uyusturucu bagımlısı gencin gizemli

hikayesini yazıyorum bu aksam panpalarım reserveleri alır. hikayeci kimliğimi bilen bilir. bilmeyenler nickaltıma bakarak reservelerini alsınlar yani birazdan başlıyorum yazmaya...

@6 hikayem bizzat kendimindir panpa. zaten fazla laf söylememe gerek yok beni bilen biliyor...

başlıyorum...

çildirma noktasi
koray oldukça eskimiş boyası soyulmuş dar ve karanlık mekanın kapısından içeri girer. içerisi karanlık loş ışıklandırma ile ışıklandırılmış sigara dumanına boğulmuş bir yerdir. koray birkaç adım daha atar ve içeriden ses duyulur;

-hoş geldiniz. sizi şöyle alabilirim.
koray hiç ses etmeden dövmecinin yanına oturur.
-üç nokta… üç nokta istiyorum.
koray cebinden çıkardığı kağıda çizilmiş sağ el üzerinin baş parmağı ile işaret parmağı arasına yapılan 3 nokta dövme figürünü dövmeciye uzatır.

@16 panpa takip et begenmezsen sonunda şok olmassan bas eksiyi amk okadar büyük konusuom...

-hmmm… genellikle elin üst tarafında, başparmakla işaret parmağının arasına yapılır. dövme, ispanyolcası ‘mi vida loca’ olan ‘benim çılgın hayatım’ anldıbına gelir. bunun anldıbını biliyorsunuz değil mi?
koray cebinden çıkardığı sigarasından bir dalda dövmeciye uzatır.
-yap hadi!
-teşekkür ederim sigara için. adın ne?
-adım koray
-pekala koray hadi çizelim şunu koluna.

dövmeci dövmesini koray’ın sağ elinin başparmakla işaret parmağının arasına itinayla işler. işi bittiğinde koray yerinden kalkar elini uzatır el sıkışmak için ve dövmecinin eline bir miktar para sıkıştırır.
-hadi eyvallah kolay gelsin.
der ve kapıdan çıkar. sağına soluna tedirgin gözlerle bakar ve hızlı adımlarla oradan uzaklaşır.

ertesi gün…
koray yatağından kalkar yüzünü lavaboda uzun uzun yıkar.
(içten gelen ses)
-24 yaşındayım. üniversitede 4.yılım. nasıl dayandım buraya 4 yıl ? burası küçük sıkıcı evim. hayatım bomtak. berbat bir üniversite hayatım var şu hayatta tek değer verdiğim varlık annem. babamı hiç görmedim, sadece bir yerlerde yaşadığını ve bana çok yakın olduğunu, beni koruduğunu hissediyorum. yurt dışında okuyorum, ancak burası bir türk okulu türk öğrenci sayımız çok fazla. adım koray soyadımı boşverin. şu anda tatildeyiz ama annemle aram bozuk o yüzden uçak biletimi almadı hapis kaldım bu yerde. size bir sır vermek istiyorum.

ben ağır bir uyuşturucu bağımlısıyım. uyuşturucuya üniversitemdeki ilk yılımda başladım yani 4 sene önce. çok ağır travmalar geçiriyorum. tedavi olmak istemiyorum. çünkü o maddeyi kullandığımda daha mutlu hissediyorum kendimi. herhalde babam olsa o bile beni zorla tedavi ettiremezdi. maddeyi kullanamadığım zamanlar kendimi halsiz hissediyorum, kusuyorum. zorla tedavi ettirilmeye çalışılıyorum annem tarafından ama nafile. biliyor musunuz? herhalde babam nerde olduğumu bilseydi beni bu illetten kurtarmak için bir çözüm bulurdu.

beni bundan kurtaracak tek insan o olurdu diye düşünmüşümdür her zaman. her neyse bugün yine o lanet olası doktorla randevum var. bir bakalım bugünün tarihi 7 kasım 2011 randevuma gitmek istemiyorum ama gideceğim. gitmezsem birde evdekilerle sorun yaşamak istemiyorum zaten yeteri kadar sorunum var. koray kısa bir kahvaltı faslından sonra ceketini üzerine geçirip evden çıkar.

evi okul kampüsünün sınırları içinde olduğundan okulun içinde vakit geçirir çoğu zaman. doktoruyla randevusuna yarım saat vardır daha. kahve içmek için meydandaki kafeye iner. kendisine şekersiz bir kahve alır. dışarıdaki bankın üzerine oturur. yanına uzun boylu sakalları birbirine karışmış bir genç yaklaşır.

