uyuz oldğm müdürn kızını siktiğim hkaym

daha liseye yeni başlamışken etiket olduğumu biliyordum ama bana en çok koyan bu müdür dangalağının bana yaptıklarıydı binler. odasına girip yüzümde kan toplayana kadar dayak yediğimi bi ben bide allah bilir. ha bide artık siz biliceksiniz binler. bu dangalağın dünyalar güzeli bi kızı olduğunu ancak üniversiteyi kazandığım zaman öğrenebildim. babasının okulda yediği paralar sayesinde kolleş kancığı denen tiplerden olur ya işte hikayem bu kancığın babasının kim olduğunu öğrenmemle başlar

oha amk emek veriyorum lan ben herkes çükülemiş ayıp amk

her ne gibimse bu saçma sapan ergenlikler doğrultusunda o yavşak kevaşenin bana yapmadığı kalmamıştı. millet gider arabasını çizerdi adam beni odasına çağırırdı. bende madem arabası çizilince benden biliyo bende çizmeye başlamıştım. o adamdan benim kadar dayak yiyen bi öğrenci daha çıkmaz ortaya o derece. zaten şimdiki nesile dokundunmu ailesi yanında amk.

liseye yeni girmişim. babam zaten geri kafalı bi tip. dayak yediğim zaman mutlu olan herifin tekidir. ama herşeye ramen anneme bi şamar bile vurmamıştır yanlış anlaşılmasın. ben mi? ben lisede babyface denen ve her zaman dikkat çeken bi tiptim. benim hiperaktivitem olduğundan hiç rahat duramazdım.

hikayeye devam etmek hiç istemiyom binler soğudum

uzun lafın kısası lise bitti. hiperaktivitemin aksine çok zekiydim ki okulda satranç benden sorulurdu. herkesin hayal ettiği anadolunun güüzel bi üniversitesinde endüstri mühendisi adayı olarak yerimi aldım. ne hikmetse geçmişim orda tekrar karşıma çıktı. başta şok olmuştuım ama sonra yüzümdeki sırıtışı hala hayal edebilirim

okulda ilk dayağımıysa futbol seçemelerinde yedim zaten. bi gün seçmelerde çocuğun tekiyle kavga etmiş kafam gözüm kırılmıştı. zaten o günden sonrada hiç uğraşmadım. lisede ne mallıktırki sigaraya özentilik uğruna başladım. şansımı gibeyimki babamdan köpek gibi tırsmam müdürün eline koz olmuştu.

dinleyen varmı lan

ap ap ap

müdür bini yüzüme bakıp sırıtışımı aldırmadan

-ben senden kurtulamıcakmıyım it
ben-hocam alın bendende okadar hayırdır tekrarmı üniversite okuyacaksınız yoksa
ileriden bi ayak sesi geldi ve ardından kapı açıldı gayet ciddi bi yüz ifadesiyle karşımdaki mavi gözlü bebek beni süzdü ve hiç aldırış etmeden
-baba noluyo
-kızım bu benim sana bahsettiğim arabayı çizen çocuk
ben-hayır bakın ben değilim ve hiç öyle bişede yapmadım

müdür-kızım bu herifle seni konuşurken bile görmek istemiyorum dedikten sonra benim kafaya bi şaplak atıp arkasını döndü ve tabi eve dönmek istemiyosan ayrı

kızı ise

-işim olmaz baba diyip beni süzdü bense
-neyse iyi yolculuklar hocam ama kızınız benim karşı komşum ve geçen kapıdaki sesi ben çıkardım ve bişe daha var kızınız benle aynı sınıfta ama siz hiç merak etmeyin hoca bizle ortak bi ödev verse bile 0 almayı göze alırım ben sıkıntı değil sonuçta burada ortaklaşa ödevler çok uzun sürüyo yane karşı komşumun evine falan gidemem gidersem ayıp olur dmi?

