenin anlaşılan o da bana vermek istiyordu, yavaş yavaş yaklaşıyorduk birbirimize. elini tuttum diğer elimi omzuna attım sarıldım, başını omzuma yasladı gözünden bir iki damla yaş dökülür gibi oldu. birşeyler söyleyecek ama boğazına düğümleniyor biliyorum konuşsa ağlayacak. ürkek bir sesle sen dedi ve sustu. ne oldu dedim. neden böylesin sen dedi. ne demek istediğini anlamadığımı söyledim. açıklamaya başladı; "herzaman yalnızsın ama birisinin ihtiyacı olduğu zaman ortaya çıkıyorsun" dedi. bende duygulandım böyle biri olduğumu bilmiyordum. kafasını tekrardan omzuma dayadı ağlamaya başladı. kaldırdım kafasını gözlerimin içine bakmaya başladı sonra ikimizde sustuk ve birbirimize bakmaya başladık.

elif den bahsedeyim biraz;
eskiden aynı mahallede oturuyorduk bununla ayrıca ilköğretim ve liseyi beraber okuduk ben onu gayet iyi tanırdım ama o beni sadece duyduğu kadar bilirdi. ailelerimiz sık sık birbirine gider gelir bizim hakkımızda konuşurlardı. elif' ise dış görünüşüyle, saflığıyla ve girişkenliğiyle birçok insanın dikkatini çeken birisidir. öyle ki elif gelip benimle konuşmasa daha hiç muhabbetimiz olmayacak.

@25 zamanı gelince video atacağım panpa.

duygulandım beyler ben duygulandım ilk defa kafamı çevirdim gökyüzüne bakmaya başladım. yıldız kayıyordu. yıldız bile kayıyordu ben elif' e kayamıyordum. tuhaf hissetmeye başladım elif' e; bak yıldız kayıyor dedim, gökyüzüne baktı hani dedi sen bakana kadar gitti dedim. sonra izlemeye devam ettik bir tane daha sonra bir tane daha bu gözlerini kapattı. "dilek dilemeyecekmisin?" diye sordu bana hayır ben inanmıyorum böyle şeylere desemde ellerimden tuttu. gözlerini kapat ve sadece bekle dedi. sadece bunu yapsam sıkıntı olmazdı sanırım. gözlerimi kapattım ve beklemeye başladım. bir yandanda elif' in ellerinin sıcaklığı içimi ısıtıyordu. ne kadar uzun dilekmiş daha bitiremenmi? diye sordum. bir saniye dedi. nefesini hissettim daha da fazla daha yakın nefes alış verişini duyuyordum. yaklaştı, yaklaştı ve dudağımdan bir öpücük kondurdu. neden ben öpmemiştim onu neden o beni öpmüştü doğru olan benim yapmam gerektiği değilmiydi?

kendimizi iyice kaptırdık. aracın içine geçtik araçta seviştik, rahat bir 10 dakika kadar öpüştük göğüslerini falan okşarken, telefonu çaldı annesi arıyordu. saate baktım saat 1 olmuş. annesi eve gelmesini söyledi. 20 dk ya evdeyim dedi elif üstünü başını düzeltti. arabayla sokağın başında bıraktım arkasından baktım evine girdi bende markete gittim ısınan biraları değiştirdim. ve tekrardan oturduğumuz yere döndüm.

birkaç saat tek başıma oturdum başımdan geçenleri düşündüm elif' i yaşadıklarını nişanlısından ayrılmasını falan, ne hoş bir durumdu benim için. ama bu sefer farklı hissediyordum üzüldüm onun adına büyük olasılıkla atlatacaktı hiçbirşey kalmayacaktı başka erkeklerle birlikte olacaktı. ben yine 31 e ve arada bir barda tokmakçı aramaya gelmiş mature hatunlarla devam edecektim. aslında onlarda gayet iyidir doyumsuzdur kıymetinizi bilir kaybetmek istemez. size tavsiye beyler kendinizden büyük kadınlarla evlenin. birçok yönden rahat edersiniz birde zenginse tadından yenmez.