-merhaba koray nasıl gidiyor?
-taktan
-yaptırmışsın dövmeyi(gülümseyerek)
-evet dün gece yaptırdım bunu uzun zamandır düşünüyordum biliyorsun.
-evet bunu istiyordun ve oldu. neyse fazla gözükmemeliyim ortalarda şu aralar. dalga durumun nasıl?
-kalmadı elimde hiç bulabilir misin bana?
-buda sorumu koray ne zaman müsaitsin buluşalım?
-doktorumla randevum var ondan sonra benim evin arkasına gel bir saat sonra…tamam mı?

koray hızlı adımlarla yerinden kalkar doktorla olan randevusunun olduğu yere doğru gider. bu yer okulun hemen karşısındaki küçük 2 katlı bir binadır. 2.kata çıkar kapıda büyük harflerle ‘prof.dr.birol engin’ yazıyordur. kapıyı çalar, doktor seslenir;
-içeri gel koray
-merhaba yine şu sıkıcı seanslarından birindeyiz deseniz ya …
-biliyor musun? bu şekilde iyileşmem mümkün değil tedaviye neden yoğunlaşmıyorsun koray neden? sürekli reddediyorsun tedaviyi.

seni hastaneye yatırıp tedavi etmek en akıllıcası ama uyuşturucu hastaları kendi rızaları olmadan hastaneye yatırılamıyor maalesef. artık yatacak mısın diye sormuyorum bile. ama sana engel olacağım bu duruma tedavini gözetimim altında yapacağım anlıyor musun koray?

koray burada sessiz kalır. doktor;
-pekala al bakalım şu elimdeki kağıdı sesli sesli okumanı istiyorum.
-uyuşturucu madde kullananlar tedavi olabilir mi? evet, uyuşturucu madde kullanan kişiler tedavi olabilir. özellikle tedavi ilkelerini yerine getiren kişilerde uyuşturucu maddeyi bırakma oranı çok yüksektir. kullanılan uyuşturucu madde esrar, eroin, ekstazi fark etmez. tedavi sadece kişinin uyuşturucu maddeyi bırakmasını değil, sosyal yaşdıbına geri dönmesini ve yaşdıbını sağlıklı biçimde sürdürebilmesini de içerir. bu ise uyuşturucu maddesiz yaşam tarzının inşa edilmesi ile mümkün olmaktadır. tedavide başarı oranının araştırmalarda %40 olduğu bildirilmektedir. kişinin tedavi olma motivasyonu ve tedaviye uyumu çok önemlidir. kullanıcılar arasında “bu hastalığın bir tedavisi olmadığı” yolunda bir kanı yerleşmiştir. halbuki, bu yanlış bir kanıdır. isteklilik ve kararlılık tedaviyi mümkün kılmaktadır.

-son cümleyi bir daha okur musun koray?
- isteklilik ve kararlılık tedaviyi mümkün kılmaktadır.
-isteklilik ve kararlılık sende göremediğim iki şey..
-her gün bana aynı makaleyi okutup duruyorsun doktor! umurumda değil doktor anlıyor musun umurumda değil. bir daha gelmeyeceğim seanslarına ! bu iş bitti…

koray koşarak doktorunun yanından ayrıldı. ona ihtiyacı vardı. evet o maddeye ihtiyacı vardı. satıcı adamla randevusuna 10 dakika kalmıştı sadece. huzursuz olduğu gözlerinden okunabiliyordu koray’ın. sonunda evine varmıştı. işaret etti uzun boylu sakallı gence.

-evime gel yukarı çıkalım orada hallederiz alışverişi.
-kaç paran var koray?
-300 tl param var.
-bu paraya 10 gr mal verebilirim dostum sana. al şu paketi ne sen beni gördün nede ben seni hadi eyvallah. bana ulaşmak istediğinde biliyorsun işte numaramı. uzun boylu sakallı genç evden çıkar çıkmaz koray malı hazırlayıp burundan çekti. bu onu çok rahatlamış kıldı. koltuğa uzandı dakikalarca evin beyaz tavanını izledi. mutluluktan gülüyordu sürekli. cebinden telefonunu çıkardı ve numarayı çevirdi.

-merve? orada mısın hayatım?
-evet yinemi o mereti kullandın sen!!
-hazırlan dışarı çıkıp içelim bu gece.
-tamam 15 dakikaya hazırım gel beni al
-pekala