sanki yüzyılın intikdıbını almı gibi bi sırıtışla içeri doğru hızlıca davrandım. o kadar çok rahatlamıştımki söylemeden edemiyicem

ama o kız gerçekten çok güzeldi

bariz bi acı hissetmediğimi siyah gmleğimi giyip kollarını sıyırırıken anlamıştım. ardındanda siyah reply marka kotumu... bu gün karamsar bin havasında olucaktım. diesel marka güneş gözlüklerimi takıp okulun yolunu tuttum. siyah burun maskemle hayli komik bi halde olucağıma emindim ama kendimi sadece bu şekilde insanların içine sokabilridim. okul kapısındaki elektronik geçiş sistemine kartımı dııtlattığım anda ise pgibolojikmidir bilmem ama insanlar bana bakıypordu. ama pgibolojik olmadığını güvenliğin bana geçmiş olsun kardeş dediğinde anladım ve bunun nedeninin patlak dudaklar ve burun maskesi olduğunu anladım ha bide elmacık kemiğimin alt kısmıda morluk içindeydi. insanlara hiç aldırış etmeden sınıfımın yolunu tutup bi yere oturdum. bizim kaltak daha gelememişti

olm dinleyin la çok güzel

ap ap ap

dinliyomusunuz lan

kendimi o an istiklal marşı sırasında sandım. yada o saçma sapan dizayn edilmiş soylu odasında. gözümde hemen iki çatmış kaç saççlarının normalin aksine gür ve 3 numaraya vurulmuş hali. ardındanda burnuma gelen iğrenç karanfil ve kolonyağı kokusu. bu kokuların sevenler bana kızmasın ama benim hayatımda bu kokulara yer yok. dışardan gelen ses aksine çok sakindi ve bi anda ikinci bi ses daha duydum. işte o sırada yalakalığın kokusunu aldım. artık çok merak ediyordum. kapının merceğine gitmek benim için şart olmuştu

ailemle üniversitemin bulunduğu muazzam şehire yeni vamrıştık ve emlaktan bi öğrenci evi için yardım istiyorduk. çok hoş bi eve uygun bi fiyatla kapak attım. ailemle içerde günün verdiği yorgunluğu atalım derken kapının dışından çok tanıdık bi ses duydum ve anında irkildim

ecem kaltağı benden sadece 4 dakika sonra geldi ve bana bakıp sırıttı. tabi bende ona sırıttım. ardındanda hoca girdi ve bana bakıp noldu sana demekten alamadı kendini. bende bişe yok hocam sadece kaşlarım patladı burnum çaladı. dudaklarımda 3 tane patlak var elmacık kemiğim ezildi göğüz kafesimde eziklik var ha bide ayaklarım mosmor ayrıca sırtımda tenimin renginden çok morluk var dedim. hocanın ağzı açık kaldı. ardındanda ekledim tabi raporumuda ders arasında sunucam. ha bide aranızda majeziği olan varsa vereblirmi dedim sınıfa

komik bi durum olmasada herkes halime hem acıyıp hemde gülüyordu. gözlüğümü çıkarıp sınıfa baktığımda ise bütün kızlar ayyy canım o ne hal derken erkekler ise ohaa amk diye düşünüklerine oran bile vermem. ama ben iyiydim

sonra ecem geldi benden özür diledi sarıldık birbirimize tam duygusal anlar yaşıyorken
birden arkasından babası çıktı yine beş kişiydiler indirdiler pantolonları beni bağlayıp soydular artık çok mutluydum ecemin babası karısını bıraktı benimle yaşıyor artık.

okulun açılmasına sayılı günler vardı. ilk senem malesef ingilizce öğrenerek geçeceğinden biraz üzgündüm ama dert değildi. orta seviye ingilizcem zaten vardı. ergen bi düşşünce olsa gerekki o zamnalar bu bilgime çok kız düşürürüm diye düşünüyordum

dinliyomusunz binler